Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/660 E. 2018/555 K. 09.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2018/660 Esas
KARAR NO : 2018/555 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/06/2017
NUMARASI : 2016/706 E., 2017/460 K.
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 09/03/2018
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine senede dayalı takip başlattığını, ancak müvekkili ile davalı arasında herhangi bir ilişki bulunmadığı gibi takibe konu senetteki yazı ve imzaların da müvekkiline ait olmadığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; senette davacı adına atılı bulunan imzaların davacının eli ürünü olmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, kararı davalı istinaf etmiştir.
Davalı, kendisinin polis memuru olarak görev yaptığını, davacının oğlu olan …’ün arkadaşı olduğunu ve ihtiyacı nedeniyle bankadan 15.000 TL kredi çekip adı geçene verdiğini, adı geçenin kredi taksitlerinin bir kısmını ödediğini, kalanını ödemediğini, bunun üzerine davacının dava konusu senedi imzalayarak kendisine verdiğini, yargılamadan haberdar olmadığını, tebligatın 2010 yılından beri oturmakta olduğu adrese bırakılmadığı, muhtara bırakıldığı ve savunma hakkının kısıtlandığını, ayrıca sözleşme başlıklı belgenin davacının borçlu olduğunu gösterdiğini bildirmiştir.
Mahkemece, davalı adına çıkarılan tüm tebligatların ….Pendik/İstanbul adresine gönderildiği, tüm tebligatların muhatabın işte olması sebebiyle komşusuna sorularak kapısına haber kağıdı bırakıldığı şerhi ile iade edildiği, gerekçeli kararın da 09/10/2017 tarihinde aynı şekilde tebliğ edildiği, süresinde istinaf yoluna başvurulmadığı, kararın 24/10/2017 tarihinde kesinleştiği gerekçesiyle istinaf talebinin süre yönünden reddine karar verilmiş, davalı işbu kararı istinaf etmiştir.
Dava, ilk olarak asliye hukuk mahkemesinde açılmış, asliye hukuk mahkemesince ticaret mahkemesine görevsizlik kararı verilmiş, görevsizlik kararının davalının Kadıköy adresine tebliğ edilemediği, ancak mernis adresi olduğu anlaşılan … Pendik/İstanbul adresinde eşine 26/05/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davanın daha sonra ticaret mahkemesinde görülmeye devam ettiği, ticaret mahkemesinde dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiyenin aynı şekilde mernis adresinde davalının eşine tebliğ edildiği, bilirkişi seçim kararının aynı adrese tebliğe çıktığı, muhatabın taşındığından ancak mernis adresi olduğundan 2 nolu ihbarnamenin yapıştırıldığı, bilirkişi raporunun ve ıslah dilekçesinin yine aynı adrese çıktığı ve muhatabın işte olduğunu beyan eden komşu beyanı ile ihbarnamenin bırakıldığı, yine dosyanın yeniden işleme alınması kararının da aynı adrese tebliğe çıkarıldığı, komşusunun muhatabın taşındığını söylediği ve 2 nolu ihbarnamenin yapıştırılarak tebligatın sağlandığı, gerekçeli kararın ise yine aynı adrese çıktığı ve muhatabın işte olduğunu beyan eden komşusuna haber verilerek 2 nolu ihbarnamenin yapıştırılarak tebliğin 09/10/2017 tarihinde sağlandığı görülmüştür.
Tebligat Kanunun 21/2 maddesi uyarınca yapılacak tebligatlarda evrakın muhtara imza karşılığı vermesi gerekir.Ne var ki kararın tebliğine ilişkin mazbatanın incelenmesinde; muhtarın adı ve muhtarlık mührü bulunmakla birlikte imzasının bulunmadığı, bu nedenle tebligatın anılan madde hükmüne uygun olarak yapılmadığı görüldüğünden davalının istinaf dilekçesinin süresinde olduğunun kabulü gerekmiş, bu nedenle mahkemenin istinaf isteminin reddine dair ek kararının kaldırılması gerekmiştir.
Davalının istinaf sebeplerinin incelenmesine gelince, dava takibe konu bonodaki imza inkarına dayalı menfi tespit davasıdır. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda; takibe konu bonodaki davacı adına atılan imzaların davacı eli ürünü olmadığı anlaşılmış olup, imza inkarına ilişkin sahtecilik def’i mutlak def’i olup herkese karşı ileri sürülebilecektir. Bu nedenle mahkemenin kararı esas yönünden isabetlidir. Öte yandan davalı, davadan haberdar olmadığını belirtmiş ise de, dava dilekçesinin ve asliye hukuk mahkemesinin görevsizlik kararı davalının mernis adresine eşine tebliğ edildiği, bu nedenle usulüne uygun bir şekilde taraf teşkilinin sağlandığı görülmüştür.
Hal böyle olunca mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının ek karara yönelik istinaf talebinin KABULÜNE,
2-Ilk derece mahkemesinin 25/12/2017 günlü istinaf isteminin reddine dair kararının KALDIRILMASINA,
3-Davalının ilk derece mahkemesinin 05/06/2017 günlü, 2016/706 Esas 2017/460 Karar sayılı kararına yönelen istinaf talebinin esastan reddine,
4-Ek karara yönelik davalı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının talebi halinde kendisine iadesine,
5-Alınması gerekli 1.308,14 TL harçtan peşin alınan 327,04 TL’nin mahsubu ile bakiye 981,10 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.09/03/2018