Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/600 E. 2018/649 K. 14.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2018/600 Esas
KARAR NO : 2018/649
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/10/2017
NUMARASI : 2017/389 D.İŞ – 2017/396 K.
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 14/03/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili müvekkilinin, cari hesap ilişkisi nedeniyle davalıdan faturaya dayalı alacağı bulunduğunu, satışları EURO üzerinden faturalandırdığını, faturalarda kur farkına dair düzenlemede bulunduğunu, faturalarda, “müşteri iş bu faturayı kabul etmekle, fatura dövize endexli ise kur farkı ödemeyi, faturanın ve/veya çek ve senetlerin vadesinde ödenmemesi halinde ise vadeyi aşan ödemelere aylık % 3 vade farkı ödemeyi kabul eder” yazısının bulunduğunu, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi kararlarına göre de kur farkının talep edilebileceğini, davalının aylardır herhangi bir ödeme yapmadığını, duyumlarına göre davalının mal kaçırma işlemlerine başladığını, alacağı 296.062,23 TL olduğunu ve teminat altına alınmadığını” iddia ile ihtiyati haciz talep etmiş, mahkemece 12.10.2017’de ihtiyati haciz kararı verilen taraf vekili yetki ve esas yönünden bu karara itirazda bulunmuş, mahkeme itirazı yerinde görerek 17.11.2017 tarihli ek karar ile “BK 89.maddenin sadece parar borçları için geçerli olduğu, fatura ve sevk irsaliyelerinin bir sözleşme ilişkisinin varlığını ortaya koymadığı” gerekçesiyle tedbiri kaldırmış, bu kaldırma kararına karşı, ihtiyati haciz istinaf ekli 04.01.2018 harç tarihli dilekçesi ile istinaf isteminde bulunmuştur.
İhtiyati haciz isteyen vekili istinafında, “alacağın bir para alacağı olup, BK 89.maddesi gereği müvekkilinin ikametgahı mahkemenin ve icra dairesinin yetkili olduğunu, borcun, cari hesap ödeme tarihindeki ikamet adresinde ödenmesi gerektiğini, mahkemenin kaldırma kararının yanlış olduğunu, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi uygulamasının da bu yönde olduğunu, müvekkilinin İTO’da kayıtlı adresinin İstanbul-Güngören olduğunu, icra dairesinin ve mahkemenin yetkili olduğunu, satış konusu mallar yurt dışından EURO ile ithal edildiğinden ve faturalarda kur farkı uygulanacağı yazılı olduğundan kur farkı talebinin de mümkün olduğunu, ülkemizdeki ticari teamülün de bu yönde olduğunu, ihtiyati haciz için yaklaşık ispatın yeterli olduğunu, davalının fatura bedellerini ödemediğini kabul ettiğini, verilmiş olan ihtiyati haciz uygulanırken istihkak iddaları ile karşılaşıldığını, borçlunun mal kaçırma halinde olduğunu, ihtiyati haczin kaldırılmasının kötüniyetin amacına ulaşılmasını sağladığını” iddia ile istinaf konusu kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı istinafa cevaben, “müvekkilinin sicil adresinin Kocaeli Dilovası olduğunu, genel yetki kuralının uygulanması gerektiğinden mahkeme kararının doğru olduğunu, davacının, taraflar arasında süregelen ticari ilişkiye aykırı olarak 208.243,13 TL’lik kur farkı faturası düzenlendiğini, davacının gönderdiği 20.04.2017 tarih ve A/454592 numaralı faturayı, 8 gün içinde noter aracılığıyla iade ettiğini, bu faturanın davacı tarafça tekrar noter aracılığıyla 29.09.2017’de müvekkiline gönderildiğini ve tekrar süresinde noter aracılığıyla iade edildiğini, ihtiyati haciz talebine konu alacağın taraflar arasında ihtilaflı olduğunu, ödemelerin döviz cinsinden yapılacağına dair yazılı ya da sözlü hiçbir anlaşma bulunmadığını, cari hesaba mutabakat ya da borç kabülünün de söz konusu olmadığını, dayanılan faturanın mal veya hizmet satışına ilişkin olmaması nedeniyle de ihtiyati haciz istenemeyeceğini, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi kararlarına göre salt faturanın yeterli olmadığını, sevk irsaliyesi, mutabakat, teyit formunun da bulunması gerektiğini, faturada yazan matbu ibareye dayalı olarak ihtiyati haciz kararı verilmeyeceğini, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 12.07.2005 tarih, 2004/11345 Esas, 2005/7891 Karar sayılı içtihadının da TL cinsinden düzenlenen faturada, paranın, devrinin TL karşılığı olduğuna dair bir açıklama bulunmadığı ve faturada tek yanlı olarak vade tarihindeki TCMB EURO döviz kuruna göre hesaplama yapılacağına dair ibarenin, kur farkı istenebilmesi için yeterli olmadığını, ihtiyati haciz isteyen tarafın, ilk önce aynı faturaya dayanarak aynı miktar üzerinden Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında talep başlattığını, ancak bu takibe (borca ve ferilerine) itiraz etmeleri üzerine mahkemeden ihtiyati haciz kararı alarak Bakırköy … İcra …sayılı takibi başlattığını, aynı alacak için mükerrer olarak iki ayrı takip başlatan karşı tarafın kötüniyetli olduğunu” iddia ile istinaf isteminin reddini istemiştir.
Her ne kadar davacı vekili, yukarıda belirtilen nedenlerle istinaf isteminde bulunmuş ise de, ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz kararının borçlu … San ve Tic. A.Ş. yönünden kaldırılmasının yerinde olduğunu, faturalarda dipnot olarak kur farkı uygulanabileceğinin yazılı olmasının ve fatura konusu malların yurt dışından döviz ile ithal edilmiş olmasının, kur farkı uygulanmasını ve ihtiyati haczi gerektirmediği anlaşılmakla, istinaf isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Talep eden vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf yargılama giderleri talep eden üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 14/03/2018 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.