Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/586 E. 2020/2315 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/586 Esas
KARAR NO: 2020/2315 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2017
NUMARASI: 2016/62 E. – 2017/510 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/12/2020
İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ tarafından verilen 22/06/2017 tarihli kararına karşı tarafların istinaf başvurusu üzerine istinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında, davalı …’ün sahibi ve işleticisi olduğu akaryakıt istasyonuna yönelik olarak İntifa Hakkı Tesis Vaadi Hakkında Protokol akdettiklerini, protokol kapsamında davacı grup şirketlerinden olan … A.Ş.’nin bayilik faaliyetinde bulunabilmesi için davalı adına mevcut olan işyeri açma ve çalışma ruhsatının müvekkili şirkete teslim edilmesi konusunda mutabakata varılarak sözleşmeler akdedildiğini, ilgili akaryakıt istasyonunun en geç 01/10/2015 tarihinde müvekkili şirkete teslim edilerek ve bu tarihe kadar müvekkili şirket lehine intifa tesis edileceğinin davalı tarafından kabul beyan ve taahhüt edildiğini, davalının herhangi bir neden göstermeksizin sözleşmeyi haksız olarak ifa etmekten kaçındığını, müvekkil şirket tarafından, Beyoğlu … Noterliği’nden 05/10/2015 tarih ve … yevmiye no’lu ile keşide edilen ihtarname ile bahse konu istasyonun müvekkili şirkete teslim edilmesi ve iş bu protokol uyarınca taşınmaz üzerinde müvekkil şirket lehine intifa hakkı tesis edilmesi talebinde bulunulduğunu, ancak buna rağmen davalı tarafından başka bir dağıtıcı firma kullanımına bırakıldığı, bu nedenlerle, 500.000 USD ceza-i şartın sözleşmenin 9.maddesi uyarınca dava tarihinden itibaren işleyecek fiili ödeme gününe kadar geçecek süre için aylık %4 faizi ile birlikte müvekkili şirkete ödenmesini ve davalıdan tahsilini, 99.758,24 TL tutarındaki giderlerin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşmenin, Eylül 2014’te imzalandığı anda, istasyonda halen bir başka dağıtım şirketinin intifa hakkının Ekim 2015 tarihine kadar devam ettiği, yani taraflar arasındaki sözleşmenin Ekim 2015 tarihinde hüküm ifade etmeye başlayacağını, Eylül 2014 ile Ekim 2015 tarihleri arasında yaklaşık bir seneye yakın süre olduğu için müvekkilinin imza edilecek sözleşmenin gizli kalmasını istediğini, ancak davacının bir şekilde taraflar arasında sözleşme imza edilmiş olduğu haberini piyasaya reklam amaçlı yaydığını, sözleşmenin imza edildiği tarihle Ekim 2015 tarihine kadar geçecek sürede petrol piyasasında meydana gelecek aşırı dalgalanma halinde bu sözleşmeyi hiçbir zaman ortaya çıkarmayacağı ve yürürlüğe koymayacağını, müvekkilinin davacıya güveninin sarsıldığını, taraflar arasındaki sözleşmenin haklı nedenlerle feshedildiğini, “intifa hakkı tesisi vaadi hakkında protokol” ün resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunu, ancak tapuda resmi senet şeklinde düzenlenmesi halinde hüküm ifade edeceğini, Noterlik Kanunu 60. Maddede Noterlerin sadece gayrimenkul satış vaadi yapacaklarının düzenlendiğini, sözleşmenin 8. Maddesinde, fesih durumlarında davalının (müspet) zararının tazmin edileceğinden bahsedildiğini, sanki sözleşmenin yürürlüğe girmesinden sonra sözleşmenin 2. Senesinde fesih ihtimali düşünülerek getirildiğinin belli olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/06 /2017 tarihli 2016/62 Esas-2017/510 Karar sayılı kararıyla; “TMK’nun 795/1.maddesi hükmünde intifa hakkının taşınmazlarda tapu kütüğüne tescil ile kurulacağının ifade edildiği ve ayrıca taşınmazlarda intifa hakkının kazanılması ve tescilinde aksine düzenleme olmadıkça mülkiyete ilişkin hükümlerin uygulanacağının belirtildiği, yine TMK’nun 706.maddesinde de mülkiyetin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olmasının resmi şekilde düzenlenmiş olmaları şartına bağlandığı, diğer yandan davaya konu protokolün bir ön sözleşme olduğunun kabulü halinde de TBK’nun 29.maddesi uyarınca geçerliliği ileride kurulacak sözleşmenin şekline bağlılık, asıl sözleşmenin şekil şartına tabi olacağının anlaşıldığı, bu durumda intifa tesis vaadini içeren sözleşmenin geçersiz olduğunun kabulü gerektiği, TBK’nun 182 maddesi uyarınca asıl borcunun herhangi bir şekilde geçersiz olması halinde, bu geçersiz sözleşme ile ön görülen ceza-i şartın istenmesinin de mümkün olmadığı, sözleşmenin yapılan giderlere ilişkin olarak tarafların sorumluluğunu belirleyen ve yukarıda yer verilen hükümleri ile Noter’de tanzimi bakımından davacı tarafça yapıldığı, noterlik makbuzları ile anlaşılan masraf bedeli 99.758,24 TL’nin davalıdan tahsili gerektiği, buna karşın yukarıda belirtilen sebeplerle geçersiz sözleşmedeki ceza-i şart isteminin yerinde olmadığı” gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile; ceza-i şarta ilişkin istem yerinde görülmediğinden reddine, 99.758,24 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI;Davacı vekiline gerekçeli kararın 31/07/2017 tarihinde tebliğ edildiği, ibraz ettiği 15/08/2017 tarihli istinaf dilekçesinde; mahkeme kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, istinaf süresi içerisinde sunacakları ek dilekçe ile gerekçelerini açıklama hakları saklı kalmak kaydı ile, yasa ve içtihatlara aykırı hükmün bozulmasına karar verilmesini, icranın tehirine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekiline gerekçeli kararın 31/07/2017 tarihinde tebliğ edildiği, ibraz ettiği 25/08/2017 tarihli istinaf dilekçesiyle; Taraflar arasındaki sözleşmenin “intifa hakkı tesisi vaadi hakkında protokol” olduğunu, noter olduğunu söyledikleri bir bayanın bulunduğu işyerinde müvekkillerine imzalatıldığını, protokol örneğinin, sözleşme tarih ve yevmiye numarasının kendilerine verilmediğini, bu yöndeki taleplerinin reddedildiğini, ilgisiz davrandıklarını, gizli kalmasını istemelerine rağmen el altından yayıldığını, akdi ilişkinin sonlanmasında davacının kusurlu, güven vermeyen kaçamak davranışlarının etkili olduğunu, davacının kötüniyetli olduğunu ispat yönünden tanık dinletme taleplerinin reddedildiğini, bilirkişi raporunda; “Akaryakıt ve LPG sektörü genelinde, kurumsal olan dağıtım şirketlerinin …. aday bayiye, asla yazılı olarak bedel içeren ve imzalı bir belge vermedikleri” bunun sebebi olarak da “teklifin, rakip şirketlere gösterilerek ticari pazarlık aşamasında kullanılmasını önlemek olduğunun” beyan edildiğini, akdi ilişkinin sona erdirilmesinde bilirkişilerin de tespit ettikleri “bayiden sözleşme gizlemek – bayiye yazılı delil vermemek” kapsamında değerlendirilebilecek kusurlu davranışlarının sebebiyet verdiğini, kötüniyet iddiasının resen nazara alınması gerektiğini, ortada müvekkili lehine oluşan fiili karineye rağmen davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığını beyanla kararın aldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin 27/09/2017 tarihli ikinci bir istinaf dilekçesi ibraz ettiği, gerekçelerini ayrıntılarıyla açıklayarak cezai şart talebinin kabulüne karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. Davacı vekilinin 10/10/2017 tarihli üçüncü bir istinaf dilekçesi ibraz ettiği, ekinde Yargıtay karar örneği ibraz etmiştir.
DELİLLER;Mahkemece alınan 29/05/2017 tarihli Akaryakıt ve LPG Sektör bilirkişisi ve SMMM bilirkişiden alınan 29/05/2017 tarihli raporda; bazen dağıtım şirketlerinin bayilik sözleşmeleri yürürlükteyken, rakip dağıtım şirketleri ile yeni dönem için pazarlık görüşmeleri başlatabileceğini, Akaryakıt ve LPG Sektörü genelinde, kurumsal bir dağıtım şirketinin, anlaşma/pazarlık süreci içerisinde teklif edilen, peşin satış teşvik primi, mal alış iskontosu, işleticilik bedeli, intifa/kira bedeli gibi ticari şartlara ve yapılacak yatırımlara yönelik olarak, aday bayiye asla yazılı olarak bedel içeren ve imzalı bir belge vermediğini, bunun amacının rakip şirketlere gösterilerek ticari pazarlık aşamasında kullanılmasını önlemek olduğunun sektörel olarak bilindiğini, davaya konu sözleşmenin Noter Makbuzundan 99.758,24′ TLnın davacı yevmiye defterine 01/10/2014 tarihinde işlendiğinin tespit edildiğini, sözleşmenin davalı tarafça 12/12/2014 tarihinde fesih ihbarında bulunulduğunu beyan etmişlerdir. Beyoğlu … Noterliği’nin 26/09/2014 tarihli ve … yevmiye numaralı düzenleme şeklinde “intifa hakkı tesisi vaadi hakkında protokol” 8. Maddesinde; “MALİK’in işbu protokolü herhangi bir nedenle ifa etmemesi ve /veya ayrıca bu protokole aykırı davranmak suretiyle, protokolün … tarafından fesh edilmesine neden olması ve/veya kasıtlı veya kusurlu hareketle istasyon arazisi üzerindeki kendi haklarının sona ermesi ve/veya kasıtlı ve kusurlu hareketle istasyon arazisinin herhangi bir nedenle fiilen veya hukuki nedenle kullanılamaz hale gelmesi halinde MALİK …’in bu nedenle uğrayacağı zararları ilk yazılı talebinde bilâ itiraz …’e ödemekle yükümlü olacaktır. Bu madde kapsamındaki zararlar sınırlayıcı olmamak kaydıyla, aşağıdaki kalemlerden ibaret olacaktır; 1-…’in taşınmazı kullanamaması veya 3. Şahıslara işlettirememesi halinde uğrayacağı kar kaybı, 2-MALİK tarafından ödenmesi gereken diğer tazminatlara ilave olarak 500.000 USD tahsil tarihindeki TCMB Döviz Kuru Karşılığı TL cezai şartı, 3-Protokol nedeniyle …’in yapmış olduğu her türlü masrafları, kayıtsız şartsız ödemeyi peşinen kabul beyan ve taahhüt eder….” Protokolün sonunda 16. Madde de; “İşbu protokol tarafların yetkili temsilcilerince 1 nüsha olarak imzalanmıştır” hükmü düzenlenmiştir. Davalı tarafça davacıya keşide edilen Kadıköy … Noterliği’nin 12 Aralık 2014 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle protokolü feshetmiştir. Davalı şirket tarafından Beyoğlu … Noterliği’nin 26 Eylül 2014 tarihli … Yevmiye numaralı Devir Sözleşmesinde; “… Mah. … Cad. S.S. Giyim Koop. Esenler/İstanbul” adresindeki akaryakıt istasyonundaki 2. Sınıf Gayrı Sıhhi Müessese Çalışma Ruhsatı’nın vermiş olduğu hakları 1.000 TL bedelle, …’e devrettiğini beyan etmiştir. Davacı ve davalı şirket tarafından Beyoğlu … Noterliği’nin 26 Eylül 2014 tarihli … Yevmiye numaralı Geri Devir Sözleşmesinde; “… Mah. … Cad. S.S. Giyim Koop. Esenler/İstanbul” adresindeki akaryakıt istasyonundaki 2. Sınıf Gayrı Sıhhi Müessese Çalışma Ruhsatı’nın …’e devredilmişse de , İntifa Hakkı Vaadi Protokolüne istinaden tesis edilen intifa hakkının süresi sonunda, 1.000 TL bedelli geri devir etmek için protokol akdettikleri, Geri Devir Sözleşmesinin 4. Bendinde; “İşbu sözleşmeden doğabilecek damga vergisi ve sair mükellefiyetler … tarafından ödenecektir” yazılı olduğu görülmüştür.
G E R E K Ç E :Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan 26/09/2014 tarihli “İntifa Hakkı Tesisi Vaadi Hakkında Protokolü” ile davalı tarafın 01/10/2015 tarihine kadar taşınmazı üzerinde 11 yıl süreli intifa hakkı tesis etmeyi kabul ettiğini, ancak protokolün davalı tarafça haklı bir neden gösterilmeksizin ifa etmekten kaçınıldığını beyanla, sözleşmede düzenlenen 500.000 USD cezai şartın aylık %4 faiziyle birlikte ödenmesini, ayrıca sözleşmenin ifa edileceği inancıyla yapılan 99.758,24 TL giderlerin dava tarihinden itibaren avans faiziyle tahsilini talep etmiştir. Mahkemece cezai şart talebinin reddine, 99.758,24 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davacı vekiline gerekçeli karar 31/07/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, süresinde ibraz edilen 15/08/2017 tarihli istinaf dilekçesinde istinaf gerekçeleri yazılmamıştır, 27/09/2017 tarihli istinaf dilekçesi ise süresinde ibraz edilmemiştir. Dairemizce HMK 355. Madde gereğince resen yapılan incelemede, yargılamada ve hükümde kamu düzenine aykırılık görülmemiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Davalı vekili davanın kabul edilen kısmı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuş, kabul edilen kısmın, davacı tarafça yapılan Noter masrafı olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında noterde düzenlenmiş olan 26/09/2014 tarihli “intifa hakkı tesis vaadi hakkında protokol” sözleşmesi, sınırlı ayni haklardan olan intifa hakkı tesis vaadi içerdiğinden, TMK 795/2 yollaması ile, TMK 706. Madde ve Tapu Kanunu 26. Madde gereğince Tapu Sicil Müdürlüğünde resmi şekilde yapılmadığından, ortada geçerli bir sözleşme bulunmamaktadır. Geçersiz bir sözleşmeye dayalı olarak ifa istenemeyeceği gibi, bu sözleşmeden kaynaklanan menfi-müspet zarar ya da cezai şartın talep edilmesi de mümkün değildir. Taraflar ancak sebepsiz mal edinme hükümlerine göre verdiklerini geri isteme hakkına sahiptirler. Ancak, taraflardan biri karşı taraf üzerinde sözleşmenin ifa edileceği konusunda haklı bir güven oluşturmuş ise bu nedenle yapılan masrafların da istenebilmesi mümkündür. (bkz.Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/01/2013 tarihli 2012/1126 Esas ve 2013/1500 Karar sayılı kararı ) Somut olayda mahkeme kararının gerekçesinde, noter masraflarıyla ilgili talep yönünden; sözleşmede (1. Maddesinde) düzenlenen, intifa hakkı tesisi nedeniyle doğacak harç, vergi ve benzeri yükümlülüklerin MALİK (Davalı) tarafından …’in bildiriminden itibaren 7 gün içerisinde ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğine dair hükme dayanarak talep edilebileceği açıklanmışsa da, esasen sözleşmenin 1. Maddesi intifa hakkı tesisinden doğan harç ve giderlere yönelik olmakla, somut olayda uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Mahkemenin bu yöndeki gerekçesi yerinde değildir. Ancak taraflarca 26/09/2014 tarihli “İntifa Hakkı Tesisi Vaadi Hakkında Protokolünün” imzalandığı, davalının aynı tarihte, “Devir Sözleşmesi” ile akaryakıt istasyonundaki 2. Sınıf Gayrı Sıhhi Müessese Çalışma Ruhsatı’nın vermiş olduğu hakları davacı tarafa devrettiği, taraflarca aynı tarihli “Geri Devir Sözleşmesi” ile intifa süresi sonunda Çalışma Ruhsatının davalıya devredileceğine dair sözleşme imzaladıkları, davalının davacı tarafta sözleşmenin ifa edileceği yönünde haklı bir güven oluşturması nedeniyle, sözleşmenin yapılması için davacı tarafça ödenen noter masraflarını ödemekle yükümlü olduğu kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, mahkeme kararının gerekçesi düzeltilmekle, kararın HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, cezai şarta ilişkin istem yerinde görülmediğinden reddine, 99.758,24 TL noter masrafının, dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, 2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE, 3-İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/06/2017 tarihli 2016/62 Esas-2017/510 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 4-Davanın KISMEN KABULÜ ile; -Ceza-i şarta ilişkin istem yerinde görülmediğinden REDDİNE, -99.758,24 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, 5-İlk derece yargılaması yönünden; -Alınması gereken 6.814,48 TL harcın peşin alınan 27.354,03 TL’den mahsubu ile karar kesinleştiğinde ve talep halinde fazla yatırılan 20.539,55 TL harcın davacı yana iadesine, -Davacının yaptığı 6.814,48 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, -Davacının yaptığı ilk masraf 40,30 TL, 1.400,00 TL bilirkişi ücreti, 130,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.570,30 TL’nin red ve kabul oranına göre 94,22 TL ‘nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 10.730,66 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, -Davalının yaptığı 60,00 TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre 55,80 TL ‘nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, -Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 69.010,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, -Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdığı gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, 6-İstinaf yargılaması yönünden; a)Davalı avansından kullanıldığı anlaşılan; 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 80,00 TL (posta-teb-müz) masrafı olmak üzere toplam 165,70 TL’nin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, b)Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, c)İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, 30/12/2020 tarihinde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.