Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1021 E. 2019/1034 K. 10.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1021 Esas
KARAR NO : 2019/1034 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/497 E.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 10/05/2019
İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ tarafından verilen karara karşı, tarafların istinaf başvuruları üzerine dosya dairemize intikal etmekle, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekilinin İstanbul 1.FSHHM’nin 2018/497 E.sayılı dosyasında; dava dilekçesinde; davacı şirketin halen sinemalarda gösterilmekte olan “…” adlı sinema filminin proje tasarımcısı olduğunu, 01.09.2016 tarihli Sözleşmenin 6/a bendi uyarınca şirketin jenerikte proje tasarımcısı olarak yer alacağını,bu hususun kamuya ve sektöre duyurulacak olduğunu, filmin jeneriğinin hazırlanması aşamasında karşı yanın farklı davranışlar içine girdiğinin öğrenilmesi nedeniyle davalıya ihtar gönderildiğini, davalının sözleşmeye aykırı davrandığını bu nedenle sözleşmenin 8/d bendi kapsamında davacı yanın cezai şart talep etme hakkının doğduğunu, HMK 107. madde kapsamında cezai şart bedeli ile ilgili olarak 50.000 TL nin taahhüdün ihlal edildiği tarih olan, filmin ilk alenileştiği tarih olan 26.10.2018 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faiziyle davalıdan tahsiline, yayın yasağı kararı verilmesine, davalının filmin dağıtıcısındaki hak edişinin davalıya ödenmesinin durdurularak dava sonuna kadar ‘… A.Ş.’ne (…, …. Cad. … Yolu, No:…, K:…, …/İstanbul) de muhafaza edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin birleşen İstanbul 2.FSHHM’nin 2018/549 E. – 2018/275 K.sayılı dosyasında; Müvekkili şirketin halen sinemalarda gösterilmekte olan “…” adlı sinema filminin proje tasarımcısı olduğunu, yaklaşık 3 yıl boyunca emek sarf ederek, filmin tüm hazırlık işlemlerini tamamladığını, giderlerini karşıladığını, filmi hayata geçirebilmek için yatırım yapmayı teklif eden davalı ile dosyaya ibraz ettiği 01.09.2016 tarihli sözleşmeyi akdettiklerini, sözleşme gereği davalının kendisine ödemesi gereken dava konusu filmin gişesi üzerinden yapmayı taahhüt ettiği nispi ödemeleri yapmadığını, ayrıca sözleşme gereği müvekkili şirketin adının jenerikte “proje tasarımcısı” olarak yazılmasının kararlaştırılmasına rağmen davalının bu edimini kesten yerine getirmediğini bu nedenle akdin ihlalinden dolayı cezai şartın tahsili için İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/497 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, halen gösterimi devam eden filme ilişkin olumsuz yorum yapılmaması, film gişesinin olumsuz etkilenmemesi ve filme konu … sevenlerinin farklı düşüncelere kapılmasına neden olunmaması için dava dosyası hakkında gizlilik kararı verilmesini ve bu çerçevede basın -yayın yasağı konulmasını ayrıca müvekkili lehine belirsiz alacak olarak talep ettikleri 500.000 TL’nin davanın kabulü halinde ileride hüküm altına alınacak bedelden mahsup edilmek, reddi halinde ise yasal faizi ile birlikte iade edilmek üzere “geçici ödeme” şeklinde müvekkiline tediye edilmesine karar verilmesini, bu taleplerinin reddi halinde davalının dava süreci içerisinde elde edeceği gelirleri kaçırma ihtimalinin yüksek olması nazara alınarak davalının alacaklarının 500.000.TL’lik kısmı üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiği,iş bu davanın mahkemenin 2018/497 esas sayısı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği görülmüştür. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; Taraflar arasında 01.09.2016 tarihli “Mali Haklar Devir Sözleşmesi” imzalandığını, Bu sözleşmeye ek olarak 19.09.2017 tarihli “Ek protokol” imzalandığını, Sözleşme ve ek protokol davacı vekili tarafından 14.01.2019 tarihli cevaba cevap dilekçesinde de kabul ve ikrar edildiğini, tartışma konusu olmaktan çıktığını, 19.09.2017 tarihli protokolün 4. Maddesi gereğince 60.000 TL nin davalı müvekkili tarafından ödenmesi halinde tarafların birbirini ibra edeceğini, bu tutarın protokolün imzalandığı tarihte müvekkili tarafından ödendiğini, tarafların bu şekilde birbirlerini ibra etmelerinin yanı sıra 5. Maddede masraf, vekalet ücreti vb. herhangi bir hak ve alacak taleplerinin kalmayacağını kararlaştırıldığını, Buna rağmen davacı tarafın vekili …’a aynı tarihte 13.500 TL vekalet ücreti de ödendiğini, davacı yanın kötü niyetli olduğunu, “Mali Haklar Devir Sözleşmesi”nin 5/d maddesinde özetle davacı; tüm izinsiz ve hukuka aykırı kullanımlarda bunu gerçekleştiren kişi ve kuruluşlara karşı hukuk ve ceza davalarını kendi nam ve hesabına ikame ve takip yetkisine … sahip olduğunu kabul, beyan ve taahhüt eder hükmününde yer aldığını, yapılan ödemelerin bir kısmının davacı tarafça kendilerine yapılmadığından bahisle inkar edilmişse de bu ödemelerin şirket sahibi olan … veya … şirketinin yükümlülüğünde olan ödemeleri yapmaması nedeniyle taraflar arasındaki sözleşme konusuyla ilgili yapılan ödemeler olduğunu ve Bu durumun dekontlardaki açıklamalarda “…. FİLMİ” şeklinde belirtilmiş olduğunu, … davacı firmanın sahibi olduğunu, … yapılan ödemeler …a şirketiyle imzalanan sözleşmeden doğan maktu bedel ve ileriye dönük gişe hasılatına ilişkin avanslar kapsamında olduğunu, Bu hususun bazı dekontlardaki açıklamada “… ” şeklinde belirtilmiş olduğunu, .. ile müvekkili arasında başka bir sözleşmenin bulunmadığını, … ve sahibi olduğu … şirketinin 2 ayrı hakka sahip olduğu davacı tarafından iddia edilmişse de …. telif hakkı sahibi olduğu gibi bir iddianın yersiz ve mesnetsiz olduğunu, …. telif hakkı sahibi iddiasını davacı tarafın ispatla yükümlü olduğunu, müvekkili şirketin … ödeme yapmasının tek sebebinin 01.09.2016 tarihli sözleşme olduğunu, 01.09.2016 tarihli sözleşmeye göre müvekkilinin davacı tarafa 675.000 TL maktu para borcundan çok daha fazla ödeme yapıldığını, Bu durumun sebebi ise gişe hasılatından doğması muhtemel borçlara ilişkin iyiniyetli ve insani hassasiyetle yapılan ödemeler olduğunu, müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, Sözleşmede kararlaştırılan gişe hasılatına ilişkin bedeli düzenleyen 5.3 maddede belirtilen filmin maliyetinin müvekkili için belirlenememiş olduğunu,bunun yanı sıra gişeden doğan hasılatın müvekkilinin eline geçmemiş olduğunu, bunun sebebinin de ortak yapımcı ve dava dışı Dijital Yapım ve eseri müvekkili şirketin muvafakati olmaksızın dağıtan ve yayımlayan … Sinema ile devam eden hukuki ihtilaflar olduğunu, Tüm bu süreçlerin medyaya dahi yansıdığını, usule ve esasa aykırı olan; İhtiyati tedbir talebinin ve tevdii mahalli talepleri ile geçici ödeme talebinin REDDİNE karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır. İstanbul 1.FSHHM’nin 2018/497 E. Sayılı 23.01.2019 tarihli kararıyla; mahkemenin ihtisas mahkemesi olması sıfatıyla bilirkişi raporu alınması dahil yargılama sürecinin uzun bir zaman dilimine yayılacak olması, hak ve menfaatler dengesine ve yaklaşık ispat ölçüsü, göre; HMK.nun 389 vd. maddeleri uyarınca ‘…’ adlı filmle ilgili elde edilecek davalıya ödenecek gelirlerin takdiren 1.000.000 TL.lik kısmı üzerine tevdii mahalli belirlenmesi suretiyle İHTİYATİ TEDBİR konulmasına, tedbir kararının filmin dağıtıcısı olan firmaya bildirilmesine, HMK 389 vd. Maddeleri kapsamında belirlenen bedelin yatırılacağı tevdii mahalli olarak İstanbul Çağlayan şubesi …Bankası şubesinin tevdii mahalli olarak tayinine, açılacak hesabın vadeli hesap olarak açılmasına ve yatırılacak tutara en yüksek oranda faiz tahakkuk ettirilmesi için ilgili bankaya müzekkere yazılmasına, Kararın nöbetçi İstanbul İcra Müdürlüğü vasıtasıyla infazına, karar vermiştir. Davacı vekilinin 25.01.2019 tarihli dilekçesiyle; mahkemenin 23.01.2019 günlü ara kararının, başta …. adlı filmin dağıtımcısı …A.Ş. ile münferiden sözleşme akdederek, … San. ve Tic. A.Ş’nin payı da dahil, tüm bedelleri tek başına ahzettiği bildirilen ortak yapımcı: …Sanayi Ticaret Ltd.Şti. olmak üzere filmi ticaret mevkiine koyacak sair üçüncü kişilere de teşmil olunması talebinde bulunduğu,Mahkemenin 30.01.2019 tarihli kararıyla; davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin üçüncü kişilere teşmil olunması talebini reddettiği görülmüştür. Davalı vekili 28.01.2019 tarihli istinaf dilekçesiyle; 23.01.2019 tarihli ihtiyati tedbir kararına karşı usule ve esasa ilişkin itirazlarını bildirerek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, talep ettiği görülmüştür.Davacı vekili 18.02.2019 tarihli istinaf dilekçesiyle; mahkemenin 30/01/2019 tarihli red kararının kaldırılmasını, taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE:Davalı vekilinin istinaf başvurusunun ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ilişkin 23/01/2019 tarihli kararına yönelik olduğu, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise; ilk derece mahkemesinin, ihtiyati tedbirin 3.kişilere teşmili talebinin reddine ilişkin 30/01/2019 tarihli kararına yönelik olduğu anlaşılmıştır.HMK 341/1 uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddi ile ihtiyati tedbir talebinin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek karara karşı istinaf yoluna başvurulabilecektir. İhtiyati tedbir kararlarına karşı itiraz hususu HMK’nun 394.maddesinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. İhtiyati tedbir kararlarına karşı yapılacak itirazları inceleme yetkisi ilk derece mahkemesine aittir. HMK’nun 394/5 maddesinde de itiraz hakkında verilen karara karşı kanun yoluna başvurulabileceği öngörülmüştür. Ortada ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilmiş bir mahkeme kararı bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına yönelik istinaf talebinin reddi ile, söz konusu bu dilekçesinin ihtiyati tedbire itiraz dilekçesi kabul edilip bu itirazla ilgili ilk derece mahkemesince HMK’nun 394.maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasen istinafı kabil olan ek tedbir talebinin reddi kararına yönelik olduğu anlaşılmışsa da; ek tedbir talebinin 23/01/2019 tarihli tedbir kararına bağlı olduğu, tedbir kararına yönelik itirazların ilk derece mahkemesi tarafından incelenerek, taraflarca verilecek karara karşı istinaf başvurusunda bulunulması halinde birlikte incelenmesi gerektiği, ilk tedbir kararına karşı itiraz yolu tüketilmeden, ek tedbir talebinin reddi kararının incelemesinin yapılamayacağı, kanaatiyle bu aşamada davacı vekilinin istinaf taleplerinin incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-6100 sayılı HMK’nın 341/1 ve 352.maddeleri uyarınca davalı vekilinin istinaf talebinin USULDEN REDDİNE, 2-Dosyanın HMK’nun 394.maddesi çerçevesinde değerlendirme yapılmak üzere ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,3-Davacı vekilinin istinaf talebinin bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına, 4-Davalı vekilinin istinaf talebi incelenmediğinden istinaf harçlarının talebi halinde kendisine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 341/1 ve 352. maddeleri uyarınca 10/05/2019 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.