Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/722 E. 2019/1110 K. 16.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/722 Esas
KARAR NO : 2019/1110
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/12/2016
NUMARASI : 2015/1115 2016/820
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/05/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı tarafından dava dışı …. Ltd. Şti aleyhine başlatılan icra takip dosyasında 89/1 ihbarnamesinin gönderildiğini, müvekkilince bu ihbarnameye süresince beyanda bulunduklarını, buna rağmen aynı dosyadan 89/2 ihbarnamesinin gönderildiğini, bu ihbarnameye de müvekkilince süresinde itiraz edildiğini, buna rağmen 10/10/2015 tarihinde 89/3 ihbarnamesinin gönderildiğini belirterek 89/1 ve 89/2 ihbarnamelerine yaptıkları itirazlarının saklı olarak 89/3 ihbarnamesinde geçen tutarda borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının 89/1 ve 89/2 ihbarnamelerine süresinde itiraz ettiğinin dava dilekçesini tebliğ almalarına üzeren anladıklarını, davacının icra dosyasındaki takip borçlusuna borcu bulunmadığının anlaşıldığını, davayı kabul ettiklerini, Yargıtay 12 HD’nin 2011/23505 Esas ve 2012/8449 Karar sayılı ilamı gereği 28/10/2015 tarihli 89/3 ihbarnamesinin gönderilmesine ilişkin kararın da iptaline karar verildiğini, bu sebeple davanın konusuz kaldığını, 89/3 ihbarnamesinin gönderilmesinde taraflarına atfedilecek bir kusur bulunmadığını bildirerek karar verilmesine yer olmadığına ve HMK’nun 312/2 maddesi gereğince müvekkili aleyhine yargılama giderine hükmedilmemesini istemiştir.Mahkemece, toplanan delillere göre; davacının 89/1 ve 89/2 ihbarnamelerine süresinde itiraz ettiği, İstanbul 23.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/1232 Esas, 2015/1291 Karar sayılı ilamıyla 89/2 ve 89/3 ihbarnamelerinin iptaline karar verildiği, kararın kesinleştiği, davanın konusuz kaldığı, HMK’nun 331/1 maddesi gereğince davanın açıldığı tarihteki haklılık durumu gözetildiğinde yargılama giderinden davalının sorumlu olduğu gerekçeleriyle esas hakkında karar verilmesine yerolmadığını, yargılama giderlerinin davalıdan tahsili ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf sebebi olarak; HMK’nun 331.maddesi gereğince tarafların haklılık durumlarının göz önünde bulundurulması gerektiğini, davacının 89/1 ve 89/2 ihbarnamelerine itiraz dilekçelerinin fiziken dosaya girmediği gibi UYAP sistemine de eklenmediğini, 3.haciz ihbarnamesinin gönderilmesini talep etmelerinden sonra itiraz dilekçelerinin UYAP sistemine eklendiğini, bu hususun icra müdürlüğünce düzenlenen 12/11/2015 tarihli tensip tutanağı ile de sabit olduğunu, UYAP’tan gönderilen evrakın onaylanmadıkça karşı tarafın görmesinin veya fiziken dosaya girmemesi halinde evraktan haberdar olunmasının mümkün olamdğını, dolayısıyla davacının 89/1 ve 89/2 ihbarnamelerine itiraz ettiğinin dava dilekçesinin tebliği ile anlaşıldığını, HMK’nun 312/2 maddesi gereğince ilk duruşmada davayı kabul ettiklerinden ve davanın açılmasına kendilerinin sebebiyet vermediğinden yargılama giderleriyle sorumlu tutulmamaları gerektiğini, somut olayda 89/3 ihbarnamesinin gönderilmesine sebebiyet vermediklerini, davacı vekilinin 25/10/2016 günlü celsede karşı taraftan vekalet ücreti talebimiz yoktur yolunda beyanda bulunduğunu, mahkemenin buna rağmen müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmettiğini, kaldı ki hükmedilen vekalet ücretinin AAÜT 6.maddesi gözetilmeden yüksek şekilde takdir edildiğini, yargılama giderinin haksız hükmedildiğini bildirmiştir. Davanın 12/11/2015 tarihinde açıldığı görülmüştür.Dava dilekçesine ekli 3.haciz ihbarnamesinin tebliğine ilişkin belgede evrakın davacıya 10 Kasım 2015 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. İstanbul 23.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/1232 Esas, 2015/1291 Karar sayılı ilamı ile 25/12/2015 tarihinde 89/2 ve 89/3 ihbarnamelerinin iptaline karar verildiği görülmüştür. Davalı vekilinin icra dosyasında 27/10/2015 tarihinde 89/3 ihbarnamesi gönderilmesini talep ettiği, icra müdürlüğünün de 28/10/2015 tarihinde bu talebi kabul ettiği görülmüştür. İcra müdürlüğü tarafından düzenlenen 12/11/2015 tarihli karar tensip tutanağında; davacının 89/1 ve 89/2 ihbarnamelerine cevap verdiği, verilen cevapların fiziken dosyaya girmediği, UYAP üzerinde de kaydedilmediği, 07/11/2015 tarihinde 89/2 ihbarnamesinin kaydedildiği, 28/10/2015 tarihli talep gereği verilen kararın ilgili banka yönünden sehven verildiğinin anlaşıldığı, Yargıtay 12 HD’nin ilamı gereğince verilen kararın uygun olmadığının farkedilmesi üzerine 28/10/2015 tarihli kararın iptaline karar verildiği görülmüştür. 25/10/2016 tarihli celsede; davalı vekilinin 89/3 ihbarnamesi gönderilmesinde müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, İstanbul 23.İcra Hukuk Mahkemesi’nin kararının kesinleştiğini, aleyhlerine yargılama giderine hükmedilmemesini talep ettiği, davacı vekilinin de davanın konusuz kaldığını ve karşı taraftan vekalet ücreti talebinin bulunmadığını, davanın açılmasına sebebiyet vermediklerinden aleyhlerine yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiğini bildirmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 89.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf 89/1 ve 89/2 ihbarnamelerine itiraz ettiği halde davalının talebi üzerine 89/3 ihbarnamesi davacıya gönderilmiştir. Eldeki dava hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Davalı vekilince itiraz dilekçelerinin fiziken dosyaya konulmadığı ve UYAP ortamında da bulunmadığı için 89/3 ihbarnamesinin gönderilmesini talep etme durumunda kaldıklarını, bu nedenle kendilerine kusur yükletilemeyeceğini beyan etmiş ise de, davacı taraf itiraz etmekle üzerine düşen yükümlülüğünü yerine getirmiştir. Zaten 89/2 ve 89/3 ihbarnameleri icra hukuk mahkemesince iptal edilmiştir. Dolayısıyla davacı eldeki davayı açmakta haklıdır. Bu itibarla davalı yargılama giderlerine katlanmak durumundadır. Bu yöne ilişkin davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Ne var ki davacı vekili 25/10/2016 günlü celsede vekalet ücreti talepleri olmadığına ilişkin beyanda bulunmuş ve bu beyanının altını imzalamıştır. Buna rağmen davalının vekalet ücreti ile sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırı olup davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi yerindedir. Hal böyle olunca davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2- İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/12/2016 gün, 2015/115 Esas, 2016/820 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,4-Davacı tarafça yatırılan 484,68 TL peşin harçtan alınması gereken 44,40 TL harcın mahsubu ile kalan bakiye 440,28 TL harcın karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,5-Davacı tarafça yapılan 155,00 TL yargılama gideri, 29,20 TL Peşin Harç ve 27,70 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 211,90 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı vekili vekalet ücreti talep etmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 7-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıyaiadesine, 8- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 31,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 129,60 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 9-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 10-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.16/05/2019