Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/551 E. 2021/23 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/551 Esas
KARAR NO : 2021/23
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/10/2017
NUMARASI : 2016/1087 2017/1241
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/01/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 15/04/2009 tarihinde dekorasyon bayilik sözleşmesi yapıldığını, davacının İzmir Çeşme’ye ekibiyle giderek dekorasyon işini yerine getirdiğini, ancak daha sonra aradaki ihtilaflar yüzünden sözleşmenin feshedildiğini ve ticari ilişkinin bittiğini, sözleşmeye göre davalının dekore edilecek bayiilik işyeri için toplam 35.000 TL ödeyeceğini ve ipotekle teminat vereceğini, buna rağmen davalının sadece 15.000 TL ödediğini ve verdiği 7.250 TL.lik bir adet çekin karşılıksız çıktığını, davacı bu çeki kullandığı için çekin son hamiline Karşıyaka ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 14.883,60 TL ödemek zorunda kaldığını, davalı tarafından İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesinde 2009/666 esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasının ispatlanamadığından reddine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik davalıdan 7.250 TL çek için faiz ve masrafıyla ödemek zorunda kaldığı 14.883 TL.nin ödeme tarihinden itibaren en yüksek banka faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı vekili cevap dilekçesinde ; taraflar arasında yapılan 15/04/2009 tarihli bayilik sözleşmesinin davacının üretmiş olduğu ürünlerin satışı amacı ile düzenlendiğini, bunun için davacının istediği şekilde davalının işyerinin dekore edildiğini, tarafların daha sonra bir araya gelerek 22/06/2009 tarihli bayilik sözleşmesinin iptalidir adlı protokol ile sözleşmenin feshedildiğini, fesih sözleşmesine göre iki tarafın bir araya gelerek alacak-verecek mutabakatı yapacaklarını, ancak tarafların bir araya gelmediklerini, davalının yapılan sözleşme uyarınca elinde bulunan tüm malları 19/06/2009 tarihinde iade faturası keserek iade ettiğini, 15/04/2009 tarihli sözleşmeye göre işyerinin davacının ürünlerinin satışı amacıyla bayilik olup, bayilik için işyerinin dekorasyon masraflarının davalı tarafından karşılanacağına dair bir hüküm bulunmadığı gibi dava konusu çekin sözleşmenin 3.maddesinin B bendi gereğince alınan ürün bedelinin teminatını teşkil etmek amacı ile verildiğini, davalının almış olduğu ürünler iade edildiği için çekin iadesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince; “davanın karşılıksız kalan çek bedelinin tahsili talebine ilişkin olduğu, taraflar arasında 15/04/2009 tarihinde dekorasyon bayilik sözleşmesi yapıldığı, davacının İzmir Çeşme’ye ekibiyle giderek dekorasyon işini yerine getirdiği, ancak daha sonra aradaki ihtilaflar yüzünden sözleşmenin feshedildiği ve ticari ilişkinin bittiği noktasında ihtilaf bulunmadığı, davaya konu çekin davalı tarafından bahse konu sözleşme uyarınca verildiği, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kesinleşmiş olan 2009/666 esas sayılı dosyasından verilen 19/11/2012 gün 2012/263 kararı dikkate alındığında davalının menfi tespit talebinin reddolunduğu şu hale göre çek bedeli kadar davacıya borçlu olduğu da izahtan vareste olduğu, her ne kadar davacı davalı tarafından verilen çekin takibe konulması sebebiyle Karşıyaka ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına ödediği 14.883 TL bedelin ödenmesini talep etmiş ise de bilirkişi raporuna göre icra dosyasına yapılan ödeme toplamının 7.255,58 TL olduğu, her ne kadar bilirkişi raporunda Karşıyaka …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasındaki takibin kambiyo senedine dayalı olmadığından bahisle davacının çeke dayalı ödeme iddiasının icra dosyasındaki takip türü ve davalının çekte cirosunun olmaması, davacının kendinden sonraki ciroların iptal edilmiş olması, takip alacaklısı görünen şirketin de cirosunun da iptal olunduğu dikkate alındığında davanın dinlenemeyeceği yönünde kanaat bildirilmiş ise de davalı tarafından verilen çekin takip dayanağı olarak gösterildiği, ödemenin çekin işleme alınamaması ve karşılığının tahsil edilmemesinden kaynaklandığı, takibin kambiyo senetlerine mahsus takip olmamasının yada dava dışı alacaklının çekte cirosunun bulunmamasının davacının dava açmasına ve çek bedelini talep etmesine engel teşkil etmeyeceği, çek bedelini aşan talepleri yönünden bu hususun irdelenmesi gerektiğine kanaat getirildiği, davacının fazlaya ilişkin ödeme iddiası yönünden açıklama yapamadığı, bu yönden ispata yarayacak herhangi bir delil dosyaya sunmadığı, esasen icra takibinin ilamsız takip olduğu dava dışı alacaklının çekteki cirosunun iptal olduğu göz önünde bulundurulduğunda icra dosyasındaki ödemenin dikkate alınamayacağı, gerekçesiyle takip dosyasındaki ödeme miktarı dikkate alınmaksızın çek bedeli üzerinden davanın kısmen kabulü ile 7.250,00 tl nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı yan istinafında “…Mahkemece yapılan yargılama ve özellikle bilirkişi incelemesi neticesinde davacının dava konusu çeki dosyaya ibraz edemediği gibi dava konusu çekin davacı veya cirosu bulunan kişiler tarafından çekin keşidecisinden çekin bedelini tahsil etmiş olma ihtimali bulunduğu dikkate alınmamıştır. Zira çek davalı müvekkilime ciro yolu ile geçmiş ve çek davacı tarafa verilmiştir. Çekin bedeli davacı tarafça tahsil edilmiş olması gerekir. Eğer davacı çek bedelini kendisinden sonraki cirantalara ödemiş ise o zaman çeki almış olması ve çek aslını mahkeme kasasına ibraz etmesi gerekirdi. Çek aslı ortada olmadığına göre keşideci de olması gerekir. Çek aslının keşideci de olması çekin bedelinin tahsil edildiği anlamına gelir. Bunun içinde öncelikle çek aslının davacı tarafından mahkeme kasasına ibraz etmesi ve böylece çekin tahsil edilmediğini ispat etmesi gerekirdi. Ayrıca sayın mahkemece çeki tanzim edilen bankadan çek aslının bankaya keşideci tarafından bankaya ödeme nedeniyle ibraz edilip edilmediği de araştırılmamıştır. Davacı hakkında kendisinden sonra gelen cirantalar tarafından icra takibi yapılmış olması nedeniyle davacının de keşideci hakkında icra takibi yapmış ve bedelinin keşideciden tahsil olması da mümkündür. Bunun içinde öncelikle çek aslının mahkeme kasına ibrazı gerekirdi. Bu yönü ile sayın mahkeme kararı yerinde olmayıp dosyanın istinaf kanun yolu ile yeniden incelenerek verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini i….” talep ve istinaf etmiştir.Davacı yan istinafında “….Davacı müvekkilem İzmir/Karşıyaka… İcra Müdürlüğu’ne son ödemesini 02.11.2010 tarihinde yapmıştır. Dava dilekçemizde de belirttiğimiz üzere en son ödeme gününden itibaren işleyecek faizi talep ettik Fakat karar neticesinde dava tarihinden işleyecek faizi ile beraber tahsil edilmesine karar verilmiştir Ancak uzun yıllardır alacağını tahsil edemeyen müvekkilem gerçekten mağdur konumdadır Verilen karar hakkaniyete uygun düşmemektedir Ancak mahkemece tayin edilen bilirkişi tarafından 29.05.2017 tarihinde sunulan raporunun “Davacı …’in icra dosyasına yaptığı 7.255,58 TL ‘yi ve çek üzerinden tedbir kararının kalktığı 29.04.2013 gününden itibaren yasal faiz oranı üzerinden işleyecek faizini talep edebileceği.” yönündeki kanaatine uygun karar dahi verilmemiştir. Müvekkilimin ödemek zorunda kaldığı 14.833,60 TL tahsil edilememiş olup zor durumda kalmaktadır, Yerel mahkemenin verdiği karan usul ve yasaya aykırı buluyoruz…” diyerek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava ; alacak isteminden ibarettir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Mahkemece davacının talebi “davanın karşılıksız kalan çek bedelinin tahsili talebine ilişkin olduğu, ” şeklinde açıklanmış ise de ; davacının talebi karşılıksız kalan çek bedelinin tahsili olmayıp; bu çeki ödemek zorunda kaldığı için uğradığı maddi kaybın yani çek bedeli ve işlemiş faizin talep edildiği görülmektedir.Taraflar arasında yargılaması yapılıp kesinleşen İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/666 Esas ve 2012/263 Karar sayılı ilamında ; …’nin çek bedelinden dolayı borçlu bulunmadığının tespiti talebi kabul edilmiş ve bu karar kesinleşmiştir.Çekte …’nin cirosu olmamakla birlikte hamiline düzenlenmiş bu çeki ticari ilişkisi nedeni ile davacıya verdiği davalının kabulündedir.Davalının da aslında kendisinin tahsil amacı ile aldığı ve ticari bir başka ilişkisi nedeni ile ciroladığı bu çekin karşılıksız çıkması nedeni ile çeki icra takibi sonucu ödemek zorunda kaldığı hususu da tartışmasızdır.Bu nedenle ; davalının çekte cirosu olmamakla birlikte çeki beyaz ciro ile davacıya verdiği her iki dava dosyasındaki beyanlardan anlaşılmaktadır.Davacı ; ödemek zorunda kaldığı çek nedeni ile uğradığı zararı talep etmekte olup, ödeme tutarları ve tarihlerine göre ; davacının dava tarihine kadar talep edebileceği miktarın icra hesaplaması yapabilecek bilirkişiden alınacak .bir rapor ile tespiti gerekmekte iken ; avukat bilirkişiden rapor alınarak ve dosya kapsamına uygun bulunmayan hukuki yorumla karar verildiği görülmekle ; davalı yanın istinaf başvurusun reddine, davacı yanın istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davalı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2- Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜNE , İlk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA Yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 3- Davalı yandan alınması gereken 495,24 TL karar ve ilam harcı ile 85,70 TL başvuru harcı giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 4-Davacı yanca yatırılan 31,40 TL peşin harcın talebi halinde davacı yana iade edilmesine 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama gideri olen ; başvuru harcı gideri 85,70 TL, istinaf dilekçesinin tebliği için yapılan tebligat gideri 12,50 TL , dosyanın istinafa gidiş/dönüşü için yapılan 45,00 TL olmak üzere toplam 143,20 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı yana verilmesine 6- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14.01.2021 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.