Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/991 E. 2021/104 K. 22.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/991 Esas
KARAR NO : 2021/104 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/12/2016
NUMARASI : 2015/329 E. – 2016/1010 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/01/2021
İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ tarafından verilen 22/12/2016 tarihli kararına karşı, davalılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili banka ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında bağıtlanan kredi sözleşmesi uyarınca kredi açıldığını ve kullandırıldığını, davalıların bu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalandıklarından borçtan sorumlu olduklarını, ödeme yapılmaması üzerine hesabın kat edilerek ihtarname keşide edildiğini, buna rağmen ödeme yapılmadığından davalı borçlular hakkında yasal takibe geçildiğini, haksız ve dayanaksız itirazları ile takibi durduklarını belirterek itirazlarının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmalarına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; sözleşme tarihinden 12 yıl geçtikten sonra alacak iddiasından bulunduğunu, TBK 146 md gereğince davanın zaman aşımına uğradığını, 1 yıllık hak düşürücü dava süresinin geçirildiğini, asıl borçlu şirketin tasfiye sürecine girdiğini, davacı tarafça tasfiye kuruluna başvuruda bulunulmadığından müvekkillerinden alacak talep edilemeyeceğini, borcun bulunmadığını savunmuş ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.12.2016 tarihli 2015/329 E. – 2016/1010 K.’nin tarihli E. – K. sayılı kararıyla; ” davacı banka ile dava dışı asıl borçlu …Ltd şti arasında davalıların da müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları 25.000,00 TL tutarlı 26/08/2003 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi bağıtlandığı, limitin daha sonra 500.000,00 TL’ne yükseltildiği, bunlara dayalı olarak asıl borçlu şirkete senet karşılığı avans kredisi ve 2 adet araç kredisi açılarak kullandırıldığı, borcun ödenmemesi üzerine hesabın 17/05/2007 tarihinde kat edildiği, davalılara gönderilen ihtarnameye göre takiple temerrüdün oluştuğu, davacı bankanın asıl borçlu şirketten takip tarihi itibariyle toplam 115.466,41 TL tutarında kredi alacağının bulunduğu, asıl alacak tutarı olan 100.160,28 TL’sına takip tarihinden itibaren yıllık % 52,50 oranında temerrüt faizi istenebileceği belirlenen toplam alacak tutarı davalıların kefalet limiti kapsamında kaldığından borçtan sorumlu tutulmaları gerektiği” gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında ve tahsilde tekerrür olmamak üzere davalıların itirazının toplam 115.466,41 TL için iptaline, takibin bu miktar üzerinden ve fakat asıl alacak tutarı olan 100.160,28 TL’sına takip tarihinden itibaren yıllık %52,5 oranında temerrüt faizi yürütülmek suretiyle ve takip talebindeki diğer koşullarla devamına, fazla istemin reddine, davalıların % 20 ( 23.093,28TL ) oranında inkar tazminatından sorumlu tutulmasına, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalılar vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; sözleşme tarihinden itibaren 12 yıl geçtiğini, alacağın zaman aşımına uğradığını itiraz tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre geçtiğini, davanın usulden reddi gerektiğini,-Asıl borçlu şirketin 17/01/2007 tarihinde tasfiyeye girdiğini ve tasfiye sürecinin ilan edildiğini, alacak ve borçlularına 3 kez ilan yapılarak tasfiye sürecine davet edildiğini, şirketin tasfiye sürecinin sonuçlandırıldığını, tüzel kişiliği sona erdiğini, İstanbul 2. Ve 3. Vergi Mahkemelerinin ve İstanbul Bölge İdare Mahkemesinin ilamlarında tüzel kişiliği sona eren borçlu şirket hakkında ödeme emriyle takibe geçilemeyeceğinin düzenlendiğini, davanın ehliyet yönünden de reddi gerektiğini, -davanın esastan da reddi gerektiğini, tasfiye edilen şirketin borcunun üzerinden 12 yıl geçtiğini,-icra takibinde belirtilen %52,50 lik faiz ve ihtarnamede belirtilen %60 faiz oranlarının fahiş olduğunu,-kabul anlamına gelmemekle birlikte dava konusu kredinin müvekkili tarafından bir kısım çeklerin teminat gösterilmesi sonucu çekildiğini, teminat gösterilen çek bedellerinin ne kadar olduğunun davacı tarafından bildirilmediğini, davacının ancak çek bedellerini aşan miktarı talep edebileceğini, bilirkişi tarafından bu hususa değinilmediğini, rapora itirazlarının dikkate alınmadığını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesine karşı cevap vermemiştir.
DELİLLER: İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile, dava dışı borçlu … San. Tic. Ltd. Şti, ile davalı borçlular aleyhinde, 120.455,02 TL asıl alacak, 24.597,79 TL işlemiş faiz, 1.229,88 TL BSMV, 764,01 TL masraf olmak üzere toplam 147.046,70 -TL alacağın ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu, davalı borçlular tarafından yasal süresi içinde borca, faiz oranına, faize ve ferilerine itiraz edildiği, icra takibinin durduğu görülmüştür.Mahkemece icra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliğ edilmediği ve dava tarihine nazaran, itirazın iptali davasının İİK.nun 67. maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığına karar verilmiştir.İlk derece mahkemesince alınan 27/09/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacı bankanın dava dışı … Ltd Şti’ne, davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefaletleri ile, 25.000.000.000 ETL tutarlı 26/08/2003 tarihli kredi sözleşmesi imzalandığı, kredi sözleşmesinin en son 28/09/2004 tarihinde 165.000.000.000 ETL limitin 335.000.000.000 ETL arttırılarak toplam 500.000.000.000 ETL’ye yükseltildiği, dava dışı firmaya senet karşılığı avans kredisi ve iki adet araç kredisi kullandırıldığı, senet karşılığı avans kredisinden 15/05/2007 tarihi itibarıyla 80.327,82 TL kayıtlı risk borcunun, 28/09/2004 tarihli 909 nolu araç kredisinden 28/07/2006 tarihi itibarıyla 15.114,15 TL anapara borcunun, 13/10/2004 tarihli 943 nolu araç kredisinden 13/06/2006 tarihi itibarıyla 4.718,31 TL anapara borcunun bulunduğu, kat ihtarı tebliğ edilmediğinden icra takibi ile davalı kefillerin temerrüde düştüğü, takip tarihi itibarıyla davalıların 100.160,28 TL anapara, 14.577,26 TL işlemiş faiz, 728,87 TL BSMV borcu olmak üzere, toplam 115.466,41 TL tutarında alacağının bulunduğu, kefalet limiti kapsamında kalan borçtan takiple temerrüde düşen davalıların sorumlu oldukları ve yıllık % 52.50 oranında temürrüt faizi istenebileceği belirtilmiştir.
G E R E K Ç E : İlamsız takibe dayalı itirazın iptali davasında, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Dava konusu icra takibi, alacaklı banka tarafından 14 Eylül 2007 tarihinde başlatılmıştır. Takip borçlularına ödeme emri tebliğ edilememiş, alacaklı vekili işlemsiz bırakılan takibin yenilenmesi için 10 Nisan 2012 tarihinde başvurmuş, İcra Müdürlüğü tarafından aynı tarihte takibin yenilenmesine karar verilmiş, davalı borçlulara tebligat yapılması üzerine borçlular tarafından 05/11/2012 tarihinde ödeme emrine itiraz edilmiştir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun zamanaşımını kesen sebepler başlığı altındaki 154/2. maddesinde (818 Sayılı BK.md.133/2) zamanaşımını kesen diğer sebepler yanında alacaklının icra takibinde bulunmasının da zamanaşımını keseceği, 156.maddesinde (818 Sayılı BK.md 135) zamanaşımının kesilmesiyle yeni bir sürenin işlemeye başlayacağı vurgulanmış, zamanaşımının kesilmesinden sonra alacaklının fiili ile yeni bir sürenin başlaması başlığı altındaki 157/2.maddesinde de (818 Sayılı BK.md.136/2) zamanaşımı icra takibiyle kesilmişse “alacağın takibine ilişkin her işlemden sonra yeniden işlemeye başlayacağı” hüküm altına alınmıştır. Somut olayda; 26/08/2003 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ile kullandırılan kredilerden kaynaklanan alacak dava konusu edilmiş ve itirazın iptali davası 30/03/2015 tarihinde açılmışsa da; 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde icra takibi başlatıldığı, her icra işlemi ile yeni bir sürenin işlemeye başladığı, takip tarihi ve yenileme tarihi arasında, ayrıca son işlem tarihi ile dava tarihi arasında 10 yıllık süre geçmediği, İİK 67/1 maddesinde itiraz dilekçesinin tebliğinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılacağının düzenlendiği, borçluların itiraz dilekçelerinin davacı vekiline tebliğ edilmediği, zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazlarının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.Davalı borçluların 26/08/2003 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ve limit arttırım sözleşmelerinde müşterek borçlu, müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğu, asıl borçlu şirketin tasfiye edilmiş olmasının, davalıların kefalet sözleşmeleri nedeniyle sorumluluğunu etkilemeyeceği, sözleşmenin 19. Maddesinde temerrüt durumunda Bankanın kredilere uygulanan en yüksek faiz oranına, bu oranın %50’sinin ilavesi suretiyle bulunacak oranda faiz uygulanacağının kabul edildiği,, bilirkişi tarafından takip tarihine kadar senet karşılığı avans kredisine yıllık % 30 ve %25, 909 nolu taksitli krediye % 30,60 ve 943 nolu taksitli krediye %27,60 oranında akdi faiz uygulandığı, takip tarihinde uygulanan en yüksek faiz oranı %35 olmakla takipten itibaren %52,50 oranında temerrüt faizi talebinin de banka genelgelerine ve sözleşme hükümlerine uygun olduğu anlaşılmakla davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 7.787,51 TL harçtan, peşin alınan 1.971,87 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.815,64 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 33,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 22/01/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.