Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/846 E. 2021/51 K. 15.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/846 Esas
KARAR NO: 2021/51
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/07/2017
NUMARASI: 2015/78 E. – 2017/600 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 15/01/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı aleyhine cari hesap ekstresi gereğince ödenmeyen 20.667,91 TL alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalı tarafın haksız yere itiraz ettiğini, 15/08/2014 tarihli sevk irsaliyesi uyarınca 4 adet … marka ürün ile 2 adet … marka ürün davalı firmadan … tarafından, 18/08/2014 tarihli sevk irsaliyesinden 12 adet … marka ürünün davalı firmadan … tarafından, 30/09/2014 tarihli irsaliyeli faturada bizzat davalı … tarafından teslim alındığının görüldüğünü belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, asgari %20 inkar tazminatına hükmolunmasını talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin iyi niyetli olarak üzerine düşen tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini, … ve … isimli kişileri tanımadıklarını, söz konusu satışlarda teklif formlarının hazırlanarak dava dışı … San. A.Ş.’nin yöneticisi …’e kredi kartı bilgileri ile mail order formunu kaşeli olarak, imza sirküleri, kimlik fotokopisi ve ticaret sicil gazetesini de müvekkiline gönderdiklerini, müvekkilinin de … A.Ş.’nin postunu kullanarak kredi kartı ödemesini aldığını, müvekkilinin davacının pos cihazından ödemeyi aldığını, bu satış işleminde kusurunun bulunmadığını, … Bankasının kusursuz sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… davalının mail order yoluyla bir takım malların siparişi verdiği ve davacının talep edilen malları gösterilen yerlere teslim ettiği, mail order yoluyla mal talep eden müşterilerin sahte kredi kartını kullanmak suretiyle işlem yaptıkları ve bu nedenle kredi kartından tahsilat yapılamadığı hususlarında ihtilaf olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın sahte kredi kartı kullanan müşteriler ile mail order işlemini gerçekleştiren davalının dava konusu malların bedelinden sorumlu olup olmadığı noktasında olduğu, taraflar arasındaki imzalanan e-bayi üyelik sözleşmesinin 8. maddesine göre kredi kartı kullanımından doğan tüm sorunlarda davalı bayinin sorumlu olacağının düzenlendiği, ayrıca siparişe konu ürünleri davalının kendisini dolandırdığını iddia ettiği şahıslar … ile …’e teslimat hususunda yönlendirme yaptığı dosyadaki yazışma örneklerinden anlaşıldığı, malların davalının işlem sahası sayılabilecek kişi ya da kişilere teslim edildiğinin ihtilafsız olduğu, teknik rapordan açıkca anlaşılacağı üzere davalı tarafın mail order yönteminin tercih ederek suistimale ve dolandırılmaya açık alışveriş yöntemini seçtiği, buna bağlı olarak da oluşacak güvenlik açığından ve kontrollerinden davalının sorumlu olacağı, burada sahte işlemin banka tarafından değil bizzat davalı tarafın işlem sahasında gerçekleştiğinden ihmal ve kusurdan davalının sorumlu olduğu, zira davalının tacir olup basiretli tacir gibi haraket etmekle yükümlü olduğu, ödeme için talimat verdiği ve seçtiği kişilere dikkat etmek zorunda olduğu, zira üye iş yeri sözleşmesi uyarınca davalının mail order yoluyla işlem yapması daha sonra yapılacak itirazlar karşısında hesaba geçen tutarın, itirazın haklılığı satılan mal veya hizmetin teslim alınıp alınmadığı ve benzeri hiç bir gerekçeye bakılmaksızın, kendi rızası aranmaksınız ve hatta önceden bildirime gerek olmaksızın geri alınacağını bilmeyi gerektirdiği, davalının tacir olmanın gerektirdiği özen ve ihtimamı yerine getirmediği, ihbar olunan dava dışı … Bankasının sorumluluğunun bulunmadığı, satışı gerçekleşen malların bedelini davalının ödemekle yükümlü olduğu, gerekçesiyle davanın kabulü ile; İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından yöneltilen itirazın İİK 67/1 maddesi uyarınca iptali ile, 20.667,91 TL alacağın takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 2/2 uyarınca avans esasına göre işleyecek ve hesaplanacak faiziyle birlikte tahsili için takibin devamına, cari hesap alacağından kaynaklı alacak miktarı likit ve belirlenebilir olduğundan 4.133,58 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kredi kartından kaynaklı bir dolandırıcılık söz konusu olduğunu, bu dolandırıcılığın cari alacak dolayısıyla müvekkiline atfedilemeyeceğini, müvekkilinin iyiniyetli olduğunu ve basiretli bir tacir gibi davrandığını, müvekkilim üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirip tüm belgeleri aldığından ve alacak post cihazından çekildiğinden ortada bir cari alacak söz konusu olmadığını, dava konusu işlemde mail order yolu ile satış yapıldıı ve gerekli tüm belgelerin müvekkili tarafından alındığını, müvekkili tarafından … a.ş postu kullanarak, ürünlerin ücretlerin çekildiğini, kredi kartı kopyalanmış olduğundan gerçek kart sahibinin şikayeti üzerine, bedel banka tarafından ödenmediğini, bankanın sorumlu olması gerektiğini, müvekkilinin 2001 yılından beri kredi kartı ile işlem yapmakta olduğunu ve sahteliği anlayabilecek durumda olmadığını, dolandırıcılıkla alakalı istanbul cumhuriyet başsavcılığının 2014 / 157432 soruşturma numarası ile soruşturma devam ettiğini ancak sanıklara ulaşılamadığından dosyanın derdest olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, cari hesap borcunun ödenmediği iddiası ile başlatılan takibe vaki itiraz üzerine İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi kurulu raporuna göre; davalının işletme defterinde uyuşmazlığa konu üç faturanın kayıtlı olduğu, 20.741,11TL’lik kredi kartı Mail Order işlemi banka tarafından iade edildiğinden davacı yanın bu miktarı davalıya borç olarak kaydettiği, davalı yanın delil olarak sunduğu 15.08.2014 Tarihli ve 18.08.2014 Tarihli yazıda “Aşağıda detayları bulunan ürünlerin şirketimiz/benim adına aşağıda bilgileri bulunan şirkete /kişiye sevkiyatının yapılmasını faturanın tarafıma gönderilmesini ve fatura bedelinin tarafımızca vadesinde ödeneceğini, sevkiyatın bildirilen adrese yapılmış olmasına rağmen tarafımıza yapılmış sayılacağını şimdiden kabul ve taahhüt ederiz” şeklindeki ifade ile ürünlerin bayiye değil üçüncü kişiye tesliminin davalı yanca kabul edilerek ödeme ediminin yüklenildiği, siparişe konu ürünlerin uyuşmazlığa konu ürünler olduğu, davalı yanca inkar olunmayan www…com e-bayi üyelik sözleşmesi gereğince bayinin satıcıdan aldığı ürünün bedelini satıcıya ödemekle yükümlü olduğu, davalının dava dışı üçüncü kişilere yönelik dolandırıcılık iddiasının davalının davacıya karşı sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, davalı yan mail order ile işlem yapmış ise de; meblağın davacı yan hesabına geçmediği, kart sahibinin şikayeti üzerinde işlemin banka tarafından iptal edildiği dikkate alındığında ilk derece mahkemesinin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Davalı vekili, zarardan Bankanın sorumlu tutulması gerektiğini ileri sürmüş ise de; davacının bayilik sözleşmesine ilişkin cari hesap borcuna dayalı olarak talepte bulunmasının yerinde olduğu gibi takipte borçlu olarak yer almayan Banka’nın itirazın iptali davasında dahili davalı sıfatı ile de davaya dahil edilemeyeceği dikkate alındığında davalı vekilinin bu yöndeki isteminin reddi gerekmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde şikayetleri yönünden soruşturmanın derdest olduğunu belirtmiş ve istinaf aşamasında İstanbul Anadolu CBS 2014/143118 Soruşturma sayılı doyasının ek KVYOK sunmuştur. Karar incelendiğinde; “şüphelilerin suçu işlemedikleri, …, … ve …’nın gerçekte suçun mağduru oldukları, müştekilerden …’in kredi kartı bilgileri kullanılarak satın alınan ürünleri teslim alan kişilerin kimliklerinin belirlenemediği anlaşıldığından adı geçen şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına, meçhul şüpheliler hakkında soruşturmaya devamına” karar verildiği görülmektedir. Davacının talebinin bayilik sözleşmesinden kaynaklandığı davalı hakkındaki EKYO kararının davacıya olan sorumluluğu yönünden esasa etkili mahiyette olmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 1411,82 TL harçtan, peşin yatırılan 353,00TL’nin mahsubu ile bakiye 1058,82 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, Davacının avansından kullanıldığı anlaşılan 14,00TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 15/01/2021 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.