Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/989 E. 2021/210 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/989 Esas
KARAR NO: 2021/210
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/11/2017
NUMARASI: 2014/1599 2017/1304
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/02/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili ile davalı … Ltd.Şti arasında genel nakdi ve gayrı nakdi kredi sözleşmesi düzenlendiğini, diğer davalıların da bu sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, kredi geri ödemelerinin aksatılması üzerine hesabın kat edilerek ihtarname gönderildiğini, alacağın tahsili için başlattıkları icra takibinin davalıların haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar … Ltd. Şti ile … vekili, müvekkillerine hesabın katına dair ihtarname gönderilmediğini, temerrüdün gerçekleşmediğini, faizin de fahiş olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; davacının, davalılardan kullandığı krediler nedeniyle alacaklı olduğu, davalı … yönünden davacının davasından feragat ettiği gerekçeleriyle “Davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE; 1-İstanbul Anadolu … İcra Müdürülüğünün … esas sayılı icra takibine konu takibin; davalılar … Ltd. Şti. Ve … yönünden, A-Taksitli ticari kredi hesabından dolayı, 78.500,54 TL asıl alacak; 5.298,79 TL işlemiş faiz, 264,94 TL işlemiş faizin bsmv; 170,98 TL masraf ; 70,50 TL ihtiyati haciz masrafı olmak üzere toplam 84.305,75 TL üzerinden devamına; fazlaya ilişkin kısmın reddine; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren %54 oranında temerrüt faizi uygulanmasına; B-Ticari kredili mevduat hesabından dolayı; 10.456,72 TL asıl alacak,798,28 TL işlemiş temerrüt faizi, 39,91 TL bsmv, 19,39 TL masraf olmak üzere toplam 11.314,30 TL üzerinden devamına; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren %54 oranında temerrüt faizi uygulanmasına; C- İskonto-iştirak kredisinden dolayı 114.281,64 TL asıl alacak, 6.775,08 tl işlemiş faiz; 338,75 TL işlemiş faizin %5 gider vergisi olmak üzere 121.395,47 TL üzerinden takibin devamına; fazlaya ilişkin kısmın reddine; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren %54 oranında temerrüt faizi uygulanmasına; D- Ticari kredi kartından dolayı 20.459,80 TL asıl alacak, 773,38 TL işlemiş faiz,38,67 TL işlemiş fazizin %5 gider vergisi olmak üzere 21.271,85 TL üzerinden takibin devamına; fazlaya ilişkin kısmın reddine; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren %30,24 oranında temerrüt faizi uygulanmasına; E-Gayrinakdi çek kredisinden dolayı 5.600,00 TL asıl alacak, 258,72 TL işlemiş faiz, 12.94 TL işlemiş faizin %5 gider vergisi olmak üzere 5.871,66 TL üzerinden takibin devamına; fazlaya ilişkin kısmın reddine; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren %54 oranında temerrüt faizi uygulanmasına; F- Bankaya iade edilmeyen 49 adet çek nedeniyle depo edilmesi istenen 54.880 TL yönünden, risk doğmadığı, alacak muaccel olmadığı anlaşıldığından bu kalem yönünden itirazın iptali talebinin reddine; 2-Davalı … yönünden davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,” şeklinde karar verilmiş, kararı davalı … istinaf etmiştir. Davalı …, istinaf sebebi olarak; mahkemenin kısmen davayı kabul ettiğini, kendisine gönderilen 07/07/2011 tarihli ihtarnamede kat tarihi itibariyle borcun 262.302,25 TL olduğunu, kefillerin sorumluluk tutarının ise 183.847,95 TL olduğunu, davacı banka ile diğer davalı kefil … arasında 10/10/2014 tarihinde protokol düzenlendiğini, bu protokol uyarınca 183.847,95 TL’nin … tarafından ödendiğini ve 04/05/2016 tarihi itibariyle ibraname düzenlenerek adı geçene verildiğini, bu ödemeler düşüldükten sonra davacı bankaya karşı ilk ihtarnamede belirtilen taksitli ticari krediden kaynaklanan toplam 78.454,30 TL borç kaldığını, kefil …’ın yaptığı tüm ödeme dekontlarının dosyada bulunduğunu, bu konuda ek rapor taleplerinin reddedildiğini, ödeme dekontları nazara alınmadan karar verildiğini, …’ın ödediği tutar bakımından kendisinin ve asıl borçlu şirket hakkında takibin iptaline karar verilmesi gerektiğini, buna rağmen tüm alacak kalemleri yönünden takibin devamı kararının mükerrer tahsilata yol açacağını, mahkemenin davacı temlik alan … A.Ş’ye sorulması halinde net alacak tutarını bildireceklerini mahkemeye bildirmelerine rağmen mükerrer tahsilat yönünden karar verildiğini bildirmiştir. Davacı tarafından davalılar aleyhine nakdi ve gayri nakdi alacak olarak toplam 249.199,40 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalıların itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür. Davacı banka ile davalı … Ltd.Şti arasında genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinin 31/08/2012 tarihinde imzalandığı, diğer davalıların ise 300.000 TL için müşterek ve müteselsil kefil oldukları görülmüştür. Davacı tarafından davalılara gönderilen 07/07/2014 tarihli ihtarnamede, toplam 262.302,25 TL’nin derhal ödenmesi, çek yasal yükümlülük tutarı olan 61.600,00 TL’nin ise 7 gün içinde depo edilmesinin istendiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 11/02/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacının davalılardan taksitli ticari krediden dolayı toplam 84.305,75 TL, kredili mevduat hesabından dolayı toplam 11.314,30 TL, iskonto-iştira kredisinden dolayı toplam 121.395,47 TL, ticari kredi kartından dolayı toplam 21.271,85 TL, gayri nakdi çek kredisinden dolayı ise 5.871,66 TL alacaklı olduğu, davacı bankanın iade edilmediğini iddia ettiği 49 adet çekle ilgili belgeleri sunması kaydıyla toplam 54.880,00 TL’nin davalılardan depo edilmesini isteyebileceği, davalı …’ın taksitli ticari kredilerden kaynaklanan alacakla ilgili olmak üzere sözleşme ekindeki iki adet ödeme planının imzalamamış olduğundan bu borçtan sorumlu olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 01/03/2017 tarihli ek bilirkişi raporunda; alacak miktarlarıyla ilgili olarak aynı yönde görüş belirtildiği, takipten sonra davadan önce herhangi bir tahsilata rastlanılmadığı, dava tarihi itibariyle davalıların sorumluluğunun aynen devam ettiği, davadan sonra davalı kefil … arasında 10/10/2014 tarihinde borç ödeme protokolü yapıldığını, adı geçen davalının protokol şartlarını yerine getirdiğini ve ibra edildiğini, davaya konu alacakla ilgili olarak bir sorumluluğunun kalmadığı, bu durumun icra müdürlüğü tarafından dikkate alınması gerektiği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davacı vekilinin yargılama sırasında duruşmada … yönünden bir talepleri bulunmadığını beyan ettiği, daha sonra ise bu davalı yönünden davasından feragat ettiği görülmüştür. Davalılar … Ltd. Şti ile … tarafından verilen 23/10/2017 tarihli dilekçe ile; … tarafından yapılan ödemelerin borca mahsuben yapıldığını, adı geçen borcu ve kefaleti kalmadığına dair ibraname bulunduğunu, yeniden bilirkişi incelemesi talep ettiği görülmüştür. Dosyada bulunan 04/05/2016 tarihli ibraname başlıklı fotokopi belgenin incelenmesinde; davaya konu takip nedeniyle davalı şirketin borcuna kefaletinden kaynaklanan borcunu …’ın 10/10/2014 tarihli protokol kapsamında tahsil edildiğini, bu kişinin kefaleti dolayısıyla başkaca bir talepte bulunulmayacağının, harç ve masrafların …’a ait olmak üzere mevcut mal varlıklarına konulmuş takyidatların kaldırılacağını, …’ın ise itirazından vazgeçeceği, tarafların birbirlerini karşılıklı olarak ibra ettikleri ve belgenin … Bankası … Mahallesi Ataşehir Şubesi ile … tarafından imzalandığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece yargılama sonunda davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş, kararı davalılardan … istinaf etmiştir.Dava dosyasının incelenmesinde, davacı banka ile davalı … Ltd. Şti arasında 31/08/2012 tarihli genel kredi sözleşmesi ile tarihsiz … kart üyelik sözleşmesinin imzalandığı, davalı … ile …’ın ise her iki sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, her iki kefilin de kefalet limitlerinin her biri için ayrı ayrı olmak üzere 322.000,00 TL olduğu görülmüştür. Davaya esas alınan icra takip dosyasının incelenmesinde ise, davacı bankanın 5 kalem kredi alacağından dolayı icra takibi başlattığı, davalılardan kefil … yönünden ilk sıradaki taksitli ticari krediden kaynaklanan alacak kalemi dışındaki kalemlerden sorumlu olduğunun takip talebinde belirtildiği, ayrıca asıl borçlu … Ltd. Şti’nin bankaya iade edilmemiş çek yapraklarından dolayı 54.880,00 TL’den sorumlu olduğunun belirtildiği görülmüştür. Yargılama sırasında bankacı bilirkişiden kök ve ek rapor alınmış ise de, söz konusu raporlar ayrıntılı incelemeyi içermediği gibi istinaf denetimine de elverişli değildir. Zira her bir davalının gerek takip gerekse dava tarihi itibariyle hangi alacak kalemleri nedeniyle ne miktarda sorumlu oldukları hususu net bir şekilde ortaya konulmamıştır. Öte yandan davalı …, söz konusu raporlara itiraz etmiş ve itirazında diğer davalı olan kefil …’ın bankayla arasında protokol düzenlediğini ve bu protokol nedeniyle ödemeler yaptığını, dolayısıyla kendisinin de sorumlu olmadığını ileri sürmüş ve bu ödemeler yönünden yeniden rapor alınmasını istemiştir. Bu durumda mahkemece davalı … ile davacı banka arasında düzenlenen 10/10/2014 tarihli borç ödeme protokolü dikkate alınarak ve banka kayıtları üzerinde bankacı bir bilirkişiden yeniden inceleme yaptırılarak davalı …’ın hangi tarihlerde ne miktarda ödeme yaptığı, ödemelerin sona erdiği tarih itibariyle davacı bankanın alacağının ne miktar olduğu, takipte istenen alacak kalemleri de dikkate alınarak ayrıntılı incelemeyi içerir ve istinaf denetimine elverişli rapor alınması, ayrıca bu ödemelerin kararı istinaf eden davalı kefil …’ın sorumluluk durumunu ne ölçüde etkileyeceğinin karar yerinde tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönler üzerinde durulmaksızın eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davalı …’ın istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı …’ın istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/11/2017 gün, 2014/1599 Esas, 2017/1304 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalı …’a iadesine, 5- İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan yargılama gideri olan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 60,50 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 158,60 TL’nin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.04/02/2021