Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1023 E. 2022/78 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1023 Esas
KARAR NO: 2022/78 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/01/2019
NUMARASI: 2017/541 E. – 2019/22 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden
KARAR TARİHİ: 19/01/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: ASIL DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalının, davacı adına kayıtlı olan … sayılı “…” endüstriyel tasarım tescilinin sahibi olduğunu, davalının tasarıma tecavüz eden eylemlerinin İstanbul 4.FSHH mahkemesinin 2017/43 D.iş sayılı dosyası kapsamında tespit edildiğini, davalı eyleminin aynı zamanda haksız rekabet de teşkil ettiğini, d.iş dosyası kapsamında verilen tedbirin infaz edildiğini beyanla; davalı eylemlerinin tescilli tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, önlenmesi, durdurulması, şimdilik 10.000 TL maddi tazminat, 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsillini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı yanca delil tespitine konu edilen tasarımın yeni ve ayırt edici olmadığını, davalıdan önce ve tasarım tescil başvurusunda önce çok sayıda firma tarafından da ilgili tasarımın kullanıldığını ve harcı alem olduğunu, yenilik ve ayırt edicilik kriterlerine haiz olmadığını, … nolu tasarım hakkında hükümsüzlük davacı açtıklarını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. BİRLEŞEN 2.FSHHM’nin 2017/104 E.- 2017/413 K. sayılı dosyasında
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı adına tescil edilen tasarımın yeni ve ayırt edici olmadığını, davalıdan önce ve tasarım tescil başvurusunda önce çok sayıda firma tarafından da ilgili tasarımın kullanıldığını ve harcı alem olduğunu, yenilik ve ayırt edicilik kriterlerine haiz olmayan bir nitelikte olduğunu, tasarımın yeni ve ayırt edici olmamasının, hükümsüzlük sebeplerinin en temeli olduğunu, belirterek davalı şirket tarafından hukuka aykırı olarak tescil edilmiş bulunan, yenilik kriterine haiz olmayan … nolu tasarım hakkında hükümsüzlük ve sicilden terkin kararı verilmesini ve verilecek kararın ilanına da karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafça sunulan delillerin delil olma vasfı ve doğruluğunun tartışmalı olduğunu, dava konusu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik kriterlerinin haiz olmadığını iddia eden davacının, işbu iddiasını ispat etmekle yükümlü olduğunu, tasarımın gerçek sahibinin müvekkili olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 17.01.2019 tarihli 2017/541 E. – 2019/22 K.sayılı kararıyla; “…Davacı asıl davada tescilli tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden davalı eylemlerinin tespitini, önlenmesini, durdurulmasını ve şimdilik 10.000 TL maddi tazminat, 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmişse de hükümsüzlük kararları geçmişe etkili olarak hüküm doğurduğundan, somut olayda tasarıma dayalı taleplerin yerinde olmadığı” gerekçesiyle; asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne, davalı adına tescilli … nolu endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davalı şirketin müvekkilinin tescilli tasarımına belirgin şekilde benzer olan, taklit bölmeli fırça kabı ürününü kendine ait … markası altında piyasaya arz ettiğini ve satışa sunduğunu, benzerliğin tespit dosyasında alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, müvekkilinin tasarımdan doğan haklarının ihlal edildiğini. -Davalının tasarımın yeni ve ayırt edici olmadığını ispat yönünden katalog sunmuşsa da, katalog için başvuru yapılmasına rağmen ödemeler yapılmadığından yayınlanmadığını, mahkeme tarafından KOSGEB’ e yazılan müzekkere ile bu hususun tespit edildiğini, bir an için kataloğun geçerliliği varsayılsa dahi; ürün numunelerinin acente veya satış temsilcileri gibi kişi ve kuruluşlara gönderilmesinin yenilik kriterine halel getirmeyeceğini, bu hallerde tasarım sahibi ile bu kişi ve kuruluşlar arasında ticari ilişki yanında kişisel ilişkiler de bulunduğu için tasarımın alenileşmediği için yeniliğini etkilemediğini. Kabul edilmemekle birlikte bu belgeler delil olarak kabul edilse dahi tasarımın gerçek sahibinin müvekkili olduğunu gösterdiğini. Davalının TTK 18/2 maddesi gereğince basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gerektiğini, tasarım başvurusuna itiraz etmediğini buna rağmen tasarım tescilinden doğan haklarına tecavüz ederek … markalı ürünleri piyasaya sürdüğünü. -Davalının haksız eylemlerinin TTK haksız rekabet hükümlerine de aykırılık teşkil ettiğini, mahkemenin davalının eyleminin haksız rekabet teşkil edip etmediğini incelemediğini, müvekkilinin yıllarca çalışmak suretiyle elde edebildiği emek ve şöhretinin başkaları tarafından ihlal edilmesini hukuk düzeninin himaye etmeyeceğini, ne bilirkişiler ne de mahkeme tarafından haksız rekabet konusunda inceleme yapılmadığını, eksik ve hatalı inceleme yapıldığını, İstanbul 4. FSHHM’nin 2017/43 D.İş sayılı dosyası ile tedbir talebinde bulunulduğunu, mahkemenin tedbir taleplerinin kabulüne karar verdiğini ve kararın infaz edildiğini. -6769 Sayılı Yasa’nın 57/2 fıkrasında ki 12 aylık rüçhan hakkına ilişkin düzenleme hakkında Anayasa’ya aykırılık başvurusu yapılmasına ilişkin taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, 152. Madde deki prosedürün işletilmesini talep ettiklerini, tescil için 12 aylık süre içinde başvuru yapılmamış olmasının tasarım mevzuatının sağladığı mülkiyet hakkından yoksun bırakılması sonucunu doğurmaması gerektiğini. -Birleşen dosya yönünden ise, davalı-birleşen davada davacı vekilinin tasarımın harcı alem olduğunu ileri sürmesine rağmen ispatlayamadığını, dosyaya sadece 2013 tarihli katalog fotokopisi sunduğunu, sunulan belgeler kabul edilmemekle birlikte bir an için delil olarak nitelendirecek olsa bile bu belgelerin tasarımın gerçek sahibinin müvekkili olduğunu gösterdiğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı-birleşen davada davacı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; karşı tarafın endüstriyel tasarım tescil belgesinin başvuru tarihi olan 24/12/2015’den önce KOSGEB aracılığıyla 2012 yılında, yani başvuru tarihinden on iki aydan daha önce bastırmış olduğu … Kırtasiye Ürünleri Kataloğu … 2013 yazan kataloğun içinde kamuya arz edilmesi göz önünde bulundurulduğunda, yenilik kriterinin ortadan kalktığını, davalının KOSGEB kataloğunun yayınlanmadığına dair samimiyetsiz ve gerçek dışı iddiasının bir an için doğru varsayılması halinde ise, müvekkili yada üçüncü bir kişinin, davacı-birleşen davada davacının bu katalog için Aralık 2012 de KOSGEB’e başvuru yaptığını, başvurunun onaylandığını, basım yılı ve basımcı bilgilerine ulaştığını ve kataloğu 2013 yılında bu davayı öngörerek bastırdığını varsaymak gerektiğini ki bunun da abesle iştigal olduğunu, haksız rekabet olgusunun ispatlanamadığını beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: TPMK kaydından; 24/12/2015 başvuru tarihli, 2015/08768 sayılı 1-2-3 numaralı “…” endüstriyel tasarımlarının davacı adına tescilli ve koruma altında olduğu anlaşılmıştır. İstanbul 4. FSHHM’nin 2017/43 D.İş sayılı dosyasında,… Kırtasiye şirketinin talebi üzerine karşı taraf … Şirketi adresinde bilirkişi tarafından inceleme yapıldığı ve Endüstriyel Tasarımcı bilirkişi tarafından düzenlenen raporda davalının Fırça Temizleme Su Kabı Tasarımı” ile davacının … sayılı tasarım tescilinin aynılık derecesinde benzer olduğu ve tüketici nezdinde aynı gibi algılanacağı beyan edilmiş, mahkemenin 15/05/2017 tarihli 2017/43 D.İş sayılı kararıyla tedbir talebinin kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.İlk derece mahkemesince üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan 26.10.2018 tarihli raporda; Dava konusu birbiri ile ayırt edicilik yönünden değerlendirilen 2012 yılı katalogda yer alan 1515 kod numaralı ürün ile davacının … nolu endüstriyel tasarım belgesinde bulunan tasarımların “sulu boya su kabı” olarak tanımlanan plastik malzemeden mamul ürün tasarımları olduğu, her iki tasarım da kapak ve gövde olmak üzere başlıca iki ögeden oluştuğu, kapak üzerinde açılabilir ikincil kapaklar bulunduğu, gövdenin yarı şeffaf plastikten mamul planda kenarları yarım daire, aşağıya doğru daralan prizmatik formda olup, gövde içini iki eşit parçaya böler aynı formda perde bulunduğu, gövde üzerinde gövdenin üst kenarının dış ofsetinde etekli kapak ögesi bulunduğu, kapak üzerinde 2 adet yarım daire formlu ikincil kapakların merkezden dikeyde aynalanmış konumda yer aldığı, ikincil kapakların üzerinde şaşırtmacalı olarak kapak açma dili aynı form ve ebatda yer aldığı, kapağın merkezinde yatayda aynalanmış aynı form ve ebatda fırça yuvaları yer aldığı, davacı tarafa ait … na’lu tasarımlar ile 2012 basım tarihli olduğu belirtilen gene davacı tarafa ait katalogda yer alan … kod no’lu ürünün tüm tasarım unsurlarının, formlarının ve ebatlarının, unsurların birbirlerine göre ve tasarımın genel görünümüne göre olan konumlarının ve ebatlarının birebir aynı oldukları, ürünler arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde farklılık bulunmadığı, birbirleri ile aynı olma derecesinde benzer oldukları sonucuna varıldığı, dosyaya sunulan sunulan kataloğun geçerliliği durumunda , davacı …’ne art … tescil no’lu endüstriyel tasarım belgesindeki tasarımların başvuru tarihi olan 24.12.2015 tarihinden önce kamuya sunulduğu bu nedenle yenilik ve ayırt edicilik özettiklerine sahip olmadığı, Asıl davada; Davacı …ne ait endüstriyel tasarım belgesindeki tasarım ile davalı …Anonim Şirketi ‘nin ürettiği suluboya kabının aynı olma derecesinde benzer olduklarını beyan etmişlerdir.
G E R E K Ç E: Davacı vekili asıl davada, davalı ürününün müvekkilinin tescilli tasarımına tecavüz ve haksız rekabet ettiğinden bahisle, tasarıma tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni, refi, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini, davalı-birleşen davada davacı vekili ise; davacı adına tescilli … sayılı tasarım tescilinin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince birleşen davanın kabulüne, davacı-birleşen davanın davalısının tasarımının hükümsüzlüğüne, hükümsüzlük kararı geçmişe etkili olduğundan, asıl davanın reddine karar verilmiştir. Dairemizce istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ve kamu düzeniyle ilgili hususlarla sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesince davaya konu tasarımın 554 Sayılı KHK’nın yürürlükte olduğu tarihte başvuruda bulunulduğu gözetilmeksizin, hükümsüzlük koşullarının incelenmesinde 6769 Sayılı SMK hükümlerinin uygulanması ve davacı vekilinin asıl davada haksız rekabete dayalı olarak da dava açtığı gözetilmeksizin, haksız rekabet koşulları yönünden gerekçeye yer verilmemesi yerinde olmamıştır. Davacı-birleşen davada davalı vekili, hükümsüzlük yönünden davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından dosyaya aslı ve fotokopisi sunulan kataloğun delil olarak değerlendirilemeyeceğini ileri sürmüştür. Mahkemece kataloğun arkasında yer alan KOSGEB unvan ve web sitesi nedeniyle ve birleşen davanın davacısının talebiyle, KOSGEB’e müzekkere yazılmışsa da, 26/04/2018 tarihli cevabi yazıda, 24/12/2012 tarihinde Genel Destek Programı tanıtım Desteği Başvuru Formu ile (…) tarafından başvuru yapıldığı, başvurunun uygun bulunduğu, ancak işletme tarafından ödeme talebinde bulunulmadığı, ödemeye esas belge eki olan Kataloğunda sunulmadığı, kataloğun yayınlanma tarihine ilişkin hiçbir bilgi ve belge bulunmadığının bildirildiği, göz önüne alınarak, mahkemenin; ” ürünün KOSGEB aracılığıyla 2012 tarihinde bastırılan “…” yazan kataloğun içinde kamuya arz edildiğine” ilişkin gerekçesi yerinde değildir. Hükümsüzlük delili olarak değerlendirilebilmesi için, Katalog tarihinin kanaat verici şekilde ispatlanması gerektiğinden, mahkemece davalı-birleşen davada davacı vekilinin dilekçelerinde de ileri sürdüğü üzere katalog basımını yaptığı anlaşılan … isimli firmaya müzekkere yazılarak ve katalog örneği gönderilerek, basım tarihinin bildirilmesi ve basıma ilişkin fatura örneğinin gönderilmesinin istenmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiş, davacı birleşen davanın davalısı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın katoloğun basım tarihinin açıklandığı şekilde tespit edildikten sonra, birleşen davada hükümsüzlük talepleri değerlendirilerek, karar verilmek mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 17/01/2019 tarihli 2017/541 E. – 2019/22 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde asıl davada davacı – birleşen davada davalı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; davacı-b.davada davalı avansından kullanıldığı anlaşılan; 242,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 49,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalı-b.davada davacıdan alınarak, davacı-b.davada davalıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 19/01/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.