Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1055 E. 2019/1962 K. 03.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1055 Esas
KARAR NO : 2019/1962 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/10/2018
NUMARASI : 2017/331 E., 2018/888 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/10/2019
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia :Davacı- karşı davalı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 30 yıldır lojistik sektöründe iştigal ettiğini, müvekkili şirketin depolarında müşterilerine depolama, elleçleme ve sözleşme konusu ürünlerin sevkiyata hazır hale getirilmesi hususlarında hizmet sunduğunu ve bu bağlamda müvekkili şirketin müşterisi konumunda olan davalı şirkete de işbu hizmetlerin sunulduğunu, müvekkilinin davalı şirkete karşı sunmuş olduğu hizmet ilişkisinden kaynaklanan ücretin haksız şekilde davalı tarafça ödenmediğini, cari hesap bakiyesinin müvekkili şirket tarafından tahsil edilememesi üzerine, davalı aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden icra takibine girişildiğini, davalı tarafından haksız olarak takipte yetkiye, borca , borcun ferilerine itiraz edildiğini, ancak taraflar arasında imzalanmış 24.03.2013 tarihli Depolama Hizmetleri Sözleşmesi’nin anlaşmazlıkların çözümü başlıklı 10.2 maddesinde İstanbul (Merkez) Mahkemeleri ve İcra müdürlüklerinin münhasıran yetkili kılındığını, dolayısıyla söz konusu takibin yetkili icra müdürlüğünde açıldığını, yine ilgili sözleşme tahtında müvekkili şirket tarafından sözleşmeye uygun olarak sunulan hizmetlere karşılık davalı şirkete hizmet faturaları kesildiğini, ancak sözleşmede öngörülen 21 günlük süre içinde ve sonrasında faturaların ödenmediğini, devam eden süreçte davalı şirket tarafından Depolama Hizmet Sözleşmesinin Bursa … noterliğinin 26.08.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarı ile haksız ve dayanaksız olarak feshedildiğini, müvekkilinin cevabi ihtarında fesih işleminin haksız olduğunun ve hale hazırda 143.52,43-TL doğmuş alacak ile 30.09.2016 tarihine kadar doğmuş olan tüm alacakların faizi ile birlikte ödenmesinin ihtar edildiğini, davalı şirket tarafından kısmen ödeme yapılmakla birlikte bakiye 71.509,50-TL nin ödenmediğini ve işbu alacağın tahsili için takibe giriştiklerini beyanla , davalının takipte itirazının iptali ile alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Karşı davaya cevap dilekçesinde; müvekkilinin alacağı yönünden yasal hapis hakkı kullandığını, alacağı miktar kadar malı yasal prosedürlere uygun olarak hapsettiğini, bu konuda İstanbul ….İcra Müdürlüğüne müracaat edildiğini ve talimat icrası vasıtası ile malların defterleri tutularak değer tespitlerinin yapıldığını, ancak bilirkişi tarafından düzenlenen raporda malların değeri son satış bedeli üzerinden düzenlendiğinden ve rapora göre malların değeri alacak miktarının çok üzerinde çıktığından malların tamamını iade ettiklerini, mallar üzerinde haksız yere hapis hakkı kullanıldığı iddiasının ve davalı yanın tazminat taleplerinin kesinlikle yerinde olmadığını, ayrıca taraflarınca düzenlenen tüm faturalarında usulüne ve ticari ilişkiye uygun olduğunu beyanla karşı davada maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :Davalı karşı davacı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından dayanılan 24.03.2013 tarihli Depolama Hizmet Sözleşmesi altında müvekkili şirket yetkilisi imzasının bulunmadığını, davacı yanın dayandığı sözleşmedeki aleyhe hiçbir maddenin müvekkili açısından bağlayıcı olamayacağını, dolayısıyla sözleşmedeki yetki şartının da uygulanmasının mümkün olmadığını, takipte yetkili icra müdürlüklerinin Beykoz İcra Müdürlükleri ve Mahkemeleri olduğunu, taraflar arasında ticari ilişkinin varlığına dair uyuşmazlık bulunmadığını, ancak davacı tarafından kullanılan depo yazılım sisteminin vekiledeni şirket tarafından kullanılan sisteme uygun olmaması sebebiyle ciddi sorunlar yaşandığını ve nihayetinde 26.08.2016 tarihli Bursa … Noterliğinden gönderilen ihtarname ile ticari ilişkiye son verildiğini, davacının hertürlü alacak talebinin karşılandığını, ancak ticari ilişkinin sona erdirildiği 30.09.2016 tarihinden sonra müvekkili şirkete ait, davacı deposunda bulunan ürünlerin teslim edilmediğini ve davacı tarafından mallar üzerinde TMK’nun 891ve 950 maddeleri uyarınca hapis hakkı kullanıldığının bildirildiğini, oysa davacının depolama hizmetleri ile ilgili olarak bildirdiği tüm borçların tam ve eksiksiz olarak davacıya ödenmiş olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.Karşı davaya cevap dilekçesinde; taraflar arasında mevcut ve süregelen cari hesap kapsamında faturalar ödenmiş ise de, sözleşmenin feshi ile birlikte cari hesalar incelendiğinde davacı yanın vade farkı, komisyon bedeli, fiyat farkı gibi isimlerle vekiledeni şirket aleyhine usulsüz faturalar düzenlediğinin tespit edildiğini, sözleşmenin 5.5 maddesi uyarınca, sadece ticari temerrüt faizi işletilebileceği düzenlenmiş olduğundan, bu oranın dışında başkaca isimlerle fahiş bedel tahsil edilemeyeceğini, bu bedellerin istirdatını talep ettiklerini, yine vekiledeninin teslim edilmeyen malları üzerinde davacı tarafından hapis hakkı kullanılması sebebiyle, yeniden müşterilerine ulaştırmak amacıyla yüksek bedelli mal alımları, abona kayıtları, malların süresinde müşterilere ulaştırılmamasından dolayı uğranılan zararların ve teslim edilen malların eksik çıkması nedeniyle bunların bedelinin ve yine iade edilmeyen demirbaşların olması nedeniyle maddi tazminat , ayrıca tüm bu olaylar sebebiyle vekiledeninin prestij kaybı yaşadığından dolayı da manevi tazminat talep ettiklerini beyanla, karşı davanın kabulü ile buna karşın takas mahsup def’ini ileri sürmüşlerdir. C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince; “itirazın iptali davasında dava koşullarından birinin yetkili icra dairesinde yapılmış icra takibi bulunması gerektiği, borçluya yetkili icra dairesinden ödeme emri tebliği olması gerektiği, iş bu davada takipte borçlunun faaliyet adresi itibariyle Beykoz icra daireleri yetkili olduğu, İstanbul İcra Daireleri yetkisiz olduğu takibin usulüne uygun yetkili icra müdürlüğünde başlatılmadığı, karşı dava yönünden ise, davalı-karşı davacının yetki itirazında bulunma hakkına sahip olmadığı, zira İstanbul İcra Daireleri ve Mahkemelerinde takip yapıp dava açmakla, bu yer icra dairesi/ mahkemesinin yetkisini peşinen kabul ettiği, oysa HMK 13/1 maddesi uyarınca kesin yetkinin söz konusu olmadığı hallerde asıl davaya bakan mahkemenin karşı davaya bakmaya da yetkili olduğu” gerekçesiyle davacının yetkili icra müdürlüğünden usulüne uygun ödeme emri tebliği mevcut olmadığından dava ve karşı davanın dava ön şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Kararı davalı /karşı davacı yan istinaf etmiş ve istinaf gerekçesi olarak; kendilerince açılan davada tüm dava şartları mevcut olmasına ve davaların müstakil olmasına rağmen , asıl davadaki dava şartı noksanlığının karşı dava açısından da sonuç doğruacağı gerekçesi ile reddedildiğini karşı davaya devam olunması gerektiğini, bu nedenle mahkeme kararının karşı dava açısından kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Eldeki dava asıl dava açısından itirazın iptali ; karşı dava açısından da tazminat talepli bir davadır.Asıl davanın dava şartı yokluğundan reddine ilişkin karar davacı yanca da davalı karşı yanca da istinaf konusu edilmemiştir. Ancak karşı davanın da dava şartı noksanlığından reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.Asıl davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine ilişkin hüküm açısından tarafların istinaf talepleri bulunmamaktadır.İstinaf karşı dava hakkındadır.Dava ve karşı dava açısından yasal düzenleme HMK da mevcuttur.Buna göre Karşı dava açılabilmesinin şartları MADDE 132- (1) Karşı dava açılabilmesi için;a) Asıl davanın açılmış ve hâlen görülmekte olması,
b) Karşı davada ileri sürülecek olan talep ile asıl davada ileri sürülen talep arasında takas veya mahsup ilişkisinin bulunması yahut bu davalar arasında bağlantının mevcut olması,şarttır.(2) Belirtilen bu şartlar gerçekleşmeden karşı dava açılacak olursa, mahkeme, talep üzerine yahut resen, karşı davanın asıl davadan ayrılmasına; gerekiyorsa dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar verir.Asıl davanın sona ermesi MADDE 134- (1) Asıl davanın herhangi bir sebeple sona ermesi, karşı davanın görülüp karara bağlanmasına engel oluşturmaz. Yasal düzenleme çerçevesinde eldeki dava incelendiğinde ; karşı dava açısından dava şartlarında bir eksiklik bulunmamaktadır. Mahkemece yasal süresinde harç ikmali ile önüne gelen bu davayı , sadece karşı dava olarak açılması nedeni ile kaderini mutlak surette asıl davanın akıbetine bağlı tutması usul yasasına uygun düşmemektedir. Mahkemece yapılacak işlem HMK 132/2 ve 134. maddeye göre işlem yaparak, karşı davayı tefrik ederek işin esasına girilmesi gerekmekte olduğu halde usulden reddedilmesi doğru görülmemiş ve davalı/karşı davacı yanın istinaf isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir,
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davalı/ karşı davacı yanın istinaf başvurusunun kabulü ile ; İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ KARŞI DAVA AÇISINDAN VERİLEN HÜKMÜNÜN HMK 353/1-a -4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA ; karşı davanın tefrik edilerek yürütülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 2- İstinaf peşin harcının davalı/ karşı davacı yana iadesine 3- İstinaf yargılama gideri olarak başvuru harcı 121,30 TL, 1 tebligat gideri 4,50 TL, posta gideri 23,63 TL ki toplam 149,43 TL nin davacı/karşı davalıdan tahsili ile davalı/karşı davacıya verilmesine4- Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayinine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 353/1 a- 4 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere ve oybirliğiyle karar verildi. 03/10/2019