Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/657 E. 2019/1105 K. 16.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/657 Esas
KARAR NO : 2019/1105
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/10/2017
NUMARASI : 2017/490 2017/831
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/05/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, davalı vekili tarafından Hopa İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasında müvekkiline gönderilen yazı ile dava dışı … maaşının 1/4’ünün hazcedilerek icra dosyasına gönderilmesinin istendiğini, daha sonra aynı yazının 21/09/2016 tarihinde tekit edildiğini, müvekilince bu yazılara cevap verildiğini, borçlunun maaşı üzerinde başka dosyalardan dolayı 1/4 haciz bulunduğunu ve maaşının 1/4 ‘ünün Hopa İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yatırıldığını, buna rağmen müvekkilinin hesaplarına hacizler konulduğunu, yapılan işlemin usulsüz olduğu belirtilerek hacizlerin fekkinin istendiğini ancak icra müdürlüğünün bu talebi reddettiğini, müvekkilince piyasa itibarının zedelenmemesi için şirket çalışanı… 15.207,32 TL borcunun ödenmek zorunda kalındığını belirterek yapılan bu ödemenin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının talebinin icra işlemine itiraz niteliğinde bulunduğunu, bu nedenle davanın görev yönünden reddinin gerektiğini, öte yandan davacının dava konusu icra takibinde borçlu sıfatı bulunmadığından menfi tespit davası açamayacağını, olayda İİK’nun 356.maddesinde sayılan sebeplerin gerçekleşmesi halinde sorumluluğun düzenlendiğini, davacının sorumluluğunun İİK’nun 356.maddesine dayandığını, sadece asıl borçluya karşı talepte bulunulabileceğini, yine davacının …davalı olarak göstermesi gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının davaya konu ettiği alacağı ödemesinin sebebinin İİK’nun 355 ve 356.maddelerinden kaynaklandığı, davacının icra dosyasında alacaklı davalı tarafından çalışanı dava dışı … maaşından 1/4 oranında haciz yapılması için yazılan müzekkerelere cevap verilmediği, bu nedenle davacının mal varlığı üzerinde haciz işlemi yapıldığı, davacının bu sırada ödeme yaptığı, İİK’nun 356.maddesi uyarınca bu ödemenin takip konusu borca karşılık yapıldığının kabulü gerektiği, davacının takip borçlusuna karşı rücu hakkının bulunduğu, davalıdan talepte bulunamayacağı gerekçeleriyle HMK’nun 114/1-b maddesi uyarınca pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; müvekkilinin dosya borçlusu olmadığını, müvekkilince icra müdürlüğüne gönderilen yazıların dosya içerisinde olmadığını, icranın gönderdiği haciz yazısında nasıl itiraz edileceğinin belirtilmediğini, müvekkilinin zaten dava dışı … maaşından 1/4 kesinti yaparak Hopa İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına ödemekte olduğunu, müvekkilinin hatasının itirazını icra müdürlüğü kanalıyla değil, PTT ile icra dairesine bildirmesinden kaynaklandığını, müvekkilinin muhatabının borçlu olmadığını, müvekkilinin , borçlunun çalıştığı sürede aldığı maaşından 1/4’den daha fazlasını mükerrer olarak ödediğini, davalının müvekkilinden talep edebileceği maksimim tutarın müvekkilinin kesinti yapmadığı tutar kadar olması gerektiğini, konuyla ilgili olarak Yargıtay 12.HD’nin kararının mahkemece değerlendirilmediğini, borçlunun maaşının 1.300-1.400 TL olduğunu, maaş hacizyazısının 01/04/2016, haciz tarihinin ise 07/04/2017 olduğunu, kesinti yapılmayan sürenin 12 ay olup kesinti yapılmayan miktarın 350X12=4200 TL olduğunu, oysa müvekkilinin ödediği paranın 15.207,32 TL olduğunu, icra müdürlüğünün müvekkilinden 11.007,00 TL fazla tahsilat yaptığını, mahkemenin bu husus değerlendirmediğini, mahkemenin mantığı ile hareket ettiklerinde 3.kişinin borcu 1 milyon TL gibi yüksek bir borç olsa idi bu durumda müvekkilinin itiraz etmedi diye tüm borcunu müvekkilinden tahsil edilmeye çalışılacağını, davalının sebepsiz zenginleştiğini, yine müvekkilinin Hopa İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına ödeme yaptığının sabit olduğunu bildirmiştir. Davacı tarafından Hopa İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına her türlü dava ve istirdat hakları saklı kalmak kaydı ile 15.207,32 TL’yi 14/04/2017 tarihinde ödediği görülmüştür. Davalının, dava dışı … aleyhine 10.426,83 TL’nin tahsili için 10/11/2015 tarihinde icra takibi başlattığı, davalı vekilinin bu dosyada … maaşından 1/4 haciz yapılmasına ilişkin yazı gönderdiği, daha sonra tekrar 14/04/2017 tarihinde ikinci bir yazının gönderildiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, İİK’nun 355.maddesi uyarınca gönderilen maaş haczi istemi üzerine kesinti yapılmaması nedeniyle davacı şirket aleyhine uygulanan haciz sırasında ödenen tutarın istirdadı istemine ilişkindir. Davacı taraf her ne kadar icra müdürlüğüne cevap verdiğini belirtmiş ise de, bu husus usulüne uygun bir şekilde kanıtlanamamıştır. Davacı şirket tarafından yapılan ödemelerin İİK’nun 356.maddesi gereğince takip konusu borca karşılık yapıldığının kabulü gerekir. Yine İİK’nun 356/2 maddesi uyarınca davacının kanun hükümleri dairesinde borçluya karşı rücu hakkı mevcuttur. Bütün bu hususlar gözetildiğinde ilk derece mahkemesince davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi doğru olup davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Nitekim Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin 2015/5995 Esas – 2016/4586 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.16/05/2019