Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1180 Esas
KARAR NO : 2019/1186
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/02/2019
NUMARASI : 2019/82 D.İŞ – 2019/80 K.
DAVANIN KONUSU: Tespit (D.İş)
KARAR TARİHİ: 23/05/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Tespit talep eden vekili dilekçesi ile, karşı yanın Google Adwords aracılığı ile müvekkilinin “….” ve “…” ibareli tescilli markalarının yönlendirici kod, metatag ya da anahtar sözcük olarak kullanılıp kullanılmadığının bilirkişi marifeti ile tespiti ile tespit edilecek olgular doğrultusunda müvekkiline ait “…” ve “….” ibareli tüm markalarının karşı yan tarafından Google Adwords aracılığı ile anahtar sözcük olarak alınarak reklam verilmesinin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Bakırköy 1.FSHHM’nin 27.02.2019 tarihli 2019/82 D.İŞ sayılı kararıyla; “Dosyanın tevdi olunduğu bilirkişinin hazırlamış olduğu raporda;”www…..com isimli internet sitesinin kullanımda ve aktif olduğu, alan adının WHOİS bilgileri kontrol edildiğinde ise söz konusu alan adının 05/03/2012 tarihinde kayıtlı olduğu ve site sahibinin … firmasına ait olduğu, firma adresinin … Mah. …No:… Sultanbeyli/İstanbul olduğu, google arama motoru üzerinden talepte bahsi geçen anahtar kelimeler (…) incelendiğinde, karşı tarafa ait olan www……com internet sitesinin tespit konusu ilgili anahtar kelimeyi/kelimeleri kullanarak Google Adwords reklam sistemi üzerinden google arama motorunda “….” kelimeleri ile reklam vermiş olduğu” tespit edilmiş ise de;HMK’nın 390/1.maddesi gereğince “ihtiyati tedbir dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili mahkemeden” talep edilebileceği, davacının yeri Sarıyer / İstanbul, davalının yerleşim yeri ise Sultanbeyli / İstanbul olduğu, bu durumda, mahkemenin esas hakkında yetkili olmadığı gerekçesiyle; davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir.Talep eden vekilinin istinaf dilekçesinde; Davanın “marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve bu doğrultuda tedbir talebi verilmesine” ilişkin olduğu, özel kanun olan 6769 sayılı SMK kapsamında talebin değerlendirileceği, SMK’nın 156/3.maddesinde; “Sınai Mülkiyet hakkı sahibi tarafından, üçüncü kişiler aleyhine açılacak hukuk davalarında yetkili mahkemenin, davacının yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yahut bu fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesidir” hükmü düzenlendiği, HMK’nın 116.madde 1/a bendinde ” ilk itirazlar aşağıdakilerden ibarettir; kesin yetki kuralı bulunmadığı hallerde yetki itirazı” denildiğini, mahkemenin yetkisizlik kararının, itiraz olmadan kendisinin veremeyeceğini,-Davacı karşı yan’ın marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet yarattığını, haksız kullanımın internet üzerinden gerçekleştiğini, SMK’nın 156/3 maddesinin 3.fıkrasında belirtilen, “bu fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesi” hükmü uyarınca, tedbir talebinin yetkili ve görevli mahkemeden istendiğinden mahkeme kararının kaldırılmasını karar verilmesini istemiştir.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin dava dilekçesinde; davalı tarafça tescilli markalarına ,anahtar sözcük olarak reklam verildiğini ileri sürdüğü, bilirkişi incelemesi yapılarak davacı adına tescilli “…” markasına reklam verilmesinin engellenmesi ve eğer bu mümkün değilse karşı tarafın internet sitesine erişimin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep ettiği, ilk derece mahkemesinin bilirkişi incelemesi yaptırdığı, mahkemenin yetkisiz olduğunu gerekçe göstererek ihtiyati tedbir talebini reddettiği görülmüştür.6100 Sayılı HMK 19/2 maddesinde “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerektiği”, HMK 394/2 maddesinde “..tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak kararı veren mahkemeye itiraz edilebileceğinin” düzenlendiği, kesin yetkinin söz konusu olmadığı hallerde, mahkemenin yetki itirazı bulunmaksızın, resen yetkisiz olduğuna karar vermesinin yerinde olmadığı gibi, kabule göre de internet üzerinden işlendiği iddia edilen fiilin etkilerinin her yerde görüleceğinin dikkate alınmaması yerinde görülmemiş, davacı istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.Tedbir talep eden vekilinin mahkeme kararının kaldırılarak talebin kabulüne karar verilmesini istediği anlaşılmışsa da; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda; Google arama motoruna “…” ve “…” yazıldığı, alt kısımda karşı tarafın internet sitesi çıkması nedeniyle davacı markalarına reklam verildiği sonucuna ulaşıldığı anlaşılmışsa da ; bu şekilde yapılan incelemenin yeterli olmadığı, karşı taraftan reklam verilen anahtar kelimelere ilişkin şifre vb. kayıtlarının ibrazının istenerek inceleme yapıldıktan sonra alınacak ek rapor yada yeni bir rapordan sonra tedbir talebinin değerlendirilmesi gerektiği kanaatiyle, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE,2-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Bakırköy 1.FSHHM’nin 27.02.2019 tarihli 2019/82 D.İŞ – 2019/80 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,-Dosyanın yeniden rapor yada ek rapor alınarak tedbir hakkında karar verilmesi için mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,4-İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı 41,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 162,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 23/05/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.