Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/556 E. 2020/2309 K. 29.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/556 Esas
KARAR NO : 2020/2309
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/01/2017
NUMARASI : 2016/462 2017/48
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait restorandan yemek hizmeti aldığını, yemek bedellerinin şirket çalışanı … kredi kartıyla 6.319,00 TL olarak ödendiğini, daha sonra davalının ödemeleri yapılan bu faturaları müvekkili şirkete gönderdiğini, ancak muhasebe çalışanlarının daha önceden kredi kartıyla ödemesi yapılan bu faturaları sehven banka kanalıyla 18/02/2015 tarihinde 6.319,00 TL olarak ikinci kez ödediklerini, bu durumun davalıya bildirildiğini, davalının ödeme yapacağını belirtmesine rağmen ödeme yapmadığını, alacağın tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davacının davalıdan 4 adet fatura karşılığı 11.625,98 TL’lik yemek satın aldığı, karşılığında ise 17.944,98 TL’lik ödeme yaptığı, davacı şirketin mükerrer ödeme nedeniyle davalıdan 6.319,00 TL alacaklı bulunduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 6.319,00 TL asıl alacak üzerinden devamına ve davalının %20 oranında icra inkar tazminatıyla sorumluluğuna karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili, istinaf sebebi olarak; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle müvekkilinin davacıya faturalar düzenlediğini, ekte sunulan hesap dökümünde davacının ödediği tutarların açıkça belli olup iddia edildiği gibi 17.944,98 TL ödemesinin bulunmadığını, davacının 29/01/2015 tarihinde 3.000 TL, 18/02/2015 tarihinde ise 6.319,00 TL ödeme yaptığını, müvekkiline ödenmesi gereken tutarın ise 11.625,98 TL olup müvekkilinin halen davacıdan alacaklı olduğunu, davacının ödediği bedelin müvekkilinin vergi borcu nedeniyle hesaba geçer geçmez bloke edildiğini, bu paranın müvekkilinin tasarrufuna geçmediğini, dolayısıyla müvekkilinin tasarrufunda olmayan bir para nedeniyle müvekkilinin aleyhine hüküm kurulmasının doğru olmadığını, davacının kusuru nedeniyle takibe konu para üzerine bloke konulduğunu, müvekkilinin kusuru bulunmadığı, kusurun davacıdan kaynaklandığını bildirmiştir. İstinaf dilekçesi ekinde … A.Ş tarafından düzenlenen 22/11/2017 tarihli 2 sayfadan ibaret hesap dökümünün sunulduğu görülmüştür. Davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul ….İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında 6.319,00 TL’si asıl alacak olmak üzere toplam 6.526,23 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, dayanak olarak muavin defter uyarına faturalardan bakiye borç gösterildiği, davalının takibin haksız olduğu, borcun bulunmadığı, ayrıca borçlunun temerrüde düşürülmediği gerekçeleriyle borca ve ferilerine itiraz ettiği görülmüştür. Dava dilekçesine ekli … isimli şahsın kredi kartı ekstresinde 13/01/2015 tarihinde … isimli işyerinde 3.900 TL ödeme yapıldığı görülmüştür. Dava dilekçesine ekli … Bankası Dekontundan davacının davalıya 6.319,00 TL havale yaptığı görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 02/01/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davalı tarafın defterlerinin incelendiği, ayrıca davacının cari hesap ekstresinin değerlendirildiği, buna göre davacı şirketin davalı şirketten cari hesaba bağlı yapılan mükerrer ödemeler nedeniyle 6.319,00 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davacının davalıyı takip öncesinde temerrüde düşürdüğüne dair belge ibraz edilmediği, buna göre takipten itibaren asıl alacağa faiz yürütülebileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf, davalıdan aldığı yemek bedellerinin sehven mükerreren ödendiğini iddia etmiş, davalı taraf ise davaya cevap vermemiştir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinden, davacının fazladan davalıya 6.319,00 TL ödeme yaptığı anlaşılmıştır. Davalı taraf istinafında, davacının ödediği bedelin müvekkilinin vergi borcu nedeniyle bloke edilmesinden dolayı müvekkilinin tasarrufuna geçmediğini iddia etmiş ise de, davalı tarafın beyanında vergi borcunun mahsup edildiği anlaşılmakla bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir. Kaldı ki dosya içeriğinde alınan bilirkişi raporunda dahi davalının kayıtları kendi aleyhine borç kaydı içermektedir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 445,81 TL harçtan, peşin alınan 111,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 334,31 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.29/12/2020