Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/856 E. 2020/2155 K. 11.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/856 Esas
KARAR NO : 2020/2155
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/11/2016
NUMARASI : 2014/837 E. – 2016/575 K.
DAVANIN KONUSU Alacak
KARAR TARİHİ: 11/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı şirketin 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu kapsamında Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan aldığı dağıtıcı lisansı doğrultusunda akaryakıt sektöründe faaliyet gösterdiğini ve bu ticari faaliyetini sahibi olduğu … markası altında, akaryakıt istasyonlarında, gerek bizzat, gerekse sözleşmeleri bayileri vasıtasıyla sürdürdüğünü, davacının önceki ünvanının …AŞ olduğunu, davacının, tesis tarihinde davalılardan … adına kayıtlı bulunan taşınmazın 05/04/2006 tarihinden başlamak üzere 16 yıl süreli intifa hakkını resmi senetle aldığını, üzerinde davacı şirketin intifa hakkı bulunan bu taşınmazın mülkiyetinin daha sonra …AŞ’ne, sonrasında da 2008 yılında diğer davalılara geçtiğini, davacının sahip olunduğu intifa hakkının süresinin 05/04/2011 tarihi itibariyle sona ermesi ve davacı şirketle bayilik ilişkisi içinde bulunan 1 nolu davalının başka bir dağıtıcı ile anlaşarak lisansının başka bir dağıtım firması lehine tadil ettirmesi karşısında, davacı şirketle davalılar arasındaki dikey ilişkiye esas tüm sözleşmelerin sona erdiğinin, davalılara noter kanalı ile ihtar edildiğini, işbu ihtarnamenin ekinde Rekabet Kurumu duyurusu nedeniyle terkin etmek zorunda kaldığı intifa hakkının terkinine yönelik tapuda işlem yapılması için gerekli vekaletnameyi de davalılara gönderdiğini, davalı tarafından davacı şirket lehine süresi 05/04/2022 tarihinde bitecek şekilde tesis ettirilmiş olan intifa hakkının ve taşınmaz üzerinde kurulu bulunan akaryakıt istasyonunun, davalı şirket tarafından işletilmesine yönelik imzalanan Bayilik ve İşleticilik sözleşmesi ile protokollerin 5 yılı aşan sürelerinin, Rekabet Kurulu’nun en son 13/05/2011 tarih 298 sayılı kararı sonrasında 05/04/2011 tarihi itibariyle geçersiz hale geldiğini, ortaya çıkan bu durum karşısında, tarafların imzalanan anlaşmalar doğrultusunda birbirlerine verdikleri herşeyin BKnun 63 ve 64 mad kapsamınad iadeye tabi olduğundan, bu davayı açtıklarını beyanla, dikey ilişkinin süresinin erken sonlanması nedeniyle iadesi gerektiği halde iade edilmeye nve davalıların sebepsiz zenginleşmesine neden olan toplam 1.633.310,00TL+KDV alacağın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı …. San Tic Ltd Şti vekili cevap dilekçesi ile, davanın hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olduğunu, davalı tarafından haksız olarak elde edilmiş bir bedel olmadığını, daacı tarafından talep edilen bedelin, davacı şirket tarafından 2006 ve 2007 yıllarında diğer davalı … AŞ firmasına ödenmiş bir bedel olduğunu, kabul etmemekle birlikte ilgili bedelin iadesi talep edilebilcekse bile, ancak … AŞ’den talep edilebileceğini, davacı tarafın davasına dayanak yapmış olduğu temlik sözleşmesinin dava konusu alacağı kapsayan bir temlik sözleşmesi olmadığı gibi, ilgili temlik sözleşmesi uyarınca davalı … Şti’nin … AŞ’nin müşterek borçlusu, müteselsil kefili ve garantörü olmasının söz konusu olmadığını,davacı ile Baydilli firması arasında akdedilen bayilik sözleşmesinin 5 yıllık olup, davacı tarafından ödenen bedelin bu 5 yıllık bayilik ilişkisine istinaden ödendiğini, ancak davacı tarafın yapmış olduğu ödemeleri sanki intifa ilişkisi nedeniyle yapmış gibi göstermek suretiyle, kötü niyetli şekilde ödenen tutarların intifa hakkı süresine oranla geri ödenmesini talep ettiğini beyanla, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar … Tic AŞ yetkilisi … ve … cevap dilekçesi ile ÖZETLE; davanın haksız ve yersiz açıldığını, yasal dayanaktan yoksun olduğunu, 2006 yılında bayilik sözleşmesinin imzalandığını, bayilik sözleşmesinin gerektirdiği tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, davacının bilgisi çerçevesinde … Şti’ne bayilik sözleşmesini devrettiklerini, yapılan devir sözleşmesi ile akaryakıt istasyonunun mülkiyeti ile birlikte tüm hak ve borçlarının belirtilen şirkete devredildiğini, … Ltd Şti’nin 05/04/2011 tarihinde intifa hakkı sona erince, başka bir dağıtıcıyla anlaşarak, lisanlarının bir başka dağıtım firması lehine tadil ettirdiğini beyan ettiğini, bu uygulamanın bayilik sözleşmesini devralan … Ltd Şti’nin sorunu olduğunu, bu nedenle kendilerine hukuki sorumluluk yüklenemeyeceğini beyanla, sorumluluk kabul edilmemekle birlikte davacı tarafça yapılan hesaplamayı da kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.Davalılar …, …, …, … vekili cevap dilekçesi ile ÖZETLE; davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı ile davalılar arasında bir itcari ilişki yada her ne ad altında olursa olsun yapılmış bir ödeme olmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde yapılan ödemenin gayri maddi hak bedeli olarak ödendiğini iddia ettiğini, gayri maddi hakların, patent, ticari marka, ticari ünvan gibi sınai varlıkların kullanım haklarını kapsadığını, davacı şirketçe, davalılara ödenen bir bedel olmadığı gibi, davalılar …, …, …, …’nın davacı şirket markası altında faaliyetinin söz konusu olmadığını, diğer davalılar ile davacı şirket arasında akdedilen sözleşmeler ve yapılan ödemelerin, bu davalıları bağlamadığını, ortada davalılar …, …, …, … tarafından ödenen bir bedel olmadığını, doğal olarak da iade edilmesi gereken bir bedelin de olmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…. davacı taraf bu bedelin intifa süresince geçerli olacağından bahisle ödediğini iddia etmiş ise de, ilk davalı … AŞ ile akdedilen 24/04/2006 tarihli sözleşmenin süresinin 5 yıl için geçerli olduğu, ipotek bedelinin de tapuda 15.000TL olarak gösterildiği, gerek ilk sözleşme süresinden sonra 5 yıllık sürenin dava tarihi itibariyle dolduğu ve bu sözleşme kapsamında gayrinakdi hak bedeli olarak ödenen bedelin intifaya ilişkin olduğu hususu taraflar arasındaki sözleşmelerde kararlaştırılmadığı, dolayısıyla gayrinakdi hak bedeli olarak ödendiği belirtilen bu bedelin intifaya mı ilişkin olduğu yoksa sözleşme süresi boyunca sözleşme süresi ile sınırlı mı olduğu hususunun taraflar arasındaki ana ihtilafı oluşturduğu, davacı tarafça işbu ödenen bedelin intifa süresi boyunca geçerli olduğu iddia edilmişse de, bu iddiasını yazılı delillerle ispatlayamadığı, dolayısıyla davacı tarafından ödenen bu bedelin 5 yıllık bayilik süresi için verilmiş olduğunun kabulü gerektiği ve 5 yıllık bayilik süresi de dolduğundan dolayı davacının ödediğini iddia ettiği gayrinakdi hak bedeli altında ödenen bedellerin sözleşme süresi için akdedildiğinin ve ödendiğinin kabulü gerektiği, gerekçesiyle davacının davasının subut bulmadığından reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; gerekçenin hatalı olduğunu, müvekkili tarafından verilen bedel davalıya işleticilik verilebilmesini sağlamak için değil, taşınmazın intifa hakkının elde edilebilmesi için ödendiğini, Rekabet Kurulu’nun 2009 yılındaki duyuru tarihinden itibaren bayilik sözleşmeleriyle bağlantılı olarak tesis edilmiş olan intifa/kira haklarının dikey ilişkide mevcut intifa/kira haklarının muafiyet kapsamı dışına çıkacağının kabul edilmeye başlandığını, müvekkilinin ödemeleri intifa hakkının süresi karşılığında ödediğinin açık olduğunu, Mahkemenin; bilirkişi raporunda yer alan gayrinakdi hak bedeli adı altında yapılan intifa bedeli ödemelerinin bayilik sözleşmesinin 5 yıllık süresi karşılığında yapılmış olduğunun kabulü gerektiği ve iadesinin talep edilemeyeceğine ilişkin karar verilmesinin yerinde olmadığını, Davalı tarafından da ödemelerin yapılma nedeni konusunda intifa bedeli olduğuna ilişkin iddianın aksi yönde bir iddia öne sürülmediğini,İntifa hakkı bedellerinin muhasebe kayıtlarına gayri nakdi hak bedeli adı altında faturalandırılarak işlenmiş olmasının vergi mevzuatına uygunluk sağlama amacına yönelik olduğunu, ödemelerin gayri nakdi hak bedeli adıyla ödenmesi nedeni ile intifa süresi için ödenmediğinin kabul edilemeyeceğini, İntifa bedeli tapuda 15.000TL olarak gösterilmiş ise de; ödenen bedellerin fatura ve kayıtlarla sabit olduğunu, esasen intifa veren tapu malikinin de bedelin ödenmediği hususunda bir iddiasının olmadığını, intifa bedeli için yapılmış olduğunun davalı yanca da kabul edilmekte olduğunu, Yüksek Mahkeme kararlarına göre de geçersiz sayılan anlaşma nedeni ile BK 63,64 md gereğince iade yükümlülüğü olduğunu, dikey ilişki sona erdiğinden istasyonu ve taşınmazı kullanma imkanı hukuken sona erdiği gibi uzun süreli intifa hakkından yararlanma imkanı da ortadan kalktığından ticari kazanç geri dönüşümünü sağlayamadığını, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulünü talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, intifanın süreden önce terkini nedeni ile geçersiz kalan süreye ilişkin bedelin sebepsiz zenginleşeme hükümlerine dayalı olarak iadesi istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı ile davalılar … Tic AŞ arasında 24.04.2006 Tarihli bayilik sözleşmesi akdedildiği, …, … ve … garanti ve taahüt edenler olarak yer aldıkları, tapu kayıtlarına göre … ada … parsel sayılı taşınmazda davacı lehine 15.000YTL bedelle 05.04.2006’da 16 yıl süre ile intifa hakkı tesis edildiği, tapu malikinin … olduğu, sözleşmenin 3.maddesinde intifa süresinin bitmesinden önce sözleşmeye aykırılıktan dolayı bayilik sözleşmesinin feshi halinde istasyonun derhal terkedilerek davacıya teslim edileceği düzenlendiği, 02.06.2008 tarihli 5 yıl süreli bayilik sözleşmesinde ise garanti veren olarak …, … … garanti ve taahhüt edenler olarak yer aldıkları, taşınmazın intifa tesisinden sonra … Petrol şirketine ve sonrasında davalılar …, …, … ve …’ya tapuda devredildiği anlaşılmaktadır. … ‘ün bayillik sözleşmesi, ariyet sözleşmesi, bayilik taahhütnamesi ve sair sözleşmelerden doğan haklar ve borçlar davalı …’e 10.04.2009’da devredilmiş ve davacı şirket ile …. Ltd Şti arasında aynı tarihte bayilik sözleşmesi yapılmıştır.İlk derece mahkemesince dava konusu bedelin intifa karşılığı ödenen bedel olduğunun sabit olmadığı, sözleşme gereği verildiğinin kabulünün gerekeceği, 5 yıllık sürenin tamamlandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; dosyada mevcut fatura örnekleri incelendiğinde; “gayri nakdi hak bedeli” açıklamalı faturaların davalı ….Aş adına keşide edildiği ve ödendiği, davalı ….AŞ ile davalı …’nin de cevap dilekçelerinde bu hususu inkar etmedikleri, davalı … … Ltd Şti ise cevap dilekçesinde taşınmazın 15.000TL intifa ile yükümlü olduğunu bilerek bayiliği devraldıklarını belirttikleri, yeni malik davalıların ise bedel ve sorumluluk yönünden itirazlarını sundukları görülmektedir.Taşınmazın intifa tesisine ilişkin resmi akit tablosu incelendiğinde ise; 16 yıl süre ile 15.000TL bedel yönünden intifa tesis edildiği yazılı olduğu görülmektedir. Bayilik sözleşmesinde bedel yer almamış ise de 05.04.2022’ye kadar intifa hakkı tesis edildiği açıkça yazılıdır. Tüm davalıların bedel yönünden açıkça kabulü olmasa da intifa resmi akit senedinde intifanın açıkça 16 yıl süre ile tesis edildiği dikkate alınarak davacının iddiasının buna göre değerlendirilmesi gereklidir.Davacı vekilinin esasa ilişkin istinaf istemi dosya kapsamı ile birlikte incelendiğinde; davacı şirket tarafından davalılardan …’ya verilen Beyoğlu 34.Noterliği’nin 15.06.2011 tarihli vekaletnamesinde; “…, … ilçesi, … Mahallesinde kain, … ada … parsel sayılı taşınmaz üzerinde şirketimiz lehine tesis edilmiş olan 05.04.2006 Tarih ve 2393 sayılı intifa hakkını bedelli veya bedelsiz olarak terkin etmeye, fek takrirlerini vermeye, yukarıdaki işlemlerle ilgili olarak tapu defteri ve sicilini ve tüm evraklarını münferiden imzalamaya, bu vekaletnamedeki yetkilerin tamamı veya bir kısmı ile başkalarını tevkile, mezun ve yetkili olmak üzere” …’nın vekil tayin edildiği, ilgili vekaletnameye göre 05.07.2011 Tarihinde davacı vekilinin; “yukarıda özellikleri belirtilen taşınmaz üzerinde lehtarı olduğumuz intifa hakkının tamamından bedelsiz olarak çıplak mülkiyet malikleri lehine terkinini talep ederim” şeklindeki talebine istinaden 05.07.2011 tarihinde intifanın bedelsiz olarak terkin edildiği anlaşılmıştır.İntifa hakkından bedelsiz olarak çıplak mülkiyet malikleri lehine terkini talep etmiş olduğu anlaşıldığından iş bu davada artık intifanın kullanılmayan kısmı için davacının hak talep edemeyeceği dikkate alınarak davanın bu yönü ile reddine karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir. (Aynı yönde; Y.19HD, 2016/18300 E, 2018/3458 K, 2.06.2018 Tarihli, Y.19HD, 2019/396 E, 2019/1262 K sayılı, 28.02.2020 Tarihli kararı; Y.19HD, 2018/3497E, 2020/522 K, 18.02.2020 Tarihli kararları)Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin gerekçenin hatalı olduğuna ilişkin istinaf isteminin kısmen kabulüne, HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince gerekçesi düzeltilmek sureti ile Dairemizce davanın reddine dair yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,2- 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 30.11.2016 gün ve 2014/837 Esas, 2016/575 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3- Davanın REDDİNE,- Alınması gereken 54,40TL harçtan peşin alınan 24.254,70TL harcın mahsubu ile bakiye 24.200,30TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,- Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 72.949,30TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine,-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, -Davalı …San Tic Ltd Şti tarafından yapılan 113,50TL yargılama giderinin davacıdan alınıp anılan davalıya verilmesine, 4–İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;-İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 96,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 181,00 TL’nin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 11/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.