Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1063 E. 2019/1192 K. 24.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1063 Esas
KARAR NO : 2019/1192
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI : 2019/22
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)|Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli)|Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 24/05/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, davalının adına tescilli …. tescil numaralı … ibareli markasını tescil ettirdiği şekilde kullanmayarak müvekkilinin turuncu rengi ile özdeşlemiş ve tanınmış “…” ibareli markasını taklit etmek suretiyle marka haklarına tecavüz ettiğini, ayrıca bu durumun haksız rekabet oluşturduğunu belirterek ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir. Mahkemece, 11/02/2019 tarihinde yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili sunmuş olduğu dilekçesinde; tedbir talebinin reddine dair kararı istinaf ettiklerini bildirmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davalı tarafın tescilli markasının ayırt edici karakterini zedelemeden kullanmasının davacı markalarıyla ortalama tüketiciler nezdinde iltibas oluşturmayacağı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Dosya içerisinde fiziki olarak istinaf dilekçesinin bulunmaması nedeniyle mahkemesinden istinaf dilekçesinin varsa gönderilmesi istenmiş ve mahkemece dairemize gönderilen 20/05/2019 tarihli yazı ekinde davacı vekilinin istinaf dilekçesinin gönderildiği görülmüştür. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; davalının markasını tescil ettirdiği şekilde kullanmadığını, siyah beyaz tescilli olan kelime markasının turuncu zemin üzerinde konumlandırarak kullandığını, bu durumun müvekkili ile aynı faaliyet alanında uzun yıllardır kullanılan tescilli tanınmış ve turuncu renk ile özdeşleşmiş markaları ile iltibas oluşturduğunu, müvekkilinin sektörde tanınmış marka olduğunu, mahkemenin gerekçesine iştirak etmenin mümkün olmadığını, bilirkişi raporuna katılmadıklarını, müvekkili markasındaki turuncu rengin özellikle dikkate alınması gerektiğini, davalının müvekkilinin tanınmış markasına benzemek suretiyle markasını haksız şekilde kullandığını, özellikle “X” harfini vurguladığını, aynı yazı karakteri ve tasarımı ile turuncu renk tonlarını kullanmak suretiyle müvekkilinin tanınmış markasında fayda sağlamak istediğini, böylelikle davalının kullanımının müvekkilinin markasının çağrıştıracağını, müvekkiline ait markanın kelime ve renk unsurlarıyla tescil edildiğini, güncel Yargıtay içtihatlarının da itirazlarını doğrulamakta olduğunu bildirmiştir. Davacıya ait … tescil numaralı … markasının 19.sınıfta 05/04/2013 ‘den itibaren geçerli olmak üzere 01/04/2014 tarihinde tescil edildiği; … tescil numaralı … markasının 19.sınıfta 13/02/2013 tarihinden itibaren 24/03/2014 tarihinde tescil edildiği; … tescil numaralı … markasının 19.sınıfta 30/07/2010 ‘dan itibaren geçerli olmak üzere 26/10/2011 tarihinde tescil edildiği görülmüştür. Dosya içeriğinden davalıya ait “…” markasının 19.sınıfta 15/09/2014’den itibaren geçerli olmak üzere 18/04/2016 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava, markaya tecavüzün tespiti, durdurulması, önlenmesi davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına yöneliktir. Dosyada bulunan bilirkişi raporunda; davalının markasının asli unsurunu oluşturan …, tali unsurunun ise … ibaresinin yazı karakteri ve puntolarının hem tescil şeklinde , hem de fiiliyatta kullanımının aynı olduğu, … ibaresi tescilde … ibaresinin sol üst kısmında iken marka kullanımında markanın ortasına denk gelecek şekilde ve hafif üstte baklava dilimi şeklinde karakterize edildiği, dolayısıyla markanın bütünsel olarak incelenmesinde tescilli haliyle kullanımının aynıymış gibi algılanacağı, bu durumun tescilli markanın ayırt edici karakterlerine zarar vermeyeceği, yine davalının tescilli markasının fon rengi beyaz iken fiiliyatta kullandığı markanın fon renginin turuncu fonda olduğu, renklerin markanın asli unsurunu oluşturmadığı yolunda görüş bildirilmiş olup gerek tüm dosya kapsamı, gerekse alınan bilirkişi raporu ve rapor içeriğindeki saptamalar dikkate alındığında HMK’nun 389 vd maddelerindeki yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.24/05/2019