Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/839 E. 2020/1170 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/839 Esas
KARAR NO: 2020/1170
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/03/2017
NUMARASI: 2014/1283 2017/272
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/07/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen satım sözleşmesi uyarınca 2009 yılı Nisan ayı itibariyle ticari ilişkinin başladığını, davalının faturalı olarak müvekkilinden olan mal bedellerini ödemediğini, alacağın tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili, davacı ve … arasında temlik sözleşmesi akdedildiğini, yine müvekkili ile davacı arasında FWS Sistemine Erişim ve Kullanım Sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirdiğini, müvekkilinin defter ve kayıtlarının kesin delil niteliğini haiz olduğunu, … A.Ş nezdinde davacıya yapılan ödemelerin sabit olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında ticari satım sözleşmesi bulunduğu, davacı tarafından davalıya malların teslim edildiği, uyuşmazlığın mal bedellerinin ödenip ödenmediği noktasında toplandığı, davalının alacağın temliki sözleşmesi uyarınca ödemelerini dava dışı … A.Ş’ye yaptığını savunduğu, ancak ödemeye dair delil sunulmadığı, dava dışı … kayıtların celbedildiği, bilirkişi incelemesi sonucunda davacının, davalıdan alacaklı olduğunun anlaşıldığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir.Davalı vekili istinaf sebebi olarak; davacının iddialarını somut delillerle ispat edemediğini, müvekkilinin davacı ve … A.Ş ile müvekkili arasında imzalanan 03/08/2011 tarihli temlik ve finansman sözleşmesi gereğince edimlerini yerine getirdiğini, davacının alacaklarını … A.Ş’ye ödediğini, bu hususların müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarıyla sabit olduğunu, zaten alınan bilirkişi raporunda da 02/03/2013 tarihi itibariyle davacının sadece 162.091,00 TL alacaklı gözüktüğünün belirtildiğini, … A.Ş tarafından davacıya ödemeler yapılırken sözleşmeler gereği alacak bedelleri üzerinden iskonto yapıldığını, iskonto yapılan bu oranların müvekkilinin alacakları ödemediği ya da eksik ödediği şeklinde yorumlandığını, mahkemenin dayandığı raporun denetime elverişsiz ve yetersiz olduğunu, taraflar arasındaki satım sözleşmesi gereğince müvekkili şirketin defter ve kayıtlarının kesin delil niteliğini haiz olduğunu, davacının dava dilekçesinde alacağın 2011 tarihli erken finansman sözleşmesi öncesinden devir bakiyesi olduğunu belirttiğini, bilirkişinin ise bu hususu hiç dikkate almaksızın sadece 2011 yılı sonrası ticari defter ve kayıtları incelediğini, bu konuda rapora itiraz edilmiş ise de, dikkate alınmadığını, müvekkili şirketten faturaları ve tebliğine dair bilgilerin talep edilmediğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, dosya içerisinde bu belgelere rastlanmamasının sebebinin müvekkilinin defter ve kayıtlarının büyüklüğü sebebiyle ibrazının zorluğundan kaynaklandığını ve ibraz için kayıtların yerinde incelenmesini talep edildiğini, ancak bilirkişilerin ihtilafın çözümü için gerekli teknik incelemeleri yapmadığını, kararın eksik incelemeyle verildiğini bildirmiştir. Davacı tarafından davalı aleyhine 30/04/2013 cari hesaptan kaynaklanan bakiye alacak dayanak gösterilmek suretiyle toplam 38.532,80 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının alacaklının cari hesap alacağının mevcut olmadığı, müvekkili tarafından takip alacaklısına tüm alacaklarının ödendiğini, ayrıca temlik ve finansman sözleşmesi gereğince müvekkilinin doğrudan davacıya ödeme yapmadığını, fatura bedellerinin … A.Ş tarafından ödendiğini, müvekkilinin sözleşmelere uyduğunu, herhangi bir temerrüdünün bulunmadığını bildirerek itiraz ettiği görülmüştür. Davacı ve dava dışı banka arasında 03/08/2011 tarihli çerçeve temlik ve isteğe bağlı erken finansman sözleşmesi imzalandığı, yine davacı ile davalı arasında FWS sistemine erişim ve kullanım sözleşmesinin imzalandığı görülmüştür.Yargılama sırasında alınan ve 07/11/2016 havale tarihli bilirkişi raporunda; davacı defterlerinde 31/12/2012 tarihi itibariyle davalı yandan 41.888,50 TL , 31/12/2013 tarihi itibariyle davalı yandan 37.998,74 TL alacaklı göründüğü, davalı defterlerinde ise 02/03/2013 tarihi itibariyle davacının 162,91 TL alacaklı göründüğü, davalı tarafından tanzim edilen faturaların davacı tarafından kabul edildiğine dair dosya içerisinde herhangi bir belgenin bulunmadığı, faturaların davacı yanca tebellüğ ve kabulünün izaha ve ispata muhtaç olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davalı vekili 28/11/2016 tarihli dilekçeyle, bilirkişinin eksik inceleme yaptığını, yerinde inceleme yapılması gerektiğini, taraf kayıtlarındaki farkın ortaya konması, hangi faturaların ihtilaflı olduğunun belirlenmesi ve tebliğ edilip edilmediğinin araştırılması gerektiğini, ihtilafın bu farklılığa göre açıklığa kavuşturulması gerektiği, bu nedenlerle ek rapor ya da başka bir bilirkişiden rapor alınmasının talep edildiği görülmüştür. Mahkemece yazılan müzekkereye dava dışı …a tarafından verilen 03/12/2015 tarihli cevabi yazıda; davacının, davalıya yaptığı satışlardan kaynaklanan alacaklarını bankaya temlik ettiğini ve alacakların erken finansmanı yapılarak davacı hesabına EFT ile ödemeler yapıldığı, taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde fiyat farkı, cezai şart, ayıp/gizli ayıp, ciro pirimi, aktivite/promosyon bedeli gibi sebeplerle davalı tarafından düzenlenen fatura bedelleri kesilerek davacıya ödemeler yapıldığının bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf davalıya mal sattığını, bedelini alamadığını, davalı taraf ise dava dışı … A.Ş nezdinde davacıya yapılan ödemelerin sabit olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur. Davalı taraf icra takibine yaptığı itirazında takip alacaklısına tüm alacakların ödendiğini, temlik ve finansman sözleşmesi gereğince müvekkilinin doğrudan davacıya ödeme yapmayıp fatura bedellerinin … A.Ş tarafından ödendiğini belirtmiştir. Yargılama sırasında bilirkişi raporu alınmış ve bu raporda davalı yanın tanzim ettiği faturaların davacı tarafından kabul edildiğine dair belgenin bulunmadığı, faturaların davacı tarafça tebellüğünün ve kabulünün izaha ve ispata muhtaç olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Söz konusu raporda ayrıca 31/12/2013 tarihi itibariyle davacı defterlerinde davalıdan 37.998,74 TL alacaklı göründüğü, davalı defterlerinde ise 02/03/2013 tarihi itibariyle davacıdan 162,91 TL alacaklı göründüğü yolunda görüş bildirildiği görülmüş olup rapor bu haliyle hüküm kurmaya elverişli değildir. Zira taraf defterlerini inceleyen bilirkişilerin taraf defterlerindeki farklılıkların nelerden kaynaklandığını ortaya koyması, şayet bu farklılıklar davalının, davacıya düzenlediği faturalardan kaynaklanıyor ise bu faturalar nedeniyle davalının taraflar arasındaki sözleşme hükümleri de gözetilerek bu faturaları düzenleme hakkı bulunup bulunmadığı, fatura içerikleri konusunda davacıdan alacaklı olup olmadığı hususlarında ayrıntılı inceleme ve değerlendirme yapmaları gerekirdi. Dolayısıyla mahkemenin bahse konu raporu hükme esas alması usul ve yasaya aykırıdır. Öte yandan eldeki dava itirazın iptali davası olup itirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı davalardır. Davaya esas alınan icra takibinde davacı alacağın dayanağı olarak “30/04/2013 cari hesaptan kaynaklanan bakiye alacak” göstermiştir. Buna rağmen davacı vekili dava dilekçesinin ikinci sayfasında 03/08/2011 tarihinden önce de taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu ve bu tarihte imzalanan Erken Finansman Erişim ve Kullanım Sözleşmesinden önce de müvekkilinin devir bakiyesi alacağı bulunduğunu belirtmiştir. Buna göre öncelikle davacı tarafa alacağının kaynağının açıklattırılması, taraflar arasındaki tüm sözleşme hükümlerinin değerlendirilmesi, ayrıca yukarıda değinildiği üzere taraf defterleri arasındaki farklılıkların neden kaynaklandığının üzerinde durulması, şayet bu farklılıklar davalının düzenlediği faturalardan kaynaklanıyorsa bu faturaların sözleşme hükümlerine göre değerlendirilmesi ve davalının sözleşmeler uyarınca bu faturaları düzenleme yetkisinin bulunup bulunmadığı ve faturalar nedeniyle alacaklı olup olmadığı hususları üzerinde ayrıntılı incelemeyi içerir bilirkişi raporu alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Açıklanan bu yönler itibariyle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/03/2017 tarih, 2014/1283 esas, 2017/272 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 100,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 185,70 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.02/07/2020