Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/66 E. 2020/2151 K. 11.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/66 Esas
KARAR NO : 2020/2151
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/10/2017
NUMARASI : 2015/243 E. – 2017/948 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı müvekkil şirket tekstil ürünleri imalatı yapmakta olan ve bu tekstil ürünlerini yurtdışına ihraç eden bir firma olduğunu ve ihracat için dava dışı firma olan … Tic. A.Ş. aracılığı ile yurtdışına ihracat yaptığını ve yurtdışındaki firmanın kendinsine gönderilen ürünlerin bedelini dava dışı olan …’ ye ödediğini …’ ye gelen paraların ise önceden taraflar arasında kararlaştırılan mümessillik komisyonu bedelini davalının hesabına göndermekte olduğunu bildirmiştir. Davacı müvekkil şirket tarafından bu ilişkiden ayrı olarak davalıya da koleksiyon yapıldığını ve ürünlerin … nolu 16/10/2014 tarih ve 5.049,98 TL bedelli fatura ve irsaliye ile davalıya teslim edildiğini ancak davalının bu fatura bedelini davacı müvekkiline ödemediğini belirterek taraflar arasında 28/01/2015 tarihli Ba/Bs* formu düzenlendiğini ve davalının fatura adet ve tutarlarında mutabık kalındığına dair bu formun altına kendi el yazısı ile mutabıkız yazarak imzaladığını, bu hususun dahi davalının borç miktarını kabul ettiğini ispat etmekte olduğunu, tüm bu beyanları sonucunda davalının yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetle yapmış olduğunu ve itirazın iptalı ile icra takibinin devamına ve %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesi, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilsine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, dava dilekçesinde ileri sürülen hususlar gerçek dışı olup, hukuki himayeden mahrum olduğu ve taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, davalı müvekkilinin üzerine düşen görevi ifa etmiş olduğunu bu nedenle tanzim ettiği fatura bedelinin tamamına hak kazanmış olduğunu söz konusu faturanın davacı şirket trafndan teslim alınmış ve defterlerine işlenmiş olduğunu bu karşılık şirket aldığı siparişi yerine getirmemiş olduğunu davacı şirketin kabul ederek kesinleştirdiği siparişi kendinden kaynaklanan nedenlerle eksik yapmış olduğunu, dava dilekçesinde belirtildiği üzere ” davacı müvekkil ile davalı arasındaki bu anlaşmaya göre mümessil davalı, sadece yurtdışına gönderilen mürürlerin bedelinden komisyon almakta” ifadesinin gerçek dışı olduğunu ve taraflar arasında bu şekilde sınırlandırılmış bir anlaşma bulunmadığını, yine davacı şirkete ait olan 31/12/2014 tarihli 015186 sıra nolu faturanın geçersiz olduğu ve hukuka aykırı olduğu bu faturadan dolayı davalı müvekkilinin herhangi bir borcu olmadığını bu nedenlerle davanın reddini, davalı müvekkiline %20 az olmamak kaydıyla haksız takip tazminatı ödemesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini doğmuş ve doğacak talep ve dava haklarının sakklı kalması kaydıyla cevaben bildirmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…. davanın kısmen kabulü-kısmen reddine, davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen 10.495,76 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin bu kısım yönünden aynen devamına, hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden itibaren işlemek üzere 3095 sayılı yasanın 2/2 mad. Uyarınca yıllık %10.50 avans faizi uygulanmasına, davalının hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının müvekkilinin hak kazandığı aracılık hizmet bedelinden kendisine geri iade yapılmasını talep ettiğini, müvekkilinin İtalya’daki şirket ile davacı arasında aracılık görevini ifa ettiğini, 52.702,26TL bedelli hizmet faturası düzenlendiğini, müvekkilinin fatura bedelinin tamamına hak kazandığını, imalatçı davacı şirketin üzerine düşen edimi tam olarak yerine getirmediğini, 2 modelin imal edilmediğini, kendisinden kaynaklanan nedenlerle eksik yükleme ve sevkiyat yapan davacının hizmet bedelinin indirilmesi ve iadesi talepli bu davadaki talebinin haksız olduğunu, davacı şirketin kendi kusuru nedeniyle akreditif bedelinin tamamını alamadığını, kimsenin kendi kusuruna dayalı hak iddia edemeyeceğini, müvekkilinin kendi defterleri ile ispat ettiğini ancak davacının kendi defterleri ile iddiasını ispatlayamadığını, Envanter ve defteri kebirin sunulmadığını, müvekkilinin alacaklı olduğunu, davacının müvekkilinin tanzim ettiği 52.702,26Tl faturayı teslim aldığını ancak defterine sadece 8.093,33TL lik KDV ‘yi işlediğini, 31.12.2014 Tarihli 015186v sıra nolu iade faturasının haksız olduğunu, BA/Bs formundaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, Müvekkilinin 5.049,98TL borcunun da olmadığını, Davacının kolleksiyon yapmadığından ve teslim etmediğini bu iddiasını da ispatlayamadığını, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, esasen raporda 15.518,20Euro bedelli ( 44.360,33TL bedelli) fatura davalıda kayıtlı olmadığından 44.360,33 TL fark oluştuğunun tespit edildiğini, Banka kayıtlarına göre müvekkili davalının ödediği sabit olan 38.651,00TL’nin davacı kayıtlarında gözükmediğini, bu durum da usulsüz olduğunu, takibe itirazın haklı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, cari hesap borcunun ödenmediği iddiası ile başlatılan takibe vaki itiraz üzerine İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Mahkemece alınan ve Dairemizce de yeterli bulunan bilirkişi raporunda yer aldığı üzere; davacının yevmiye defterinde kayıtlı bulunan faturaların davalının da cari hesap ekstresinde kayıtlı olduğu, ancak davalı tarafın imza ve kaşesi bulunan 06.12.2014 tarihli belgede “16.10.2014 tarihli banka havalesinin … nolu ve … nolu faturalara mahsuben yapıldığı” açıkça kabul edilmişken davalının bu tutarı … nolu ve … nolu faturaların kayıtlı olmadığı cari hesaptan mahsup ettiği, davalı 5.049,98TL bedelli faturaya konu ürünlerin teslim edilmediğini savunmuş ise de ilgili faturanın irsaliyeli olup davalının kendi hesap ekstresinde de kayıtlı olduğundan teslime karine teşkil ettiği, raporda 52.702,26TL bedelli faturanın KDV’si dışındaki tutarın ve davacı kayıtlarında yer almayan 44.360,33TL’lik ödemenin cari hesap karşılaştırılmasında yerinde olarak değerlendirildiği anlaşılmaktadır. Neticeten davalı kendi kayıtlarına göre; 28.155,24 TL alacaklı yer alsa da, 38.651,00TL’lik fatura ödemesinin cari hesaptan mahsubu hatalı olduğundan davalının (28.155,24- 38.651,00TL = 10.495,76 TL) 10.495,76TL borçlu olduğunun kabulü yerindedir. Mahkemece mutabakat metnindeki imzanın davalı yanca kabul edilmediği gerekçe de belirtilerek BA/BS formlarının esas alınmasında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamaktadır.Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından davalının istinaf isteminin HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 716,96 TL harçtan, peşin yatırılan 179,24 TL’nin mahsubu ile bakiye 537,72 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 12,50TL istinaf masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 11/12/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.