Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/624 E. 2021/227 K. 05.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/624 Esas
KARAR NO: 2021/227 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/11/2017
NUMARASI : 2017/270 E. – 2017/218 K.
DAVANIN KONUSU: Marka Hükümsüzlüğü
KARAR TARİHİ: 05/02/2021
BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ tarafından verilen 14/11/2017 tarihli kararına karşı, davacı tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : DAVA;Davacı vekili dava dilekçesinde;davalı adına TPE ‘de 2014/2414 nolu … markasını 25 ve 35 sınıflarda tescil edildiğini, … ibaresinin müvekkili tarafından kullanıldığını, davalı tarafından müvekkilime gönderilen ihtarname ile markadan haberdar olduklarını, markanın herkesin kullanımına açık bir ibare olduğunu 556 sayılı KHK.nin 7 ve 8 maddeleri gereğince tescili mümkün olmayan ibarelerden olması sebebiyle hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin tekstil sektöründe faaliyette bulunduğunu, … ibareli markayı giyim sektöründe kendisinin oluşturduğunu, tekstil piyasasında lisans sözleşmesiyle markanın kullanımına izin verdiğini, markanın 556 sayılı KHK.’nin 7.maddesine aykırı olmadığını tescilinin mümkün olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 14/11/2017 tarihli 2017/270 Esas-2017/218 Karar sayılı kararıyla; ” … ibaresinin herkes tarafından bilinen ve ayırt ediciliği olmayan sözcük olması nedeniyle hükümsüzlüğü talep edilmişse de, … ibaresi son dönemde özellikle cep telefonunun yaygınlaşmasıyla türkçe karşılığı öz çekim olarak ifade edilen bir şekilde daha çok fotoğraf çekimine ilişkin kullanılan bir ibare olduğu, söz konusu kelimenin herkes tarafından bilinmesi bir tescil engeli olarak görülemeyeceği, çünkü özçekim ibaresi dikkate alındığında, … ibaresinin fotoğraf çekimi veya fotoğrafçılıkla ilgili bir engel oluşturabileceği, ancak davacı tarafın tescilli sınıfı 25.sınıf ve buna bağlı 35.sınıf dikkate alındığında selfıe ibaresinin ayırt ediciliğinin söz konusu olduğu, bu ibarenin ticaret alanında herkes tarafından kullanılan bir meslek grubu veya ticaret erbabına mahsus bir sözcük olmayıp, davalı tarafın tescil ettirdiği sınıf yönünden ibarenin marka olma özelliği ayırt edicilik vasfı olduğu” gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; SMK 5. Maddesinde ve mülga 556 Sayılı KHK 7. Maddesinde, marka olarak tescil edilemeyecek işaretlerin sayıldığını, 21/12/1988 tarihli 89/104 sayılı Marka Yönergesi’nin ” Marka Olarak Tescil Edilemeyecek İşaretler” başlıklı paragrafına göre “Ayırt edici niteliği bulunmayan işaretler, Münhasıran ilgili ticaret alanında herkesçe kullanılan işaret ve ibareleri kapsayan işaretlerin” marka olarak tescil edilemeyeceğinin düzenlendiğini, müvekkilinden lisans talep edilen “…” kelimesinin de ayırt ediciliği olmayan; cins özellik ve nitelik belirten ve karakteristik özellik ifade eden işaret olduğunu, tüm dünyada herkes tarafından kullanılan bir sözcük olduğunu, davalının internet ortamında kendiliğinden ortaya çıkıp, tüm dünyada çığ gibi büyüyen bir akımdan faydalanarak kötüniyetli bir şekilde maddi kazanç sağlamaya çalıştığını, mahkemenin kelimenin herkes tarafından bilinmesinin tescil engeli olarak görülmesine sebep olmayacağına karar vermişse de; tescil engeli oluşturan hususun “…” kelimesinin herkesin kullanımına açık olması olduğunu,-dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile “…” sözcüğünün marka olarak tescil edilemeyeceğinin sabit hale geldiğini, raporda “…” sözcüğünün, bir markada bulunması gereken ve onu diğer markalardan farklı kılan “ayırt edicilik” unsurunu taşımadığı, herkesin kullanımına açık olan bu sözcüğün marka olarak tesciline 556 Sayılı KHK 7/1-a ve d bentlerinin engel teşkil ettiği kanaatinin açıklandığını, – “…” sözcüğünün tüm sınıflar bakımından herkesin kullanımına açık işaretlerden olduğundan, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, sözcüğün bir markada bulunması gereken ve onu diğer markalardan farklılığını sağlayacak “ayırt edicilik” unsurunu taşımadığı, kullanım sonucu ayırt edicilik kazanmadığı sonucuna ulaşıldığını, sözcüğün bilinmesinin davalı tarafından sağlanmadığını, bir markada bulunması gereken tanınmışlık ve ayırt edicilik unsurundan yoksun olduğunu beyanla, mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf başvurusuna karşı cevap vermemiştir.
DELİLLER: TPMK kaydından, davalı tarafa ait hükümsüzlüğü istenen markanın, 2004/02414 başvuru numarasıyla, … olarak 25 ve 35.sınıflarda 13.01.2014 tarihinden itibaren tescil olunduğu halen geçerliliğini koruduğu anlaşılmıştır. Mahkemece tekstil mühendisi ve marka vekili bilirkişiden alınan 25/05/2017 tarihli raporda; … sözcüğünün bir markada bulunması gereken ve onu diğer markalardan farklılığını sağlayacak ayırt edici unsuru taşımadığı herkesin kullanımına açık bu sözcüğün marka olarak tesciline 556 sayılı KHK 7/1-a ve d bentlerinin engel teşkil ettiği beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E : Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı adına 25 ve 35. Sınıflarda tescilli “…” markasının 556 Sayılı KHK 7/c bendine göre cins, çeşit, vasıf bildiren malların ve hizmetlerin karakteristik özelliklerini belirten işaret ve adlandırmalardan bulunduğu, KHK 7/d bendi uyarınca ticaret alanında herkes tarafından kullanılan işaret ve adlardan bulunduğu, ayırt edici özelliği bulunmadığı, yalnız ülkemizde değil, tüm dünyada herkes tarafından kullanıldığı gerekçesiyle, hükümsüzlüğünü talep etmiştir. Mahkemece bilirkişi raporu alınmışsa da, gerekçeleri açıklanarak bilirkişi raporuna itibar edilmemiş, davanın reddine karar verilmiştir. “…” kelimesi İngilizce bir kelime olup , kelime karşılığı wikipedia.org sitesinde “…, özçekim veya görçek bir dijital fotoğraf makinesi ya da kameralı cep telefonu ile çekilen otoportre fotoğrafı türüdür” şeklinde açıklanmıştır. 556 sayılı KHK’nin 7. maddesinde sayılan tescil engelleri kamu düzeni ile ilgilidir ve mutlak ret nedenleri olarak adlandırılır. 556 sayılı KHK’nin 7/1-a maddesi, 5. madde anlamında bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini, bir başka teşebbüsün mal ve hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlama özelliği ve ayırt edici niteliği olmayan ibarelerin marka olamayacağını düzenlemiştir. 556 sayılı KHK’nin 7/1-c hükmü uyarınca da tescili amaçlanan mal veya hizmetler yönünden doğrudan tanımlayıcı olan ibareler, müstakil veya esas unsur şeklinde marka olarak tescil edilemez. Hükümsüzlüğü istenen davalı “selfie” markasının 25.ve 35. sınıflarda tescilli olduğu anlaşılmıştır. Tescile konu emtialar ve hizmetler göz önüne alındığında, söz konusu ibarenin doğrudan doğruya ve derhal ürün ve hizmetlerin bir niteliğini, cinsini, vasfını ve çeşidini belirtmediği, tescil olunan işaretin, sunulan ürünlerin ve hizmetlerin kaynağını gösterebilmesi sebebiyle ayırt ediciliği haiz olduğu, tescilli marka yönünden ayrıca kullanımla ayırt edicilik kazanma, tanınmış olma koşullarının aranmayacağı, ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı , mahkemenin davanın reddi kararının usul ve yasaya uygun olduğu kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 59,30 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 27,90 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 05/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.