Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/826 E. 2021/19 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/826 Esas
KARAR NO: 2021/19
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/11/2017
NUMARASI: 2016/1252 2017/982
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 14/01/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekilinin davalı ile arasındaki anlaşma gereği iç dizayn işinin yapıldığını, işin karşılığı alacağın tahsil edilemediğini, müvekkilin 14/04/2014 tarihli 18.722,5 TL bedelli üç adet fatura düzenlendiğini, davalının faturalara karşılık 22/04/2014 tarihinde 30.000,00 TL ödeme yaptığını, bakiye 54.276,63 TL alacağın müvekkiline ödenmediğini, davalı aleyhinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının ödeme emrine itiraz ettiğini ileri sürerek davalının itirazının iptaline, alacağın %20 sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin muamele merkezinin Beşiktaş olduğunu, tarafların arasında hesap mutabakatı temin edilemden alacağın kesinleşmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek davanın reddine, haksız dava nedeni ile davacıdan %20 tazminat alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince; ” İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur(TBK m. 90). Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir(TBK m. 97). Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer(TBK m. 117/1). Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; ( …. ) borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır(TBK m. 117/2). Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar(TTK m. 10). Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur(3095 s.y. M. 2/1). Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur(3095 s.y. M. 2/2) hükümleri çerçevesinde; davacı takip alacaklısı tarafından bir kısım faturalara dayalı olarak davalı takip borçlusu hakkında icra takibi başlatıldığı, takibe süresinde itiraz edilmesi üzerine yine süresinde, eldeki itirazın iptali davasının açıldığı, taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinin tespiti için tarafların ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda takibe konu faturaları davalının ticari defterinde kayıtlı olduğu, ancak 72.658,02 TL ödeme kaydı ile hesabın sıfırlandığı, davacı ise inceleme gününde ticari defterlerini ibraz etmediği, davalı vekilinin cevap dilekçesinde ödeme iddiasında bulunmaması ve ayrıca ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmaması nedeni ile sahibi lehine delil teşkil edemeyecek olması nedeni ile cari hesabın kapatılmasına esas banka dekontunun da dosyaya ibraz edilmemesi karşısında 20/05/2014 tarihli 72.658,02 TL bedelli ödemenin ispatlanamadığı, davalı tarafın yemin deliline de dayanmadığı, davacı taraf her ne kadar ticari defterlerini dosyaya ibraz etmemiş ise de davalının ticari defterlerinde takibe konu faturaların kayıtlı olduğu, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği (Yargıtay 23. HD’nin 10/02/2016 tarih ve 2015/4576 Esas – 2016/621 Karar sayılı ilam), davalının 20/05/2014 tarihli ödeme kaydını ispatlayamaması nedeni ile takibe yaptığı itirazın haksız ve yersiz olduğu, aksine bir sözleşme olduğu veya taraflarca vade belirlendiği iddia ve ispat edilmediği gibi icra takibinden önce davalı/takip borçlusu temerrüde düşürülmediğinden takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, davacının tacir olması ve taraflar arasında ticari ilişki bulunması(TTK m. 19/2) nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz(3095 sy. m. 2/2) uygulanması gerektiği, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu (İİK m. 67/2) (Ay. M.138), gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalı takip borçlusunun İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … e sayılı dosyasında yürütülen takibe vaki itirazının 42.658,02 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibe konu asıl alacağı takip tarihinden itibaren ticari (avans) faizi uygulanmasına, takibe konu asıl alacağın %20 si olan 8.531,60 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davalı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde bilirkişi raporunda ödeme ile ilgili olarak belgelerinin mevcut olduğu halde buna itibar edilmeyerek ve tetkik edilmeyerek davacının aslı sunulmayan kayıtlarına göre karar verildiğini ve kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE : Dava ;itirazın iptaline ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının takibe konu ettiği üç fatura konusu alacağın ticari ilişkide doğduğu ve davalı yanca kısmi bir ödeme olduğu ihtilaflı olmayıp; ihtilaflı husus kalan bakiyenin de tahsil edilip edilmediği noktasındadır. Davacı ticari defter ve belge sunmamış, defterlerin bulunamadığını beyan etmiş, defter tasdiklerine ilişkin noter evrakları, fatura örnekleri ve davalı yanca yapılan 30.000,00 TL lik ödeme dekontu aslı sunmuştur. Davalı yan kayıtlarının usulsüz tutulduğu,ödeme belgesi ibraz edilmeden hesabın kapatıldığı, bunun teyidini gösterir belge sunulmadığı anlaşılmaktadır. Davacı yanca aslı ibraz edilen dekontun ise tarihi ve miktarı farklıdır. Davacı yan davaya cevaplarında ve takibe itirazlarında borcun tamamını kabul etmemiş ve davacı yanla hesap mutabakatlarının olmadığını savunmuştur. Cari hesap sözleşmesi bulunmadığı için hesap mutabakatı takip açısından bir zorunluluk değildir. Ödeme yaptıklarına dair savunmaları da bulunmamaktadır. Zaten davalı yan fatura konusu mal alımını da cevap dilekçesi ile inkar etmiştir. Ayrıca davalı yanın yaptığı 30.000,00 TL lik ödeme ile birlikte davalının alacaklı durumda olması gerekecektir. Bu nedenle sadece defterde hesabı kapatacak şekilde kayıt oluşturmak ödemeyi kanıtlamayacağından ilk derece mahkemesi kararı yerinde olup, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davalı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2- Alınması gereken 2.913,97 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 728,49 TL nin mahsubu ile bakiye 2.185,48 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 3- Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına 4- Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan 14,00 TL tebligat giderinin davalıdan tahsili ile davacı yana verilmesine 5- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/01/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.