Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1122 E. 2019/1120 K. 16.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1122 Esas
KARAR NO : 2019/1120
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/11/2018
NUMARASI : 2018/210 D.İŞ – 2018/208 K.
DAVANIN KONUSU: Tespit (D.İş)
KARAR TARİHİ: 16/05/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talepli dilekçesinde özetle, müvekkili …’in Türkiye’de yaşayan yabancıların gözünden anlatan bir belgesel film çekmeye karar verdiğini, … adına verdiği tüm detaylarını kaleme aldığı tamamen kendine özgü ve orjinal işbu tv program formatını tasdik ettirdiğini, noter onaylı tv program formatına uygun olarak da kendi imkanlarıyla belgesel filmi çektiğini, yapımcısı, yönetmeni ve senaristi müvekkilleri olan belgesel filmin yedi ayrı ödül olarak beğeni kazandığını, … tarafından da beğenilen işbu belgesel film için müvekkilinin … davet edildiğini ve aynı adla (…) hafta sonları … yayınlanmaya başladığını, müvekkillerinin her ne kadar program editörü olarak anılsa da gerçekte programın format sahibi, senaristi, ortak yönetmeni, yapımcısı, tüm kurgu, işleyiş ve organizasyon sorumlusu olarak çalıştığını, müvekkillerinden sonra … kendi çalışanları ile devam ettiği programlar da hala müvekkillerine ait format/programın kullanılmakta ve aynı kurgu işleyişte devam ettiğini, zaman içerisinde … taahhütlerini yerine getirmeyerek format ve eser sahibi müvekkilleri ile herhangi bir telif sözleşmesi imzalamadığı ve telif ödemesi de yapmadığını, karşı tarafın daha da ileri giderek programı aynı formatla kendi çalışanları ile çekeceğini düşünerek müvekkillerini devre dışı bırakmaya çalıştığını ve programın 5. Bölümü yayına girmeden müvekkillerinin ayrılmak zorunda kaldığını, müvekkillerinin ayrılmasından dolayı sonraki … o hafta programı yayınlayamadığını fakat bir hafta ara verdikten sonra (23 Eylül 2018) aynı format ve özelliklerde sadece programa Türkiye kelimesi eklenerek “Türkiye’deki …” adıyla tekrar yayınlamaya başladıklarını, müvekkillerinin 24 Eylül 2018 tarihinde ihtarname gönderdiğini ancak karşı tarafın ihtara cevap vermeyip bahse konu programı izinsiz yayınlamaya devam ettiğini,bu kapsamda … televizyonunda veya benzer mecralarda belgeselin aynı benzer veya farklı bir isimle, aynı veya benzer format, içerik, kurgu ile yayınlanmasının umuma iletilmesinin, çoğaltılmasının, ihtiyati tedbir kararı verilerek durdurulmasını talep ve dava etmiştir. İstanbul 2.FSHHM’nin 08.03.2018 tarihli 2018/210 D.İş sayılı kararıyla; mahkemenin tedbir talebinin takdiren 25.000,00 TL teminat ile kabulüne karar verilmiş olup karşı tarafça “Türkiye’deki …” ya da “…” adıyla yayınlanmaya devam eden programın yayımının durdurulmasına aynı/benzer veya farklı bir isimle aynı veya benzer formatta içerik/kurgu ile yayınlanmasının, umuma iletilmesinin, çoğaltılmasının, tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir. İtiraz eden vekilinin 20.03.2019 tarihli dilekçesinde; dava konusu edilen programın fikir ve sanat eseri kanunu kapsamında eser niteliğine haiz olmadığını, talep edenin dosya kapsamında sunduğu belgeler hak sahibi olduğunun tespiti için yeterli delil teşkil etmediğini, ihtiyati tedbir kararı verilmesinin müvekkilleri şirketi zarara uğrattığını, müvekkilleri şirketin zararının her gün artmakta ve verilen teminat miktarı oluşacak zararın yanında düşük kaldığını, davacının iddia ettiği hakkın varlığını yargılama sonucunun belirleyeceğini bu nedenlerle mahkemenin 07/03/2019 tarihli kararının istinaf yolu ile incelenmesini, istinaf incelemesinin duruşmalı yapılmasını, yapılacak inceleme sonucunda tedbir kararının kaldırılmasını, bu talebin kabul edilmemesi halinde teminat miktarının yükseltilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 02.04.2019 tarihli duruşmasında; tedbire itirazın reddine karar verdiği, gerekçeli kararında yaklaşık ispat şartlarının oluştuğunu beyan ettiği görülmüştür.Karşı taraf vekilinin istinaf dilekçesinde tedbire itiraz dilekçesindeki beyanlarını tekrarladığı; dava konusu edilen programın eser niteliğinde olmadığını, davacının dosya kapsamında sunduğu, belgelerin hak sahibi olduğunun tespiti için yeterli delil teşkil etmediğini, teminatın düşük olduğunu, tedbirde ölçülülük ilkesinin ihlal edildiğini beyanla tedbirin kaldırılmasını istemiştir. Talep eden vekili istinafa cevabında; dilekçelerindeki beyanlarını tekrarla, istinaf talebinin reddini istemiştir.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin ihtiyati tedbirli dava dilekçesinde; müvekkilinin hak sahibi olduğu program formatının davalı tarafça, “Türkiye’deki …” ya da “…” adıyla izinsiz olarak yayınlanmaya devam ettiğini beyanla, aynı yada benzer isimle yayınlanmasının durdurulması yönünde ihtiyati tedbir talep ettiği, mahkemenin 08/03/2018 tarihli kararıyla tedbir talebinin kabulüne karar verdiği ve dosyaya ibraz edilen Bakırköy …İcra Müdürlüğünün infaz tutanağından; Tedbir kararının aleyhine tedbir istenen vekilinin huzurunda ve vekile tebliğ edilerek 08.03.2019 tarihinde infaz edildiği görülmüştür. Davalı vekilinin HMK 394/2 maddesi gereğince tedbirin uygulanmasından itibaren “bir hafta” içerisinde itirazlarını mahkemeye bildirmesi gerekirken, süre geçtikten sonra 20/03/2019 tarihli dilekçesiyle itiraz ettiği, ilk derece mahkemesinin öncelikli olarak itirazın süresinde yapılıp yapılmadığını denetleyerek itirazı süre yönünden reddetmesi gerekirken bu hususu gözden kaçırarak esas yönünden incelemişse de, sunulan Noter Beyannamesi, mahkemece alınan bilirkişi raporu ile yaklaşık ispat koşulu ve tedbir koşullarının oluştuğu itirazın esas yönünden de reddi gerektiği, mahkemenin vermiş olduğu itirazın reddi kararının sonuç itibarıyla yerinde olduğu kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince karşı taraf vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderlerinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 16/05/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.