Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/691 E. 2021/814 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/691 Esas
KARAR NO: 2021/814 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/06/2017
NUMARASI: 2013/42 E. – 2017/147 K.
DAVA: Patent Tecavüzü, Tecavüzün Mevcut Olmadığının Tespiti ve Patent Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ: 07/03/2013
KARAR TARİHİ: 21/06/2017
MAHKEMENİN 2013/185 ESAS SAYILI BİRLEŞEN DOSYASI
ESAS NO: 2013/185
KARAR NO: 2014/174
DAVA: Patent Hükümsüzlüğü, Sicilden Terkini
DAVA TARİHİ: 11/10/2013
İSTANBUL 3. FSHHM’NİN 2013/83 ESAS SAYILI BİRLEŞEN DOSYASI
ESAS NO: 2013/83
KARAR NO: 2014/228
DAVA: Patente Tecavüz Edilmediğinin Tespiti
DAVA TARİHİ: 10/04/2013
İSTANBUL 4. FSHHM’NİN 2015/131 ESAS SAYILI BİRLEŞEN DOSYASI
ESAS NO: 2015/131
KARAR NO: 2016/37
DAVA: Patent Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ: 19/06/2015
İSTANBUL 1. FSHHM’NİN 2016/1 ESAS SAYILI
(4. FSHHM’NİN 2015/131 E. SAYILI DOSYASI) İLE BİRLEŞEN DOSYASI
ESAS NO: 2016/1
KARAR NO: 2016/11
DAVA: Patent Tecavüzünün Tespiti
KARAR TARİHİ: 15/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
ASIL DAVADA; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin “…” ticari isimli ürünlerini piyasaya çıkarmak üzere Sağlık Bakanlığı nezdinde ruhsat başvurusunda bulunduğunu, bu aşamada tespit ettiği ve davalı adına koruma altında olan … ve … sayılı patent belgesini ihlal etmediğinin saptadığını, ürünlerinin ve fiillerinin, davalı yana ait patent belgesine tecavüz etmediğinin tespiti için 551 sayılı KHK’nın 149. maddesi gereğince ruhsat konusu “…” ticari isimli ürünlerinin, davalının … ve … sayılı patentlerine tecavüz etmediğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ve KARŞI DAVA;Davalı vekili cevap dilekçesinde; asıl dava bakımından: Davanın dava şartı noksanlığından usulden ve esastan reddine karar verilmesini, davacının … (yeni ismiyle …) isimli ilacının davalının patentlerine tecavüzü kuvvetle muhtemel olduğundan haksız açılan davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiş ve karsı dava bakımından, maddi ve manevi tazminat hakkı saklı kalmak kaydıyla, davacının ilacının, davalı karşı davacının … sayılı patente kuvvetle muhtemel tecavüzü ve haksız rekabet durumunun tespiti önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.
KARŞI DAVA CEVAP:Davacı/karşı davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının kısaltılmış ruhsat başvuru sürecinin henüz sonuçlanmadığını, kısaltılmış ruhsat başvurusunun patente tecavüzün varlığını gerektirmeyeceğini, davalıya ait patent belgesi ile korunan buluşun esasen bir tedavi yöntemi olduğunu, bu tür patentlerin korunamayacağını, esasen endikasyon patentlerinin 1973 tarihli Avrupa Patent Sözleşmesi’nde (EPC) yer almadığını, EPC 2000 değişikliği ile ikinci kullanımların sözleşmeye eklendiğini patent belgesinin yok hükmünde kabul edilmesi gerektiğini, talebin reddinin gerektiğini iddia etmiştir.
BİRLEŞEN 2013/185 ESAS SAYILI DAVADA; …’in … aleyhine açmış olduğu her iki patente ilişkin hükümsüzlük davasında dava dilekçesinde; davalı adına tescil edilmiş bulunan … ve … sayılı patent belgelerinin, KHK’nın öngördüğü koruma kriterlerini taşımadığından hükümsüz kılınması gerektiğini, dava konusu patent belgelerinin koruma kapsamlarının tespiti yapıldıktan sonra, … sayılı patentin 1, 2, 7 nolu istemlerinin koruma kapsamları bakımından … sayılı patente sırası ile 1,6 ve 17 nolu istemlere karşılık geldiğini, bu istemlerin formel olarak birbirinden farkının … sayılı patentte eski usulde İsviçre Tipi format kullanılması, … sayılı patente ise EPC Madde 54(5) uyarınca amaç belirten tıbbi ürün formatı kullanılması olduğunu, bu durumda aynı buluşun iki ayrı patentle korunmasının söz konusu olduğunu, her ne kadar Türk ve Avrupa mevzuatında çifte patentlemeye ilişkin özel hükümler olmasa da, EPO Temyiz Kurulunun bu yöndeki bakış açısının, “patent sahibinin haklı bir gerekçesi olmadığı sürece” çifte patentlemeye izin verilmemesi yönünde olduğunu, dava konusu patentlerin rüçhan belgelerinde açıklanmayan “yeni” bir yapılanmayı açıkladığını, dolayısı ile mevcut istemlere ait rüçhanların düştüğünü, … patentine ait 1-5 nolu istemlerin, … patentine ait 1-16 nolu istemlerin teknikte uzman kişi açısından tatbik edilebilecek kadar açık ve yeterli bilgi içermediğinden KHK madde 129 (b) anlamında hükümsüz kılınması gerektiğini, bunun İngiliz Mahkemesi kararı ile de teyit edildiğini, dava konusu patentlere konu buluşun, dava konusu patentlerin başvuru tarihinden önce kamuya sunulan dokümanlar karşısında yenilik ve buluş basamağına sahip olmadığını iddia ederek söz konusu patentlerin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı … vekili cevap dilekçesinde; bölünmüş başvurularda koruma kapsamlarının farklı olabileceğini, dava konusu patentlerin istem formatlarının farklı olarak hazırlandığını, davalının her iki patentinin de, 20/06/2000 tarih ve … sayılı ve 09/02/2001 tarihli … sayılı ABD patentlerine dayalı rüçhan hakkının sahibi olduğunu, somut olayda dava konusu patentlerin Avrupa patenti validasyonu olduğundan, hükümsüzlük şartlarının değerlendirilmesi bakımından EPC’nin uygulanması gerektiğini, davacının, davalının patentinin değişmiş istemlerinin orijinal başvurunun kapsamı dışına çıktığına ilişkin iddialarının kabulünün mümkün olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN İSTANBUL 3. FSHHM’nin 2013/83 ESAS SAYILI DAVADA;
DAVA; Davacı … İlaç Şirketi vekili dava dilekçesinde; davalı … adına tescilli … Sayılı patent hakkına tecavüzün bulunmadığının tespitini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davalının patentinin ABD patentlerine dayalı rüçhan hakkının sahibi olduğunu, somut olayda dava konusu patentlerin Avrupa patenti validasyonu olduğundan, hükümsüzlük şartlarının değerlendirilmesi bakımından EPC’nin uygulanması gerektiğini, davacının, davalının patentinin değişmiş istemlerinin orijinal başvurunun kapsamı dışına çıktığına ilişkin iddialarının kabulünün mümkün olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN İSTANBUL 4. FSHHM’nin 2015/131 ESAS SAYILI DAVADA; DAVA; Davacı …Ltd. Şti vekili dava dilekçesinde; Davalı tarafa ait … ve … sayılı patentlerin sırasıyla … ve … sayılı Avrupa Patentlerinin Türkiye validasyonu olduklarını bu patentlerin, davalı … firmasının … ilacına ilişkin olduğunu, İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk mahkemesi tarafından bu patentin hükümsüzlüğüne karar verildiğinden, ayrıca her iki patentin de 551 sayılı KHK da aranan yenilik ve buluş basamağı koşullarını taşımadığını, rüçhan belgelerine dayanmadıklarını, buluşun uygulamaya konulabilmesini kılacak yeterlikte açık ve tam olarak tanımlanmadığını” iddia ile davalı tarafa ait … ve … sayılı patentlerin hükümsüzlüğünü, sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalılar … AŞ ve … vekili cevap dilekçesinde ; Türkiye’ de sicile kayıtlı olan … Sağlık şirketi aleyhine hükümsüzlük davası açılamayacağını, patent sahibi … şirketi yönünden ise davanın açılmasında usuli eksiklikler bulunduğunu, patentlerin EPO süreçlerinin devam ettiklerini, bu nedenle EPO sürecinin beklenilerek yeni istem setinin esas alınması gerektiğini, patentlerin kötüye kullanıldığına dair iddiaların doğru olmadığını, patent tescillerinin yok hükmünde olduğunu, iddialarının yersiz olduğunu, ikinci tıbbi kullanım patentlerini engelleyen herhangi bir yasal düzenlemenin bulunmadığını, rüçhan hakkının geçerli olduğunu, patentlerin patentlenebilirlik koşullarını taşıdıklarını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN İSTANBUL 1. FSHHM’nin 2016/1 ESAS SAYILI DAVADA;
DAVA;Davacılar .. ve … A.Ş. vekili dava dilekçesinde; davalı tarafa ait … infüzyon için konsantre çözelti içeren … adlı jenerik ilaç nedeniyle davalının eylemlerinin davacı tarafa ait patent haklarına tecavüz oluşturduğunu iddia ederek, tecavüzün tespitinin önlenmesini, sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, ilaçların toplatılarak imhasını, verilecek kararın gazetede ilanını talep ve dava etmiştir.
CEVAP ve KARŞI DAVA; Birleşen davada davalı … Ltd. Şti vekili; aktif husumetin bulunmadığını, sadece ruhsat alınmış olup henüz genel ödeme listesine dahil edilmediğini, ayrıca davacı tarafın patentlerinin hükümsüz olduğunu, müvekkiline ait ilacın patentlerini ihlal etmediğini” savunarak davanın reddini istemiştir. … ilaç şirketinin iddiası, … ve … sayılı patentlerin … (…) ve … …) olarak adlandırılan rüçhan belgelerinden destek almaması ve korunan tescilli istemlerde açıklanan hususların bir birliktelik halinde rüçhan belgelerinde bulunmamasından ötürü rüçhan hakkının kaybedildiği, bundan hareketle 5-10 Haziran 2001’de yayınlanan … (…) belgesinin önceki tekniği temsil ettiği ve yeniliği ortadan kaldırdığı, … ve …-… belgeleri ışığında buluş adımı içermediği, istemlerde açıklanan hususların bütününün orijinal başvuruda (…) yer almaması nedeniyle başvurunun kapsam aşımı teşkil ettiği, ayrıca da patentlerin buluşun tatbik edilemeyeceği alanları da kapsamasından ötürü uzman kişinin buluşu tatbik etmesine yeterli bilgiyi vermediği iddiasında bulunmuştur. Davacı patent belgelerine tecavüzün bulunmadığının tespitini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı karşı tarafın ürününün orijinal ürüne dayalı kısaltılmış ruhsat başvurusu yapılan jenerik bir ürün olduğunu, ruhsat dosyasının ve ürün isminin zamanla değiştiğini, karşı tarafın iddialarını ispat edemediğini, somut olarak tecavüzün olmadığına dair herhangi bir delil sunmadığını iddia ederek karşı tarafın muhtemel veya vaki tecavüzünün ve haksız rekabet durumunun ve/veya tehlikesinin tespiti, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını talep etmiş, aynı zamanda da fiili tecavüz karinesinin aksi ispat edilinceye kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 21/06/2017 tarihli 2013/42 Esas-2017/147 Karar sayılı kararıyla; 1- 2013/185 esas sayılı birleşen davada; “Davacı … Tic. Ltd. Şti tarafından davalı … aleyhine açılan …, … sayılı patentlerin hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talepli davanın kabulü ile, davaya konu patentlerin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine” 2-Mahkemenin 2013/42 esas sayılı Asıl Davasında ; “Davacı-karşı davalı … Ltd. Şti tarafından davalı-karşı davacı … aleyhine açılan patentlere tecavüz etmediğinin tespiti talepli davada …, sayılı patente ilişkin 07/07/2015 tarihli dilekçe ile davacı vekilinin kısmen feragat ettiği görülmekle, bu patente ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine, … sayılı patent hakkına tecavüzün bulunmadığının tespiti talepli davada, davaya konu patentin hükümsüz kılınması nedeniyle dava konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına” -Karşı Davada; “Davacı-karşı davalı … tarafından davalı-karşı davacı … Ltd. Şti aleyhine açılan … sayılı patent hakkına tecavüzün tespiti talepli davanın reddine” 3-İstanbul 3. FSHHM’nin 2013/83 esas sayılı birleşen Asıl Davasında ; “Davacı-karşı davalı … Ltd. Şti tarafından davalı-karşı davacı … aleyhine açılan patente tecavüz etmediğinin tespiti davasında … sayılı patent hakkına tecavüzün bulunmadığının tespiti talepli davada, davaya konu patentin hükümsüz kılınması nedeniyle dava konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına” -Karşı Davada; “Davalı-karşı davacı … tarafından davacı-karşı … İlaç San. Ve Tic. Ltd. Şti davacı aleyhine açılan patente tecavüz ve haksız rekabetin tespiti talepli davanın reddine” 4-İstanbul 4. FSHHM’nin 2015/131 esas sayılı birleşen Davasında ; “Davacı-karşı davalı … Mümessillik ve Dış Tic. Ltd. Şti. tarafından davalılar-karşı davacılar … Tic. AŞ ile … aleyhine açılan … ve … sayılı patentlerin hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talepli davanın kabulüne ve dava konusu patentlerin hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine” 5-İstanbul 1. FSHHM’nin 2016/1 esas sayılı birleşen davasında; “Davacılar …, … AŞ tarafından davalı … Tic. Ltd. Şti. aleyhine açılan patent hakkına tecavüzün tespiti talepli davasının reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı-Karşı davacılar … ve … A.Ş. vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin nihai EPO kararını beklemediğini ve EPO İtiraz Kurulu’nun gerekçeli kararını davada dikkate almadığını -EPC m.138/3 uyarınca dava konusu Patentin İstem Setine ilişkin sınırlandırma talebinin TPMK tarafından kabul edildiğini, bilirkişiler tarafından sınırlandırılmış istem setinin incelenmediğini, mahkemenin 31/05/2017 tarihli ikinci ek bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurmasının yerinde olmadığını, raporun en başındaki beyanlardan formalite gereği, önyargılı ve üstünkörü, inceleme yaptıklarının anlaşıldığını, -Yapılan istem sınırlamasının EPO nezdinde gerçekleşen Tescil işlemleri ile uyumlu olduğunu ve dayanağının başvurunun orijinal halinde bulunduğunu, hükme esas bilirkişi raporunda, istem değişikliğini önceki istem seti ile karşılaştırarak, yapılan değişikliğin istem 1 ve istem 7’nin birleşimini içerdiğini, istem 7, istem 1’e bağımlı olduğundan, 1+7’nin konusunun geçmişte yapılan incelemelerin kapsamında olduğunu, İstem 1’e ilave olarak “takriben” kelimesinin eklendiğini iddia ettiklerini, – bilirkişilerin ve mahkemenin istem değişikliğinde açıklanan buluş konusunun kapsam aşımı olup olmadığı değerlendirilirken tarifnamenin tümünü dikkate almadığını, sadece Örnek 5’e bakarak değerlendirme yaptığını, buluşun konusunun, zoledronik asidin fasılalı olarak uygulanması ve daha önce bilinen uygulamalar arasındaki periyotların daha önce mümkün olandan daha uzun olması olduğunu, … dokümanında (başvurunun ilk hali) buluşta kullanılmak üzere en çok tercih edilen bisfosfonatın zoledronik asit olduğunun açıklandığını, aktif maddenin parenteral formda ve en tercih edilen şekilde intravenöz formda olacağının da tarifname içerisinde açıklandığını, buluşa uygun uygulama aralıklarının da tarifname içerisinde detaylı bir şekilde açıklandığını ve bunlar arasında “uygun olarak yılda bir kere” ifadesinin aşikar bir şekilde verildiğini, sadece verilen örnekten yola çıkarak tarifname genelinde zoledronik asidin “1 yıllık aralıklarla verilmediği” sonucuna varılmasının önyargılı bir yaklaşımın sonucu olduğunu, – bilirkişi raporunda patentin ilk başvurusu yapılan tarifnamesinde birçok farklı tedavi stratejisinin anlatıldığını iddia etmiş ve dayanak olarak da, tarifname içerisinde verilen doz aralıkları, dozaj sıklıkları ve uygulama yollarını kanıt göstermişlerse de; teknikte uzman kişinin zoledronik asidin parenteral kullanımda hangi dozlarda kullanılabileceği, doz aralıklarının 6 ay veya yılda bir defalık olması durumunda hangi doz miktarının verilebileceğine dair yönlendirildiğini, mahkemenin bunu “farklı tedavi stratejileri” olarak yorumlamasının hatalı olduğunu, -bilirkişi raporu aksine D3 belgesinde “yaklaşık” ifadesinin pek çok yer ve zamanda kullanıldığının görüldüğünü, istemlerin orijinal halinde de bulunduğunu, -bilirkişilerin istem 1’de bir doz değerinden bahsedilmediğini, sınırsız bir doz değeri ihtimalinin kapsandığını iddia etmişse de, bunun tarifnamenin değil sadece örnek 5’in dikkate alınmasından kaynaklandığını, buluşun uygulanması için yeterli bilginin patentin 1 nolu isteminde yer aldığını, başvurunun orijinal halinde zoledronik asidin intravenöz uygulamada her 1 yılda verebileceği dozların açıklandığını, Örnek 5’ten yola çıkan teknikte uzman kişinin uygun dozu bulmasının rutin deneme yanılma yöntemi ile gerçekleştirilebilecek bir faaliyet olduğunu ve buluş niteliğinde bulunmadığını, bir doz aralığının istemde bulunmasına gerek olmadığını,
-bilirkişi heyetinin “takriben” 1 yıl kelimesinin İstem 1’e eklenmiş olduğunu,P1 ve P2 sayılı rüçhan belgelerinde “takribi” kelimesinin sadece istem 4’te geçtiğini, istem 4’teki ifadenin yılda 1 kez kullanıma yönelik olmasına rağmen daha az sıklıktaki kullanımları ve profilaktik tedavi ile ilgili olmasına rağmen geniş biçimde bifosfanatları da kapsayacak şekilde genişletildiğini iddia ettiklerini, profilaktik tedavinin önleyici ve koruyucu tedavi anlamına geldiğini, aslında bifosfanat seçimi ile ilgili olmadığını, istem 4 te bifosfanatlara yönelik sınırlandırıcı bir ifade bulunmadığını, bilirkişi heyetinin kapsamı bifosfanatları kapsayacak şekilde genişletildiği değerlendirmesinin hatalı olduğunu, istem 4’ün sadece yılda bir kez değil daha az sıklıkta alımları da kapsadığını, özette geçen “türev” kelimesinden tuz/hidrat anlamı çıkarılamayacağı görüşü açıklanmışsa da, teknikte uzman kişinin zoledronik asidin türevleri ifadesinin tuz/hidratları da kapsayacağını bildiğini, -intravenöz uygulamanın, tarifnamede açıklanan intra-arteriyel ve transdermal yöntemler de dahil birçok parental uygulamanın istem 11 de seçilmiş uygulama yöntemi olduğunun açıklandığını, intravenöz uygulamanın P1 dokümanı ve Örnek 5 de kullanılan yöntem olduğunu, mahkemenin rüçhan değerlendirmesinde 551 Sayılı KHK 52. Maddeyi dikkate alması gerektiğini, -Mahkemenin istem 1’in KHK 12/b ve 45/3’te anlatılan aynı buluş kriterini karşılamadığı yönündeki kararının hatalı olduğunu, EPO İtiraz Kurulu’nun kararında rüçhan hakkının istem 1 için geçerli olduğunu ortaya koyduğunu, P1 ve P2 dokümanlarından doğan rüçhan haklarının geçerli olduğunun açıklandığını, D5-Reid belgesinin patentlerin yenilik ve buluş basamağını ortadan kaldırmasının mümkün bulunmadığını, -C55 (D12) dokümanının müvekkilinin hastalar üzerindeki klinik çalışmalarına ve araştırmalarına ilişkin bilgiler içeren dokümanlar olup kamuya açıklanmadığını, buluş öncesi teknik duruma dahil edilemeyeceğini, bu dokumanın sonuç bulmuş başarılı bir tedaviyi açıklamadığını, yenilik basamağını ortadan kaldırmayacağını, -mahkemenin EPO tarafından benimsenmiş “problem-çözüm yaklaşımını” esas aldığını iddia etmişse de bu yaklaşımı uygulamadığını, dokümanların buluş konusuna yakın veya benzer gördüğü noktalardan alıntılar yaparak buluş konusuna ulaşmaya çalıştığını, -D6 dokümanının protez gevşemesi ve protez göçünün önlenmesi ve tedavi edilmesi için metanbifosfonik asit türevlerinin kullanılmasına ilişkin olduğunu, zoledronik asidin osteoporoz tedavisinde kullanılmasına ilişkin bir öğretinin mevcut olmadığını, EPO itiraz Kurulu’nun D6 dokümanının en yakın döküman olarak kabul edilemeyeceğini tespit ettiğini, -D7-D11 belgeleri bakımından patentin buluş basamağını havi olduğunu, D-7 belgesinde hastanın osteoporoz değil, sarkodoz hastası olduğunu, …’nın sadece bir hasta üzerinde gerçekleştirilen tedavilerin sonuçlarını anlattığını, bilirkişinin her iki belgeyi birleştirmeye çalıştığını, D11’de zoledronat ile başka etken madde pamidronatın etkilerinin karşılaştırıldığını, D11’deki 10 aylık periyotun, mevcut patentin yeni isteminde geçen, takriben 1 yıl süresi karşısında ayırt edicilik sağlamadığı iddia edilmişse de, osteoporoz tedavisinde, uzman kişinin her iki dokümanı birlikte değerlendirmesinin mümkün bulunmadığını, -D8 belgesinde zoledronik asidin etkileri hakkında hiçbir özel açıklama bulunmadığını, esasen … belgesinin pamidronatın etkilerinin 3 ay sonra azalacağını teyit ettiğini, 3 aydan daha uzun doz süreleri ile uygulanmasının osteoporoz tedavisinde etkili olabileceği düşünülse dahi, budurumun teknikte uzman kişiye zoledronik asidin, intravenöz yolla 12 aylık doz aralıkları ile uygulanmasının etkili olup olmayacağı konusunda herhangi bir bilgi vermediğini, -D9 Vasikaran belgesinin, intravenöz aledronatın uzun dönem (altı aya kadar) etkilerini inceleyen çalışmanın ilk kısmını raporladığını, -D10 belgesinde dozaj rejimleri sunulmadığını ve zoledronik asit kullanımını öngörmediğini, D11’in kanser tedavisine ilişkin olduğunu, -2014/145 Esas sayılı dosyada alınan bilirkişi raporunun sağlıklı bir rapor olmadığını, bilirkişi heyetinin sınırlandırılmış istem setini dikkate alması gerekirken mahkemenin bu rapora dayanarak hüküm kurduğunu, -Mahkemenin 2013/42 Esas sayılı asıl dava ile, İstanbul 3. FSHHM’nin 2013/83 Esas sayılı birleşen davasında yargılama giderleri ve vekalet ücretinin kendilerine yükletilmesinin yerinde olmadığını davacı yana yükletilmesi gerektiğini, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak EPO İtiraz Kurulu karar ve EPO Temyiz Kurulu Kararı dikkate alınarak yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılması, … ve … sayılı patentler yönünden davaların tümden reddine, menfi tespit davalarının tümden reddine, bu davalarda yargılama gideri ve vekalet ücretinin …’e yükletilmesine, patente tecavüz davalarının tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Asıl Davada Davacı-karşı davalı … Sanayi Şirketi vekilinin istinafa cevap dilekçesinde; davalı yana ait … sayılı patent yönünden, Avrupa Patent Ofisi tarafından verilen nihai karar ile patentin iptal edildiğini, EPO kararlarının mahkemeler yönünden bağlayıcı olmadığını, EPO’da patentin iptali kararı çıkması halinde, bu kararın valide ettiği tüm ülkelerde patentin geçersizliği sonucunu doğuracağını, ancak patentin geçerliliğine karar verilmesi halinde bağlayıcı olmadığını, -bilirkişi heyetinin sınırlandırılmış istem setini ek raporlarında incelediğini, EPO sınırlandırılmış istemlerle dahi, davalı karşı davacının patentinin iptaline karar verdiğini, -yapılan istem sınırlaması sonucunda ortaya çıkan istem setinin, başvurunun orijinal halinde bulunmadığını, -davalı-karşı davacının … sayılı patentle ilgili bir itirazının olmadığını, … sayılı patent yönünden ileri sürdüğü tüm istinaf itirazlarının, esasen EPO’da verilen nihai iptal kararı ile de haksız bulunduğunu, -bilirkişi heyetinin 2014/145 Esas sayılı dosyada alınan bilirkişi raporu ile dosyada sunulan deliller farklı olduğundan davamız yönünden delil olarak kabul edilebilirliği olmadığını ifade ettiklerini, -vekalet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik istinaf başvurusunun da yerinde olmadığını beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı-Karşı Davalı … Şirketi vekilinin istinafa cevap dilekçesinde; …’in yargılama devam ederken, … sayılı ana patenti, EPO İtiraz Kurulu tarafından geçerli bulunan haliyle TPMK nezdinde sınırladığını, EPO kararının beklenmesine gerek olmadığını, bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere dava konusu patentlerin rüçhan haklarının düştüğünü, -yeni istem setinin bilirkişi heyeti tarafından, 16/11/2016 tarihli ve 31/05/2017 tarihli raporlarda iki kez incelendiğini, -yeni istem setinin D3 nolu ilk başvuru metninin kapsamını aştığını, bu durumun patentin hükümsüz kılınmasını gerektirdiğini, bilirkişilerce açıklandığı üzere D3 başvurusundaki tarifnamede, birçok farklı tedavi stratejisinin anlatıldığını, bunlardan hiçbirinin yeni istem setinde anlatılan tedaviyi karşılamadığını, D3 başvurusunda verilen dozlar ve tedavi şekillerinde ne kadar deneme yanılma yapılırsa yapılsın yeni istem setinde anlatılan tedavi yönteminin uygulanmasının mümkün bulunmadığını, yeni istem setinin D3’ün kapsamını aştığı için bu başvurunun rüçhanından faydalanmasının mümkün olmadığını, hükümsüz kılınması gerektiğini, -yeni istem setinde anlatılan tekniğin, teknikte uzman kişi tarafından uygulanmasına müsaade edecek ölçüde açık ve tam izah edilmiş olmadığını, yeni istem setinin hiçbir doz değeri ve uygulama sıklığından bahsetmediğini, istem setinin bu haliyle yetersiz doz miktarını, aynı zamanda hasta için toksik derecede yüksek dozları da kapsadığını, -yeni istem setinde anlatılan tekniğin, D5 ve D12 belgelerinde anlatıldığı için yeni olmadığını beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Davaya konu her iki patentin dayandığı ana başvurunun, … sayılı uluslararası patent başvurusu olup başvurunun 18/06/2001 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. … sayılı patent başvurusu … sayılı Avrupa patentinin Türkiye’de geçerli kılınmış hali, … sayılı patent de … no.lu Avrupa patentinin Türkiye’de geçerli kılınmış uzantısıdır. Patent sahibi yukarıda bahsedilen uluslararası patent başvurusundan sonra … no.lu başvuruyu yapmış, akabinde de bu başvuruyu bölüp … no.lu başvuruyu yapmıştır. Türkiye’de geçerli olan … ve … sayılı patentlerin koruma kapsamları birbirine oldukça benzemektedir ve hatta bazı noktalarda aynıdır. Her iki başvurunun kökeni olan uluslararası patent başvurusu aynı olduğundan dayandıkları rüçhan belgeleri de aynıdır. İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmosötik Kimya ABD öğretim üyeleri Prof.Dr. …, Prof DR. …, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon ABD öğretim Üyesi Prof.Dr. …, Kimya Mühendisi … ve hukukçu Yrd. Doç.Dr. …’dan 31/05/2017 tarihli raporda; … sayılı patent de, Madde 138 EPC ile yapılan değişiklikle, sadece 1 nolu bağımsız istemin bırakıldığı, diğer istemlerin silindiği, yeni 1 nolu istemde uygulamaların en az 6 ay olması yerine takriben 1 yıl olmasının getirildiği, bu değişikliğin esasen önceki istem setindeki 1 ve 7 nolu istemlerin birleşimini içerdiği, Patent KHK 129 (c) maddesine göre “Patent konusunun, yapılmış olan başvurunun kapsamı dışına çıktığı veya patentin 45. Madde anlamında ayrılmış olan bir başvuruya veya 12. Maddeye göre yapılan bir başvuruya dayandığı ve onların kapsamlarını aştığı ispat edilmişse” denilerek ilk başvurunun kapsamının dışına çıkılması durumunu bir hükümsüzlük nedeni olarak açıkladığını, patentin ilk başvurusu yapıldığı sırada, tarifnamede birçok farklı tedavi stratejisi anlatıldığını, değişiklik ile istem setine takriben 1 yıl ifadesinin eklendiğini, D3 (…) nolu patent neşriyatına (ilk başvuru metni) bakıldığında, takribi kelimesi kullanılarak esnetilmiş 1 yıllık dozaj döngüsü açıklamasına rastlanmadığını, patentin tescil edilen istemlerinde (İstam 7) tam bir yıllık dozaj döngüsü açıklaması yapıldığını, sonradan eklenen takriben kelimesinin sınırlarının belli olmadığını, Madde 138 EPC değişikliği ile İstem 1’e eklenen takriben kelimesinin ilk başvuru metninden destek almadığını, ilk başvuru metninde yer alan Örnek 5’de geniş biçimde her türlü menopoz sonrası osteoporoz tedavisi açıklanırken, yeni istem 1’de geniş biçimde her türlü menopozu kapsayan tedavinin anlatıldığını, Örnek 5’te asitin tuz ve hidrat formlarından hiç bahsedilmediğini, örnek 5’te farklı doz miktarlarına yer verilmişken, yeni istem setinde hiçbir doz değerinden bahsedilmediğini, ciddi bir genişletme getirildiğini, aynı genişletmenin ilacın kullanım yolunda da mevcut olduğunu, intravenöz bolus enjeksiyonu yerine daha geniş olarak intravenöz kullanıldığını, rüçhan belgelerindeki örnek 5’te zoledronik asit ve türevleri denilerek zoledronik asidin tuz ve hidrat formlarından hiç bahsedilmediğini, EPO İtirazlar Kurulunun kesinleşmemiş kararında “Türev” kelimesinin kritik öneminin tartışılmadığını, rüçhan belgelerinde intra-arteriyel yolla kullanımın en tercih edilen uygulama yolu olduğu anlatılıyorken bunun göz ardı edip , daha az tercih edilen intravenöz yolun seçilebileceği söylenerek tutarlı bir görüş sergilenmediğini, ilk başvuru metninin kapsamının aşıldığını, Osteoporoz+zoledronik asit+farmasötik olarak kabul edilebilir bir tuzu veya hidratı+intravenöz+fasılalı (aralıklı)+ takriben 1 yıl özelliklerini bir arada ve buluşun amacını karşılar şekilde sunan bir açıklama, rüçhan belgelerinin tarifnamelerinde (özet kısımları dahil) açıklanmadığını EPO kararının rüçhan ile ilgili gerekçelerine katılmadıklarını, yeni 1 nolu istemin PatKHK- Madde 12/b ve 45/3 anlatılan aynı buluş kriterini karşılamadığını, rüçhan belgelerinde anlatılan buluşlardan farklılık gösterdiğini ve sonuç olarak rüçhan hakkının geçerli olmadığını beyan etmişlerdir. Bilirkişi heyeti yeni istem setinin, yenilik unsuru taşıyıp taşımadığını değerlendirirken; patentin rüçhan tarihi yerine başvuru tarihinin baz alınması gerektiği görüşünde olduklarını, bu durumda 18/06/2001 tarihinden önceki açıklamaların tekniğin bilinen durumunu oluşturacağını, D5 (…) belgesinin 05/10 Haziran 2001 tarihinde İspanya’da topluma açık hale geldiğinden tekniğin bilinen durumuna dahil olduğunu, burada zoledronik asidin intravenöz yolla osteoporoz tedavisi için kullanımının açıklandığını, Yazarların 3,6,12 aylık fasılalarla zoledronik asit kullanımının günlük alendronat ve risedronat kullanımı ile aynı etkiyi ortaya çıkardığını belirttiklerini, bu çalışmanın … patentinde Örnek 5’te sunulan klinik çalışma ile aynı olduğunu, sonuçta bu referansın istem 1’in yeniliğini ortadan kaldırdığını, -Davacı karşı davacının sonradan teslim ettiği D12 (Klinik Çalışma …) sayılı referansın, 240 hasta ile yapılan deneyde, patentlerde ve bunların rüçhanlarında belirtilen deney prosedürünün birebir aynısı olduğunu, 05/01/1998 tarihini taşıdığını, hastaların okuduğu formu gizli tutması gerektiğine yönelik bir ibareye rastlanmadığını, bu belgenin rüçhan hakkı geçerli olsa da olmasa da, patentin istemlerinde anlatılan tüm hususları açıkladığından yeniliği ortadan kaldırdığını, -D6 (…), metanbisfosfonik asit grubu ilaçların protez gevşemesi ve hareketini önlemeye yönelik kullanımını açıklamadığını, belgede açıklanan öğretiye göre, bisfosfonat grubu ilaçların osteoporoz tedavisinde kullanımı önceki teknikte bilinen bir husus olduğunu, dava konusu patentlere de bakıldığında eklem protezlerinin gevşemesinin kemik kaybı ile bağlantılı olduğu görüldüğünü, D6 belgesinde açıklanan bifosfonatlar arasında özellikle zoledronik asit, veya bunun tuzları veya hidratlarına değinilerek en tercih edilen bisfosfonik asit olduğu, ayrıca da en tercih edilen kullanım yolunun intravenöz olduğunun görüleceğini, D6 belgesinde zoledronik asit, intravenöz ve takribi 1 yıl gibi düşük sıklıkla fasılalı kullanımı açıkladığını, f dava konusu patentin 1 nolu bağımsız isteminin D6 belgesine göre en belirgin farkının bu kullanımın osteoporoz tedavisi için önerilmesi olduğunu, çözülen teknik problemin, hastanın tedaviye uyumunun ve rahatlığının sağlandığı bir osteoporoz tedavisi sunmak olarak nitelenebileceğini, protez gevşemesinin aynen osteoporoz gibi kemik çözülmesi ile ilgili bir sorun olduğunu ve D6 belgesi her ikisinin tedavisinde aynı doz rejimini önerdiği, – D7(…) ve D8 (…) olarak adlandırılmış belgelerde de; osteoporoz tedavisi için intravenöz ve fasılalı olarak 6 ayda bir 90 mg pamidronat önerildiğini, -D9 (…) bu durumu alendronat için gösterdiğini, literatürde bifosfonatlar için benzer şekilde birçok bilgi ve belge bulunduğunu, -D10 (…) belgesinin ise zoledronik asidin kemik çözülmesini engelleme bakımından diğer bifosfonat ilaçlara göre en güçlüsü olduğunu gösterdiğini, 3 aylık enjeksiyon formlarının bilindiği ve 1 yıl aralıklı dozaj rejimlerinin çözülmesi gereken bir konu olduğunu belirttiğini, uzman kişinin bilinen bifosfonatlar arasından kuvvetli olanını seçip intravenöz olarak denemeye yeterli yönlendirmenin mevcut olduğunun düşünüldüğünü, -D11 belgesinde intravenöz yolla verilen 2.0 ve 4.0 mg zoledronik asidin intravenöz yolla kullanımının 90 mg pamidronatla aynı etkiyi ortaya çıkardığını, 10 aylık bir faz II çalışmasında 4.0 mg zoledronik asidin 90 mg pamidronattan daha iyi bir gelişim sağladığının görüldüğünü, D11’de geçen 10 aylık periyot karşısında istem 1’de geçen takribi 1 yıl ifadesi ayırt edicilik sağlayamıyorsa da, D6 belgesini başlangıç noktası olarak kabul edildiğinde 2.0 ve 4.0 mg zoledronik asidin intravenöz yolla kullanımını gören uzman kişi D6 belgesini buna göre uyarlamaktan geri durmayacağını, her iki referans birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu buluşun aşikar hale geldiğini, – 2014/145 Esas sayılı dosyada alınan bilirkişi raporunda Örnek 5’in eksik yanlarının tarifnamede anlatılan değişik buluşlardan tamamlanmasının bilirkişi heyeti tarafından kabul görmediğini, -Sonuç olarak; …’in Madde 138-EPC kapsamında değiştirilen 1 no.lu tek istemi bakımından, P1 (…) ve P2 (…) rüçhan belgelerine dayalı rüçhan hakkı şartlarını karşılamadığından rüçhan hakkının düştüğünü, yenilik ve buluş adımı kriterlerini karşılamadığını, istemin bu hali ile ilk başvuru kapsamını aştığını, uzman kişinin uygulamasına izin verecek şekilde açık ve tam olarak açıklanmadığı, buna ek olarak, aynı hükümsüzlük gerekçelerinin, önceki kök ve ek raporlarda belirtilen nedenlerle … no.lu patent için de geçerli olduğunu ve sonuç olarak … ve … no.lu patentlerin tam hükümsüzlüğü için gerekli koşulların mevcut olduğunu beyan etmişlerdir. Davacı-Karşı Davalı … Şirketi vekili 08/12/2017 tarihli dilekçesi ekinde EPO Temyiz Kurulu’nun 13 September (Eylül) 2017 tarihli kararının İngilizce metnini sunmuştur. Davalı-karşı Davacılar … ve … A.Ş. Vekili 28/12/2017 tarihli dilekçesinde; dava konusu patentlerden … sayılı patentin dayanağını teşkil eden … sayılı Avrupa Patenti hakkında EPO Temyiz Kurulu tarafından iptal kararı verildiğini beyan etmiştir.
G E R E K Ç E:İstinaf başvurusunda bulunan … ve … Şirketi vekili, istinaf dilekçesinin sonuç kısmında … başvuru numaralı patent yönünden de davanın reddini talep etmişse de, istinaf gerekçelerinin sadece … sayılı patente yönelik olduğu anlaşılmış, … başvuru numaralı patent yönünden istinaf sebebi ileri sürülmediğinden, hükümsüzlüğe yönelik istinaf incelemesi … sayılı patente yönelik yapılmıştır. İstinaf başvurusuna konu … sayılı patent belgesinin, … no.lu Avrupa patentinin Türkiye’de geçerli kılınmış uzantısı olarak tescil edildiği, ancak yargılamada rüçhan hakkının geçerli olup olmadığının ihtilaf konusu olduğu anlaşılmıştır. İstinaf aşamasında birleşen davanın davacısı-karşı davalı … vekili tarafından EPO temyiz Kurulu’nun, 13/09/2017 tarihli, patentin validasyonu olduğu ileri sürülen … sayılı patentin hükümsüz olduğuna dair kararının İngilizce metnini sunmuştur. Davalı-karşı davacılar vekili 28 Aralık 2017 tarihli dilekçesinde, dava konusu patentlerden, … sayılı patentin dayanağını teşkil eden … sayılı patentin iptaline karar verildiği beyan etmiş, Dairemizce TPMK’na müzekkere yazılarak … sayılı patentin geçerli olup olmadığı sorulmuş, gelen cevabi yazıdan patentin EPO kayıtlarında hükümsüzlüğünü gösteren ekli belge ile Türkiye’de de geçersiz hale geldiği bildirilmiştir. … Dış Tic. Ltd. Şti vekiline, EPO Temyiz kurulunun kararının Türkçe tercümesinin ibrazı için iki haftalık kesin süre verilmiş, sunulmadığı anlaşılıyorsa da, patent geçersiz kılındığından sonuca etkili görülmemiştir. İstinaf başvurusu aşamasında, davaya konu … sayılı patentin hükümsüzlüğüne karar verildiğinden, istinaf başvurusuna konu hükümsüzlük davalarının konusuz kaldığı ancak yargılama giderleri yönünden, dava tarihinde tarafların haklılık durumunun belirlenmesi gerektiği anlaşılmıştır. Dava tarihinde geçerli olan … no’lu patentin, TPMK’da kayıtlı istemlerinin, yargılama sırasında … tarafından EPC 138. Madde yolu ile sınırlandırıldığı, değişiklik talebinin 07/02/2017 tarihinde yapıldığı, sınırlandırılan istem setinin 21/03/2017 tarihli Resmi Bültende ilan edildiği anlaşılmıştır. Mahkemece sınırlandırılmış istem seti Kurum’dan celp edilmiş, beş kişilik bilirkişi heyetinden alınan 31/05/2017 tarihli raporda, patent konusunun yapılmış başvurunun dışına çıktığı tespit edilmiştir. Patentin ulusal başvurusunun hükümsüzlüğü talep edildiğinden ve rüçhan hakkının dayanağı patent başvurusu kapsamı aşıldığından, hükümsüzlük koşullarının değerlendirilmesinde, 551 Sayılı KHK hükümleri uygulanacağından, 551 Sayılı KHK 129 (c) maddesinde” patent konusunun yapılmış başvurunun dışına çıkması hali”, hükümsüzlük nedeni olarak düzenlendiğinden, kapsam aşımı nedeniyle hükümsüzlük koşullarının oluştuğu kanaatine varılmıştır. Bilirkişi heyeti İstem 1’in ilk başvuru metninde; “0.25 mg, 0.5 mg, 1.0 mg, 4.0 mg zoledronik asit ” dozları yer alıyorsa da, İstem 1’in yeni metninde doz belirtilmediğini, sınırsız doz ihtimali bulunduğunu, bunun hem ilk başvuruya göre genişletme niteliğinde bulunduğunu, hem de yeni istemde “takriben 1 yıl” denilerek buluş konusunun ilgili olduğu teknik alanda bir uzmanın onu uygulamaya koyabilmesini mümkün kılacak yeterlikte, açık ve tam olarak tanımlanmadığı kanaatini bildirmişlerdir. Davaya konu patentin 551 Sayılı KHK 129 (b) maddesine göre de hükümsüzlük koşullarının oluştuğu kanaatine varılmıştır. … rüçhan hakkından faydalanamayacağından, bilirkişi heyetinin yenilik ve buluş basamağını değerlendirirken 18/06/2001 tarihini dikkate alarak,05-10 Haziran 2001’de İspanya’da topluma açık hale gelen D5 (…) belgesinin tekniğin bilinen durumuna ait olduğu , .. belgesinde de dava konusu patentin yeni 1 nolu bağımsız istemindeki gibi zoledronik asitin, intravenöz yolla osteoporoz tedavisi için kullanımın ve 3,6 ve 12 aylık fasılalarla kullanımın etkilerinin açıklandığı anlaşılmakla, patent belgesinin yenilik unsurunu ve buluş basamağını ortadan kaldırdığı, davaya konu patent belgesinin yenilik ve buluş basamağı adımının bulunmadığından, hükümsüzlük koşullarının bulunduğu kanaatine varılmıştır. Davalı-karşı davacı vekilinin, asıl dava ve İstanbul 3. FSHHM’nin 2013/83 Esas sayılı birleşen davasında yargılama giderleri ve vekalet ücretinin kendilerine yükletilmesinin yerinde olmadığını davacı yana yükletilmesi gerektiğine yönelik istinaf sebebinin incelenmesinde; patente tecavüzün bulunmadığının tespitine yönelik asıl davada, feragat edilen … sayılı patent ve … sayılı patente tecavüzün bulunmadığının tespiti talebiyle açıldığı, 2013/83 Esas sayılı birleşen davanın ise … sayılı patente tecavüzünün bulunmadığının tespiti talebiyle açıldığı, davalı …’nin … sayılı patente yönelik taleplerinden feragat ettiği, diğer patentlerin de mahkemece hükümsüzlüğüne karar verildiği, davacı tarafın dava açmakta hukuki yararının bulunduğu, mahkemece konusuz kalan davada, dava açıldığı tarihte haklı olan davacı lehine vekalet ücretine hükmedilerek, yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Davalı-karşı davacılar … ve … Şirketi vekilinin, hükümsüzlük davasına konu … sayılı patente yönelik istinaf gerekçelerini bildirmemesi nedeniyle bu patente yönelik istinaf sebepleri ile yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusunun haklı olmadığı anlaşılmıştır. … sayılı patentin hükümsüzlüğüne ilişkin kararlara yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde ise, patentin istinaf aşamasında geçersiz hale gelmesi nedeniyle, davalı-karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, mahkeme kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, patentin geçersiz olması nedeniyle, TR 2011 06480 T4 sayılı patentin hükümsüzlüğüne ilişkin birleşen mahkemenin 2013/185 Esas sayılı ve İstanbul (Kapatılan ) 4.FSHHM’nin 2015/131 Esas sayılı davalarında, konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, istinaf başvurusu kapsamında bulunmayan asıl ve diğer birleşen davalarda verilen hükümlerin aynen tekrarına karar verilmiş, konusuz kalan davalarda dava tarihinde davalı … ve … Şirketi’nin haklı olmadığı sonucuna varılmakla, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalılara yükletilmesine karar verilmiş, kazanılmış haklar korunarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davalı … ve … Sağlık Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,KISMEN REDDİNE, 2-İstanbul 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 21/06/2017 tarihli 2013/42 Esas-2017/147 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- A)Mahkemenin 2013/185 esas sayılı birleşen davasında, a)-Davacı … Ltd. Şti tarafından davalı … aleyhine açılan … sayılı patentin hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talepli davanın kabulü ile, davaya konu patentin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, b)-Karar kesinleştiğinde TPMK’na bildirilmesine, c) … sayılı patentin hükümsüzlüğü davası konusuz kaldığından, karar verilmesine yer olmadığına, ç)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 59,30 TL karar harcından peşin yatırılan 24,30 TL’nin mahsubu ile kalan 25,00 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline, d)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücreti taktirine davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine, e)-Davacı tarafından yapılan: 144,75 TL posta gideri ve 48,60 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 193,35 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, f)-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, B)Mahkemenin 2013/42 esas sayılı Asıl Davasında ; a)Davacı-karşı davalı … Ltd. Şti tarafından davalı-karşı davacı … aleyhine açılan patentlere tecavüz etmediğinin tespiti talepli davada …, sayılı patente ilişkin 07/07/2015 tarihli dilekçe ile davacı vekilinin kısmen feragat ettiği görülmekle, bu patente ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine, … sayılı patent hakkına tecavüzün bulunmadığının tespiti talepli davada, davaya konu patentin hükümsüz kılınması nedeniyle dava konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, b)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 59,30 TL karar harcından peşin yatırılan 24,30 TL’nin mahsubu ile kalan 25,00 TL bakiye karar davacıdan tahsiline, c)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili yararına hesap olunan 2.860,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine, ç)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 2.860,00 TL vekalet ücretinin davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine, d)-Davacı tarafından yapılan: 5.000 TL bilirkişi ücreti, 1.171 TL posta gideri olmak üzere toplam 6.171 TL’nin -ret ve kabule göre takdiren hesaplanan- 3.085,50 TL ve 48,60 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 3.134,10 TL yargılama giderinin davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına, e)-Davalı tarafından yapılan, 6.500 TL bilirkişi ücreti, 93 TL posta gideri olmak üzere toplam 6.593 TL’nin -ret ve kabule göre takdiren hesaplanan- 3.296,50 TL ve 48,60 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 3.345,10 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan giderin davalı üzerinde bırakılmasına, C)Karşı Dava, a)Davacı-karşı davalı … tarafından davalı-karşı davacı … Ltd. Şti aleyhine açılan … sayılı patent hakkına tecavüzün tespiti talepli davanın reddine, b)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 59,30 TL karar harcından peşin yatırılan 24,30 TL’nin mahsubu ile kalan25,00 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsiline, c)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili yararına hesap olunan 2.860,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine, ç)-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Ç)İstanbul 3. FSHHM’nin 2013/83 esas sayılı birleşen Asıl Davasında ; a)-Davacı-karşı davalı … Ltd. Şti tarafından davalı-karşı davacı … aleyhine açılan patente tecavüz etmediğinin tespiti davasında … sayılı patent hakkına tecavüzün bulunmadığının tespiti talepli dava konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, b)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 31,40 TL karar harcından peşin yatırılan 24,30 TL’nin mahsubu ile kalan 25,00 TL bakiye karar harcının davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsiline, c)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 2.860,00 TL vekalet ücretinin davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine, ç)-Davacı tarafından yapılan: 70,10 TL posta gideri ve 48,60 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 118,70 TL yargılama giderinin davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan alınarak davacıya verilmesine, d)-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,D)Karşı Dava, a)-Davalı-karşı davacı … tarafından davacı-karşı … Ltd. Şti davacı aleyhine açılan patente tecavüz ve haksız rekabetin tespiti talepli davanın reddine, b)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 31,40 TL karar harcından peşin yatırılan 24,30 TL’nin mahsubu ile kalan 7,10 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsiline, c)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili yararına hesap olunan 2.860,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine, ç)-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, E)İstanbul 4. FSHHM’nin 2015/131 esas sayılı birleşen Davasında ; a)-Davacı-karşı davalı … Ltd. Şti. tarafından davalılar-karşı davacılar … AŞ ile … aleyhine açılan … sayılı patentin hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talepli davanın kabulüne ve dava konusu patentin hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine, b)-Karar kesinleştiğinde TPMK’na bildirilmesine, c)- … sayılı patentin hükümsüzlüğü davası konusuz kaldığından, karar verilmesine yer olmadığına, ç)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 31,40 TL karar harcından peşin yatırılan 27,70 TL’nin mahsubu ile kalan 25,00 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline, d)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine, e)-Davacı tarafından yapılan: 275 TL posta gideri, 55,40 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 330,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, f)-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, F)İstanbul 1. FSHHM’nin 2016/1 esas sayılı birleşen davasında, a)-Davacılar …, … AŞ tarafından davalı … Ltd. Şti. aleyhine açılan patent hakkına tecavüzün tespiti talepli davasının reddine, b)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 59,30 TL karar harcından peşin yatırılan 29,20 TL’nin mahsubu ile kalan 30,10 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsiline, c)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili yararına hesap olunan 2.860,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine, ç)-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, d)Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri yönünden; a) Davalı-Karşı davacılar … ve … A.Ş. Vekilinin istinaf talepleri kabul olunmakla, istinaf peşin harçlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, b)Davalı-Karşı davacılar … ve … A.Ş. avansından kullanıldığı anlaşılan; (89,10 TL x 4 ) istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 111,80 TL (posta-teb-müz) masrafı olmak üzere toplam 468,20 TL’nin asıl davada davacı- karşı davalı … Ltd. Şti’den alınarak, Davalı-Karşı davacılar … ve … A.Ş.’ye verilmesine, c)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, d)Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 15/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.