Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/968 E. 2021/344 K. 19.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/968 Esas
KARAR NO: 2021/344 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/07/2017
NUMARASI : 2015/187 E. – 2017/144 K.
ASIL DAVA: Marka Hükümsüzlüğü, Tecavüzün Ve Haksız RekabetinTespiti, Men’i, Ref’i,ünvan Terkini
BİRLEŞEN DAVA : Ticaret Ünvanının Terkini
KARAR TARİH: 19/02/2021
BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ tarafından verilen 17/07/2017 tarihli kararına karşı tarafların istinaf başvuruları üzerine istinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : ASIL DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili adına 2004/32059, 2004/32057, 2004/32058, 2011/83890, 2011/67227, 2011/39999, 2013/95944 tescil nolu “…” esas ibareli markaların bulunduğunu, davalı tarafından kötü niyetli ve hukuka aykırı şekilde … tescil nolu “…” ibareli 25 ve 35. Sınıfta marka tescili yapıldığını, ayrıca “www…..com” internet sitesi üzerinden ürün satışı yapıldığının tespit edildiğini, davalının haksız marka tescili sebebiyle gerçek hak sahibi olan müvekkilinin markası ile benzerlik taşıyan markanın hükümsüzlüğüne, ilanın gazetede yayınlanmasının laleli ibaresinin bulunduğu alan adının kullanılmasının iptaline, markanın bulunduğu mal, hizmetler, ürünler, ambalajlar, reklam, broşür ve afişlerinin toplatılarak imhasına karar verilmesini, birleştirilen dosya bakımından müvekkilinin markasına tecavüz eder nitelikte bulunan davalının ticaret unvanındaki laleli ibaresinin terkinine, müvekkili marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, bu durumun önlenmesine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, hükmün gazetede yayınlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı markası ile müvekkili markası arasında ayrı sınıflarda tescilli olması ve karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını davacının dava açma hakkı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN 2016/22 E. SAYILI DAVA DAVA; Birleşen davada davacı vekili; müvekkilinin …nin ….’ de faaliyet gösteren firmalardan kurulmuş sivil toplum örgütü olduğunu, müvekkilinin organizasyonu sayesinde ülke ihracatına katkıda bulunduğunu, faaliyetler kapsamında “…” ibareli markaların tescil olunduğunu, davalı tarafın “…” markasını tescil ettirdiğini ve laleli online internet sitesini işlettiğini, davalı tarafın ticaret unvanında yer alan laleli işaretinin kötü niyetli ve halkı yanıltıcı olduğunu, bu nedenle ticaret unvanında ki “laleli” ibaresinin kullanılmasının önlenmesi ve terkinine, hükmün ilanına, alan adı kullanımının önlenmesi ve iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Birleşen davanın davalısı davaya cevabında; müvekkili şirket ortaklarının uzun yıllardan beri, tekstil sektörü içinde olduğunu ve davacı derneğin kurucuları arasında bulunduğunu, müvekkilinin tekstil sektöründeki sanayici ve tacirlere yönelik çalışma yaptığını, tarafların unvanlarının farklı olduğunu, müvekkilinin eyleminin haksız rekabet oluşturmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 17.07.2017 tarihli 2015/187 E. – 2017/144 K. sayılı kararıyla; “…Davacı ve davalı markaları arasındaki işaretsel ve sınıfsal benzerlik ekonomik veya ticari olarak işletmeler arasında bağlantı bulunduğu yanılgısına düşmesine sebebiyet vereceğinden, ortalama tüketicinin 35. Sınıftaki hizmetlerle ilgili davalıya ait markalı ürünleri aynı işletmeden veya ticari olarak bağlantılı işletmelerden geldiği yanılgısına düşmesi, biri yerine diğerini alması riski yüksek olup, karıştırılma ihtimali bulunduğundan davalı markasının 35. Sınıf yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.Davalının dava tarihi itibariyle kullanımında bulunan www….i ibareli internet sitesinde sitenin içeriği ve alan adı yönünden ticari etki yaratacak şekilde kullanıldığı ancak bu kullanımın davalının tescilli markasına ve ticaret unvanına dayalı olarak kullanıldığı anlaşıldığından haksız rekabet ve marka hakkına tecavüz teşkil etmeyeceğinden tespitine ilişkin talebin reddine. Site aktif olmadığından erişimin engellenmesine talebinin reddine karar verilmiştir.Birleşen davada davacı, davalının ticaret unvanında ki … ibaresinin terkinini talep etmişse de; davalının ticaret unvanında ki aynı alandaki diğer tercihlerden ayrılmasını teminen kullanılan … ibaresinin, laleli ibaresinin coğrafi bir isim olması ve ticaret unvanlarında coğrafik yer adlarının kullanılması mümkün olduğundan ve davacı tarafın dernek olduğu göz önüne alındığında haksız rekabet oluşturmayacağından ticaret unvanının terkinine ilişkin talebin reddine karar vermek gerektiği”gerekçesiyle; A-Birleşen dava yönünden davanın REDDİNE, B-Asıl dava yönünden davalı adına TPMK da tescilli … tescil nolu markanın 35.sınıftaki malların bir araya getirilmesi hizmetleri yönünden hükümsüzlüğüne,Davalının tescilli markasına dayalı olarak www…. ibaresini kullanması haksız rekabet ve tecavüz teşkil etmeyeceğinden tecavüzün tespiti talebinin reddine, Site aktif olmadığından erişimin engellenmesi talebinin reddine, Kararın kesinleştiğinde özetinin Türkiye’de yayın yapan gazetelerden birinde bir defaya mahsus ilanına, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI: Asıl ve birleşen davanın davacısı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde, asıl dava yönünden istinaf sebeplerinde; mahkemenin davalı markasının 35. Sınıfta hükümsüzlüğüne karar vermesine rağmen 25. Sınıfta herhangi karar ihdas etmemesinin hukuka aykırı olduğunu, 10/03/2017 tarihli raporda her iki sınıfın alt sınıflarında hükümsüzlüğe karar verilebileceğinin belirtildiğini, 25. Sınıfta da hükümsüzlük kararı verilmesi gerektiğini, -www…..com.tr alan adlı internet sitesinin kullanılmasının yasaklanmasına ve iptaline karar verilmesini talep etmelerine rağmen sitenin aktif olmadığı gerekçesiyle erişimin engellenmesi talebinin reddine karar verilmesi ve bu ibarenin kullanılmasının haksız rekabet ve tecavüz teşkil etmeyeceğine karar verilmesinin hatalı olduğunu, -Birleşen dava yönünden istinaf sebeplerinde; davalı ticaret unvanındaki … San. Ve Tic. Ltd. Şti. Kısmının şirket konusunu belirten zorunlu unsurlar olduğunu, ayırt ediciliğe sahip asıl unsur olmadığını, ticaret unvanlarında yer adlarına ek olarak yer verilebileceğini, davalının ticaret unvanında ilk üç kelimenin ayırt edici olmadığını, tüketici nezdinde tüm Laleli Piyasasının Online alışveriş Sitesi izlenimi yarattığını, unvanın halkı yanıltması ve kötüniyetli, dürüstlük kuralına aykırı kullanım nedeniyle davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, davacı derneğin markalarının itibarına zarar verebilecek ve markanın ayırt ediciliğini zedeleyebilecek sonuçlar doğurabileceğini, davacı derneğin iktisadi işletmesinin adının … İktisadi İşletmesi olduğunu, iktisadi işletmelerin tüzel kişiliğinin bulunmadığını, tacir sıfatı ve ticari faaliyetlerden doğan sorumlulukların tüzel kişiliğe sahip derneğe verildiğini, davalı ticaret unvanının da haksız rekabet teşkil ettiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Asıl davanın davalısı ve birleşen davanın davalısı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin markasının 11/01/2016 tarihinde tescil edildiğini, davanın daha önce 06/10/2015 tarihinde açıldığını, davanın erken açıldığından reddi gerektiğini,-dava konusu markanın hedef kitlesinin nihai tüketici değil tekstil ticareti yapan tüccar olduğunu, ortalama tüketici kitlesine göre yapılan değerlendirmenin hatalı olduğunu, rapora itirazlarının ve yeni heyetten rapor alınması taleplerinin değerlendirilmediğini, -markalar arasında benzerlik bulunmadığını, raporda benzerlik tespitinin hatalı olduğunu, kaldı ki kök raporda ticaret unvanındaki “laleli” ibaresinin terkin koşullarının oluşmadığının beyan edildiğini, müvekkilinin markasının davacının hangi markası ile benzer olduğunun açık ve net şekilde belirlenmediğini, davacının 6 markası ile müvekkili markası arasında hiçbir benzerlik bulunmadığını, davacının 07,09,16,23,26,38 sınıflarda tescilli … başvuru numaralı … markası ile, 16. Sınıfta tescilli …başvuru numaralı … markasının davacı tarafça kullanılmadığını, davacının dernek olmasının kendisine ayrıcalık kazandırmadığını, kendisine münhasır görme çabasının da hukuken kabul görmemesi gerektiğini, -zayıf markaların kendi markasını oluşturan ibarelerin başkaları tarafından kullanılmasına katlanma yükümlülüğü bulunduğunu,-kararın davacı markalarının, doğrudan Laleli semti ile özdeşleşen mal ve hizmetler yönünden tescilli bulunmadığından ayırt ediciliğe sahip olduğu yönündeki gerekçesine katılmanın mümkün olmadığını, davacının dernek olup doğrudan amacının ticari faaliyet olmadığını, mahkemenin zaten bu nedenle haksız rekabet oluşmadığına karar verdiğini, kararın kendi içerisinde çelişkili olduğunu, -kararın davacıya “laleli” kelimesinde münhasır hak sahibi olmanın yolunu açtığını beyanla kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: TPMK kayıtlarından; davacı adına TPMK da … tescil no lu “laleli” ibareli markanın 07, 09,16, 23, 26, 38. sınıflarda, 2011/67227 tescil no lu “laleli” ibareli markanın 16. Sınıfta, … tescil no lu “…” ibareli markanın 16, 41. Sınıflarda, … tescil no lu “… ” ibareli markanın 05, 16, 35, 41. Sınıflarda, … tescil no lu markanın “…” ibareli markanın 05, 16, 21, 35, 41. Sınıflarda,…tescil no lu “…” ibareli markanın 16. Sınıfta, 2013/95944 başvuru numaralı “… ” ibareli markanın 16. 35 ve 41. Sınıflarda tescilli olduğu görülmüştür. Hükümsüzlüğü istenen, davalı tarafa ait 25 ve 35. Sınıflarda … başvuru numaralı, “…+şekil” markasının 04/03/2015 başvuru tarihli olduğu, başvurunun 29/05/2015 tarihinde yayınlandığı, 31/05/2016 tarihinde tescil edildiği hükümsüzlük davasının 06/10/2015 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan 25/08/2016 tarihli kök raporda; davalılarca işletilen “…..com ” web sitesinin alan adının aynı zamanda davalının tescilli markasının kelime unsurlarını ihtiva ettiğinden davacı marka hakkına tecavüz eylemediği, Laleli bir coğrafik yer adı olduğundan ve ticaret unvanında yer almasının TTK 46/1 anlamında üçüncü kişilerde yanlış görüş oluşturacak nitelikte olmadığı, davacının “…” adının ticaret unvanı niteliğinde bulunmadığını, davalının ticaret unvanıyla bağlantısının kurulamayacağını beyan etmişlerdir. Mahkemece aynı heyetten alınan 17/03/2017 tarihli ek raporda; Laleli semtinin tekstil ve aksesuarları (örn. Çanta ve deri mamulleri) mağazacılığı ve ürünleri otelcilik ve gece kulübü işletmeciliği yönünden ulusal ve uluslararası düzeyde meşhur olduğu, bu sektörlere yönelik olarak “laleli” ibaresinin münhasıran veya markada baskın unsur olarak tescilinin mümkün olmadığı, bu gibi mal ve hizmetlerin “laleli” işareti altında tescili halinde tüketicilerin doğrudan coğrafi yerle bağlantı kuracağı ve satın alma tercihlerinin etkileneceği, davalı markasının tescilli olduğu 25. Sınıf emtialar yönünden tümüyle hükümsüzlük kararı verilebileceği, 35. Sınıfın alt sınıfında da, raporda yer verilen tekstil ve tekstil aksesuarları ile bağlantılı ürünler yönünden hükümsüz kılınabileceği, davalı markasındaki “love” ve “online” işaretlerinin ayırt ediciliklerinin zayıf nitelikte olduğu, logo olarak yerleştirilmesinin de benzerliği ortadan kaldırmayacağı, 07/09/16/21/23/26/35/41 ve 38. Sınıflarda yer alan emtiaların davalı markasında yer alan hizmetlerden raporda yer verilen bir kısım hizmetler ile ayniyet benzerlik içerdiği, taraf markalarının karıştırılma ihtimalinin bulunduğu ve hükümsüzlüklerine karar verilebileceği beyan edilmiştir. Davalı vekilinin cevap dilekçesi ekinde sunduğu davacı derneğin tüzüğünden derneğin amacının; ” başta tekstil, hazır giyim, konfeksiyon, ev tekstili, deri ayakkabı ve diğer sektör ile hizmet alanlarında Türkiye, Rusya Federasyonu ve Doğu Bloku ülkeleri başta olmak üzere tüm ülkelere mal ve hizmet imalat ve tedarikinde, pazarlama ve satışında faaliyet gösteren Sanayici, İş adamı ve Esnafı bir çatı altında toplayarak aralarındaki yardımlaşma, dayanışma ve işbirliğini geliştirmek, güvenli çalışma ve teknoloji, sermaye ve fikir alışverişi ve koordinasyon sağlayarak daha ileri düzeye ulaştırmaya yardımcı olmak, Laleli’nin uluslararası alış veriş ve moda merkezi olmasını sağlamak ve Laleli’nin tanıtımını amaçlayan faaliyetlerde bulunmak…üyelerine pazar temini ve üretim girdilerine yardımcı olmak vs” olarak açıklanmıştır.Birleşen davada davalı şirketin Ticaret Odası kaydından internet üzerinde her türlü mal ve hizmetin alım satımı , tanıtımı, pazarlanması, bu amaçla açık arttırmaların düzenlenmesi ilan alınması, ithalat, ihracat yapmak,… satım ve dağıtım faaliyetleri kapsamında reklam, pazarlama, sponsorluk yapmak, fuarlara katılmak…vs. Konularda faaliyette bulunmak üzere 08/06/2015 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E : Davacı vekili asıl davada; davalı adına tescilli … tescil nolu markanın hükümsüzlüğü, tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’i, unvan terkini ve ….com alan adının iptali, birleşen davada da davalı şirketin ticaret unvanının markaya tecavüz ve haksız rekabet yarattığından bahisle terkini, hükmün ilanını talep etmiştir.Davacının dernek tüzel kişiliğine haiz olduğu, tescilli markalarının bulunduğu, dava tarihinde yürürlükte olan mülga 556 Sayılı KHK 43. Maddesi gereğince, zarar gören kişi sıfatıyla hükümsüzlük ve markaya tecavüzden kaynaklanan davaları açabileceği kanaatine varılmıştır. Davacı dernek tüzüğünden, derneğin amacının, İstanbul da, Laleli semtinde bulunan iş adamlarını, sanayici ve esnafı bir araya getirerek, dayanışma ve yardımlaşma, Laleli’nin uluslararası alış veriş ve moda merkezi olmasını sağlamak ve … tanıtımını amaçlayan faaliyetlerde bulunmak, üyelerine ürünlerin yapımı ve pazarlanması konusunda pazar temini ve üretim girdilerine yardımcı olmak amacıyla kurulduğu anlaşılmaktadır. TMK’nın 90. maddesi ve 6102 sayılı TTK 16. maddesi gereğince, dernekler tüzüklerinde belirledikleri amaçlarına ulaşmaları için gereksinim duydukları gelirleri temin etmek maksadı ile ticari bir işletme işletebilecekleri gibi, doğrudan şirket ortağı olmalarında da bir engel bulunmamaktadır.Asıl davada, hükümsüzlüğü istenen, davalı tarafa ait 25 ve 35. Sınıflarda .. başvuru numaralı, ” …+şekil” markasının 04/03/2015 başvuru tarihli olduğu, başvurunun 29/05/2015 tarihinde yayınlandığı, 31/05/2016 tarihinde tescil edildiği hükümsüzlük davasının 06/10/2015 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde, dava tarihinde marka tescilli olmadığından hükümsüzlük davasının vakitsiz açıldığını ileri sürmüşse de, markanın yargılama sırasında ve hüküm tarihinden önce tescil edildiği anlaşılmakla, usul ekonomisi gözetilerek, hükümsüzlük davasının karara bağlanmasında usule aykırılık görülmemişse de; davalı markası 25. Sınıfta da tescilli olmakla, mahkemece 35. Sınıfta hükümsüzlük kararı verilmesine rağmen, 25. Sınıf tescili yönünden olumlu olumsuz hüküm kurulmaması, ayrıca davalı adına tescilli www…..com.tr alan adının iptalinin de talep edilmesine rağmen, mahkemece alan adının iptali talebi hakkında olumlu olumsuz karar verilmemesinin, HMK 297/son maddesine aykırı olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı markasının tescilli olduğu 25. Sınıfta, davacının tescili “… ibareli markası bulunmamaktadır. Davacı vekili dava dilekçesinde markaları hangi sınıfta tescil edilirse edilsin, “…i” işaretine tekstil/ayakkabı sektöründe marka değeri kazandıranın davacı dernek olduğu, ihdas eden ve maruf hale getirenin davacı dernek olduğu ileri sürülmüşse de, davacı derneğin 25. Sınıf emtialarda, markayı kullandığı, ihdas ettiği ve ayırt edicilik kazandırdığına dair dosya kapsamında delil sunulmamıştır. Davacı vekilinin dava dilekçesinde davalı marka başvurusunun halkı yanılttığı, replik dilekçesinde de, davalı markasında Laleli ibaresi bulunduğu ve Laleli’nin tekstil sektörünün kalbi olan semtlerden olduğu ileri sürülmüştür. Mülga 556 Sayılı KHK 7/1-c maddesinde “Ticaret alanında cins vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin yapıldığı zamanı gösteren veya malların ve hizmetlerin diğer karakteristik özelliklerini belirten işaret ve adlandırmaları münhasıran veya esas unsur olarak içeren markaların” tescil edilemeyeceği, bu hususların mutlak red nedeni olduğu düzenlenmiştir. Laleli bir semt adı olup mahkemece bilirkişi heyetinden alınan ek raporda; “Laleli semtinin tekstil ve aksesuarları (örn. Çanta ve deri mamulleri) mağazacılığı ve ürünleri otelcilik ve gece kulubü işletmeciliği yönünden ulusal ve uluslararası düzeyde meşhur olduğu, bu sektörlere yönelik olarak “laleli” ibaresinin münhasıran veya markada baskın unsur olarak tescilinin mümkün olmadığı, bu gibi mal ve hizmetlerin “laleli” işareti altında tescili halinde tüketicilerin doğrudan coğrafi yerle bağlantı kuracağı ve satın alma tercihlerinin etkileneceği” görüşü açıklanmıştır. Davalının hükümsüzlüğe konu “love online laleli+şekil” markasında, love ibaresinin şeklin solunda, yan olarak yazıldığı, ilk bakışta göze çarpmadığı, “…i” ibaresinde de markanın tescilli olduğu emtiaların “laleli” de üretildiği, laleli den geldiği şeklinde bir sonuç doğurduğu ve coğrafi kaynak belirttiği kanaatiyle, davalı markasının 25. Sınıfta hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.Davacı vekilinin alan adına yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinden önce, davalı vekilinin davacı markasının 35. Sınıfta hükümsüzlüğüne yönelik istinaf başvurusunun incelenmesi gerekmiştir. Davalı vekilinin bu yöndeki en önemli eleştirisi, markanın hitap ettiği kitlenin ortalama tüketici kitlesi olmadığına yöneliktir. Davalı nihai tüketiciye değil, tüccara hitap ettiğini ileri sürmüşse de, markanın fiilen kullanımı değil burada ölçüt markanın tescil edildiği mal ve hizmetlerin hitap ettiği tüketici kitlesidir, o da 35. Sınıfta nihai tüketicidir. Davalı markasının mağazacılık hizmetleri 35. Sınıfında, alt emtia grubundaki malların davacının “laleli” ibareli 07/09/16/21/23/26. Sınıflarda yer alan emtiaların tescil sınıfında olduğu, iltibas ihtimali bulunduğu gibi, 25. Sınıf için yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda coğrafi kaynak göstermesi nedeniyle, 556 Sayılı KHK 7/1-c maddesi gereğince hükümsüzlük koşullarının oluştuğu kanaatine varılmıştır. Sonuç olarak davalı markasının 35. Sınıfta hükümsüzlüğe karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiş, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.Mahkemece davalının alan adında tescilli markasını kullandığı gerekçesiyle, asıl davada davalının haksız rekabet ve markaya tecavüzün tespiti talebinin reddine karar verilmişse de; davalının tescilli markası love online laleli ibarelidir, alan adında markanın onlinelaleli kısmı yer almıştır. Mahkemenin kararının gerekçesinde, davalının ticaret unvanının, alan adı olarak da tescil edilebileceği açıklanmışsa da; davalının ticaret unvanının çekirdek unsuru “Online Laleli Bilgi Teknolojileri” ibaresidir. Davalı tarafça unvanının çekirdek unsurunun tamamına alan adında yer verilmemiştir. Online ibaresi, “çevrim içi” kelime anlamında olup, internet üzerinden satış, tanıtım pazarlama yapan davalı yönünden yapılan hizmeti nitelediğinden ayırt edici değildir. Davalının alan adı, tescilli “…” markasından da farklıdır. Davalının alan adının unvan ve markasından farklı ve ticari dürüstlük kurallarına aykırı olduğu, bu ibare altında 35. Sınıfta mağazacılık hizmeti verildiğinden, davalının alan adının 556 Sayılı KHK 9/2-e maddesi gereğince davacı markasına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, tecavüzün meni ve refi kapsamında web sitesine erişimin engellenmesi ve alan adının iptali gerektiği kanaatine varılmış, davacı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.Davacı vekilinin birleşen davaya yönelik istinaf başvurusunda; davalı ticaret unvanının davacı derneğin unvanı ve markaları göz önüne alındığında haksız rekabet yarattığı ileri sürülmüşse de; davacı derneğin adının “…” olduğu, yargılama sırasında iktisadi işletme ile ilgili iddianın ileri sürülmediği, istinaf aşamasında bu hususun dikkate alınamayacağı, davalı şirketin ticaret unvanının “… Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi” olduğu, davacının dernek adından farklı olduğu, ayırt edici unsurlar getirildiği, davacı markalarından farklılaştığı, iltibas ihtimali bulunmadığı kanaatiyle, mahkemece birleşen davanın reddine karar verilmesi yerinde olduğundan, davacı vekilinin birleşen davaya yönelik istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.İlk derece mahkemesince birleşen davanın reddine karar verilmekle, birleşen davanın davalısı şirket vekilinin, istinaf başvurusunda hukuki yararı da bulunmadığından, istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir.Yukarıda açıklanan gerekçelerle davalı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun yukarıdaki gerekçelerle kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, asıl davanın kabulüne, davalı markasının tescilli olduğu 25. Sınıfta ve 35. sınıfta hükümsüzlüğüne, davalının web sitesi alan adında “onlinelaleli” ibaresini kullanımının, tescilli markasından farklı olduğu, davacı markalarıyla iltibas yarattığı ve ticari dürüstlüğe aykırı olduğu kanaatiyle, web sitesine erişimin engellenmesine ve alan adının iptaline, hükmün ilanına, davacı vekilinin birleşen davaya yönelik istinaf başvurusunun reddine, birleşen davaya yönelik hükmün aynen tekrarına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davalılar vekilinin asıl davaya yönelik istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, birleşen davaya yönelik istinaf talebinin hukuki yarar yokluğundan USULDEN REDDİNE,2-Davacı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf talebinin KABULÜNE, birleşen davaya yönelik istinaf talebinin REDDİNE,3-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 17/07/2017 tarihli 2015/187 E. – 2017/144 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
4- A-Asıl dava yönünden davalı adına TPMK da tescilli … tescil nolu markanın 25. ve 35. sınıftaki mal ve hizmetler yönünden HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, karar kesinleştiğinde TPMK’na bildirilmesine,-Davalının “www….” ibareli alan adının, davacının tescilli markalarından kaynaklanan haklarına haksız rekabet ve tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, -“www…” ibareli alan adının iptaline, internet sitesine erişimin engellenmesine,-Kararın kesinleştiğinde özetinin Türkiye’de yayın yapan gazetelerden birinde bir defaya mahsus ilanına,
B-Birleşen dava yönünden davanın REDDİNE, 5-İlk derece yargılaması yönünden;A- Asıl davada; Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 31,60 TL nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, -Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca, marka hükümsüzlüğü davası yönünden 5.900,00 TL maktu, markaya tecavüz davası yönünden 5.900,00 TL maktu, haksız rekabet davası yönünden 5.900,00 TL maktu, vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, – Davacı tarafça yapılan 27,70 TL ilk masraf, 21 tebligat 220 TL, 3 müzekkere 24 TL, bilirkişi ücreti 1.900.00 TL olmak üzere toplam 2.171,7 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, B- Birleşen davada; Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 31,60 TL nin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, -Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca, 2.860,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, -Birleşen davada davacı tarafça yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,-Karar kesinleştiğinde harcanmayan avansın taraflara iadesine,6-İstinaf yargılaması yönünden;-Davacı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf istemi kabul edilmekle peşin yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, -Davacı vekilinin birleşen davaya yönelik istinafı yönünden alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu bakiye 23,40 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, -Davalı vekilinin asıl davaya yönelik istinafı yönünden alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu bakiye 23,40 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, -Davalı vekilinin birleşen davaya yönelik istinafı yönünden alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu bakiye 23,40 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, -İstinaf yargılaması için asıl dava yönünden davacı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcının asıl dava davalısından alınarak davacıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, -Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 19/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.