Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1129 E. 2019/1965 K. 04.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1129 Esas
KARAR NO : 2019/1965 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2019
NUMARASI : 2018/1343 E., 2019/136 K.
DAVANIN KONUSU: Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali)
KARAR TARİHİ: 04/10/2019
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia :Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin … Ada … parseldeki taşınmazın hissedar malikleri olduğunu, müvekkillerinin ve diğer hissedarlar ile yüklenici … San. Ve Tic. Ltd Şirketi ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığını, yüklenici firmanın sözleşmenin imzası anındaki ortakları … ve … olduğunu, bu kişilerden …’nın davalı …’dan tefe aldığını, müvekkilleri ve akrabaları, davalı ve adamlarınca yüklenici şirketin ortağı olduğunu, birbirlerine verdiklerini iddia ettikleri tefenin ödenmediğini ileri sürerek yapılan inşatta kendilerinin de hakkı olduğu şeklindeki çarpıtma ile çökme anlamında tehdit edilmeye başlandığını, bu tehditlerin akabinde müvekkili olan …’nın tefecilerle birlikte hareket eden diğer yüklenici ortak …’dan atılan konum ve …nın da çağırması ile bir noktaya çekildiğini, orada iki araçtan inen 8 kişi tarafından kaçırıldığını, davalı …’ın bulunduğu mahalde müvekkilinin canı ile tehdit edildiğini, önüne konulan senet ve diğer kağıtları zorla, cebren tehdit ve ikrahla imzalamak zorunda bırakıldığını, diğer davacı müvekkili olan …’ında kardeşinin kaçırılması, kendisinin de tehdit edilmesi nedeni ile kendi ailesini korumak için oluşturulan baskı ile Noter’e hisse devri için götürüldğünü, ancak noterlik serbest irade görmediği için işlemi yapmadığını, müvekkili … da bir kısım kağıt imzalatıldığını, müvekkilerinin hiçbir şekilde hiçkimseden tefe almadığını, müvekkellerinin hiçkimseye hiçbirşey satmak istemediklerini, Müvekkillere ikrah , korku, cebir, baskı ile imzalatılan bono ve sözleşmeler gabinle mutlak olup müvekkillerimin davalılara hiçbir nam ve ad altında borcu olmadığını, açıklanan nedenlerle, tedbiren dava süresince senet ve sözleşmelerin mahkeme kasasına alınmasını, davanın kabulü ile ikrah, tehdit, korku ve cebir ile müvekkillerine imzalatılan senetten ve sözleşmelerden dolayı müvekkillerinin herhangi bir borcunun bulunmadığının tespitini bononun ve sözleşmelerin hükümsüzlüklerinin tespitini, esas ve usul şartlarını da taşımayan senedin ve sözleşmelerin irade fesadı ve gabin nedeni ile iptalini, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin birlikte ve müteselsilen davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :Davalı … vekili cevap dilekçesinde; usul yönünden beyanlarında müvekkili ile beraber davalı olarak gösterilen … adında bir şahsın bulunmadığını, davacı tarafından belirtilen hususlarda çelişki olduğunu, davacı tarafın rızası ile meydana gelen emlak alım satım sözleşmesinin var olduğunu, ancak müvekkilinin zan altında bırakılarak iddia edilen sözleşmenin iptalinin istendiğini, ortada bir para alış verişinin olduğunu, açıklanan nedenlerle, sözleşmenin irade fesadı yahut gabin iddialarında haksız olan davacı tarafın gerçek dışı ve çarpıtılıp ileri sürülen vakıalarla müvekkiline yöneltilen ithamlar sonucunda yapılan sözleşmenin ve davacı tarafın borcunun bulunmadığının tespiti isteminin ve ihtiyati tedbir talebinin reddini, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesinin talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince ; Görev hususu dava şartlarından olup, mahkemece resen davanın her aşamasında incelenmesi gereken dava şartıdır. TTK nun 4. maddesinde ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi kurumu düzenlenmiştir. TTK nun 4. maddesine göre; Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Yine tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; TTK ndan, TMK nun 962–969. maddelerinden, TBK nun 202, 203, 444, 447, 487–501, 515–519, 532–545, 547–554, 555–560 ve 561–580. maddelerinden, fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuattan, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerden ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerden doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. TTK nun 5. maddesinde de ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi kurumundan hareket ederek asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu dava ve işler düzenlenmiştir. TTK nun 5. maddesine göre; Asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Yine özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere asliye ticaret mahkemesinde bakmakla görevlidir. Bir davaya asliye ticaret mahkemesinin bakmakla görevli olabilmesi için görülecek dava veya işin; 1-Ya her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davası olması, 2-Ya da TTK nda düzenlenen bir konudan doğan hukuk davası olması, 3-Veyahut TTK 4/1. maddenin (b), (c), (d), (e), (f) bentlerinde sayılan konulardan doğan hukuk davası olması, 4-Yahut da diğer özel kanunlardan doğan hukuk davası olması gerekmektedir. Bonoda şekil şartları, senedin tanzim tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK’nun 776. maddesinde sayılmıştır. Bunlar; “Bono” ya da “emre muharrer senet” ibaresi, kayıtsız şartsız belirli bir bedeli ödeme vaadi, vade, ödeme yeri, lehtar, düzenleme yeri ve tarihi, düzenleyenin imzasıdır. Zorunlu şartlardan biri eksik olduğu takdirde, senedin bono niteliği kaybolur. Bunlardan vade ve ödeme yeri esaslı şekil şartlarından değildir. Sayılan zorunlu şekil şartlarının yanında seçimlik şartlar da vardır. Bonoya isteğe bağlı olarak, faiz, bedelin nakden ya da malen alındığı veya yetkili mahkeme kayıtları da konabilir.Yerleşik Yargıtay İçtihatlarında ve öğretide de kabul edildiği gibi, bonolara özgü seçimlik unsurlardan biri de, temel borç ilişkisinden kaynaklanan borcun dayandığı nedenin gösterilmesine yönelik “bedel kaydı”dır. Yinelemek gerekirse “bedel kaydı” kambiyo senedinin ihtiyari kayıtlarındandır. Bu kayıt, keşidecinin (borçlunun), senedin lehtarından (alacaklıdan) karşı edayı aldığını ispata yarar. Aslında kambiyo senetleri hukuku yönünden bu kayıtların bir anlamı ve önemi yoktur. Çünkü kambiyo senedinin düzenlenmesiyle, mücerret bir borç ilişkisi yaratılmaktadır. Bu nedenle karşı edimin elde edilip edilmediğinin önemi de bulunmamaktadır. Temel borç ilişkisinin bir sözcükle senede yansıtılması şeklinde ortaya çıkan bedel kaydının, varlığı ya da yokluğu senedin bono niteliğini etkilemez (HGK 2003/19-781 E, 2003/768 K.). Somut olayda boş bonoda sadece davacının imzasının bulunduğunun belirtildiği ve bonodaki zorunlu unsurların (6102 Sayılı TTK’nun 776.) eksik olduğu dolayısıyla menfi tespit talebinde bulunulan evrakın bu aşamada bono niteliğine haiz olmadığı, borçlu olunmadığının tespitine konu sözleşmenin her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığı nazara alındığında davacının ikame ettiği dava mutlak veya nispi ticari dava değildir. Varılan sonuçlar bir arada değerlendirildiğinde işin ticari nitelikte olmadığı, davanın da mutlak ya da nispi ticari dava sayılamayacağı anlaşıldığından davanın asliye ticaret mahkemesinde değil asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Bu nedenle dilekçenin görev yönünden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin tespitte bulunarak HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkemenin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine, HMK’ nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı yan kararı istinaf etmiş ve davanın ticari nitelikte bir dava olduğunu bu nedenle dava şartlarında bir eksiklik bulunmadığını beyanla kararın kaldırılmasına talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava zorla imzalatıldığı iddia olunan kambiyo senetleri ve sözleşmeden dolayı borçlu bulunmadığına ilişkindir.Dava öncesinde veya dava esnasında bonoya dayalı bir takip bulunmamaktadır.Davalı vekilince 11/02/2019 tarihli duruşma tutanağında davalıların davacıdan bono almadıklarına ilişkin beyan mevcuttur.Emlak alımı konusundaki sözleşmenin varlığını kabul etmekte ancak zorla imzalanmadığını beyan etmektedirler.Tarafların tacir olmadığı ve ortada bir BONO bulunmadığı, bu hususta yani kambiyo evrakının olmadığı yönündeki davalı yanın mahkeme içi ikrarı karşısında ticari bir dava bulunmadığı nedenle mahkememin görevsizlik kararı yerinde olup, istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gere 1- Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/ b-1 uyarınca ESASTAN REDDİNE 2-Harç peşin alınmış olmakla ayrıca alınmasına yer olmadığına ,3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı yan üzerinde bırakılmasına 4-Duruşmasız karar verilmiş olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yar olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362 /1-f uyarınca KESİN olmak üzere ve oy birliğiyle karar verildi.04/10/2019