Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/591 E. 2021/29 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/591 Esas
KARAR NO : 2021/29
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2017
NUMARASI : 2014/1364 2017/735
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/01/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında bir projektör cihazının satımı için anlaşma yapıldığı, satıcı davacının 07/02/2013 tarihli proforma faturayı düzenlediğini, buna karşılık 10/10/2012 keşide tarihli 7.000,00 TL bedelli bir çek verildiğini, cihazın teslimi için TAEK’ in onayının gerektiğini, davalının 07/02/2013 , kendilerinin ise 25/04/2013 tarihinde TAEK’ e başvuru yaptığını ancak ilk başvurunun üzerinden 5 ay geçmesine karşın hiçbir cevap alınamadığını, ürün tesliminin imkansız hale gelmesi nedeniyle ödenen tutarın iadesinin talep edildiğini, ödeme yapılmaması üzerine takibe geçildiğini, 5 ay cevap verilmemesinin artık teslimin imkansız hale geldiğini gösterdiğini, TBK 136. Maddesinde ifa imkansızlığı düzenlemesi gereği ödenen bedelin iadesinin gerektiğini, sözleşmenin ayrıca TBK 170. Maddesi kapsamında şarta bağlı bir satım sözleşmesi olarak kurulmuş sayılamayacağını ve dolayısıyla ödenen bedelin yine iadesinin gerekeceğini, davalının TBK 77. Maddesi gereği haklı bir sebebe bağlı olmadan sebepsiz zenginleştiğini, sözleşmenin geçersizliği karşısında ödenen bedelin de iadesinin gerektiğini belirterek; Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptalini, takibin devamını ve davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı vekili cevap dilekçesinde; TAEK tarafından gerekli iznin verilmemesi nedeniyle bir sorumluluklarının olmadığını, gerekçenin TAEK’ e sorulmasının gerektiğini, cihazın lisanslaması yapılamadığı için imha edildiğini belirterek; davanın reddini ve davacı hakkında %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince; ” davanın itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasında yazılı akit bulunmadığı, dava konusu cihaz için lisans başvurusunun 29/04/2013 tarihli dilekçesi ile davacı tarafından yapıldığı, 12/07/2013 tarihli davacı tarafından TAEK’ e verilen dilekçede cihazın alımından vazgeçildiğinin ve lisanslama işlemlerinin durdurulmasını talep ettiği, Endüstriyel Radyografide Radyasyondan Korunma ve Lisanslama Yönetmeliğinin 10. Maddesindeki düzenleme uyarınca lisansı alacak tarafın satıcı değil, alıcı ( kullanıcı ) olduğu, bu davada lisans yükümlülüğünün davacıya ait olduğu, cihazın özel bir nitelik taşıması, bu durumun tacir davacı tarafından da bilinmesi gereken bir husus olması, lisans sürecine ilişkin davalı tarafından bir taahhüt olmaması, lisans sürecinin belirli teknik ölçümleri ve süreyi gerektirmesi, iki aylık sürenin makul süreyi aşmaması ve davacının lisans başvurusunu kendi isteğiyle iptal etmesi karşısında davalıya yüklenecek herhangi bir kusur bulunmadığı, dosyaya sunulan evraklardan iddia edilenin aksine lisans başvuru sürecinin 5 ay sürmediği, başvurudan yaklaşık iki ay geçtikten sonra davacının yeni planlar ve gelişmeleri gerekçe göstererek kendi inisiyatifi ile lisans almaktan vazgeçtiği; dolayısıyla davalıya atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı, sebepsiz zenginleşme hükümlerinin ancak gerçek bir zenginleşme halinde uygulanabileceği, ihtilaf konusu cihazın lisanslama işlemleri mevzuatta öngörülen sürede tamamlanmadığı için imha edilmek üzere TAEK’e teslim edildiği dolayısıyla; bir zenginleşmenin de oluşmadığı, nihai olarak herhangi bir kusuruna rastlanmayan davalının dava konusu alacak talebinden sorumlu tutulmasını sağlayacak bir yükümlülüğünün tespit edilemediği, gerekçesiyle davanın reddine, koşulları bulunmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı yan istinaf başvurusunda özetle “….Dosya kapsamında toplanan deliller dikkate alındığında; söz konusu cihaza lisans alınamamasının tüm sorumluluğunun tamamen davalının bizzatihi kendisinde olduğu sabittir. Zira; Davalı tarafından ihbar olunan … huzurdaki dosyaya sunmuş olduğu 08.07.2015 tarihli beyanında lisans verilememesindeki temel eksikliğin davalının edimini yerine getirmemesi olduğunu açıkça izah etmiştir. …’nun dosyada mübrez yerel mahkemeye sunmuş olduğu beyan dilekçesinin ikinci sayfasında “davalı taksan tarafından cihazın müvekkil şirkete satışına ilişkin olarak bir başvuru yapılmadığı, davalı taksan tarafından 07.02.2013 tarihli başvuru dilekçesinin sunulmadığı, somut olarak ifade edilmiştir. Dolayısıyla TAEK’İN işbu beyanıyla birlikte davalı şirketin cihazın müvekkile şatışını yaptığını ve 07.02.2013 tarihli proforma fatura düzenlediğini Atom Enerjisi Kurumu’na bildirme ve bu konuda başvuru yapma yükümlülüğünü yerine getirmediği ortaya çıkmıştır. Tüm bu açıklamalar çerçevesinde yerel mahkemenin gerekçeli kararında lisans alma yükümlülüğünün davalıya ait olmadığı yönündeki iddiası hukuki dayanaktan yoksundur. Hem müvekkil şirketin hem de davalı şirketin tacir olduğu ve satılan cihazın ticari işletme ile ilgili olduğu dikkate alındığında ilk başvurunun yapıldığı tarihten itibaren 5 ay geçmesine rağmen kurum tarafından lisans başvurusunun cevaplandırılmamasının artık lisans alınma şartının gerçekleşmeyeceği anlamına geldiği, satış sözleşmesinin tarafları olarak hem müvekkilimizin hem de davalı şirketin daha uzun süre beklemesinin satış sözleşmesinden beklenen hukuki menfaati ortadan kaldıracağı ve bu durumda -davalı tarafından cihazın teslimi edimi konusunda- ortada bir ifa imkansızlığı olduğu ortaya çıkacaktır. TBK md. 136 hükmü gereğince karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkansızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlunun, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olduğu hüküm altına alınmış olduğundan, somut olayda da davalı müvekkilimizden tahsil etmiş olduğu bedeli faizi ile birlikte iade etme yükümü altındadır. Diğer taraftan davacı ile davalı arasında yapılmış olan satış sözleşmesi, satılanın devir ve tesliminin TAEK tarafından verilecek lisansa bağlı olması nedeniyle, TBK md.170 gereğince kendiliğinden şarta bağlı bir satış sözleşmesidir. TAEK tarafından verilecek olan lisans sonucunda satıcı satılanın mülkiyetini alıcıya geçirebileceğinden, aslında bu lisans alma işlemi satıcının edimini yerine getirebilmesi için gerçekleşmesi aranan bir şarttır. Taraflar arasında yapılan satış sözleşmesinin, alıcının devir borcunu yerine getirmesindeki asli unsur olan lisans’ın TAEK tarafından verilmesi şartının gerçekleşmemiş olmasından mütevellit, satış sözleşmesinin henüz kurulmadığı, dolayısıyla müvekkil tarafından davalı tarafa yapılan ödemenin geçerli bir hukuki nedene/ilişkiye dayanmadığı ve bu nedenle de davalının yine sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri verme borcu altında olacağı kabul edilecektir. …” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava ;ticari satımdan kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Yazılı bir sözleşmeye dayanmayan ancak iki tarafın da kabulünde olan satış ilişkisinde proforma faturaya bağlı malın davalı yanca davacı yana satışı kararlaştırılmış olup, ürünün özelliği gereği ancak lisans alınarak kullanılabilecek bir ürün olmakla davalının da davacının da lisans başvurusu yaptıkları , sonuçlanmadan davacı yanca malın alımından vazgeçildiği anlaşılmaktadır.TAEK tarafından gönderilen belge ve yazı cevabına göre ;”….Fokus Şirketi Kurumumuza 25.04.2013 tarihli yazısı île başvurmuş vazı Kurumumuz evrakına 29.04.2013 tarihinde teslim edilmiştir. Kurumumuz geciktirmeden evrakı işleme sokmuş ve teknik zorunluluklar nedeniyle değerlendirme süreci devam ederken yazının evraka girişinden 2 ay 13 gün sonra Fokus Şirketi dava konusu cihaza ihtiyacı kalmadığını ve başvurunun iptalini istemiştir. Dolayısı ile Kurumumun başvuru yapıldığı ve 5 ay hiçbir işlem yapılmadığı iddiası gerçek dışıdır. Başvurunun iptali için 12.07.2015 tarihinde yapılan başvuruya 22.07.2015 tarihinde cevap verildiği dikkate alındığında Kurumumuzun lisans başvurusunu çok uzun sûre beklettiği iddiası gerçek dışıdır. Yukarıda açıklandığı üzere lisans başvurusunun değerlendirilmesi için yapılması gereken bir dizi zorunlu işlem vardır. Bu işlemler bir süreç içerisinde gerçekleşmekte olup başvuru sonrası geçen 2 aylık dönem bu işlemleri kapsamakladır. Lisans başvurusunun iptali idari işlemler dışında herhangi bir işlemi gerektirmediğinden yazının cevabı 10 gün içinde verilmiştir. Ayrıca satıcının başvuru yapması gibi bir zorunluluk yoktur…” denilmektedir.Görüldüğü gibi şarta bağlı bir satıştaki şartın gerçekleşmemesi değil, akitten dönme durumu sözkonusudur.Satıştan dönme hususunda davalı yana yüklenebilecek bir kusur da bulunmamaktadır.TBK 229. Maddeye göre Satış sözleşmesinden dönen alıcı, satılanı, ondan elde ettiği yararları ile birlikte satıcıya geri vermekle yükümlüdür. Buna karşılık alıcı da, satıcıdan aşağıdaki istemlerde bulunabilir: 1. Ödemiş olduğu satış bedelinin, faiziyle birlikte geri verilmesi.2. Satılanın tamamen zaptında olduğu gibi, yargılama giderleri ile satılan için yapmış olduğu giderlerin ödenmesi.3. Ayıplı maldan doğan doğrudan zararının giderilmesi.Satıcı, kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alıcının diğer zararlarını da gidermekle yükümlüdür.Eldeki davada ; her ne kadar davalı satıcı malın muhafazası için yaptığı giderleri, malın imhası nedeni ile uğradığı zararı ve bunun gibi masraflarının olduğunu ve bunlarla ilgili dava hakkını saklı tuttuğunu beyan etmiş ise de takas/mahsup savunmasında bulunmadığı gibi karşı dava veya açtığı bir başka dava yolu ile zararlarını talep etmediği, artık bu zarar ve taleplerin başka bir davanın konusu olabileceği, eldeki davada davalının satış bedelini iade ile yükümlü olduğu anlaşılmakla davacı yanın istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince KABULÜNE ; İlk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA 2- İlk derece mahkemesine açılan davada Davanın KISMEN KABULÜNE ;davalı yanın Kocaeli …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline ; takibin 7.000,00 TL üzerinden ve takipten itibaren ana alacak olan bu miktara %11,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına ; % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı yana verilmesine Fazlaya ilişkin istemin reddine Alınması gereken 478,17 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 106,15 TL nin mahsubu ile bakiye 372,02 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına Davacı yanca yapılan 1.941,00 TL yargılama gideri ile başvuru ve peşin harç toplamı 131,50 TL olmak üzere toplam 2072,35 TL yargılama giderinin kabul red oranına ve harçtan davalının sorumlu olması gerektiği prensibine göre 1684,00 TL kısmının davalıdan tahsili ile davacı yana verilmesine kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına Davacı yan kendini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT ne göre hesaplanan 4.080,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine Davalı yan kendini vekile temsil ettirmiş olmakla AAÜT ne göre hesaplanan 1.783,61 TL Ücreti vekaletin davacıdan alınıp davalıya verilmesine Karar kesinleştiğinde artan gider avansının yanlara iade edilmesine İSTİNAF YARGILAMASINDA 3- Davacı yanca yatırılan peşin harcın talebi halinde iade edilmesine 4- Davacı yanca yapılan istinaf yargılama gideri olan, başvuru harcı gideri 85,70 TL tebligat gideri 12,50 TL, posta gideri 35,00 TL ki toplam 133,20 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı yana verilmesine 5-Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/01/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.