Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1012 E. 2019/2809 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1012 Esas
KARAR NO : 2019/2809
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/12/2016
NUMARASI : 2015/138 E. – 2016/214 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/12/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 356. maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma açılarak yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili, “müvekkilinin, Vakıf Senedinin Kadıköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/05/2012 tarih ve 2012/96 Karar sayılı kararıyla tescil edildiğini, Vakıflar Genel Müdürlüğü kayıtlarında da müvekkilinin kısa adının TÜZDEV olarak kaydedildiğini, Türkiye çapında faaliyet gösterdiklerini, davalı derneğin ise 2008 yılında kurulduğunu, hemen hemen aynı amaçla çalıştıklarını, müvekkilinin WEB sitesinde … yazısının renkli harfler ile yazılı olduğunu, davalının Mayıs 2014 tarihine kadar mavi renkli çizgi çocuk simgesi kullanmasına rağmen bu tarihte logosunu değiştirerek … yazısını renkli harflerle yazmaya başladığını, hemen dernek yetkililerini arayarak bu durumu düzeltmelerini rica ettiklerini, derneğin TPE’de kayıtlı logosunun da mavi renkli …+çizgi insan şekli biçiminde olduğunu, daha sonra ise 24/07/2013 tarihinde tescil ettirdiği …. markasını gerekçe göstererek müvekkiline ihtarname gönderildiğini ve … ibaresinin kullanılmamasının istendiğini, davalı taraf vakıf değil dernek olmasına rağmen hem … hem …. markalarını kullanmasının, yanıltma amacına yönelik olduğunu, mutlak ve nispi red nedenlerinin mevcut olduğunu,” iddia ile davalı adına tescilli 2012/57181 no’lu … markasının hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinin talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde, “556 sayılı KHK’nın 63.maddesi gereği 3.kişilerin açacakları hükümsüzlük davalarında yetkili mahkemenin marka sahibinin ikametgah mahkemesi olduğunu, bu nedenle davanın Bakırköy FSHHM’de açılması gerektiğini, davacının mutlak ve nispi red nedenlerine göre hükümsüzlük talep etmesine rağmen bunları açıklamadığını, açıklaması gerektiğini, tescil tarihinden itibaren 5 yıl dolmadığı için hükümsüzlük talebinin reddi gerektiğini, gerçek hak sahibinin müvekkili dernek olduğunu, 2008 yılından beri yürüttükleri yoğun faaliyetler sonucunda kamuoyunda tanındıklarını, önemli projeler yürüttüklerini, TPE sicilinde kayıtlı … markalarının bulunduğunu, buna karşılık davacının, son dönemlerde …. markasını kullanmaya başladığını, kendilerine ihtarname gönderdiklerini, ancak davalının bu kıllanıma devam ettiğini, davacının internet sitesinde, müvekkilinin tescilli insan figürünü de kullandıklarını, müvekkilinin davacıdan 4 yıl önce kurulduğunu, davacının vakıf olmasının kendisine bir rüçhan sağlamadığını, kaldı ki davacının kısa adının … olmadığını, davacının kötüniyetli hareket ettiğini, … markası üzerinde gerçek hak sahipliğinin müvekkiline ait olduğunun Google arama motorunda … yazılıp arandığında daha çok sonuç ortaya çıktığını, … markasını 2011 yılında, … markasının ise 2012 yılında tescil ettirdiklerini, 2014 yılında kurumsal kimliklerini değiştirerek yeni logoyu kullanmaya başladıklarını, www…..org sitesini 2011 yılında tescil ettirdiklerini, sosyal medyada tanındıklarını, zeka ve okul oyunları konularında eğitim faaliyetlerini yürüttüklerini, atölyeler kurduklarını ve projeler geliştirdiklerini, davacının faaliyetlerinde hem müvekkilinin … markasını hem insan figürü logosunu kullandığını, davacının kullanımlarının marka hakkında tecavüz oluşturduğunu,” iddia ile asıl davanın yetki yönünden reddini, karşı dava bakımından tedbir kararı verilmesini, davacı-karşı davalının eylemlerinin haksız rekabet ve markaya tecavüz oluşturduğunun tespitini, durdurulmasını, giderilmesini, davalının vakıf senedinde geçen … ibaresinin vakıf sicilinden silinmesini, kararın ilamını talep ve dava etmiştir. Davacı – karşı davalı cevap dilekçesinde, “yetki itirazını mahkemenin taktirine bıraktıklarını, davalının aslında hiçbir yerde … markasını kullanmadığını, kötüniyetli olarak ve müvekkilinin bu adı kullanmasını engellemek maksadıyla tescil ettirdiğini, davalının tescilinin kötüniyetli olduğunu, davalının bu dava açıldıktan sonra bir kez daha … markasını tescil ettirmek için TPE’ye başvurduğunu, … yazısının renkli yazılmasının ve insan figürünün müvekkili tarafından tasarlattırıldığını, ” savunarak karşı davanın reddini istemiştir.İlk Derece Mahkemesi Kararı; Mahkeme 06/12/2016 tarihinde, “asıl davanın kabulüne, vakıf senedi ve mahkeme ilamına göre Tüzdev markası üzerinde gerçek hak sahibi davacı olduğundan davalıya ait 2012/57181 no’lu Tüzdev ibareli markanın hükümsüzlüğüne, terkinine aynı gerekçe ile karşı davanın reddine,” karar vermiştir.Davalı vekili 16/01/2017 harç tarihli istinaf dilekçesi ile istinaf başvurusunda bulunmuş ve “davacı tarafın KHK 8/3 maddesi gereğince gerçek hak sahipliğini ispat edemediğini, tescilin etkisinin açıklayıcı değil kurucu olduğunu, KHK 8/3 maddesinden yararlanmak için sadece önceki tarihte kullanımın yeterli olduğunu ve bu kullanımın ticari bir kullanım olmadığını, vakıf senedinde vakıf adının kısaltmasının … olduğunun yazılı olmasının, markasal bir kullanım olmadığını, www…..org internet sitesinin de markasal bir kullanım oluşturmadığını, markasal kullanımın tanık ile ispat edilemeyeceğini, KHK 8/3.maddesi gereği gerçek hak sahibi olabilmek için ihdas, istimal ve maruf hale getirme şartlarının gerçekleşmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda davacının … markasını maruf hale getirdiğini ispatlanamadığını ve hükümsüzlük talebinin reddi gerektiğinin belirtildiği, kararda hem bilirkişi raporunun hükme dayanak yapıldığı belirtildiğini ve hem de rapordan farklı karar verildiğini, bunun adalet duygusunu zedelediğini, şayet mahkeme tanık beyanlarını esas aldı ise bu durumda … ibaresinin 2011 yılından beri “Tüm Üstün Zekalıları ve Dahi Çocuklar Eğitim Vadisi” isimli projenin gerçekleştirilmesi için müvekkili tarafından kullanıldığının da gözden kaçırılmaması gerektiğini, davalı kullanımlarının iltibas yarattığının tanık beyanlarından anlaşıldığını,” iddia ile ve önceki savunmalarını da tekrar ederek, istinaf konusu kararın kaldırılmasını istemiştir.Dairemizin 05/10/2017 tarihli 2017/695 Esas-2017/2988 Karar sayılı kararıyla; “Davalı-karşı davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile, 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Bakırköy 1. FSHHM’nin 06/12/2016 tarih ve 2015/138 E., 2016/214 K. sayılı kararın asıl dava yönünden kaldırılmasına,-Asıl davanın kısmen kabulü ile, davalıya ait … ibareli 2012/57181 no’lu markanın eğitim öğretim hizmetleri, sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme hizmetleri, idare hizmetleri, spor, kültür ve eğlence hizmetleri, dergi, kitap, gazete vb. gibi yayınların basına hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılması ve bunların dağıtımına ilişkin hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne, bu sınıf hizmetlerin sicilden terkinine, tescil kapsamındaki diğer hizmetler yönünden hükümsüzlük taleplerinin reddine
-Karşı dava yönünden istinaf isteminin reddine” karar verilmiştir.Davalı-karşı davacı vekilinin temyiz başvurusu üzerine; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 04/03/2019 tarihli 2017/5084 Esas- 2019/1771 Karar sayılı kararıyla; “davalı-karşı davacının, karşı davasında 22.06.2012 başvuru tarihli 2012/57181 sayılı “…” ibareli markasına vaki tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve men’i dışında, 13.06.2012 başvuru tarihli 2012/54248 sayılı “ …+Şekil” ibareli markasındaki şekil unsurunun da davacı-karşı davalı tarafından kullanıldığı iddiasına dayalı olarak marka tecavüzü ile haksız rekabetin tespiti ve men’i taleplerinde bulunmuştur. Bu durumda davalı-karşı davacıya ait 2012/54248 sayılı “ …+Şekil” ibareli marka yönünden ileri sürülen iddialar bakımından da değerlendirme yapılarak olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken belirtilen hususlar değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği, bozmayı gerektirdiği” açıklanarak, Dairemizin kararının bu hususlarda bozulmasına, davalı-karşı davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.Dairemizce Yargıtay bozma ilamı taraf vekillerine tebliğ edilerek, duruşma açılmış, davacı-karşı davalı vekilinin önceki kararda direnilmesini, davalı-karşı davacı vekilinin bozma ilamına uyulmasını talep ettiği anlaşılmakla, usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyulmasına ve bozma kararı doğrultusunda, 2012/54248 sayılı “….+Şekil” ibareli markası ile davacı-karşı davalı tarafın markasal kullanımının benzer olup olmadığı, iltibas yaratıp yaratmadığı konusunda, markada grafik unsur bulunduğundan grafik tasarım uzmanı bilirkişi ve marka vekili bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.05/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davalı-karşı davacı tarafa ait, 2012/54248 sayılı markadaki insan figürü ile, davacı-karşı davalıya ait görselde yer alan insan figürlerinin oluşturulma biçimleri, vücut yapıları, duruşları, bakış yönleri ve renklerinin birbirinden oldukça farklı olduğu, davalı tarafa ait yazı grafik kompozisyon ile, davacıya ait yazı grafik kompozisyonda kullanılan renklerin benzer tonda olduğu ancak davalı tarafın kompozisyonunda renklerin harflerin altında zemin rengi olarak kullanıldığı, davacı kompozisyonunda ise harflerin kendi renkleri olduğu, renk sırasının farklı olduğu ve renklerin kullanım biçiminin farklı olduğu, bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunduğu, farklı olarak algılandıkları beyan edilmiştir.Davalı-karşı davacı vekilinin rapora itirazı üzerine, bilirkişilerden ek rapor alınmış, bilirkişilerin 24/11/2019 tarihli ek raporlarında; grafik unsurlar arasında düşük benzerlik olduğu noktasında kök rapordaki görüşlerini koruduklarını, davalı-karşı davacının markasındaki …. ibaresi ile davacı-karşı davalının … ibaresinde bir harf farklı ise de; belirgin düzeydeki işitsel benzerliğin, grafik unsurlardaki farklılık sebebiyle ortalama tüketici nezdinde karışıklığa yol açmayacağını beyan etmişlerdir.Dairemizce Yargıtay bozma kararı kapsamında yapılan incelemede; davalı-karşı davacı tarafından 2012/54248 sayılı “ …+Şekil” ibareli markasındaki şekil unsurunun da davacı-karşı davalı tarafından kullanıldığı iddiasına dayalı olarak marka tecavüzü ile haksız rekabetin tespiti ve men’i taleplerinde bulunulmuşsa da, Dairemizce alınan kök rapor ve ek raporda; davalının kullanım görselindeki insan figürü ile yazı grafik unsurunda farklılıklar bulunduğu , davacı-karşı davalının markasal kullanımındaki … sözcük unsuru ile davalı-karşı davacının tescilli markasındaki … ibareli markasındaki işitsel benzerlik bulunsa dahi grafik unsurlardaki farklılıkların, davacı kullanımının iltibas yaratmasına imkan vermeyecek şekilde ayırt edicilik kazandırdığının tespit edildiği, karşı davada ileri sürülen markaya tecavüz ve haksız rekabet iddiasının ispatlanamadığı kanaatiyle, davalı-karşı davacının istinaf isteminin kısmen kabulü ile kısmen reddine, mahkeme kararının kaldırılmasına, Dairemizin önceki kararının Yargıtay bozma kararı dışında kalan kısmı kesinleşmiş olmakla yeniden hüküm tesisine yer olmadığına, hükmün tekrarı ile yetinilmesine, bozma kararına konu karşı davanın reddine karar verilmiş, tarafların aşamalardaki usuli kazanılmış hakları korunarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:Davalı-karşı davacının istinaf isteminin kısmen kabulü ile kısmen reddine, 1-Bakırköy 1.FSHHM’nin 2015/138 E. – 2016/214 K. Sayılı hükmünün 6100 sayılı HMK 353/1-b-2 ve 3 maddeleri gereğince KALDIRILMASINA, -Dairemizin 05.10.2017 tarih 2017/695 E. – 2017/2988 K.sayılı hükmünün 1 nolu bent altında, a, b, c, d maddelerine ilişkin olarak, hüküm Yargıtay bozma ilamı kapsamında kalarak kesinleşmiş olmakla, bu konuda yeniden hüküm tesisine yer olmadığına, hükmün tekrarı ile yetinilmesine, a-Asıl davanın kısmen kabulü ile davalıya ait TÜZDER ibareli 2012/57181 nolu markanın Eğitim Ve Öğretim Hizmetleri, Sempozyum, Konferans, Kongre Ve Seminer Düzenleme Hizmetleri, İdari Hizmetleri, Spor, Kültür Ve Eğlence Hizmetleri, Dergi, Kitap, Gazete Vb. Gibi Yayınların Basına Hazır Hale Getirilmesi, Okuyucuya Ulaştırılması Ve Bunların Dağıtımına İlişkin Hizmetler yönünden HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, bu sınıf hizmetlerin sicilden terkinine, tescil kapsamındaki diğer hizmetler yönünden hükümsüzlük taleplerinin reddine, b-Davalı karşı davacının açmış olduğu davanın reddine, 2-İlk derece yargılaması yönünden; A-) Asıl Dava Yönünden;-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 19,20 TL harcın davalıdan tahsiline,-Davacı tarafından yapılan 100 TL tebligat ve müzekkere gideri 2.100,00 TL bilirkişi ücreti toplam 2.200,00 TL yargılama giderinden kabul red oranına göre (takdiren 1/2) 1.100,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, -Asıl davanın kısmen kabulü kısmen reddi nedeniyle 2.860,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya, 2.860,00 TL avukatlık ücretinin de davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,B-) Karşı Dava Yönünden;-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 19,20 TL harcın davalı- karşı davacıdan tahsiline,-Karşı davacı tarafça yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,-Kendisini vekille temsil ettiren davacı-karşı davalı lehine hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre markaya tecavüz davası yönünden 3.931,00TL maktu, haksız rekabet davası yönünden 3.931,00 TL maktu, vekalet ücreti taktirine davalı-karşı davacıdan tahsil edilerek davacı-karşı davalıya ödenmesine,3-İstinaf yargılaması yönünden;
-İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden davalı-karşı davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, -İstinaf yargılaması için davalı-karşı davacı avansından kullanıldığı anlaşılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 154,30 TL temyiz yoluna başvurma harcı, 51,70 TL tehir-icra karar harcı ile 198,40 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 490,10TL’nin kabul ve red oranına göre 122,53 TL’lık kısmının davacı-karşı davalıdan alınarak, davalı-karşı davacıya verilmesine, 1.500,00 TL bilirkişi ücretinin davalı-karşı davacı üzerinde bırakılmasına,-İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından yapılan celse sayısı da dikkate alınarak, davacı-karşı davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul yönünden 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak, davacı – karşı davalıya verilmesine, İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından yapılan celse sayısı da dikkate alınarak, davalı-karşı davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, red yönünden 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak, davalı – karşı davacıya verilmesine, 4-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, duruşmalı yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 25/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.