Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/778 E. 2021/17 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/778 Esas
KARAR NO: 2021/17
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/12/2017
NUMARASI: 2015/785 2017/1043
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
KARAR TARİHİ: 14/01/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin hatırı sayılı bir iş adamı olduğunu, davalılardan … şirketinin Kuzey Kıbrıs’ta faaliyet gösteren otelin kumarhanesinde kumar oynamaya teşvik ettiklerini, müvekkilinin işini gücünü yapamaz hale geldiğini, büyük bir servetini kaybettiğini, oynamaya devam etmesi için müvekkiline avans verdiklerini, bunun yasa gereği suç olduğunu, müvekkilinden zorla 3 adet senet aldıklarını, bu senetleri … adına imzalattıklarını, müvekkilinin … adında kişiyi hiç tanımadığını ve ticari ilişkide hiç bulunmadığını, senetlerin ödenemeyeceğini bildiklerinden senetleri icraya intikal ettirdiklerini bu nedenlerle müvekkilinin kumar avansı için verdiği bu senetlerden dolayı menfi tespitin kabulü ile müvekkiline karşı başlatılan takibin iptaline, davalıların kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, 11.000 TL tazminat hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler: Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkiline olan borcunu ödememek için davayı açtığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … …Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde; davanın müvekkili şirket açısından öncelikle husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, müvekkili şirketin davaya konu icra takibinde taraf olmadığını, davacı aleyhine takibe başvurmadığını beyan etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince; “davacı taraf davada davalı …Şti. Aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açmış ise de; maddi ve manevi tazminat davasının konusunun İstanbul …İcra Dairesinin … sayılı dosyasına konu olan senetler olduğu, davalının senetlerde lehdar veya ciranta sıfatının bulunmadığı, davacı taraf Davalı … aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açmış ise de; maddi ve manevi tazminat davasının dayanağının İstanbul …İcra Dairesinin … sayılı dosyasına konu olan 20/02/2015 keşide, 15/04/2015 vade tarihli 17.500.USD bedelli; 20/02/2015 keşide, 15/05/2015 vade tarihli 5.000.USD bedelli ve 20/02/2015 keşide, 01/06/2015 vade tarihli 15.000.USD bedelli senetlerin kumar borcuna dayandığı ve bedelsiz olduğu iddiasına yönelik olduğu, senetlerde davalı …’ ın alacaklı, davacı …’ in ise borçlu olduğunun görüldüğü, davanın kumar borcu için imzalattırılan takip konusu senetler sebebiyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, davalının, takip konusu senetlerde lehtar olup anılan senetlerde ihdas nedeninin boş olduğunun görüldüğü, bononun mücerret bir borç ikrarı olduğu, o halde, bono borçlusunun ilk önce bonodaki borç ikrarının sebebinin kumar veya bahis olduğunu ispat etmesi gerektiği, davacı tarafın iddiasının HMK’nın 201. maddesi uyarınca ancak yazılı delil ile ispat edilebileceği, davacı davaya konu senetlerin düzenlenme nedeninin kumar borcu olduğunu yazılı delille ispat edemediği gerekçesiyle maddi tazminat davasının reddi ile davacı taraf lehine İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen tedbir kararı uyarınca davalı tarafın alacağı geç almasına sebep olunduğu göz önünde bulundurularak davalı … lehine İ.İ.K.’ nun 72.md/4f gereğince tazminata karar verilmesi gerektiği, davacı tarafın maddi tazminat talebinin reddi gerekçelerinde açıkça belirtildiği üzere maddi vakıanın yani senetlerin kumar borcundan düzenlendiği yönünde ki iddiasını kanıtlayamadığı bu haliyle manevi zararın doğduğundan da bahsedilemeyeceği, gerekçesiyle davacının davalı …Şti. aleyhine açtığı maddi ve manevi tazminat davasının husumet nedeniyle reddine; davacı tarafın davalı … aleyhine açtığı maddi ve manevi tazminat davasının reddine; davalı tarafın İ.İ.K.’ nun 72.md/4f uyarınca tazminat talebinin kabulü ile (107.188,65.TL) nin %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalı …’ a verilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “….Müvekkil Kayseri’de ikamet etmekte olup, ticaretle uğraşmaktadır. Davalılardan … Limited Şirketi yetkilileri Kuzey Kıbrıs’ta bulunan … içerisinde faaliyette bulunan otelin kumarhanesinde cazip iknalar ile müvekkilimi sürekli kumar oynamaya teşvik etmişlerdir. Müvekkil bu nedenle işini yapamaz hale gelmiş olup, kazanmış olduğu servetin büyük bir bölümünü bu kumarhaneye(gazinoya)vermiştir. Müvekkilimin kumar oynaması için adeta kumarhane yetkilileri müvekkili zorlamış ve müvekkilimin kumar oynamak için parası kalmadığı halde , kumar oynaması için müvekkile avans vermişlerdir. Müvekkile söz konusu avans davalı … Grup Limited Şirketi yetkilileri tarafından kumar oynaması amacıyla verilmiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ‘Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama’ başlıklı 228. Maddesinde : ‘ Kumar oynanması için yer ve imkan sağlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve iki yüz günden aşağı olmamak üzere adlî para cezası ile cezalandırılır. … Limited Şirketi bir tüzel kişi olmakla aynı zamanda, bunlara özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanması gerekmektedir. Kumar oynatmayı temin etmek yasak olup, buradaki amaç hem ahlak açısından hem de ekonomik açıdan topluma zarar vermektir. Müvekkili ekonomik açıdan zor duruma getiren davalı … Grup Limited Şirketi yetkilileri , müvekkile kazanacağını teşvik ederek müvekkilime avans açmış ve müvekkile senet imzalattırmışlardır. Müvekkilim söz konusu senetler ile ilgili yine de şirket hesabına … Bankası aracılığı ile havale göndermiştir. Müvekkili kumara teşvik eden davalı … Grup Limited Şirketi bu sefer çağrıldığı halde gitmeyen müvekkilden zorla almış oldukları 3 adet senedi , müvekkilin hiç tanımadığı , şirket yetkililerinin kendi suçlarını gizlemek amacıyla hakreket ederk kendi çalışanı ya da yakın/tanıdık olduğu diğer davalı … adına söz konusu imzalı evrakları kambiyo senedi vasfına dönüştürerek , bu senetlerle ilgili icra takibine başlamışlardır. Yargılama aşamasında dosya içerisine sunmuş olduğumuz belgelerden de anlaşılacağı üzere alacaklı hanesinde müvekkilimin hiç tanımadığı ve herhangi bir ticari ilişkinin de olmadığı diğer davalı …’dan nakit para almış gibi senetler düzenlenmiştir. Müvekilime söz konusu senetle davalı … Grup Limited Şirketi yetkilileri tarafından Kıbrıs’ta kumarhanede verilen avans karşılığında imzalaılmış olup, müvekkil aleyhinde İstanbul’da takip yapılmıştır. Müvekkilimin alacaklı görünen kişi hakkında talep ettiği araştırma mahkemece asla yapılmamıştır. Bu şahsın nerede ve ne iş yaptığı ve müvekkil ile ne gibi bir para alışverişinin olabileceği konusundaki hususun aydınlanması açısından talep ettiğimiz davacının isticvabı da mahkemece haksız yere red edilmiştir. bu şahsın kimlik bilgisi olmadığı halde Birçok icra müdürlüklerinden alacak dosyalarının olması konusundaki taleplerimizde değerlendirmeye alınmamıştır.Para miktarı oldukça yüksek bir meblağ olmasına rağmen ve OLARAK senede yazılı bedelde mahkemenin birbirlerini tanımayan varlıklarından dahi haberdar olmayan bu şahısların birbirlerine borcu olmadığı hususundaki maddi gerçeği görmezden gelerek davanın reddine karar verilmesi hukuka uygun değildir. Müvekkil aleyhine yapılan takip İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas no’lu dosyası üzerinden yapılmıştır. Senetlerin tanzim ve vade tarihleri davalılar tarafından yazılmıştır. Söz konusu senetlerin her birinin tanzim tarihi 20.02.2014 olarak yazılmış olup, bu senetler 1- 15.04.2015 vade tarihli 17.500 Amerikan Doları 2- 15.05.2015 vade tarihli 5.000 Amerikan Doları 3- 01.06.2015 havde tarihli 15.000 Amerikan Doları’dır. Söz konusu senetlerdeki bedelin amerikan doları olarak yazılmasının nedeni ise Kıbrıs’ta bulunan kumarhanelerin Amerikan doları üzerinden kumar oynatmasından kaynaklanmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ‘Alacağın dava ve takip edilememesi’ başlıklı 604. Maddesinde: ‘Kumar ve bahisten doğan alacak hakkında dava açılamaz ve takip yapılamaz. Kumar veya bahis için bilerek verilen avanslar ve ödünç paralar ile kumar ve bahis niteliğinde oldukları takdirde, borsada işlem gören malların, yabancı paraların ve kıymetli evrakın fiyat farkı esası üzerine yapılan vadeli satışlar hakkında da aynı hüküm uygulanır.’ hükmü yer almaktadır. Aynı kanunun ‘Borç senedi verme ve isteyerek ödeme’ başlıklı 605. Maddesinde ise : ‘Kumar oynayan veya bahse giren kişi tarafından imzalanmış adi borç veya kambiyo senedi. üçüncü bir kişiye devredilmiş olsa bile, hiçbir kimse bunlara dayanarak dava açamaz ve takip yapamaz. Kıymetli evrakın iyiniyetli üçüncü kişilere sağladığı haklar saklıdır. Kumar ve bahis borcu için isteyerek yapılan ödemeler geri alınamaz. Ancak, kumar veya bahsin usulüne göre yürütülmesi beklenmedik olayla veya diğer tarafın fiiliyle engellenmişse ya da diğer taraf kumar veya bahse hile karıştırmışsa, isteyerek yapılan ödeme geri alınabilir.’ hükmü yer almaktadır. Davalı … Grup Limited Şirketi yetkilileri yaptıkları eylemin Türk Ceza Kanunu açısından suç olduğunu bildiklerinden ve yukarıda belirtmiş olduğumuz Türk Borçlar Kanunu maddeleri doğrultusunda kumar borcunun tahsili için takip ve dava açılamayacağını bildiklerinden söz konusu senetlere diğer davalı olan … adını yazarak icra takibini başlatmışlardır. Daha öncesinde de belirtmiş olduğumuz üzere müvekkil ile senette alacaklı olarak gözüken davalı … arasında ticari herhangi bir ilişki bulunmamaktadır. Müvekkil söz konusu kişiyi tanımamakta olup, hiç görmemiştir. Birbirini tanımayan ve bu zamana kadar birbirini bir kez olsun görmeyen, aralarında bir bağ olamayan iki insan arasında , müvekkilimin davalı …’a nakit borcu olması hayatın olağan akışına aykırıdır. Davalılar yukarıda belirtmiş olduğumuz kanun hükümlerinin uygulanmasının önüne geçmek amacı ile alacaklı hanesi boş olan senedin alacaklı hanesine davalı …’ın isimi yazmışlardır. Müvekkil ile davalı … arasında hiçbir hukuki ve fiili bir ilişki bulunmamaktadır. Birbirini tanımayan ve bu zamana kadar da görmeyen iki insanın senette alacaklı ve borçlu olarak gösterilmesi , kanuna karşı hiledir. Her iki davalının yapmış olduğu işlemler temel hukuk kurallarına aykırılık oluşturmaktadır. Öyle ki; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2. Maddesinde düzenlenen ‘dürüst davranma’ maddesine göre: ‘Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.’ Yargılama aşamasında defaatle belirtilmiş olmasına rağmen yerel mahkeme tarafından delillerimiz toplanmamış, tanıklarımız dinlenmemiştir. Dosya içerisine sunmuş olduğumuz 30.10.2017 tarihli delil listesini içeren dilekçemizde delillerimiz ve tanık isim adreslerini sunmuş olmamıza rağmen yerel mahkeme tarafından tanığımız dinlenmemiş, delillerimiz toplanmamıştır. Yerel mahkeme gerekçeli kararın hüküm kısmının 6. Maddesinde : ‘Davalı … vekili lehine maddi tazminat davasına yönelik olarak 11.325.09 TL vekalet ücretine’ şeklinde hüküm kurulmuş olmakla, iş bu hüküm usul ve yasaya aykırıdır. Zira; açmış olduğumuz davada 1.000 TL maddi tazminat talep edilmiş olup, 1.000 TL maddi tazminat talebinin reddi karşısında davalı … vekili lehine 11.325.09 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir. Hükmedilen vekalet ücreti fahiştir. Hüküm bu yönüyle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne de aykırıdır. Ayrıca; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine göre : ‘..mahkemeye erişim hakkının mutlak olmadığı, bazı sınırlamalara tabi olabildiği, bununla birlikte, getirilen kısıtlamaların, hakkın özünü ortadan kaldıracak ölçüde, kişinin mahkemeye erişimini engellememesi gerektiği, mahkemeye erişim hakkına getirilen bu tür sınırlamaların ancak meşru bir amaç güdüldüğü takdirde ve hedeflenen amaç ile başvurulan araçlar arasında makul bir orantı olması halinde Sözleşmenin 6/1. maddesi ile bağdaşabileceği, bu ilkelerden hareketle, dava açma hakkının doğal olarak yasayla belirlenen şartları olmakla birlikte, mahkemelerin yargılama usullerini uygularken bir yandan davanın hakkaniyetine halel getirecek kadar abartılı şekilcilikten, öte yandan, kanunla öngörülmüş olan usul şartlarının ortadan kalkmasına neden olacak kadar aşırı bir gevşeklikten kaçınılması gerekmektedir, davacının, kullandığı Anayasal hakları nedeniyle olağan dışı ağırlıkta bir mali yük altında kalmış olması, bu durumun hak arama özgürlüğü ve mahkeme erişim hakkı üzerinde olağan dışı bir kısıtlama oluşturmasında hukuka uygunluk görülmemektedir.’ Yapmış olduğumuz istinaf başvurusu sonucunda hükmün bu yönüyle de bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir. …” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava ; borçlu bulunmadığının tespiti isteminden ibarettir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının keşideci konumunda olduğu ve davalılardan …’ın lehdar olarak yer aldığı üç adet bono vasfında kambiyo senedine ilişkin olarak davacı yan hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacının senetteki imzası itirazı bulunmamakta ; senetlerin davalı şirketin teşviki ve yönlendirmesi sonucu düzenlendiğini, lehdarı da tanımadığını ticari ilişkisinin bulunmadığını iddia etmektedir. Kambiyo senedi sebepten bağımsız, kök ilişkiden bağımsız ayrı bir kambiyo ilişkisi doğurur.Bu nedenle davacı yanın sebebie saike ve özellikle senette taraf olmayan üçüncü kişinin eylem ve işlemlerine yönelik iddialarının ancak kesin delille ispatı zorunludur. Senet miktarı gözetildiğinde tanık dinlenme imkanı bulunmadığından, ceza soruşturmasının da kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile sonuçlanmış olması karşısında ; mahkemenin verdiği karar yerinde olup, esasa ilişkin istinaf başvuru gerekçeleri yerinde görülmemiştir.Dava değeri sadece maddi ve manevi tazminat davasının değerinden oluşmayıp, menfi tespit davasının dava değeri de nazara alındığında davalı … vekiline takdir olunan ücreti vekaletin karar tarihindeki tarifeye uygun ve doğru hesaplandığı da anlaşılmaktadır. Bu hali ile ilk derece mahkemesi kararı aleyhine davacı yanın yaptığı istinaf başvuru nedenleri yerinde bulunmadığından başvurunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1- Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2- Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcı bulunmakla, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 3- Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı yan üzerinde bırakılmasına 4- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Yargıtay’a temyiz yolu olanaklı şekilde 14/01/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar erildi.