Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/672 E. 2021/170 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/672 Esas
KARAR NO: 2021/170
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/10/2017
NUMARASI: 2015/591 2017/1132
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/01/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia: Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile dosya Borçluları hakkında ilamsız takip başlatıldığını, dosya borçlularının ise takibe itiraz ettiklerini, dosya Borçluları tarafından yapılan itiraz usul, yasa ve hukuka aykırı olduğundan itirazın iptali gerektiğini, takibe konu edilen alacak borçlunun … A.Ş.’den kullanmış olduğu krediye ilişkin Genel Kredi Sözleşmesine dayandığını, … A.Ş ‘nin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devri ile icra takip dosyası TMSF tarafından takip edilerek alacak “FON ALACAĞINA” dönüştüğünü, müvekkil şirkette bu alacağı TMSF’den temlik alındığını, Bu sebeple müvekkili şirkete, TMSF’nin diğer hakları gibi rüchan hakkının da geçmiş olduğunu, fonunun alacaklı olması halinde 5411 sayJİı Bankacılık/Kanunun Geçici 13. Maddesi göndermesi ile uygulanması gereken 138-4 maddesi gereğince; Fonun alacaklı olduğu ve 2004 sayılı icra ve iflas Kanunu uyarınca yapılan takiplerde itirazlar satış dışında takip işlemlerini durdurmayacağını, 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu 141. Maddesinde “bu kanundan kaynaklanan fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi yirmi yıldır,” Denildiğini, Ayrıca Yüksek Yargıtayın kararlarında “fon alçaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresinin 20 yıl olduğu açıkça belirtildiğini, İcra takibine konu edilen alacakta “FON ALACAĞI” olduğundan iş bu alacakta zamanaşımı süresinin 20 yıl olduğunu, bunun yanında 6098 Sayılı Borçlar Kanunun 189. Maddesi (818 Sayılı Borçlar Kanunu Madde 168) uyarınca alacağın devrinde, devredenin kişiliğine özgü olanlar dışındaki öncelik haklan ve bağlı haklar da devralana geçeceği hükme bağlandığını, Yukarıda izah ettiğimiz nedenlerle. Her türlü yasal haklarının saklı kalmak kaydıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına yaptığı itirazın (kefilin sorumluluğunu kefalet limiti ve buna ilişkin faiz ve masraflarla sınırlı olmak üzere) iptaline, takibin takip talebindeki şartlarla devamına ve yapılan itirazın kötü niyetle yapılmasından dolayı davalı-borçlunun asıl alacağın % 20’sindan aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine, yargılama ücreti ve ücret-i vekaletin davalı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir
B-) Cevap ve Karşı Talepler: Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Davacı tarafından İstanbul … icra Müdürlüğü … E. sayılı icra dosyası ile müvekkili ve diğer borçlular aleyhine takibe girişildiğini, yasal süresi içerisinde İtiraz edilmesi sebebiyle takibin durduğunu, bu sebeple davacı tarafından işbu haksız itirazın iptali davası açıldığını, takibe konu asıl borca ilişkin olarak T.C Bornova … Noterliği 01.12.1997 Tarih ve … Yevmiye numaralı İhtarnamesi İle asıl alacaklı … A.ş. Bornova Şubesi tarafından hesap kat’ı ve borcun ödenmesi ihtarını keşide edildiğini, bu ihtarname ile alacağa ilişkin zamanaşımı süreleri başlamış olup, alacaklara ilişkin 10 yıllık genel zamanaşımı süresi işbu İhtarnamenin tebliği tarihinden itibaren işleyeme başladığını, Asıl alacaklı … A.Ş.’nin TMSF yönetimine geçmeden önce borç kat edildiği ve zamanaşımı süreleri başladığı için, 10 yıllık genel zamanaşımı sûresi değişen şartlar çerçevesinde 5411 sayılı yasanın 141. Maddesine dayanılarak 20 yıla çıkarılıp kefilin sorumluluğunun arttırılmasının mümkün olmadığını, kaldı ki Anayasa mahkemesi 04.06,2014 Tarih ve 2014/85 E. -2014/103 K. sayılı kararı ile 5411 sayjlı yasanın 16. Maddesinde ki”,..zamanaşımı ve… kelimelerinin Anayasaya aykırılığı sebebiyle iptaline karar vermiş olmakla 5411 sayılı yasanının 141. Maddesinde öngörülen 20 yıllık zamanaşımı süresinin geriye etkili olarak yürütülmesinin önüne geçildiğini. Müvekkilinin asıl alacağa kefil olup, alacağın FON alacağına dönüşmesinden sorumlu tutularak kefillik şartlarının ağırlaştırılması ve bu şartlarda borçtan sorumlu olması yasalara ve hakkaniyete aykırı olduğunu, 6098 sayılı TBK’nın 598. Maddesi uyarınca, hangi sebeple olursa olsun, asıl borç sona erince, kefil de borcundan kurtulur Borçlu ve kefil sıfatı aynı kişide birleşmiş olursa, alacaklı için kefaletten doğan özel yararlar saklı kalır. Bir gerçek kişi tarafından verilmiş olan her türlü kefalet, buna ilişkin sözleşmenin kurulmasından başlayarak on yılın geçmesiyle kendiliğinden ortadan kalkar. Kefalet, on yıldan fazla bir süre için verilmiş olsa bile, uzatılmış veya yeni bir kefalet verilmiş olmadıkça kefil, ancak on yıllık süre doluncaya kadar takip edilebilir. Kefalet süresi, en erken kefaletin sona ermesinden bir yıl önce yapılmak kaydıyla, kefilin kefalet sözleşmesinin şekline uygun yazılı açıklamasıyla, azamî on yıllık yeni bir dönem için uzatılabilir.’ Hükmü amir olup, müvekkilinin takibe konu alacağa kefaletinin üzerinden yaklaşık 18 yıl geçmiş olmakla zamanaşımına uğradığını, bir an için müvekkilin kefilliğinin sona ermediği düşünülse dahi müvekkilin sorumluluğu diğer kefil/lerle birlikte kefalet sözleşmesinde belirtilen 5.000-TL (tüm faiz ve masraflar dahil olmak üzere) ile sorumlu olacağı izahtan varestedir. Bu duruma gerek yargı kararlarında gerekse doktrinde açık bir şekilde yer verildiğini, Ayrıca asıl borçlu … Ltd. Şti. iş bu takibe konu borcu ödemiş olmakla, bu durum banka kayıtlarının incelenmesi neticesinde ortaya çıkacağını, mahkemenin re’sen gözeteceği hususlar karşısında zamanaşımı itirazlarının dikkate alınarak davacının haksız davasının reddine, Yukarıda açıklanan sair sebepler ile davanın esastan reddine karar verilmesini, müvekkilinin kefilliğinin son ermediğine kanaat hasıl olması durumunda ise diğer kefil/lerle birlikte kefalet sözleşmesinde belirtilen üst limît üzerinden tüm faiz ve masraflar ve yargılama giderleri dahil olmak üzere hüküm kurulmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin kredi sözleşmesinde kefil sıfatıyla imzalamış bulunan gerçek kişi olduğunu, mahkememizin yetkisiz ve görevsiz olduğunu, yetkili ve görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, KEFİLin imza tarihindeki miktar kadar sorumlu olduğunu, kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığını, bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince; “…Alacağı davacıya temlik olunan … A.Ş. Bornova Şubesi ile dava dışı … Ltd. Şti. Arasında 01/05/1997 tarihli 5.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi akdedildiği, davalıların genel kredi sözleşmesinde müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğu, dava dışı asıl borçlu tarafından 5.329,03 TL borcun ödenmemesi üzerine hesabının kat edilip Bornova … Noterliği’nin 01/12/1997 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın ödenmesinin talep edildiği, dava dışı asıl borçluya ihtarnamenin tebliğ edilemediği, ihtarnamenin davalı …’a 06/12/1997 tarihinde diğer davalı …’e 05/12/1997 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı … yönünden ihtarname ile verilen süre gözetildiğinde 07/12/1997, davalı … yönünden 06/12/1997 tarihi itibariyle temerrüt gerçekleştiği, davalı kefillerin temerrüt tarihleri nazara alındığında tespit edilen asıl alacak ve işlemiş faiz miktarının asıl borçlu alacak miktarını geçtiği, davalı kefillerin borcunun asıl borçlunun borç miktarını geçemeyeceğinden kefalet limiti kapsamında asıl borçludan talep edilebilecek alacak miktarı üzerinden sözleşmede çerçevesi belirlenen %27,50 üzerinden temerrüt faizi yürütülmesi suretiyle takip yapılabileceği” gerekçesiyle denetime elverişli 08/05/2017 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … istinafında “…. Olayda 10 yıllık zaman aşımının dolduğunu, alacağın FON a devrinden dolayı farklı bir zaman aşımı kabul edilmesinin BK na aykırı olduğunu ,bu nedenle davanın zaman aşımından dolayı reddine karar verilmesi gerektiğini …” beyanla kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davacı yan istinafında “… İtirazın İptali davasında dava dilekçemizin sonuç ve istem kısmında belirttiğimiz gibi, icra takibinden farklı olarak yalnızca kefillerin sorumluluğundan kefalet limiti ve buna ilişkin faiz ve masraflarla sınırlı olmak üzere kefiller aleyhinde açıldığından kefillerin sorumluluğu olan 5.000,00 TL.(faiz ve masraflar hariç) üzerinden istemde bulunulmuştur. Bilirkişi raporunda ve hüküm gerekçesinde yer alan, fazladan talepte bulunduğumuz iddiası yerinde olmayıp istinaf yoluna başvurmayı gerektirmektedir. İşbu davada kesinlikle fazlaca bir talebimiz söz konusu olmamıştır. Bu husus özellikle göz önünde bulundurulmalıdır. Dolayısıyla bu dava ile talep ettiğimiz ve Bilirkişi raporunun sonuç bölümünde hesaplandığı gibi kefalet limiti olan 5.000,00 TL. ve kefillerin bu sorumluluğuna ilişkin 47.581,29 TL. faizle birlikte 52.581,29 TL.’lik toplam alacak miktarı üzerinden itirazın iptaline karar verilmek suretiyle davanın kabulüne karar vermek gerekirken, talep miktarının aşkın olduğu hususu gerekçe gösterilerek kısmen kabul şeklinde karar verilmesi, bunun üzerinden de karşı vekalet ücretine hükmedilmiş olması sebebiyle istinaf kanun yoluna başvuru yapma zorunluluğu hasıl olmuş olmuştur…” denilerek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava ;banka genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. TMSF tarafından devralınan … A.Ş. İle davalılar arasında genel kredi sözleşmesi ilişkisi bulunduğu ve ödenmeyen kredi borcunun tahsilinin amaçlandığı iş bu davada ; alacağın temeli TMSF ye devredilen bir bankanın alacağı olmakla 5411 Sayılı Yasanın 141. Maddesi uyarınca fon alacaklarında 20 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı kararlaştırıldığından, özel yasanın genel yasadan öncelikli olarak uygulanması gerektiğinden davalı yanın zamanaşımı dolduğu yönündeki tek istinaf sebebi yerinde görülmediğinden davalı …’un istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. Takipte asıl borçlu/ kefil ayrımı yapılmaksızın borcun tamamından hem asıl borçlu hem de kefillere yönelik takip birlikte ve kefalet limiti gözetilmeksizin yapılmış ise de ; açılan dava 5.000,00 TL ana alacak ve ferileri hakkında ve davalı yanın kefalet limiti ile sınırlı sorumluluğu kabul edilerek ve bu kayıtla açılmıştır. HMK MADDE 26- Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. HMK .MADDE 31- Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. HMK 194. Maddeye göre ;de hakim taraflardan davayı ve talepleri somutlaştırmalarını talep eder. Yargılamaya esas teşkil eden bu ana ilkeler gözetildiğinde ; ileride haksız çıkacak olan tarafın muhtemel harç, vekalet ücreti, yargılama giderlerinden sorumluluğu gibi temel problemlerin gözetilerek ; davacı yan harçtan muaf olsa bile talebinin somutlaştırılması talep edilerek ne kadar ana alacak ve ne kadar alacak ferisi istendiği hususunda beyan alınması gerekirken , bu hususlar tamamlanmadan yargılamanın devam edildiği ve buna göre de davacının talebi olmayan hususlarda ise red kararı verildiği görülmektedir. Oysa dava dilekçesinde davacı yan asıl alacak ve bu alacağa isabet eden ferileri istemiş olmakla mahkemece de HMK 31,26 ve 194. Maddelerdeki zorunlu hususlar yaptırılmadığından ; artık davacının fazladan talepte bulunduğunun kabulü de mümkün görülmemektedir. Gelinen aşamada davacı talebinin HMK 31.maddeye göre sorgulanması da ; kendi aleyhine beyanda bulunması beklenemeyeceğinden , davacının hüküm verilen miktarda talepte bulunduğunun kabulü zorunlu olmakla ; davacı yanın istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 -Davalı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2-Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜNE ; İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ KALDIRILMASINA 3- İlk derece mahkemesine açılan davada Davanın KABÜLÜ ile; Mükerrer tahsil oluşturmamak kaydıyla davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının 5.000,00 TL asıl alacak, 47.581,29 TL işlemiş faiz yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan %20’si oranından 10.516,25 TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre tahsili gereken 3.591,82 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat ücreti 186,00 TL bilirkişi masrafı 500,00 TL olmak üzere toplam 686,00 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 6.133,94 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
İSTİNAF YARGILAMASINDA 4- Davalı yandan tahsili gereken 3.591,82 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL nin mahsubu ile bakiye 3.560,42 TL harcın istinaf eden davalıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 5- Davacı yanca yatırılan istinaf peşin harcının talebi halinde iade edilmesine 6- Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama gideri olen ; başvuru harcı gideri 85,70 TL, istinaf dilekçesinin tebliği için yapılan tebligat gideri 25,00 TL , dosyanın istinafa gidiş/dönüşü için yapılan 31,50 TL olmak üzere toplam 142,20 TL yargılama giderinin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine 7- Davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına 8- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/01/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.