Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/890 E. 2021/204 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/890 Esas
KARAR NO: 2021/204
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/12/2017
NUMARASI: 2015/714 2017/1102
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/02/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin davalıya aradaki ticari ilişki nedeniyle ham kumaşları satıp teslim ettiğini, ancak davalının ödeme yapmadığını, alacağın tahsili için başlattıkları icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin dava dışı olan müşterisi … Tekstil A.Ş’ye satılmak üzere davacıya taş desen jakar imalatı yaptırdığını, bu jakarların müvekkili tarafından … Tekstil Ltd.Şti’ne boyatıldıktan sonra müşterisi … Tekstil Ltd.Şti’ne gönderildiğini, müşteri olan şirketin her top kumaşa ayrı ayrı test yaptırınca kumaşın orjinal kumaş ile farklı olduğunu, gramaj tuşe ve özellikle likranın sorunlu olduğunun tespit edildiğini ve durumu müvekkiline bildirdiğini, yine müşteri tarafından test sonuçlarının davacıya gönderildiğini ve hatanın düzeltilmesinin istendiğini, aksi halde malların iade alınmasının iletildiğini, ancak davacının hatanın boyadan kaynaklandığını iddia ederek malları iade almadığını, bunun üzerine boyama işlemi yapan … Tekstil Ltd.Şti’nin de test yaptırdığını ve hatanın boyama işleminden değil kumaşlardan kaynaklandığının tespit edildiğini, müvekkilinin bu nedenle zarara uğradığını, kumaş boyatmak için toplam 9.870,00 USD ödeme yaptığını, ayrıca … A.Ş ‘nin de 3.000 EURO ceza ile yaptırdığı test masraflarını müvekkilinden istediğini, konuyla ilgili olarak davacıya 13/06/2014 tarihli ihtarnamenin çekildiğini, ancak davacının müvekkilinin zararlarını karşılamayacağını belirterek takip başlattığını, mallar üzerinde inceleme yapılmasını istediklerini bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının davalıya verdiği kumaşların ayıplı olup olmadığı ve süresinde ayıp ihbarı yapılıp yapılmadığı hususunda olduğu, tekstil mühendisi bilirkişinin dava konusu kumaşlardaki ayıbın test yapılarak anlaşılabilecek açık ayıp olduğu, davalının muayene ve ayıp ihbar yükümlülüğünü süresinde yerine getirmediği yolunda görüş bildirdiği, muhasebeci bilirkişi tarafından düzenlenen raporda ise davacının davalıdan alacaklı olduğunun belirtildiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, davalının 33.762,74 USD’ye yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktarlar üzerinden devamına ve davalının %20 oranında icra inkar tazminatıyla sorumluluğuna karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili, istinaf sebebi olarak; cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrar etmiş, ayrıca verilen kararın dayandığı raporların hatalı olduğunu, 15/11/2016 tarihli bilirkişi raporunda Bakırköy 6.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/99 D.İş sayılı dosyasındaki rapora ve 07/04/2014 tarihli test raporuna atıf yapıldığını, 15/11/2016 tarihli raporda, davacı uhdesinde bulunan ham kumaşların örneklerinin istenerek bunlar üzerinde inceleme yapılmadığını, eksik inceleme yapıldığını, dolayısıyla raporun kabul edilemez olduğunu, ayrıca bu raporda ayıbın test yapılarak anlaşılabilecek açık ayıp olduğunun belirtildiğini, oysa test yapılarak anlaşılabilen ayıbın açık değil, gizli ayıp olduğunu, TBK’nun 223.maddesindeki derhal bildirme yükümlülüğünün gözden geçirmeyle anlaşılabilen açık ayıplar için öngörüldüğünü, test sonuçları öğrenilir öğrenilmez telefonla ve maille durumun davacıya bildirildiğini, bu durumun davacının da kabulünde olduğunu, davacının iade almaktan kaçınması üzerine ihtar gönderildiğini, dolayısıyla ihbarın süresinde yapılmadığı şeklindeki tespitin hatalı olduğunu, 17/07/2017 tarihli bilirkişi raporunun da hatalı olduğunu, zaten bu raporu kabul etmediklerini, ayrıca alacağın likit olmadığını, bu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de doğru olmadığını bildirmiştir. Davacı tarafından davalı aleyhine başlangıçta İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında ödenmeyen faturalar, belgeler ve ticari defterler karşılığı alacak dayanak gösterilmek suretiyle 33.232,84 USD asıl alacak, 923,24 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 34.156,08 USD alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının yetkiye ve borcun esasına dair itirazda bulunduğu, yetki itirazının alacaklı vekilince kabul edilerek Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında davalı tarafa ödeme emri çıkarıldığı ve davalının borcun bulunmadığından bahisle takibe itiraz ettiği görülmüştür. Bakırköy 6.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/99 D.İş sayılı dosyasında; davalı tarafından davacı aleyhine tespit işlemi yapıldığı, tespit işlemi sonunda düzenlenen 13/10/2015 tarihli tekstil mühendisi bilirkişi raporunda; kumaşlarda görülen hataların ham kumaş tedarikçisi davacı şirket ile terbiye işlemlerini yürüten … Tekstil San. Ltd.Şti’nin kusurlarından kaynaklandığı, kumaşların bu haliyle ikinci kalite olarak değerlendirilebileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davalı tarafından davacıya gönderilen 13/06/2014 tarihli ihtarname ile; kumaşlarda yapılan testler sonucu gizli ayıp bulunduğunun tespit edildiği, bu ayıplı satış nedeniyle 29.136,60 TL masraf yaptıklarını belirterek gerek bu masrafın ödenmesi, gerekse kumaşların ihtarnamede belirtilen adresten iade alınmasının istendiği görülmüştür. Davacı tarafından davalıya gönderilen 02/07/2014 tarihli cevabi ihtarnamede ise; ayıp iddialarının kabul edilmediği, faturaların bedeli olan 33.792 USD’nin 3 gün içerisinde ödenmesinin istendiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 15/11/2016 tarihli tekstil mühendisi bilirkişi raporunda; dava konusu kumaşların ham olarak davalı adına kasar ve boyama işlemlerinin yapılması için … Tekstil Ltd.Şti’ne teslim edildiği, bu şirketin de kasar ve boyama işlemi yapılan kumaşları 17/03/2014 ila 05/04/2014 tarihleri arasında davalı şirkete teslim ettiği, davacı tarafından imal edilen ve … Tekstil tarafından boyaması yapılan kumaşların atkı yönünde yırtılma mukavemeti, aşınma dayanımı ve esneme-geri dönme yönünden ayıplı olduğu, siyah boyalı kumaşların ayrıca yaş sürtme haslığı yönünden de ayıplı bulunduğu, yaş sürtme haslığı ayıbının kusurlu boya işlemi yapan … Tekstil’den kaynaklandığı, bu konuda davacıya kusur yüklenemeyeceği, dava konusu kumaşlar ham olarak incelemeye sunulmadığından dava konusu kumaşlardaki atkı yönünde yırtılma mukavemeti, aşınma dayanımı ve esneme-geri dönme ayıplarının … Tekstil’in mi yoksa dokuma işlemini yapan davacının kusuru sonucu mu oluştuğunun anlaşılamadığı, kumaşlardaki ayıbın test yapılarak anlaşılabilecek açık ayıplar olduğu, işin olağan sürecine göre davalı muayene ve ayıp ihbar yükümlülüğünü süresinde yapmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 17/07/2017 tarihli muhasebeci bilirkişi raporunda ise; davacının ve davalının defterlerinin incelendiği, davacı defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan 73.036,65 TL (33.232,84 USD karşılığı) alacaklı olduğu, davalı defterlerinde ise takip tarihi itibariyle davalının, davacıya 73.036,65 TL (33.232,84 USD karşılığı) borçlu olduğu, davacının gönderdiği ihtarnamenin tebliğden imtina nedeniyle kapıya yapıştırılarak muhtara bırakıldığı, tebligatın usulüne uygun kabul edilmesi halinde 529,00 USD (1.206,63 TL) işlemiş faiz alacağının oluşacağı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf, davalıya ham kumaş satıp teslim ettiğini, ancak davalının bedellerini ödemediğini iddia etmiş, davalı taraf ise malların ayıplı olduğunu savunmuştur. Somut olayın incelenmesinde, davacının davalıya ham kumaş sattığı, bu kumaşların daha sonra dava dışı … Tekstil Ltd.Şti tarafından boyandığı, daha sonra da davalının müşterisi olan dava dışı … Tekstil Ltd.Şti’ne gönderildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu kumaşlarda ayıp olduğu sabitse de, bu kumaşların boyama işlemleri yapıldıktan sonra 17/03/2014 ila 05/04/2014 tarihleri arasında davalı şirkete (müşterisine) teslim edildiği, davalının ise ilk olarak 27/05/2014 tarihinde e-maille ayıp ihbarı yaptığı anlaşılmaktadır. Yargılama sırasında tekstil mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 15/11/2016 tarihli raporda, dava konusu kumaşlar ham olarak incelemeye sunulmadığından, kumaşlardaki atkı yönünde mukavemeti, aşınma dayanımı ve esneme – geri dönme ayıplarının … Tekstil Şirketinin mi, yoksa davacının kusuru sonucu mu oluştuğunun anlaşılamadığı, kumaşlardaki bu ayıpların test yapılarak anlaşılabilecek açık ayıplar olduğu belirtilmiş olup bilirkişi raporundaki açık ayıp olduğuna dair belirleme yerinde olmamakla birlikte davacı tarafın 6102 Sayılı TTK’nun 23/1-c maddesi uyarınca davacının açık olmayan bu ayıbı aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcı davacıya ihbar etmesi gerekirdi. Öte yandan davacının yine 6102 Sayılı TTK’nun 18/2 maddesi uyarınca basiretli davranması gerekir. Söz konusu kumaşların davacının üretmesinden sonra ve henüz boyama işlemi yapılmadan önce muayene ettirmesi gerekirdi. Yapılan bu açıklamalardan söz konusu kumaşlarda ayıp bulunmakta ise de, bu ayıpların ham kumaş üretiminden mi, yoksa boyama işlemlerinden mi kaynaklandığı tam olarak anlaşılamadığı gibi, 6102 Sayılı TTK’nun 23/1-c maddesinde öngörülen sürede de ayıp ihbarının yapılmadığı kanaatine varılmıştır. Öte yandan alacak likit olup icra inkar tazminatına hükmedilmesinde usule aykırı bir yön bulunmamaktadır. Yapılan bu açıklamalardan davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Re’sen bağlamında yapılan değerlendirmede ise; davacı taraf, davalı aleyhine USD üzerinden takip yapmış olup İİK’nun 67/2 maddesi uyarınca hükmedilen icra inkar tazminatının TL üzerinden hükmedilmesi gerekirken USD cinsi üzerinden tahsiline imkan verecek şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Açıklanan bu yön itibariyle davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü gerekmiş ve kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/12/2017 gün, 2015/714 Esas, 2017/1102 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-DAVANIN KISMEN KABULÜNE, Davalı borçlunun Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibe itirazının kısmen iptali ile takibin 33.232,84 USD asıl alacak, 529,90 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 33.762,74 USD üzerinden asıl alacak olan 33.232,84 USD’ye 3095 Sayılı Kanun’un 4/A maddesi gereğince devlet bankalarının 1 yıllık USD mevduatına ödedikleri en yüksek faiz oranları uygulanmak suretiyle devamına, İİK’nun 67/2 maddesi uyarınca hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında (takip tarihindeki kur üzerinden hesap edilen) 15.379,60 TL icra-inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin davacı talebinin reddine , Yasal şartlar oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatına ilişkin talebinin reddine, 4- Harçlar Kanunu gereğince tahsili gereken 5.249,91 TL karar harcından yatırılan 1.328,53 TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 388,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.532,48 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 5-a) Davacı tarafından sarf olunan (1.200,00 TL bilirkişi ücreti + 145,20 TL posta/tebligat/ müzekkereden ibaret ) 1.345,20 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 1.318,29 TL’si ile (27,70 TL başvuru harcı + 1.328,53TL peşin nispi harç + 4,10 TL vekalet harcı+ 206,30 keşif harcından ibaret) 1.566,63 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, b.) Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına, 6-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine AAÜT gereğince takdir olunan 8.804,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine, 7-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine red olunan dava değerine göre AAÜT gereğince takdir olunan 939,76 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsil edilerek davalı tarafa ödenmesine 8-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 9- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 59,10 TL tehiri icra karar harcı ile 55,50 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 200,30 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 10-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 11-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.04/02/2021