Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/773 E. 2021/76 K. 18.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/773 Esas
KARAR NO : 2021/76
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/11/2017
NUMARASI : 2015/1147 E. – 2017/730 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/01/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı kredi borçlusu … ile banka arasında genel kredi sözleşmesi ve taşıt için rehin sözleşmesi imzalandığını, kullandırılan kredinin teminatı olarak davalının keşideci olduğu 15.11.2014 Tarihli 27.000TL bedelli çekin müvekkili bankay aciro edildiğini, borçlunun borcu ödememesi üzerine hesabın kat edildiğini v eicra işlemlerine başlandığını, çekin bankaya ibrazında karşılıksız çıktığını, bankanın sorumluluk bedelini ödeyerek çekin üzerine tahsil yazarak çizdiğini v eöekin kambiyo senedi vasfını kaybettiğini, davalı keşideci hakkında Körfez İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının %20 icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; çek altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, çekin müvekkilinin rızası dışında boş olarak uhdesinden çıktığını, kötü niyetli üçüncü kişiler tarafından doldurularak işleme konulduğunu, …’a yahut bankaya hiçbir borcu olmadığını, kredilerde kefil ve taraf olmadığını belirterek davanın reddi ile %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…çek aslı ile birlikte üç ayrı bilirkişi raporu alındığını, raporlarda kesin bir kanaat bildirilemediğini, imza aidiyetinin belirlenememesi halinde borçlu yararına yorumlanması gerektiğini, “çekteki imzanın teşhise götürebilecek önemli karakteristik materyal içermeyen tersimi basit, taklidi kolay bir imza olması sebebiyle” davacı vekilinin Ulusal Kriminal Büro’dan rapor alınması talebinde fayda görülmeyerek reddedildiğini, çekin davalı tarafından keşide edildiği ispat edilemediğinden kredi borcunun miktarı yönünden inceleme yapılmadığını, davalının kredi borcuna dayalı kefaleti de bulunmadığından davanın reddine, davalı banka çekin lehtarı olmadığından davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine..” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde; çekteki imzanın davalıya ait olup olmadığı hususunda Ulusal Kriminal Bürosu’ndan rapor alınmasına ilişkin talebin reddinin hatalı olduğunu, ispat yükünün müvekkilinde olduğunu, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, dava dışı asıl borçlunun kredi borcunun teminatı olarak alınan bonoya dayalı keşideci aleyhine başlatılan takipte İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı banka ile dava dışı kredi borçlusu arasındaki kredi sözleşmesinde davalının taraf yahut kefil olarak yer almadığı, davacının teminat çekindeki keşideci sıfatı ile takibi davalıya yönelttiği, dosyada alınan üç ayrı bilirkişi raporuna göre çekteki keşideci imzasının davalıya ait olup olmadığının tespit edilemediğinin belirtildiği, raporlarda çek tarihinden önceki tarihli evrakların incelendiği, ATK raporunda yer aldığı üzere; çekteki keşideci imzasının “teşhise götürecek karakteristik materyal içermediği, tersimi basit taklidi kolay bir imza olduğu” dikkate alındığında mahkemece yeni rapor alınmayarak ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda dava değeri itibarı ile kesin olmak üzere 18/01/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.