Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1050 E. 2022/61 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1050 Esas
KARAR NO: 2022/61
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/01/2019
NUMARASI: 2017/57 2019/14
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)|Marka (Manevi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 19/01/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkilinin TSE markası üzerine hak sahibi olduğunu, davalının ise herhangi bir izne sertifika ve belgeye sahip olmaksızın “…” markalı ürünlerinin reklamlarında TSE markasını haksız olarak kullandığını, konuyla ilgili suç duyurusunda bulunduklarını, davalının bu eyleminin markaya tecavüz oluşturduğunu belirterek davalının eyleminin markanın tecavüz oluşturduğunun tespitine, 5650,00 TL maddi, 16.950,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre; “…Toplanan deliller, yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi ile, davacıya ait garanti markası olan “TSE” markasının davalı şirketin ürünleri üzerinde, iş evrakında ve iş yerinde bulunan tabela ve tanıtımlarda kullanılmadığı, yalnızca iş yerinin dış tabelasının üzerinde dikkat çekmeyecek şekilde yer aldığı, davalıya ait ürünün davalı şirket tarafından tüketicilere bizzat götürülerek satışının yapıldığı, damacanalar üzerinde “TSE” ibaresinin yer almaması nedeniyle bu durumun marka hakkına tecavüz teşkil etmeyeceği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafında; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar etmiştir Ayrıca davalının davaya cevap vermediğini, mahkemenin keşif yaptığını, keşif mahallinden ayrılırken dış tabelada TSE markasının kullanıldığı iddialarıyla ilgili tespit yapıldığını, bilirkişinin tabelada yer alan TSE markasının ürünlerde kullanılmadığını ve tabelanın 10 yıllık olduğunu gözeterek bu eylemin markaya tecavüz fiilinin oluşturmadığı yolunda görüş beyan ettiği, oysa itirazlarında da belirttikleri üzere SMK’nın 7/3 ç. Md. Belirtildiği üzere işaretin teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılmasının hukuka aykırı olduğunu, ayrıca markaya tecavüz sayılan fiillerin SMK’nın 29. Maddesinde gösterildiği, davalının dış tabelasında TSE markasının çok net ve açık bir şekilde kullandığı, tabelanın kaç yıllık olduğu hususunun bu durumu değiştirmediği bildirmiştir. Davalı vekili istinafa cevap vermemiştir. Mahkemece davacıya ait marka tespit belgelerinin dosyaya celp edildiği görülmüştür. Mahkemece alınan 07.07.2017 tarihli bilirkişi raporunda; “Davacı … kurumunun “TSE” markası üzerinde ticari ve garanti markası olarak tüm emtialar da hak sahibi olduğuna, Davalı tarafın “…” ibareli markasının “…” emtialarında tescilli olduğuna, Davalı tarafın kaynak sularını doldurduğu ve davaya konu damacanalar üzerindeki etiketlerde “TSE” ibaresinin bulunmadığına, Dış tabeladaki “TSE” ibaresinin çok eskiden kaldığı ve hiçbir şekilde dikkat çekmekten ve tecavüz fiili oluşturabilecek eylem konumunda bulunmaması sebebi ile marka hakkına tecavüz sayılabilecek fiillerden olmadığına, Davalı tarafın halkın talebine sunduğu davaya konu damacanalar üzerindeki etiketlerde “TSE” ibaresinin bulunmaması sebebi ile marka hakkına tecavüz sayılabilecek fiillerden olmadığına, Davalının ürünlerinde “TSE” ibaresi bulunmaması sebebi ile marka hakkına tecavüz fiillinin oluşmaması ile davacı kurumun herhangi bir maddi ve manevi zararının bulunmayacağına, Davacının maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında takdirin mahkemede olduğu” yolunda görüş bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava markaya tecavüzün tespiti ile maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Davacı taraf davalının markasını kullandığını iddia etmiş, davalı taraf ise davaya cevap vermemiştir. Mahkemece davanın reddine dair verilen kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Konuyla ilgili olarak yapılan keşif sırasında davalı iş yerindeki tabelada sağlı ve sollu iki damacana görselinin sağ altında “TSE” markasının yer aldığı görülmüştür. Her ne kadar mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak söz konusu tabeladaki bu ibarenin dikkat çekmeyecek şekilde yer aldığı ve davacının ürünleri bizzat tüketicilere götürerek satış yaptığı, damacanalar üzerinde TSE ibaresinin yer almaması nedeniyle bu durumun markaya tecavüz etmeyeceği gerekçesi ile dava reddedilmiş ise de davalının iş yeri tabelasında TSE ibaresinin izinsiz olarak kullanıldığı sabittir. Söz konusu bu durum markaya tecavüz niteliğindedir. Davalının damacanaları tüketicilere götürmüş olması sonuca etkili değildir. Kaldı ki tüketicilerin de davalı iş yerine gelmek suretiyle ürün almaları pek ala mümkündür. Yapılan bu açıklamalar gözetildiğinde mahkemenin markaya tecavüz eyleminin oluşmadığına yönelik tespiti hatalıdır. Davacı taraf davasında ayrıca maddi tazminat talebinde de bulunmuş olup, yargılama sırasında bu konuda bir hesaplama yapılmadığı anlaşıldığından yargılama bu yönüyle de eksik kalmıştır. Bu durumda mahkemece davalının eyleminin markaya tecavüz oluşturduğu gözetilerek maddi tazminat hesabı yönünden bilirkişi heyetinden ek rapor ya da yeni bir heyetten rapor alınarak ve manevi tazminat talebi konusunda da yeniden değerlendirme yapılmak suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 1. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 29/01/2019 tarih, 2017/57 E. – 2019/14 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 37,63 TL posta masrafı olmak üzere toplam 158,93 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.19/01/2022