Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/894 E. 2021/209 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2018/894 Esas
KARAR NO: 2021/209
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/11/2017
NUMARASI : 2014/1036 2017/885
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/02/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin davalıya sattığı tıbbi ilaç bedellerinin bakiyesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin faaliyet ve muamele merkezinin Malatya olup Malatya Mahkemelerinin yetkili olduğunu, ayrıca davacının hukuki ilişkiyi yazılı sözleşme ile ispatlaması gerektiğini, yine faturaya konu mal veya hizmetin müvekkiline verildiğinin ispatlanması gerektiğini, icra inkar tazminatı talebinin de hukuka aykırı olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; davacı tarafın usulüne uygun tutulmuş defterleri içeriğinden davalıdan 38.342,67 TL alacaklı bulunduğu, davalı defterlerinde ise 126.547,36 TL borcu bulunduğu, bu borcun davalının Diyarbakır Ereğli ve Malatya Şubesi adına düzenlenmiş faturalardan kaynaklandığı, davaya konu ve davalı şirketin Malatya Şubesine yapılan mal teslimatı sebebiyle düzenlenen 35 adet faturanın toplam tutarının 38.340,70 TL olduğu, takibe konu tüm faturaların davalı defterlerinde kayıtlı bulunduğu, buna göre taraflar arasında akdi ilişkinin ve mal tesliminin sübuta erdiği, alacağın likit bulunduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının 38.342,67 TL asıl alacak üzerinden iptali ile bu miktara takipten itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına ve davalının icra inkar tazminatıyla sorumluluğuna karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili, istinaf sebebi olarak; faturanın tebliğinin yeterli olmadığını, ispat külfetinin davacıda olduğunu, irsaliyeli faturaların geçerliliğinin tartışılması gerektiğini, bu konuda Yargıtay 19.HD’nin birçok kararı bulunduğunu, hatta faturaların ticari defterlerde de kayıtlı olmasının yeterli olmadığını, mal teslimi konusunda irsaliye mevcut ise irsaliyelerdeki imzaların davalı ya da çalışanlarına ait olması gerektiğini, bu hususun araştırılması gerektiğini, baştan beri bu konuda araştırma yapılmasını ve davacının iddialarını usulüne uygun olarak ispatlaması gerektiğini belirttiklerini, davacının ise mal teslimini yurt içi kargo ile yapıldığını ileri sürmüş olup bu konuda adı geçen firmadan belgelerin celbedildiğini, davacının Malatya Şubesi’ne ilişkin 35 adet irsaliyeli faturaya dayalı alacak iddiasında bulunmasına rağmen yurt içi kargoda sadece 11 adet teslim belgesi geldiğini, bu 11 adet belgenin de incelenmesinde, bir tanesinde …, iki tanesinde …, iki tanesinde de … isim ve imzasının yer aldığını, 5 tanesinin de okunaksız olduğunu, buna göre davacının sadece 6 adet faturaya ilişkin mal teslimini ispatlayabildiğini, bu altı adet fatura tutarının ise 5.182,48 TL olduğunu, nitekim bilirkişinin de bu altı adet fatura yönünden mal tesliminin kanıtlandığını belirttiğini, buna rağmen tüm tutar üzerinden davanın kabulünün doğru olmadığını, mal tesliminin usulüne uygun olarak kanıtlanmadığını, ayrıca alacağın da likit olmadığını, yargılama sırasında iki rapor alındığını ve alacağın bu şekilde belirlendiğini, dolayısıyla icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini bildirmiştir. Davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 38.344,22 TL asıl alacak üzerinden %9 yıllık faiz talebiyle icra takibi başlatıldığı, dayanak olarak 13/11/2013 tarihli cari hesap ekstresinden kaynaklanan alacağın gösterildiği, davalı tarafın Malatya İcra Dairelerinin yetkili olduğu ve taraflar arasında hesap mutabakatının sağlanmasının gerektiği, takibin hukuksal dayanağının bulunmadığı gerekçeleriyle itiraz edildiğini ve takibin durduğu görülmüştür. Yargılama sırasında … Kargodan teslim ile ilgili belgelerin celbedildiği görülmüştür. Yargılama sırasında davalıya ait 2013 yılı dönem bordrolarının SGK’dan celbedildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 02/02/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacı taraf defterlerinin ibraz edilmediği, davalının 2013 yılı ticari defterlerinin sunulduğu, davalı defterlerinde 09/07/2013 tarihi itibariyle 126.547,36 TL davacıya borç gözüktüğü, bu borcun davalı şirketin Malatya, Konya-Ereğli ve Diyarbakır Şubelerinin toplam borcunu kapsamakta olduğu, bu borcun 33.624,23 TL’lik kısmının Malatya Şubesine düzenlenen faturalardan kaynaklandığı, davacının davalı şirketin Malatya Şubesinde yapılan mal teslimatı nedeniyle düzenlediği 35 faturanın toplamının 38.340,70 TL olduğu, aradaki 4.716,47 TL’lik farkın Ereğli Şubesine düzenlenen 5 adet faturanın Malatya Şubesine kaydedilmesinden kaynaklandığı, takip ve dava konusu faturaların tamamının davalı defterlerine alınmış olup bu faturalara karşılık ödeme yapılmadığı, yurtiçi kargodan gönderilen belgelerin incelenmesinde ise, bunlardan 6 tanesinin davaya konu faturalara ait olduğunun anlaşıldığı, bunların tutarının da 5.182,48 TL olduğunu, davalıya teslim edildiği tespit edilen malların fatura bedelinin 5.182,48 TL olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 26/07/2017 tarihli ek bilirkişi raporunda; davacı tarafın defterlerinin incelendiği, davacı defterlerinde davalıdan 38.342,67 TL alacak gözüktüğü, davalı şirketin davacı kayıtlarına göre bu miktar borçlu bulunduğu, takibe konu edilen tüm faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak bu faturalara karşılık herhangi bir ödeme yapılmadığı, yurtiçi kargo tarafından gönderilen taşıma irsaliyeleri ve teslim belgelerine göre davacının, davalıya teslimini kanıtladığı, malların fatura değerinin 5.182,48 TL olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf, davalıya ilaç sattığını, bakiye bedelin tahsil edilemediğini iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarında, davacı tarafın takibe dayanak yaptığı cari hesap ekstresini oluşturan faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Tacirin ticari defterlerindeki kayıtlar lehine delil özelliği bulunduğu gibi, aynı zamanda aleyhine delil niteliği de taşır. Cari hesabı oluşturan faturaların davalı defterlerinde kayıtlı bulunması, davalının fatura içeriği malları aldığını gösterir. Dolayısıyla bir kısım irsaliyelerde teslim alan kısmında imza bulunmaması sonuca etkili değildir. Zira davalı faturaları alıp defterine işlemiştir. Açıklanan bu husus gözetildiğinde davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf talebi yerinde değildir. Öte yandan cari hesap faturalara dayandığından alacak likit nitelikte bulunduğundan yazılı şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesinde de usule aykırı bir yön bulunmamaktadır. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 2.619,29 TL harçtan, peşin alınan 655,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.963,39 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.04/02/2021