Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/686 E. 2021/179 K. 29.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/686 Esas
KARAR NO : 2021/179
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/09/2017
NUMARASI : 2013/331 E. – 2017/1004 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/01/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun 15.06,2001 tarih ve 346 nolu kararına göre … A.Ş. ve … Bankası T.A.Ş.nin … A.Ş. bünyesinde 02.07.2001 tarihinde devren birleştiğini, yine BDDK’nın 20.03.2002 tarih ve 653 noiu kararına göre … Bankası T.A.Ş., … A.Ş. ve … A.Ş.nin … A.Ş. ile birleşmesine karar verilmiş olduğunu, 05.Ö4.2002 tarihinde … Bankası T.A.Ş., … A.Ş. ve … A.Ş., Bayındırbank A.Ş. bünyesinde birleştiğini, 5411 sayılı BankaEar Kanununun 109.ncu maddesi hükmü çerçevesinde, Fon Kurulunun 07.12.2005 tarih ve 515 sayılı kararı ile müvekkili bankanın … A.Ş. Ana sözleşmesinin; 2.ncİ maddesinde belirtilen ünvanı: “…,” olarak değiştirildiğini, söz konusu unvan değişikliğinin 19.12.2005 tarih ve 6455 sayılı TTSG nde yayınlanarak Ticaret Siciline tescil ve ilan edilmiş bulunduğunu, İstanbul .., İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalılar tarafından itiraz edildiğini, davalıların tüm itirazlarının hukuki mesnetten yoksun olduğunu belirterek; müvekkili banka ile davalılar arasında sözleşme ilişkisi bulunmakta olduğunu, müvekkil bankanın külli halefi konumunda olduğu … T.A.Ş. ile davalı … arasında akdedilen 4.700,00.-TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesini diğer davalıların müteselsil kefil müşterek borçlu sıfatıyla imzalayarak kefil olduklarını, dava konusu alacağın davalıların sözleşmeden kaynaklı borçlarını kapsamakta olduğunu, davalıların yetki itirazının kanuna aykırı olduğunu, müvekkil banka açısından davanın zamanaşımının 5411 sayılı Bankalar Kanunu gereğince 20 yıl olduğunu, davalıların zamanaşımına ilişkin iddialarının da hukuki dayanağının bulunmadığını, bunun yanısıra dava konusu alacak açısından zamanaşımının; davalıların temerrüde düşürüldüğü Beşiktaş … Noterliği 24.10.2011 tarihli … yevmiye no.lu ihtarnamenin tebliğinden sonra başlamakta olduğunu, teminat mektubunun da zamanaşımına uğramasının söz konusu olmadığını, teminat mektuplarının Borçlar Kanunu 110. Madde anlamında bir garanti olduğunu, teminat mektubunun komisyon talep hakkının da mektup riskinin devam ettiği sürece mevcut olduğunu, müvekkil bankanın nakit alacaklarının asıl borçlu …’a verilen ancak takip sırasında meri olmayan teminat mektuplarına uygulanan komisyon ve ferilerinden kaynaklandığını, müvekkil bankanın iş bu alacaklarına ilişkin hesap Beşiktaş …. Noterliği 24.10.2011 tarih … yevmiye nolu ihtarname İle katedildiğini belirterek, hukuki nedenler, hukuki deliller kapsamında fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davalı borçluların İstanbul …. icra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına yaptığı itirazların kaldırılarak takibin devamına, suiniyetli davalıların %40 kötü-niyet tazminatı ödemesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın icra takibine vaki itirazın iptali talebi ile mahkemeye sunduğu dava dilekçesinde beyan ettiği hususların kısmen doğru olduğunu, alacağın talep edilebilirliği iddialarının aşağıda açıkladıktan nedenlerle kanuna aykırı bulunduğunu; davacının alacak talebini haklı gösterecek bir yön bulunmadığını, öncelikle takibe ve davaya dayanak olarak sunulan genel kredi sözleşmesi gereği davalıya verilen teminat mektubunun böyle bir alacak talebini doğuracak niteliğinin bulunmadığını, zira teminat mektubu olduğu İddia edilen 30.06.1996 tarih, 5083 sayılı teminat mektubunun geçici teminat mektubu olduğunu, özelliği ve yasa gereği teminat mektubunun verildiği iş ve ihalenin alınmasını müteakip iade edildiğini ve de iadesinin zorunlu olduğunu, mektupta belirtilen Sakarya Hendek Beylice grubu İçmesuyu işine ait olmak üzere alınan geçici teminat mektubu ile ihalesi alınan işin dilekçeleri ekinde bulunan kesin kabul tutanağı ile 21.08.1999 tarihinde tamamlanarak bitirildiğini, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu m.25 gereğince geçici teminat mektuplarının verilme usul ve esaslarının açıkça belirtildiği, m.26 gereğince sözleşmenin yapılmasından sonra geçici teminat mektubunun işin alınması üzerine bankaya iade edilmiş olduğunu, aksi düşünüldüğünde yani geçici teminat mektubu iade edilmeden kesin teminat mektubunun verilmesinin mümkün olmadığını, belki de kaybettiklerinden tamamen haksız şekilde geçici mektuba komisyon, faiz ve sair masraflar işletildiği, baştan haksız olan alacağın bu şekilde talebinin de haksız olduğundan, icra takibine itirazlarının haklı olduğunu, açıklanan ve resen dikkate alınacak durumlar karşısında haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekillik ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın nakdi ve gayrinakdi alacağın tahsili amacı ile başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, takip borçlularından davalı … ile davacı ile devren birleşen … Aş arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiği, diğer davalıların genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıkları, genel kredi sözleşmesi kapsamında davalı … lehine teminat mektubu düzenlendiği ancak tüm dosya kapsamı, bilirkişi ek ve kök raporu ile müzekkere cevaplarından davalı lehine düzenlenen geçici teminat mektubunun ve teminat mektubu ile ilgili işe ilişkin kesin teminat mektubunun kayıtlardan çıkışının yapıldığı ve işin kesin hesabının yapıldığı, aksinin davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle, davacının davasının reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; teminat mektubu iade edilmediği sürece bankanın komisyon alma hakkının olduğunu, teminat mektubunun TBK 128 md gereğince başkasının fiilini taahhüt niteliğinde olduğunun değerlendirilebileceğini, bankaya iadesi yahut zamanaşımı ile hükümsüz kalacağını, teminat altına alınan riskin sona ermesinin komisyon borcunu sona erdirmeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut uyuşmazlıkta; davacı yanca 30.06.1995 Tarihli geçici teminat mektubu bedelinin depo edilerek, komisyon ve ferilerinin ödenme talebi ile davalılar aleyhine takip başlatılmış ise de; davalının aşamalardaki savunmalarında üçüncü kişi ile sözleşme akdedilerek geçici teminat mektubun iade edildiğini, işin de tamamlandığını ileri sürdüğü, dosyada mevcut belgelere göre 16.08.1995’te sözleşme yapıldığı ve 14.02.2002 tarihli kesin kabul tutanağının düzenlendiği, hesap ekstresinde teminat mektup numarasının dosyadaki teminat mektubu numarası ile örtüşmediği, numaranın banka kayıtlarından da teyit edilemediği dikkate alındığında mahkemece ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiş, davacı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 29/01/2021 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.