Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/951 E. 2021/102 K. 22.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/951 Esas
KARAR NO : 2021/102 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/11/2017
NUMARASI : 2014/1228 E. – 2017/776 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/01/2021
İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ tarafından verilen 07/11/2017 tarihli kararına karşı, davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine istinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı … San. Tic. Ltd. Şti. ve dava dışı … San.ve Tic. A.Ş.’nin müvekkilinin … bayileri olduğunu, yaptıkları satış karşılığında müvekkili şirkete fatura kestiklerini, yıl sonunda yapılan cari hesap mutabakatı sonucunda da borçlu olan tarafın alacaklı tarafa ödeme yaptığını veya iş ilişkisi devam ettiği sürece fatura kesmeye devam edildiğini, bu faturalaşmanın sonucunda Aralık 2012 tarihinde cari hesaplar incelendiğinde, müvekkili şirketin davalıya 1.147,36 TL borcu olduğunu, ancak davalının müvekkilinden Aralık 2012 tarihi itibariyle 2.299,23 TL alacağı olduğundan bahisle İstanbul ….icra Müdürlüğü … E. Sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin diğer bayisi dava dışı ….San.ve Tic.A.Ş’nin de müvekkilinden alacağı olduğu iddiasıyla İstanbul …. icra Müdürlüğü … E. Sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, 28.05.2013 tarihi itibariyle cari hesaplara bakıldığında müvekkilinin 2013 yılı içerisinde davalıya 31.01.2013 tarihinde 350,00 TL, 31.01.2013 tarihinde 1,00 TL, 01.02.2013 tarihinde 135,57 TL, 31.03.2013 tarihinde 147,57 TL, olmak üzere toplamda 634,14 TL, tutarında fatura kesildiğini, davalının ise herhangi bir fatura kesmediğini ve müvekkili şirketin, borca itiraz süresi geçtikten bir gün sonra güncel bakiye borcunun 513,22 TL olduğu yönünde takip dosyasına itiraz ettiğini, ardından alacaklı şirkete 513,22 TL ödeme yapıldığını, İstanbul ….İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasına süresi içinde itirazda bulunduğunu, her iki şirket tarafından 08.04.2014 tarihinde fiili hacze gelindiğini, İstanbul ….İcra Müdürlüğü … E.sayılı dosya için 513,22-TL borcu olmasına rağmen, müvekkilinin davacıya 4.042,27-TL ödemek zorunda kaldığını, davalı şirketin başlatmış olduğu icra takip dosyası incelendiğinde dosyaya davalı / alacaklı tarafından ibraz edilen cari hesap ekstresinde bayi kodu olarak … ve bayi kodu … olmak üzere iki adet bayi kodunun mevcut olduğunu, davalı şirket her iki bayisine ait borç – alacak tutarlarını bir ekstrede takip ettiğini, müvekkilinin kayıtları incelendiğinde Aralık 2012 tarihi itibariyle müvekkili şirketin davalıya 1,147,36 TL, Mayıs 2013 tarihi itibariyle de 513,22 TL, dava dışı ….San.ve Tic.A.Ş.’ye ise 746,66 TL borcu bulunduğunu, Mayıs 2013 itibariyle de borcu bulunmadığını, müvekkilinin borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı 4.042.27 TL’ nin ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile istirdatına, karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; Müvekkilinin, davacı borçlu tarafından alacağını tahsil etmek amacıyla İstanbul ….icra Müdürlüğünün … E.Sayılı dosyası ile İcra takibi başlattığını, süresinde itiraz edilmediğini, borçlunun adresine hacze gidildiğini, davacı borçlu tarafından dosya borcunun ödendiğini ve dosyanın infaz olduğunu, davacının dava dilekçesinde müvekkil ile arasındaki ticari ilişkiyi ve icra dosyasında borç sebebi olan cari hesap ekstresini kabul ettiğini, davacı tarafın takip tarihi itibarıyla takip miktarı olan 2.299,23 TL borçlu olduğunu, davacı tarafın borcu ödemekten kaçınmak maksadı ile, müvekkile haksız faturalar keserek tebliğ ettiğini, müvekkilin 8 günlük itiraz süresi içeresinde Beyoğlu …. Noterliğinin … yevmiye nolu ve 16.05.2012 tarihli ihtarnamesi ile davacı tarafa süresi içinde iade edildiğini, davacı borçlunun borcu ödediğinin gerçek dışı olduğunu, davacı borçlunun yasal süresinde menfi tespit davası açma hakkını kullanmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.11.2017 tarihli 2014/1228 E. – 2017/776 K.sayılı kararıyla; “…işbu dosya davalısı tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında 2.299,23-TL asıl alacak üzerinden 16/05/2013 tarihinde takibe geçildiği, 08/04/2014 tarihinde haciz aşamasında işbu dosya davacısının 4.042,37-TL ödemek zorunda kaldığı, uyuşmazlık konusunun taraflar arasındaki cari hesap farklılığından kaynaklandığı, davalının ticari defterlerinde olup davacı da olmayan 7 Adet fatura bedelinin fatura içeriğindeki hizmetlerin verildiğinin ispat edilemediği bu nedenle bilirkişi hesaplamasında yer almadığı, davacı ticari defterlerinde olup davalı da olmayan faturalardan 3 tanesinin cihaz bedeli ve prim iptaline ilişkin olup daha önceden bu yönde davalı defterlerine işlenen faturalar gözetilerek taraflar arasındaki uygulama mevcut olduğu, bu faturaların hesaplamaya alındığı, takip tarihi itibariyle davacının 513,22-TL borcu olup bunun 20/09/2013 tarihinde ödendiği, davalı defterlerine bu ödemenin işlendiği, 08/04/2014 tarihindeki haciz işlemi sırasında mevcut olmayan bir borç nedeniyle 4.042,27-TL tahsil edilmiş olması gözetilerek bedelin davacı tarafa istirdatı gerektiği” gerekçesiyle; davanın kabulüne, 4.042,27 TL bedelin ödeme tarihi olan 08/04/2014 Tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan istirdatına, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; istirdat davasının kabul edilebilmesi için ödemenin haciz baskısı altında yapılması ve dava açan kişinin borcu ödemek mecburiyetinde kalması gerektiğini oysa takip kesinleştikten 1 yıl sonra hacze gidildiğini, davacının hacizden ve kesinleşmeden haberdar olduğunu, davacının menfi tespit davası açmadığını, müvekkili tarafından iade edilen davacı faturaları kabul edilirken, müvekkilinin cari hesabında kayıtlı faturaların dikkate alınmadığını, bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere davacının, müvekkilinin cari hesabını … Ltd. Şti. ve … A.Ş. Olarak iki ayrı bölüm halinde tuttuğunu, faturaların davacı defterlerinde hatalı olarak … A.Ş. hesabına işlendiğini, faturaların gerçekte müvekkiline ait olduğunu, itirazlarına rağmen bilirkişiler tarafından bu yönde inceleme yapılmadığını, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu beyanla, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İlk derece mahkemesince alınan 29.06.2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda; ” tarafların cari hesap dökümleri karşılaştırıldığında, cari hesap farklılığının 1.786,01 TL olduğu, davalının ticari kayıtlarında 2011 yılından devir olan 390,00 TL’ya ve davalının davacı adına düzenlediği faturaların toplamı olan 1.151,87 TL’nın ispata muhtaç olduğu, 13.01.2013 tarihli ve … nolu 350,00 TL tutarlı faturanın davalı tarafından davacı şirkete teslim edilmeyen cihaz bedeline ilişkin olduğu, 01.02.2013 tarihli ve D-784891 nolu 135,57 TL tutarlı, 31.01.2013 tarihli ve A-925163 nolu 147,57 TL tutarlı faturaların ise daha önce müşteri kazanımından dolayı prim verilen ancak prim için gerekli olan müşterinin 2 dönem fatura ödeme şartlarının yerine getirilmemesinden dolayı iptal edilen müşteri prim bedeli olduğu, davacının benzeri faturalarının daha önce davalı defterlerinde yer aldığı, taraflar arasında bu yönde bir uygulama ve teamülün bulunduğu, taraflar arası ticaretin gereklerine de uygun olduğu davacının üç faturasının hesaplamaya dahil edilmesinin uygun olduğu, davacının kayıtlarında yer almayan davalı kayıtlarında yer alan 1.151,87 TL’nın verilen hizmet faturalarından kaynaklandığı, ispata muhtaç olduğu, davalı tarafın toplam 2.542,37-TL tutarındaki alacağın tahsili istemiyle takibe geçtiği, davacı yanın takip tarihi itibariyle 513,22-TL borçlu olduğu, davacının 20/09/2013 tarihinde davalıya 513,22-TL ödeme yaptığı, davalının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle 2.299,23-TL alacaklı olduğu, davacının yaptığı 513,22-TL ‘lik ödemenin davalının ticari defterlerinde ana paradan düşülerek yer aldığı cari hesap farklılığının 1.786,01-TL olup davalının davacı adına düzenlediği faturaların ispata muhtaç olduğu, davacının haciz yoluyla 08/04/2014 tarihinde ödediği 4.042,27-TL ‘nin iadesi talebinin yerinde olduğu ” görüşü bildirilmiştir.Alınan rapora davalı vekili tarafından, … Ltd. ve … A.Ş.’nin cari hesaplarının karışmış olabileceği, bilirkişilerin değerlendirmediği faturalar incelendiğinde faturaların müvekkiline ait olduğunun görüleceğini, davacı faturaları yönünden teamül bulunduğuna dair kanıt sunulmadığı yönünde itiraz edildiği, itiraz üzerine bilirkişi heyetinden ek rapor alındığı, sunulan 20/03/2017 tarihli ek raporda “faturalar konusu hizmetin verildiğini ispat yükünün davalıda olduğu, kök rapordaki görüşü değiştirecek bir hususun bulunmadığı ” bildirilmiştir. İstanbul …İcra Müdürlüğü … E.sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklının davacı borçlu aleyhinde 25.12.2012 tarihli cari hesap alacağı 2.299,23 TL asıl alacak, 243,14 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 2.542,37 TL alacağın tahsili talebiyle ilamsız takip başlattığı görülmüştür. İstanbul ….İcra Müdürlüğü … E.sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklının davacı borçlu aleyhinde 01.01.2013 tarihli cari hesap alacağı 175,00 TL asıl alacak, 17,72 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 192,72 TL alacağın tahsili talebiyle ilamsız takip başlattığı görülmüştür.Davacı tarafından davalı şirket ve dava dışı … A.Ş.’nin cari hesap dökümü sunulmuş, cari hesap dökümünden davalı defterlerinde kayıtlı olup davacı defterlerinde kayıtlı olmayan faturalardan 15/02/2012 tarihli 485,20 TL bedelli fatura hariç diğer faturaların dava dışı … A.Ş.’nin cari hesap dökümünde kayıtlı olduğu, davalı tarafça sunulan fatura örneklerinden, faturaların davalı tarafından davacıya düzenlendiği görülmüştür.
G E R E K Ç E : İstirdat talepli davada, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davaya konu ilamsız takipte davalı alacaklı, cari hesap alacağının tahsili talebiyle ilamsız takip başlatmış, davacıdan haciz sırasında 4.042,27 TL tahsil edilmiş, davacı taraf borçlu olmadığı halde ödeme yapmak zorunda kaldığını ileri sürerek istirdat talebinde bulunmuştur.. Mahkemece alınan bilirkişi raporundan, tarafların ticari defterlerindeki cari hesap farklılığının; davacının kayıtlarında yer almayan davalı kayıtlarında yer alan 1.151,87 TL bedelli faturalar ile, davalının kayıtlarında yer almayan davacı kayıtlarında yer alan 634,14 TL bedelli faturalardan kaynaklandığı anlaşılmıştır. Davalı kayıtlarında yer almayan cihaz bedeli faturası ile, iptal edilen müşteri prim bedeli faturalarının, ticari ilişkide daha önce davalı kayıtlarına işlendiği, cari hesaptan düşüleceği yönünde teamül bulunduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin 634,14 TL bedelli faturalara yönelik istinaf sebebi yerinde değildir. Ancak davalı vekili bilirkişi raporuna itiraz etmiş, davacının faturalarını dava dışı şirket hesabına işlediğini ileri sürmüş ve sunulan cari hesap özetlerinden, davalı tarafından davacıya düzenlenen 25.07.2012 tarihli 5,18 TL bedelli fatura, 08.09.2012 tarihli 360,67 TL bedelli fatura, 25.09.2012 tarihli 160,79 TL bedelli fatura, 12.11.2012 tarihli 108,61 TL bedelli fatura, 04.12.2012 tarihli 90 TL bedelli faturanın, davacı tarafından … A.Ş.’nin cari hesabına işlendiği görülmüştür. Bu durumda mahkemece mali müşavir bilirkişiden tekrar ek rapor alınarak gerekirse dava dışı şirketin kayıtları da incelenmek suretiyle, davacı tarafça hatalı kayıt yapılıp yapılmadığının incelenmesi, hatalı kayıt yapıldığının anlaşılması halinde davacının takip tarihinde ve ödeme tarihinde borçlu olduğu miktar belirlenerek varsa fazla ödenen kısım yönünden istirdat kararı verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiş, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kararın HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın işaret edilen hususlarda yargılamaya devam olunmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,2-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.11.2017 tarihli 2014/1228 E. – 2017/776 K. sayılı kararının 6100 sayılı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,-Dosyanın, Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilerek karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine,3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davalı avansından kullanıldığı anlaşılan; 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 59,10 TL tehir-i icra karar harcı ile 31,50 TL (posta-teb-müz) masrafı olmak üzere toplam 188,70 TL’nin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, b)Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 22/01/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.