Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/706 E. 2018/650 K. 14.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2018/706 Esas
KARAR NO : 2018/650
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/10/2017
NUMARASI : 2017/4976 D.İŞ – 2017/4976 K.
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 14/03/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İhtiyati haciz isteyen vekili, “müvekkilinin, aleyhine ihtiyati haciz istenen … İle 26.04.2017 tarihli yaklaşık 3.000 ton mısır alım-satım sözleşmesi imzaladığını, buna göre satıcının bu malı İtalya’nın Ravello limanında teslim etmesi gerektiğini, anlaşmaya göre bedelin % 30’unun anlaşma tarihinde peşin, % 30’unun yükleme başlamadan, ancak gemi yükleme limanına yanaşınca, halen % 40’ın ise yükleme limanında numune sonuçlarının sözleşmede kararlaştırılan bio organik özelliklere sahip olduğunun laboratuvar incelemesiyle anlaşmasından sonra ödeneceğini, ilk ödeme tutarı olan 259.200 Euro’nun 28.04.2017’de, ikinci ödeme olan 259.200 Euro’nun 05.06.2017’de banka hesabına yapıldığını, müvekkili malı teslim almaya ve kalan % 40’ı ödemeye hazır olmasına rağmen, davalı …’un önce test sonuçlarını sunmaktan imtina ettiğini, daha sonra ise malın sözleşmede kararlaştırılan nitelikte bio-organik olmayıp, GDO ürün olduğunun ve insan sağlığı için zararlı karbendazim maddesi içerdiğinin belirlendiğini, AB mevzuatı uyarınca bu malı AB’ne ithalinin yasak olduğunu, bunun hayvan yemi olarak dahi ithal edilemeyeceğini, bu durumu baştan beri bilen …un yükü boşaltmadan geminin Ravenna limanından ayrılması için talimat verdiğini, böylece temerrüde düştüğünü, malı teslim etmediği gibi peşin ödenen 518.400 Euro’yu da iade etmediğini, sözleşmenin 19.maddesi uyarınca Londra-Gafta tahkmine 06.09.2017’de başvurmak zorunda kaldığını, tahkim yargılamasının Londra’da devam ettiğini, ibraz ettikleri Yargıtay kararlarına göre, yurt dışında devam eden tahkim yargılaması sırasında Türk Mahkemelerinin ihtiyati tedbir ya da ihtiyati haciz kararı verebileceğinin açık olduğunu, alacağın likit ve muaccel olduğunu” iddia ile 518.400 Euro alacak için ihtiyati haciz isteminde bulunmuş, Anadolu 6. Ticaret Mahkemesi 11.10.2017’de % 20 teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verildiği, bu karara karşı itirazın mahkemece 13.12.2017 tarihinde reddedilmiş olduğu, bu karara karşı, aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen … Dış Ticaret Şirketinin 03.01.2018 harç tarihli dilekçe ile istinaf isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır.
… Dış Ticaret Şirketi vekili istinafında, “uyuşmazlıkla ilgili alacak Londra’da Gafta Tahkim Mahkemesinde tahkim yargılaması devam ederken, henüz bir karar verilmemişken, mahkemenin uyuşmazlığı çözen mahiyette ihtiyati haciz kararı verdiğini, bu kararın hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki analiz sonuçlarına göre ürünlerin organik olduğunu, karşı tarafın ürün bedellerinin iadesini istemeyeceğini, karşı taraf kusurlu olduğundan ortada muaccel bir alacak bulunmadığını, tahkim yargılaması devam ederken ve bir karar verilmemişken, kararın tenfizi söz konusu değilken alacağın muaccel olduğundan söz edilemeyeceğini, mahkemenin görevsiz olduğunu, Milletlerarası Tahkim Kanunu’nun 3.maddesi gereği Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğunun, ayrıca aynı Kanun’un 17.maddesi gereğince HMK hükümleri uygulanamayacağından, görevli mahkemenin HMK veya TTK’na göre belirlenemeyeceğini, öte yandan karşı tarafın kusurlu davranışları nedeniyle kendilerinin de aynı tahkim mahkemesinde 419.321 Euro’luk karşı dava açtığını, bu durumda davacının alacaklı olduğu kabul edilse bile bu miktarın 99.079 Euro olabileceğini” iddia ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını ya da ihtiyati haciz miktarının 99.079 Euro olarak değiştirilmesini talep etmiştir.
İhtiyati haciz isteyen vekili istinafa cevabında, önceki iddialarını tedbir ederek, “gemi yükleme limanından ayrılmadan önce alınan numuneler üzerinde, sözleşme ile yetkili kılınan TLR Rotterdam Laboratuvarında yapılan 13.06.2017 tarihli ilk analiz ve 20.06.2017’de yapılan ikinci analizde, malın GDO olduğunun ve içeriğinde Carbendazim maddesinin olduğunun belirlendiğini, davalı gemiyi hemen geri çekip İzmir’e gönderdiğinden yeniden analiz yapılamadığını, karşı tarafın gemiyi geri çekip malı İzmir’e götürmesinden sonra, hangi yükten ve hangi şartlarda alındığı belli olmayan numuneler üzerinde ….Analiz Laboratuvarından aldığı tek taraflı raporun kabul edilemez olduğunu, numune olurunun da usulsüz olduğunu, geminin…. Şirketinin kontrolünde olduğunu, bu şirketin borcunu ödemekten kaçındığını, ihtiyati haciz koşullarının mevuct olduğunu, nitekim ihtiyati hacze itirazlarının da mahkemece reddedildiğini, istinaf taleplerinin ve uzman görüşünün yanlış olduğunu, görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu, tarafların tacir, işin de ticari olduğunu, TTK’nun 4.5.maddeleri gereği ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu, Milletlerarası Tahkim Kanunu’nun 6/1 maddesi gereği, taraflardan birinin, tahkimden önce veya tahkim sırasında ihtiyati tedbir veya ihtiyati haicz isteyebileceğini, alacağın muaccel olduğunu, alacağın muaccel olduğu an’ın, davalının kontrolünde olan gemiye talimat vererek Ravenna limanından ayrılmasını sağladığı an olduğunu, kendilerinin ibraz ettiği İngiliz uzman görüşüne göre de karşı tarafın temerrüde düşmüş olduğunu, karşı tarafın sicilde kayıtlı adresinde tebligat göstermediğini, acz içinde olduğunu ve malları kaçırmaya, gizlemeye başladığını, davalının ihtiyati haciz rakamının değiştirilmesi talebinin de mesnetsiz ve dinlenemez olduğunu, malların Romanya’da başka bir şirkete satıldığına dair sözleşmenin de dava ile bir ilgisi olmadığını” savunarak istinaf isteminin reddini istemiştir.
Aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen… Şirketi vekili 26.01.2018 tarihli dilekçesinde, “sözleşmenin 19.maddesine göre 2.analizinin bağlayıcı olacağını, 2.analizin TLR Rotterdam Laboratuvarında yapıldığını ve ürünlerin organik olduğunun anlaşıldığını, karşı tarafın 2.test sonuçları konusunda mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını, davacının malı teslim almayarak ikinci testi yaptırmaktan kaçındığını, müvekkilinin de mecburen gemiyi Türkiye’ye yönlendirmek zorunda kaldığını, mallar gemiyle Türkiye’ye geri gelirken, Türkiye’ye GDO’lu ürün sokulması yasak olduğundan numune alınarak inceleme yapıldığını ve malların GDO’lu olmadığı sonucuna varılarak Türkiye’ye girişine izin verildiğini, son olarak mal İzmir limanına geldiğinde, Gafta onaylı kontrol kuruluşu olan Control Union tarafından numune alınarak TLR Rotterdam Laboratuvarına gönderildiğini ve ürünlerde GDO olmadığını, böylece ihtiyati haciz kararının haksız olduğunu” iddia ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir.
Her ne kadar davalı vekili, ihtiyati haciz kararına karşı yukarıda yazılı gerekçe ile istinaf isteminde bulunmuş ise de, tahkim yargılamasının yurt dışında devam etmesinin, Türkiye’de ihtiyati haciz kararı verilmesine engel oluşturmadığı, davacının 518.400 € ödeme yaptığının çekişmesiz olduğu, malın teslim edilmesi öngörülen yerde alınan numuneler üzerinde yaptırılan analizde, dava konusu mısırların GDO niteliğinde olduğu ve buna ek olarak bu mısırlarda Karbendazim maddesine rastlandığı, davalının yaptırdığı analizin ise, mısır yüklü gemi İzmir Limanına geri döndükten sonra, davalının aldığı numuneler üzerinde gerçekleştirildiği, bu aşamada davacının peşin ödediği bedele ilişkin ihtiyati haciz kararı verilmesinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, istinaf isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 14/03/2018 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.