Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1168 E. 2022/62 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1168 Esas
KARAR NO: 2022/62
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/03/2019
NUMARASI: 2017/324 2019/81
DAVANIN KONUSU: Marka (Manevi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 19/01/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı … vekili asıl davada; müvekkilinin dünyaca tanınmış ” …” markalarının bulunduğunu, Türkiye de de mağazalarının mevcut olduğunu, davalının ise müvekkiline ait çantanın ayırt edilemez derecede benzerini üretip satmakta olduğunu, konuyla ilgili çektikleri ihtarnameden sonuç alamadıklarını, davalının bu eylemlerinin markaya tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu belirterek markaya tecavüzünü ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, tekrarının önlenmesine, dava konusu malların zaptı ile imhasına fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000-TL maddi ve 100.000-TL manevi tazminatın en yüksek ticari faiziyle davalılardan tahsiline ve kararın gazetede ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; müvekkilinin Türkiye de ve birçok ülkede tanınmış ayakkabı ve çanta firması olduğunu, müvekkilinin satmış olduğu ürünlerin kendi ürünleri olduğunu, başka markaların taklit edilmediğini, dava konusu çanta modelinin piyasada klasikleşen çantalardan olduğunu, seçenek özgürlüğünün kısıtlı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.Davacı … vekili birleşen davada; asıl davadaki iddialarını tekrar etmiş ayrıca davalının müvekkiline ait çanta modelini üretip hem de … adı altında satışa sunduğunu, dava dışı … şirketi hakkında daha önce dava açtıklarını her iki şirketinde aynı ve tek ortaklı olduklarını belirterek davaların birleştirilmesine ayrıca markaya tecavüzünü ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, tekrarının önlenmesine, dava konusu malların zaptı ile imhasına fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000-TL maddi ve 100.000-TL manevi tazminatın en yüksek ticari faiziyle davalılardan tahsiline ve kararın gazetede ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili birleşen davaya karşı verdiği cevabında; müvekkilinin Türkiye de ve birçok ülkede şubeleri bulunan ayakkabı ve çanta firması olduğunu, müvekkilinin kendi ürünlerini üreten bir firma olduğunu, davacının iddialarının doğru olmadığını bildirmiştir.Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; “…Dosya kapsamı, deliller, aldırılan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde, davalı her iki şirketin aynı kişi tarafından kurulup, aynı adreste faaliyet gösterdikleri, faaliyetlerinin iç içe geçtiği, hangi şirketin dava konusu marka ihlali oluşturan ürünü üretip hangisinin sattığının tam olarak tespitinin mümkün olmadığı, davalıların herhangi bir hakları olmadığı halde davacı markasını taklit ederek aynı ürünü üretip piyasaya sürdükleri, bu halin mülga KHK ve SMK hükümleri gereği davacının marka haklarını ihlal ettiği gibi, aynı zamanda TTK hükümleri gereği haksız rekabet teşkil ettiği, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, maddi tazminat tutarının tam olarak belirlenemediği, ihlal oluşturan ürünlerin adetinin bilinemediği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulü ile, TBK 50/2 ve 51 maddesi uyarınca, ihlalin niteliği ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek davacı yararına 5.000,00 TL maddi tazminat takdir edilmiştir. Davalıların eylemi, aynı zamanda davacının markadan kaynaklı manevi haklarını da ihlal ettiğinden, ihlalin niteliği, tarafların sıfatı ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek davacı yararına 30.000,00 TL manevi tazminat takdir edilmiştir. Yukarıda değinildiği üzere, her iki davalı şirket faaliyetleri iç içe geçmiş olup, birlikte hareket ettiklerinden, haksız eylemden müteselsilen sorumlu tutularak, Davacının bu dosyamızda ve birleşen Bakırköy 2. FSHHM’nin 2017/94 Esas sayılı dosyasındaki davalarının KISMEN KABULÜNE, her iki davalının davacının sahibi olduğu … ve … tescil nolu markalara tecavüzlerinin ve haksız rekabetlerinin tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, bu markalara tecavüz oluşturan davalı ürünlerine el konularak imhasına, Toplam 5.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte her iki davalıdan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dayalı manevi tazminat talebinin reddine, Masrafı davalılardan alınarak hüküm özetinin ülke çapında yayınlanan trajı en yüksek 1 gazete ile ilanına karar verilmiş, kararı davalı/lar vekili istinaf etmiştir. Davalılar vekili istinafında; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkil şirketin Türkiye ve birçok ülkede şubeleri bulunan tanınmış bir ayakkabı firması olduğunu, şirketin Türkiye’de bulunan şubelerinin yanı sıra Rusya, Ukrayna, Sırbistan ve Azerbaycan’da da birçok şubesi bulunduğunu, müvekkil şirket unvanı ve ürünleri gerek Türkiye’de, gerekse şubeleri bulunan diğer ülkelerde belirli bir tanınmışlık seviyesine ulaştığını, müvekkil şirketin satmakta olduğu ayakkabılar kendi ürünleri olup başka markaların ürünlerinin benzerini üretmesi gibi bir durumun varlığı söz konusu olmadığını, tanınmış bir marka olan …’nin taklit ürünler üretmesi ve bunları satışa sunmasının tanınmışlık düzeyini ve itibarını zedeleyeceğini, dolayısıyla müvekkil şirketin bu riski almayacağının da takdir edilmesi gerektiğini, davacı ürünleri ile müvekkil şirkete ait ürünler arasında benzerlikler bulunsa da birebir aynı olmadıklarını, günümüzde birçok çantanın birbirinin benzeri olarak üretildiğini, Bu nedenle tasarım hakkına tecavüz gerekçesiyle sorumluluğun sadece Müvekkil şirkete yönlendirilmesinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, Davacı tarafın dosyaya sunmuş olduğu ve Müvekkil şirketle benzer ürünlerin resimlerinin bulunduğu dilekçede de açıkça görüleceği üzere ürünler arasında farklılıkların bulunduğunu, birebir benzer olduklarından söz edilemeyeceğini, davacı tarafın Müvekkil şirketin haksız rekabet fiil ve işlemleri gerçekleştirdiğine ilişkin beyanlarının kabul edilmesinin mümkün olmadığını, Müvekkilin haksız rekabeti söz konusu olmadığından Yerel Mahkeme tarafından hükmedilen maddi ve manevi tazminat kalemleri de haksız ve mesnetsiz olduğu gibi tazminat tutarlarının da fahiş olduğunu, Mahkeme tarafından, hüküm özetinin ülke çapında yayınlanan tirajı en yüksek bir gazete ile ilanına karar verilmesinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkili şirketin ticari itibarına zarar vereceğini beyanla mahkeme kararının bu yönüyle de kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevabında; davalılar vekilinin istinaf dilekçesindeki tüm hususları reddettiklerini ve istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istediklerini bildirmiştir. Mahkemece, …. Tic.Ltd.Şti ile … Tic.Ltd. Şti. Firmaları defterleri üzerinde yaptırılan 21/04/2017 tarihli bilirkişi raporunda; “…Her iki firmanın merkezinin aynı olduğu, her iki firmanın defterleri üzerinde yapılan incelemede, firmaların ürünlerinde stok kodu kullanmadığı, Davacı vekilinin fatura üzerinde sıra numarası ve çeşitli kodlar bulunduğunu ifade ettiği ancak söz konusu sıra numarasının faturanın sıra numarası olduğu, diğer kodların faturayla alakalı kodlar olduğu, faturada açıkça görüldüğü üzere stok adı altında çanta yazılı olduğu ve stok kodu bulunmadığı, dolayısıyla, bu Üründen kaç tane üretilip kaç tane satıldığının tespiti mümkün olmadığı gibi tazminat hesaplaması da mümkün olmadığı, ancak … Tic.Ltd.Şti.’nin 2014 yılında net satış tutarının 9.041,019,52 TL ve dönem net karının da 338.420,15 TL olduğu” yolunda görüş bildirilmiştir. Tarafların itirazı üzerine alınan 05/01/2018 tarihli ek raporda; ” Davalı şirketlerce yürütülen ticari faaliyetin sonuçlarının ayırt edilemeyecek kadar birbirine karıştığı somut olay örneğinde, görünmeyen bir ortaklık ilişkisinin var olduğu ve bu fiili ortaklık ilişkisi sebebiyle ortaya çıkan sorumlulukları da birlikte sorumlu olmaları gerektiği, şirket merkezlerinin ve şirket ortaklarının aynı olmasının da bu kanaati desteklediği, Davacının satın aldığı örnek çantanın kasa fişinde her ne kadar ürün kodu bulunsa dahi muhasebe kayıtlarında ürün kodu ile işlem yapılmadığı, bu sebeple ticari defterler üzerinden satılan malın miktarının tespitinin mümkün olmadığı” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Türk Patent Enstitüsünden gelen kayıtlardan, … sayı ile tescilli şekil markasının 16 ve 18. Sınıflarda 26/11/2015 tarihinden itibaren, … sayı ile tescilli şekil markasının, 09, 14, 18 ve 25. Sınıflarda 24/11/2014 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davacı adına tescilli olduğu ve halen geçerliliğini koruduğu anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Asıl dava ve birleşen dava, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması ve tekrarının önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Davacı taraf davalıların müvekkiline ait marka haklarını ihlal ettiğini iddia etmiş davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporları içeriğinden ve dosyaya sunulan görseller dikkate alındığında davalı tarafça satışı yapılan çantanın davacının … ve … tescil numaralı markalarını ihlal ettiği, bu haliyle markaya tecavüzün gerçekleştiği, bu eylemin aynı zamanda haksız rekabet de teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davalılar vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf talebi yerinde değildir. Ayrıca markaya tecavüz ve haksız rekabet ile maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi nedeniyle kararın gazetede ilanına dair hükme yönelik istinaf talebi de yerinde değildir. Öte yandan mahkemece maddi tazminat talebi TBK’nın 50/2 ve 51. maddeleri uyarınca toplam 5.000,00 TL olarak belirlenmiş olup, bu tazminat miktarına yönelik istinaf talebi yerinde değildir. Ancak mahkemece asıl ve birleşen davalar tek bir dava imiş gibi hüküm kurulup davalılardan toplam 5.000,00 TL maddi tazminat alınmasına karar verilmiş olup, birleşen davalar bağımsızlıklarını koruduğundan her bir dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği, davacı tarafın tazminata yönelik istinaf talebinde bulunmadığı, buna göre her bir davalı yönünden 2.500,00’er TL maddi tazminat alınmasının daha uygun olacağı kanaatine varılmış, ayrıca ihlalin niteliği tarafların sıfatı ve hakkaniyet ilkeleri gözetildiğinde, somut olay bakımından 10.000,00’er TL manevi tazminata hükmedilmesinin daha uygun olacağı kanaatine varılmış olup, bu yönlerden davalılar vekilinin istinaf talebi kısmen yerinde görülmüştür. Açılanan bu hususlar gözetildiğinde asıl ve birleşen davanın davalıları vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü, kısmen reddi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Asıl ve birleşen davanın davalıları vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-Bakırköy 1. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 12/03/2019 tarih, 2017/324 E. – 2019/81 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- ASIL DAVADA a) Bakırköy 1. FSHHM’nin 2017/324 Esas sayılı dosyasındaki asıl davanın kısmen kabulüne, davalının davacının sahibi olduğu 2015/34225 ve 160239 tescil numaralı marka haklarına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, bu markaların tecavüz oluşturan davalı ürünlerine el konularak imhasına, b) 2.500,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte asıl davanın davalısından alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, c) Masrafı davalıdan alınarak hüküm özetinin ülke çapında yayınlanan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde ilanına, d) Alınması gereken 853,87 TL karar ilam harcından asıl dava sırasında peşin alınan 1.793,14 TL den mahsup edilerek fazladan yatırıldığı anlaşılan 939,27 TL nin talebi halinde karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine, e) Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden markaya tecavüz ve haksız rekabet yönünden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, f) Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat yönünden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, g) Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat yönünden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, h) Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına AAÜT uyarınca 2.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ı) Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, i) Davacı tarafça peşin yatırılan harçtan mahsubuna karar verilen 853,87 TL karar ilam harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine j) İlk derece yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvuru harcı, 4,30 TL vekalet harcı, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti ile tebligat ve posta gideri 370,50 TL olmak üzere toplam 1.603,55 TL nin davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak 190,89 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üstüne bırakılmasına, k) Davalı tarafça ilk derece yargılaması sırasında yapılan gider bulunmadığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,4- BİRLEŞEN DAVADA a) Birleşen Bakırköy 2. FSHHM’nin 2017/97 Esas sayılı dosyasındaki davanın kısmen kabulüne, davalının davacının sahibi olduğu 2015/34225 ve… tescil numaralı marka haklarına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, bu markaların tecavüz oluşturan davalı ürünlerine el konularak imhasına, b) 2.500,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte asıl davanın davalısından alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, c) Masrafı davalıdan alınarak hüküm özetinin ülke çapında yayınlanan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde ilanına, d) Alınması gereken 853,87 TL karar ilam harcından birleşen dava sırasında peşin alınan 1.793,14 TL den mahsup edilerek fazladan yatırıldığı anlaşılan 939,27 TL nin talebi halinde karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine, e) Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden markaya tecavüz ve haksız rekabet yönünden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, f) Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat yönünden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, g) Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat yönünden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, h) Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına AAÜT uyarınca 2.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ı) Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, i) Davacı tarafça peşin yatırılan harçtan mahsubuna karar verilen 853,87 TL karar ilam harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine j) İlk derece yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvuru harcı, 4,60 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 36 TL nin davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak 4,28 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üstüne bırakılması, k) Davalı tarafça ilk derece yargılaması sırasında yapılan gider bulunmadığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 5- İstinaf peşin harçlarının talepleri halinde asıl ve birleşen davanın davalılarına iadesine, 6- İstinaf yargılaması sırasında davalı … Ltd. Şti.. tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 35 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 156,30 TL giderin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 7- İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerine bırakılmasına, 8-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 9-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/01/2022