Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/986 E. 2018/1204 K. 21.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2018/986 Esas
KARAR NO : 2018/1204
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/23
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 21/05/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı … Ltd. Şti arasında genel kredi sözleşmesi ve şirket kredi kartı sözleşmesi imzalandığını, davalıların da bu sözleşmeleri müşterek borçlu müteselsil kefil ve şirket kredi kartı hamili sıfatıyla imzaladıklarını, borçlu şirketin sözleşmeye aykırı davrandığını ve kullandığı kredi ve kredi kartı borçlarını ödememesi üzerine ihtarname çektiklerini ve alacağın tahsili için icra takibi başlattıklarını, takibin davalıların itirazı üzerine durduğunu, davalıların 21.111,91 TL maddi , 8.460,00 TL de gayri nakdi borçlarının bulunduğunu belirterek itirazın iptaline, ayrıca 21.111,91 TL tutarındaki alacak için ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. (Davacı vekili, dava dilekçesinin anlatım bölümünde 21.111,91 TL alacak için, sonuç ve istem bölümünde ise 5.852,70 TL alacak için ihtiyati haciz istediği görülmüştür. )
Dairemiz önüne gelen dosya içerisinde davalıların cevabına rastlanılamamıştır. Mahkemece, davacının icra takibi başlattığı, davalıların itirazı üzerine takibin durduğu ve davacının itirazın iptali davası açtığı, ihtiyati haciz için davaya ilişkin tüm koşulların gerçekleşmesinin beklenmesi dava ile elde edilecek sonuçların kefil olan davalılar yönünden yerinde görülmediği, dosya içindeki kredi ödeme belgeleri incelendiğinde, İİK’nun 257.maddesindeki şartların gerçekleşmediği gerekçeleriyle talebin reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
Davacı vekili istinaf sebebi olarak, müvekkilince çekilen 29/09/2017 tarihli ihtarname ile hesabın kat edildiğini, ihtara rağmen borç ödenmeyince ilamsız takip yaptıklarını, sözleşmenin 32.3 maddesi uyarınca bankanın talebi üzerine borçların ödenmesi gerektiğini, 34.maddesi uyarınca bankanın muaccel olsun ya da olmasın her türlü alacağı için ihtiyati haciz isteyebileceğini, 40.maddesi uyarınca müşteri ya da müşterek borçlu müteselsil kefillerin borçları sebebiyle teminat alınmaksızın ihtiyati haciz istenebileceğini, Yargıtay 11. HD’sinin emsal niteliğindeki kararları uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini bildirerek 21.111,91 TL alacak için ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir.
Davacı banka tarafından 29/09/2017 tarihli ihtarnamede; davalıların ve dava dışı borçlu şirketin muhatap gösterildiği, söz konusu ihtarnamede 15.042,65 TL kredi kartı borcu, 1.495,05 TL tazmin kredisi, 1.480,82 TL tazmin kredisi ve 547,00 TL telefon bedelinin 1 iş günü içinde ödenmesinin istendiği, söz konusu ihtarnamenin davalılara tebligat kanununun 21.maddesi uyarınca tebliğ edildiği ihtarname şerhinde anlaşılmıştır.
Davacı ile dava dışı borçlu şirket arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinin davalılar tarafından kefil olarak imzalandığı, kefalet miktarının ve kefalet tarihinin elle yazılı olduğu görülmüştür.
Dosyaya sunulan şirket kredi kartı başvuru formunda dava dışı borçlu şirketin adının bulunduğu, şirket kredi kartı sözleşmesinin ise dava dışı şirket tarafından imzalandığı, bu sözleşmede davalıların isimlerinin yer almadığı görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, bankacılık işlemine dayalı alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Daire önüne gelen uyuşmazlık ise davacı tarafın nakdi alacakla ilgili ihtiyati haciz talebinin reddi kararına yöneliktir. Davacı yanca dosyaya sunulan ihtarname içeriğinden söz konusu alacağın 15.042,65 TL’sinin kredi kartından, 1.495,05 TL ve 1.480,82 TL’nin tazmin kredisinden ve 547,00 TL’sinin telefon bedelinden olduğu belirtilmiş olup, dava dosyasının incelenmesinde; şirket kredi kartı üyelik sözleşmesinin asıl borçlu şirket tarafından imzalandığı, anılan sözleşmenin kefil bölümünde ise isim belirtilmeksizin sadece imzanın bulunduğu, imzanın kim tarafından atıldığının açıkça yazılmadığı ve tazmin kredisi ve telefon bedeli adı altında istenilen tutarlarla ilgili dosyadaki delil durumu dikkate alındığında davacı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.21/05/2018