Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1007 E. 2019/946 K. 02.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1007 Esas
KARAR NO : 2019/946
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/03/2019
NUMARASI : 2019/473 2019/493
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ: 02/05/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İhtiyati tedbir isteyen vekili, müvekkili ile karşı taraf … arasında samimiyet bulunduğunu, bu nedenle zaman zaman karşılıklı olarak birbirlerine hatır çekleri verdiklerini, esasen taraflar arasında alacak borç ilişkisi bulunmadığını, verilen çeklerden bir kısmının diğer karşı tarafa ciro edildiğini ve bu kişinin de müvekkili ve … aleyhine icra takibine geçtiğini belirterek İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … ve … esas sayılı icra dosyalarındaki takiplerin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir. Mahkemece, 18/03/2019 tarihinde menfi tespit davasının açılmamış olduğu, arabuluculuk yoluna başvurulmadığı, icra takibi açıldıktan sonra ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği gerekçeleriyle talebin reddine karar verilmiş, kararı ihtiyati tedbir isteyen vekili istinaf etmiştir. İhtiyati tedbir isteyen vekili istinaf sebebi olarak; kararın dosya kapsamına uygun olmadığını, öncelikle menfi tespit davası açılmadan önce ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, TTK’nun 5/a maddesi gereğince dava açılmadan önce arabulucuya gidilmesinin dava şartı olduğunu, buna göre 8 haftalık süre içerisinde müvekkilinin telafisi güç zararlara uğramasının söz konusu olduğunu, bu itibarla menfi tespit davası açılmadığı ve arabulucuya başvurulmadığı gerekçesiyle talebin reddinin hatalı olduğunu, çoğun içinde az da bulunur ilkesi gereğince İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi yolunda tedbir kararı verilmesinin mümkün olduğunu, ayrıca HMK’nun 389.maddesinin gözardı edildiği, bu nedenle müvekkilince verilen hatır çeklerinden dolayı müvekkilinin borcu olmadığını, karşı tarafların anlaşarak müvekkili aleyhine işlem yaptığını, …’ın iyi niyetli olmadığını, çeklerin keşide tarihinden 2,5 yıl sonra temlik alındığını, dolayısıyla olayda ciro hükümlerinin değil alacağın temliki hükümlerinin uygulanması gerektiğini bildirmiştir. Dava dosyası içerisinde durdurulması istenen takiplerin bulunmadığı görülmekle, UYAP ortamında yapılan incelemede; İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; aleyhine tedbir istenilen …’ın ihtiyati tedbir isteyen aleyhine 10 Ocak 2019 tarihinde 3 adet çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlattığı, takibin dayanağı çeklerin 17/06/2016 – 10.000 TL, 13/07/2016 tarih ve 25.000,00 TL, 21/06/2016 tarihli 10.000 TL bedelli çekler olduğu, keşidecisinin ihtiyati tedbir isteyen …, lehtarının ise aleyhine tedbir istenen … olduğu, çeklerin arka kısımlarının fotokopisinin incelenmesinde, … tarafından bankaya ibraz edildiği ve karşılıksız şerhlerinin vurulduğu, karşılıksız şerhlerinin alk kısmında tarih belirtilmeksizin çekten doğan alacakların … tarafından …’a devir ve temlik edildiğine dair yazı ve imzaların bulunduğu görülmüştür. İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde ise, … tarafından …. ve … aleyhine 15.000 TL bedelli çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü yolla takip başlatıldığı, takibe konu çekin 12/10/2016 – 15.000 TL bedelli olduğu, keşidecisinin …, lehtarın … olduğu, …’den çekin …’ye geçtiği, …’nin çeki bankaya ibraz ettiği, karşılıksız şerhinin yazıldığı, daha sonra bu çekin alacağının … tarafından …’a devir ve temlik edildiğine dair imza ve yazı bulunduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Talep, ihtiyati tedbir verilmesine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına yöneliktir. İhtiyati tedbir isteyen taraf dava konusu çeklerin hatır çeki olarak …’a verildiğini iddia etmiştir. Ancak bu konuda talebine ekli olarak herhangi bir delil sunmamıştır. Mahkemece HMK’nun 389.maddesi gereğince bir değerlendirme yapılmaması doğru değil ise de, söz konusu madde gereğince dairemizce değerlendirme yapılmıştır. Yapılan değerlendirme uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat şartının gerçekleşmesi gerekir. Az önce de değinildiği üzere ihtiyati tedbir isteyen tarafından talep konusu çeklerin hatır çeki olarak verildiği hususunda bir delil sunulmadığı, mevcut dosya kapsamı itibariyle yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediği, dolayısıyla ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının yerinde olduğu kanaatine varılmış olup ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-İhtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-İhtiyati tedbir isteyen tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.02/05/2019