Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1054 E. 2019/1987 K. 04.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1054 Esas
KARAR NO : 2019/1987 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/02/2019
NUMARASI : 2018/278 E., 2019/35 K.
DAVANIN KONU: Alacak (Fikir Ve Sanat Eseri İle İlgili Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/10/2019
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia :Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin global ölçekli bilgisayar programı üreticisi olduğunu, müvekkili şirket tarafından üretilen bilgisayar programlarının, dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de çok sayıda kullanıcı tarafından tercih edildiğini, müvekkili şirket tarafından üretilen bilgisayar programlarından doğan telif haklarının, Bern sözleşmesi, TRIPS Anlaşması gibi uluslararası anlaşmaların yanısıra FSEK hükümleri uyarınca korunduğunu, bilgisayar programları üzerinde telif hakkına sahip olduğunu, davalı şirketin , müvekkil şirkete ait bilgisayar programlarını hukuka uygun bir biçimde kullanıp kullanmadığı yönünde İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/118 D.iş sayılı dosyası ile tespit yaptırdıklarını, davalı şirketin mimarlık proje ve tasarım hizmetlerini sağlamakta olduğunu, buna karşılık gerçekleştirilen keşif sonucunda lisanssız olduğu tespit edilen 2 adet … 6 Pro programı FSEK’nin 71/1. maddesinde tanımlanan “çoğaltma fiili ” suçuna konu olduğundan, söz konusu davalı firma yetkilisi hakkında İstanbul Anadolu C.Başsavcılığına 2018/90479 soruşturma numarası ile şikayette bulunulduğunu, söz konusu haksız fiil iş bu hukuk davasına konu olması açısından FSEK’nun 68.maddesi gereği “Mali Haklara Tecavüz” fiilini oluşturduğunu, 2 adet programın 18/06/2018 traihli kur üzerinden hesaplanan liste fiyatının KDV hariç 3.000,00X2=6.000,00 Euro, 6.000,00X5,4621= 32.772,00 TL olduğunu belirterek, fazlaya dair her türlü hakları saklı kalmak üzere şimdilik 32,772 TL olarak açılan belirsiz alacak davasının kabülüne, FSEK’nun 68.maddesi uyarınca tanzim edilecek bilirkişi incelemesi sonrasında belirli hale gelecek olan belirsiz alacak davası tutarının davalıdan tahsiline, HMK’nun 107 maddesi uyarınca kati olarak belirlenip, bildirecekleri tutarın dava tarihi olan 18/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte ve müvekkilinin eser sahibi olduğu bilgisayar programlarının 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na aykırı olarak izin alınmadan çoğaltılması ve /veya kullanılması yoluyla telif hakkı ihlallerinin gerçekleştirilmesi neticesinde eser sahibinin zarar ve ziyanının tespitine, masraf ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dosyaya sunduğu WİPO kayıt belgesinin Türkiye açısından geçerli olmadığını, söz konusu belgenin Türkiye’de davacıya hiç bir hak sahipliği vermediğini, davacının davasına dayanak olarak ileri sürdüğü WİPO Kayıt Belgesinin Türkiye sınırları içerisinde tescil ettirilmediğini, TPE kayıtlarında “…” adı altında TPE’ye başvuru yapıldığını, ancak söz konusu başvurunun reddedilerek WİPO ‘ya bildirildiği, ancak TPE’nin eksiklik olarak bildirdiği hususların WİPO’ya başvuran tarafça gidilmediği ve bu nedenle TPE tarafından 14/06/2016 tarihinde söz konusu başvurunun işlemden kaldırıldığının anlaşıldığını, bu nedenle Türkiye sınırları içerisinde geçersiz WİPO kayıt belgesine dayanılarak açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının esere ilişkin olarak hak sahipliği iddiasında bulunduğunu, ancak herhangi bir belge sunmadığını, söz konusu programın müvekkili şirketten habersiz şekilde çalışan tarafından yüklenmiş olduğunu, müvekkili şirket nezdinde 7 adet bilgisayar olmasına rağmen sadece 2 tanesinde söz konusu programın bulunmasının müvekkili şirketin bu durumdan habersiz olduğunu gösterdiğini, müvekkili şirketin kullandığı tüm programların bedellerini hak sahiplerini ödediğini beyanla, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince; “davaya konu olan bilgisayar yazılımı davacı şirketçe satışı yapılan bir ürün olduğu, dava tarihindeki satış bedelinin Türk Lirası olarak hesaplandığının kesin olarak dava dilekçesinde gösterildiği, FSEK’nun 68. maddesi uyarınca üç katı kadar bedel talep edildiği bildirilmesine rağmen, dava dilekçesinde belirttikleri bedelin üç katı yerine yalnızca 32.772,00 TL için belirsiz alacak davası açtıklarını, davacının kendisi tarafından üretilen ve satışa sunduğu bilgisayar programlarının toplam rayiç bedelini dava dilekçesinde belirttiğini, buna rağmen davasını belirsiz alacak davası olarak açma yoluna gittiği nazara alındığında, davacı, dava tarihi itibariyle de söz konusu programların tazminata esas alınacak toplam rayiç bedelini belirleyebilecek durumda olup, 6100 sayılı HMK’nın 107. maddesinde belirtilen ve şartları oluşmayan belirsiz alacak davası açamayacağı” gerekçesiyle dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Kararı davacı yan istinaf etmiş; ürünlerin özellikleri ve kullanım imkanlarına göre bedelinin sırf kendi satış liste fiyatlarına göre tespitinin mümkün olmadığını, ancak bilirkişi incelemesi neticesi bu rakamların kesin olarak belirlenebileceğini, yasanın hakime tanıdığı indirim yetkisinin de bulunduğunu ve bunu davacının bilemeyeceğini, ürünün sürüm yılı, eski olmasından kaynaklı değer analizi vb pek çok kriterle değerinin belirleneceği , ayrıca ürüne ilişkin kampanyalı ve kampanyasız fiyatların dahi farklı olduğu bu nedenle davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesinde usul hukuku açısından bir engel bulunmadığı nedenle davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesinin hatalı olduğunu beyanla kararı istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava FSEK kapsamındaki bir eserin izinsiz çoğaltılıp kullanılmasına dayalı tazminat davasıdır.FSEK ‘nun ilgili maddesindeki tazminat düzenlemesi şu şekildedir: MALİ HAKLARA TECAVÜZ HALİNDE :MADDE 68 – (Değişik: 5728 – 23.1.2008 / m.137) Eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya hertürlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir.Görüldüğü gibi yasa tazminat kriteri olarak sözleşme yapılmış olması halinin yanı sıra ” rayiç bedel” i de dikkate almaktadır.Sözleşme yapma ihtimalinde dahi , iki tarafın mali ve sosyal durumu, alınacak ürün adedi, kullanım süresi, ürünün sürüm tarihçesi ve güncelliği gibi fiyatlandırmayı etkileyecek yan unsurlar bulunmaktadır. Rayiç bedel ise tamamen piyasa koşulları ile belirlenecektir. Bu durumda davanın neticei talep kısmının kesin ve net olarak belirli olduğundan bahsetmek mümkün görülmediğinden davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesi noktasında dava şartı noksanlığı bulunmadığından ilk derece mahkemesi kararı yerinde görülmeyip kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davacı yanın istinaf başvurusunun KABULUNE; İlk derece mahkemesinin kararının HMK 353/ 1-a-4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ,Davanın görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE2- Davacı yanca yatırılan peşin harcın talebi halinde iadesine 3- Davacı yanca yapılan istinaf gideri olarak başvuru harcı 121,30 TL, 1 tebligat gideri 14,00 TL posta gideri 17,63 TL ki toplam 152,93 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine 4-Duruşmasız olarak inceleme yapıldığından ücreti vekalet tayinine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 353/1-a 4 uyarınca KESİN olmak üzere ve oy birliğiyle karar verildi. 04/10/2019