Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/55 E. 2019/619 K. 21.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/55 Esas
KARAR NO : 2019/619
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/01/2017
NUMARASI : 2014/310 E. – 2017/91 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 21/03/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin peynir ve zeytin ticareti yapan bir firma olduğunu, borçlulara vermiş olduğu peynirlere ait faturaların borçlular tarafından ödenmediğini, 28.05.2009 ve 29.05.2009 tarihli, toplam tutarları 112.731.00 TL olan toplam 6 adet irsaliyeli fatura ödenmediğinden icra takibi yoluna gidildiğini, borçlu tarafın ayrı ayrı borca itiraz ettiğini, müvekkil şirketin, borçlular tarafından kurulmuş adi ortaklık şeklindeki kişi ortaklığından 112.731.01 TL tutarında alacaklı olduğunu, ancak borçlarının bugüne kadar ödemediğini, hatta müvekkilini korkutarak, yıldırarak ve tehditle borçların tahsilinden kaçınmalarının istendiğini, bu konuda suç duyurusunda bulunulduğunu, Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı’nın 2009/60908 nolu soruşturma hazırlık dosyasında şikayette bulunduğunu, beyanla icra takibinin devamına, itiraz nedeniyle %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, ücreti vekaletin ve dava masraflarının davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, talep ettikleri görülmüştür.Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacı firmanın Eyüp …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında müvekkillerinden 112.731.00 TL tutarında fatura alacağı olduğundan bahisle, takip başlatıldığını, söz konusu takipteki borcun tamamına itiraz edildiğinden huzurdaki davanın açıldığını, müvekkilleri ile davacı firma arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, davacı firmadan mal satın ve teslim alınmadığını, davalıların davacı firmaya borcu bulunmadığını, davacı tarafından müvekkilleri aleyhine yapılan şikayet sonucu ceza davasının hazırlık aşamasında olduğunu, soruşturmasının devam ettiğini, şikayete ilişkin olayla müvekkillerinin fiili ilişkisi olmadığını. yukarıda izah edilen sebeplerle, davanın reddi ile lehine inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesi, 31.01.2017 tarih ve 2014/310 E., 2017/91 K.sayılı kararıyla; davacının davalılara takip konusu 6 adet faturada yazılı malları aradaki uzun süreli ticari ilişkiye dayalı olarak satıp teslim ettiği, ancak kısım kısım teslim ettiği mallara ilişkin 6 adet faturayı 28/05/2009 ve 29/05/2009 tarihlerinde düzenleyerek davalıların temsilcisi niteliğindeki tanık …’a teslim ettiği, adı geçen tanığın davalılar adına faturayı teslim aldığı, bu çerçevede davacının satım sözleşmesi kapsamında satış bedeli olarak faturaya dayalı icra takibi başlatmasının haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, davacının davalı hakkında başlatmış olduğu Eyüp…. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosya kapsamında davalı borçluların yapmış olduğu itirazın iptaline, takip konusu asıl alacak 112.731,00-TL olmak üzere toplam 122.731,00-TL alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile takibin devamına, davacının icra inkar tazminatının kabulü ile, asıl alacağın (122.731,00-TL) %40’ı tutarında olmak üzere 45.092,40-TL icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, karar verdiği görülmüştür. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde; davacı şirket vekilinin bilirkişi … tarafından, 03.08.2011 tarihli ve 18.10.2012 tarihli ek raporun , kasıtlı olarak hareketle düzenlendiği gerekçesiyle; İstanbul C.Başsavcılığı Memur Suçları Bürosuna 2013/20050 soruşturma numarası ile şikayet dilekçesi sunulduğu, ancak akıbetinin araştırılmadığını, -04.10.2010 tarihli duruşmada HMK 150.maddeye göre, davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, yenileme talebi ile duruşma günü verildiğini, 23.10.2012 tarihindeki duruşmada da, yeniden HMK 150.maddesine göre davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, yenileme dilekçesinin tebliğ edilmediğini, HMK 150/6 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, -Eyüp ….İcra Müdürlüğünün…. E.sayılı takip dosyası ve eki olan 6 fatura incelendiğinde, … ve … adına tanzim edilen faturadaki adresin …’in mali müşavirlik yaptığı işyeri adresi olduğunu, …’ün vatandaşlık numarası yazıldığını, vergi numaralarının kayıtlı olmadığını, … adına atılan imzaların bu kişiye ait olmadığını, sahtecilik iddialarının dinlenmediğini, -…’ın davacı … davalılar yanında çalıştığına dair kayda rastlanmadığını, …’in serbest meslek işletme defteri ve kayıtları üzerinde, yapılan incelemede malların …’e satıldığı ve teslim edildiğine dair kayda rastlanmadığını, … 03.08.2011 tarihli kök ve 18.10.2012 tarihli ek raporunda; takip konusu malların davalılara teslim edilmediği yönünde görüş bildirildiğini, 07.03.2013 tarihli raporunda da; malların davalılara teslim edilmediği kanaatinin bildirildiğini, bilirkişi hakkında yapılan suç duyurusu neticesinde, iftira suçundan dolayı davacı aleyhine açılan İstanbul 12.Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/115 E.sayılı dosyasında açılan davanın ve yine İstanbul Anadolu 21.Asliye Ceza Mahkemesinde açılan 2012/135 E., 2014/303 K.sayılı dosyanın kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılmadığını, bu dosyada da maddi vakalar bulunduğunu, davacı şirket temsilcisi …. oğlu … tanık olarak dinlendiğini, “şirketin muhasabe müdürü olduğunu, hatırladığı miktarda alacaklı olduklarını,” ifade ettiği yine tanık olarak dinlenen …. mahkemede verdiği ifade de,”ambar memuru olarak çalıştığını, peynir ve malları şirkette çalışan …’a teslim ettiğini,” beyan ettiğini, 25.12.2012 tarihli duruşmada, davacı vekilinin “ticari ilişkinin olduğunun bilirkişi raporlarında görüldüğünü, 6 adet faturanın irsaliye faturası olduğu için tebliğ şerhi veremediklerini, ortaklığın adi ortaklık olduğunu, karinelerle varlığının tespit edilebildiğini, …’e ambar fişleri ile birlikte malların verildiğinin açık olduğunu, …’den sürekli para girişi olduğunu,” söylediğini, aynı duruşmada, “biz bizatihi davalılardan …’e mal teslim edip, geriye dönük mal teslim ederek fatura düzenledik dediğini,”-… ile iki davalı arasında ticari ilişkinin mevcut olmadığını, ödeme makbuzu olarak sunulan çeklerde …’ın ve davalı şirketin cirolarının bulunduğunu, davalıların cirosunun bulunmadığını,-Tanık …’ın 11.10.2016 tarihli duruşmada dinlendiğinde, bu tanığın davalı şirkete ait soğutucu arabayı kullandığı, bu araba ile davacı şirkete ait malları bayilere dağıttığının açıkça anlaşıldığını, “ben mal alımlarında, bu ambar fişlerini imzalıyordum.”, “kullandığı aracın ruhsatı şöfor olarak kendisinde olmasına rağmen bu aracın kime ait olduğu bilmediğini ve kendisini ilgilendirmediğini, söz konusu ürünleri 1 hafta 10 gün içinde parça parça irsaliyesi düzenlenerek dağıtılan ürünler olduğunu, faturaları toplu kestiğini” beyan ettiğini, davacı şirketin yanında davacı şirkete ait aracı kullanarak, bayilere mal dağıttığını açıkladığını, alım satımın davacı şirket ile tanık arasında kurulduğunu, 6 adet faturanın davalılar adına kesilmiş olmasının hayal ürünü olduğunu, -Davacı şirketin, davalılar yönünden 6 adet faturanın vergi dairesi kayıtlarında BA-BS formlarının verilip verilmediği yönünde araştırma yapılmadığını, davacının alacağının ispatlanamadığını, beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir. Davacı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde; yapılan yargılama neticesinde davalıların … isimli kişi ile açık ve net ilişkilerinin ortaya çıktığını, tanık olarak alınan ifadesinde davalı yanında çalıştığını kabul ettiğini, mahkeme kararının yerinde olduğunu, beyanla istinaf talebinin reddini istemiştir. Davaya konu, Eyüp …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı icra takip dosyasında toplam 112.731,00-TL asıl alacak yönünden 16/10/2009 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip konusu borcun altı adet irsaliyeli fatura olarak gösterildiği, borçlu davalıların borca itiraz dilekçesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.Dava ve icra takip konusu 6 adet irsaliyeli fatura incelendiğinde; faturaların ikisinin 28/05/2009 tarihli, kalan dördünün 29/05/2009 tarihli olduğu, fatura sıra numaralarının birbirini takip eden şekilde 034129 ila 034134 sıra numaralı oldukları, açıklama bölümünün muhtelif peynir yazılı olduğu, malı teslim eden bölümünde …, malı teslim alan bölümünde … (… ve … adına ) isim ve imzalarının yazılı olduğu, fatura tutarlarının sırasıyla 15.332 TL, 17.014,30 TL, 15.292,80 TL , 38.545,20 TL, 5.560,71 TL, 20.985,99 TL oldukları anlaşılmıştır. Davalı …’e ait iş yeri SGK sicil dosyasındaki aylık pirim ve hizmet dökümlerinden … adında sigortalıya rastlanmadığı anlaşılmıştır. Kadıköy 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/135 E sayılı dosyasında Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığına 16/10/2009 tarihinde müştekiler davacı … ile dava dışı … vekili tarafından şikayet dilekçesi sunulduğu, müştekisi dava dışı …., sanıklar dava dışı… ile … ve … oldukları, birden fazla kişi ile birlikte tehdit suçundan haklarında iddianame düzenlenerek kamu davası açıldığı, ayrıca sanıklar hakkında Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığınca suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.İlk derece mahkemesinin bilirkişi … alınan 03/08/2011 tarihli raporda; dava konusu faturalarda malı teslim alan bölümünde yer alan …’ın davalılar yanında işçi – memur – müstahdem olarak çalıştığına dair herhangi bir belgeye dosya kapsamında rastlanmadığı, ayrıca bu şahsın …’e ait iş yerinde sigortalı olarak çalışmadığı, malı teslim alan …’ın davalıların çalışanı olduğu olgusunu davacının ispatla yükümlü olduğunu, ayrıca fatura konusu malların sırasıyla 93 teneke lüks beyaz peynir, 5.940,06 kg lüks beyaz peynir, 2.691.725. kg kaşar peynir, 185.390 kg Mihalcık peynir, 570 kg tulum peyniri olduğunu ancak bu ölçekte bir malın iki gün içinde teslim edilmiş olmasının ticari hayatın olağan şartlarında mümkün görülmediğini, davacıya ait ticari defter ve belgelerin usulüne uygun olarak tutulduğunu, 29/06/1956 tarih ve 6762 sayılı (Mülga) TTK ‘nun 85. maddesi gereğince sahibi lehine delil teşkil ettiği raporda bildirilmiştir.Aynı bilirkişiden alınan 18/10/2012 tarihli ek raporda; davalılardan … ile davacı şirket arasında 2007 yılına dayanan bir ticari ilişkinin olduğunun anlaşıldığı, davalı …’un davacı taraf ile hiç bir ticari ilişkinin mevcut olmadığı yönündeki iddiasının gerçek olmadığını, belge örnekleri arasında yer alan 2009 yılına ait sipariş fişleri ile 2009 yılı Mayıs ayı öncesine ait çeklerin ve ödeme belgelerinin varlığının ise takibe konu 2009 yılı Mayıs ayında düzenlenmiş 6 adet fatura içeriği malların davalılara teslim edildiğine dair kanıt olamayacağı kanaati bildirilmiştir.Dosya kapsamında bilirkişiler … ve …. oluşan bilirkişi heyeti tarafından yapılan inceleme sonucu sunulan 04/07/2013 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacı ile davalılar arasında bir tanışıklık ve akrabalık ilişkisinin var olduğu, geçmiş yıllarda ise bir ticari ilişkinin var olabileceği, dava konusu faturaların davacı tarafından düzenlenerek ticari defterlerine kaydedildiği, … isimli şahsa teslim edildiği, bu şahsın malları ve faturaları teslim aldığı, ancak kim olduğu, böyle birinin olup olmadığı, davalılar adına hareket edip etmediği, davalıların çalışanı olup olmadığının tespit edilemediği yani davalılar ile ilişkilendirilecek somut tespit yapılamadığını bu durumda malların davalılara teslim edilmediği sonucuna varıldığı beyan ettikleri anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından dosya kapsamında ….,…., …. alınan 14.07.2014 tarihli raporda; davacı şirketin 2009 yılı kayıt örneklerinden , dava konusu 6 adet irsaliyeli faturanın”120 Alıcılar” defteri kebir hesabı altında açılmış “091” kodlu yardımcı-muavin hesaba borç kaydedildiğinin anlaşıldığını, 16/10/2009 tarihi itibarıyla, davacının davalılardan 112.731,00 TL alacaklı göründüğünü, davalılardan alınan çeklerin liste ekinde sunulduğu, …..Bankası Erenköy Şubesine ait 17/04/2009 tarih ve 7.500 TL bedelli çekin dava dışı … tarafından hamiline düzenlendiği çek arkasındaki ciro silsilesinin dava dışı ….,….., … sonrasında davacı şirket olduğu, çek arkasının pek çok karalamaya maruz kaldığı, davacı şirket unvanına haiz kaşenin de karalandığı bir diğer çekin ise … Sultançiftliği Şubesine ait 27/09/2009 tarihli, 6,500 TL bedelli çek olduğu, dava dışı … tarafından hamiline düzenlendiği çek arkasındaki ciro silsilesinde üst sırada … ve …. cirolarının yer aldığı, her iki çekinde karşılıksız olduğu ayrıca 13/01/2009 tarih 3 nolu tahsilat makbuzunda “… hesabına mahsuben çek olarak tahsil edilen ” açıklaması ile yukarıda detayı verilen 7.500 TL bedelli çek yer alırken 6.500 TL bedelli çekin yer almadığı bununla ilgili bir tahsilat makbuzu örneğinin sunulmadığı anılan tahsilat makbuzunda yer alan ikinci çekin ise ….. Altıntepe Şubesine ait 4.500 TL bedelli çek olup, bu çek fotokopisinin dosyaya sunulmadığı, öte yandan 13/01/2009 tarih 3 nolu tahsilat makbuzunda yer alan 7.500 + 4.500=12.000 TL tutarın makbuz tarihi itibariyle davacı şirket ticari defterlerinde davalı hesabından düşülmediği gibi karşılıksız çıkan çeke ilişkin ters kayıtla tekrar aynı hesaba borç kaydı yapılmadığının da anlaşıldığı, bu çerçevede taraflar arasında dava konusu faturalar ile ilgili olmasa dahi finansal yönden bir ilişkinin geçmişte var olduğu, bu tespitler çerçevesinde ve muhasebenin temel kavramlarından olan “tarafsızlık ve belgelendirme” kavramı uyarınca davacı şirketin takip konusu alacak bakiyesinin varlığı ile ilgili finansal yönden bir çıkarım yapılabilmesinin davacı şirketçe kesilen ve kendi kayıtlarında yer alan fatura içeriği malların dava dışı …’a davalılar adına teslim edilip edilmediğine doğrudan bağlı durumda olduğunu, …’ın Pınarhisar Asliye Ceza Mahkemesinde verdiği ifade de davalılar yanında iki yıl çalıştığını beyan ettiği, bu verilerin davalıların fiilen bir işletme işlettiklerini malların teslim edildiği iddia edilen …’ın davalıların yanında çalıştığını ve sözü edilen malları teslim aldığını gösterdiğini, davalıların vergi kayıtlarının bulunmamasının, defterlerinin bulunmamasının …’ın sigortasız çalışması sebebiyle ispatının zorlaştığını ancak dosya kapsamında sunulan delil ve belgelerden davalıların davacı ile ticari ilişki içerisinde olduğunun anlaşıldığı takip konusu borç yönünden davalıların faizi ile birlikte müteselsilen sorumlu oldukları beyan edilmiştir. Tanık …’ın Pınarhisar Asliye Ceza Mahkemesine vermiş olduğu 07/11/2013 tarihli ifade tutanağı ekli olarak sunulmuş olup; alınan ifade tutanağına göre tanık …’ın davalıların işlettikleri gıda pazarlama şirketinde 2 yıl kadar çalıştığını, ….sonradan tanıdığını işi sebebiyle tanıştığını, sanıkların …(davacı şirketin yetkilisi) bir kısım borçlarının bulunduğunu, işleri kötü gittiğinden piyasaya borçlandıklarını, iş verenin talimatı ile borç meselesini görüşmek üzere….telefonla arayarak Kadıköy Evlendirme Dairesi karşısındaki restorana davet ettiğini, …bildiği kadarı ile ….115.000 TL civarında alacağı olduğunu iddia ettiğini beyan etmiştir.Tanık olarak dinlenen …’ın 05.04.2016 tarihli duruşmada alınan ifadesinde; davalılar … ile …’in ikisinin birlikte çalıştığını bildiğini, Davalılar … ile …’in peynir satış pazarlama işi ile uğraştıklarını, davalıların yanında çalıştığını ,daha çok … ile muhatap olduğunu, maaşını …’den aldığını, 2008-2009 yıllarında davalılar … ile …’in yanında çalıştığını, soğutuculu araçla … aldığı peynir ürünlerini küçük market ve bakkallara satış pazarlamasını yaptığını, küçük market ve bakkallara yaptığı satışlar nedeniyle aldığım tahsilatları …’e verdiğini ayrıca … ve … adına çalıştığı için …. aldığım ürünler için …. şirketi hesabına … ve … adına ödemeler yaptığını, … ve …’ün yanında sigortasız olarak çalıştığını, yaptığı tahsilatları …’ün talimatları doğrultusunda onun verdiği hesap numaralarına yatırdığını, ….diye bir hesaba,….diye bir hesaba … Bankası ve … havalaler yaptığını hatırladığını, bildiği kadarıyla … …’in kızı … de …’ün kız kardeşi olduğunu, mal alımlarında ambar fişlerini imzaladığını, kendisine mal teslim alma ve imza atma yetkisini …’ün verdiğini, Soğutuculu arabanın davacı …’ya ait bir araç olduğunu, bildiği kadarıyla davalıların, … Ltd. Şti.’nden bayilik aldıklarını, aracın kime ait olduğunun kendisini ilgilendirmediğini, duruşmada kendisine gösterilen irsaliye faturalardaki ismi üzerindeki imzaların kendisine ait olduğunu ,faturada bahsi geçen ürünleri … ve … adına teslim aldığını söz konusu ürünlerin bir hafta, 10 gün içerisinde parça parça irsaliyesi düzenlenerek dağıtılan ürünler olduğunu, faturalarının toplu kesildiğini söylemiştir.Davacı şirket yetkilisi … 25.12.2012 tarihli duruşmada, “biz bizatihi davalılardan …’e mal teslim edip geriye dönük mal teslim ederek fatura düzenledik.” demiştir.
GEREKÇE: İtirazın iptaline konu davada Eyüp …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına konu fatura alacağına davalılar tarafından yapılan itirazın iptali ve %40 oranında inkar tazminatı talep edildiği, ilk derece mahkemesinin davanın kabulüne karar verdiği, davalılar vekillerinin istinaf talebinde bulunarak mahkeme kararının kaldırılmasını talep ettiği görülmüştür. Eyüp …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı icra dosyasının dayanağının 28/05/2009 tarihli ve 29/05/2009 tarihli toplam 112.731,00 TL bedelli 6 adet irsaliyeli fatura olduğu, fatura konusu malların “… ve … adına …” tarafından teslim alındığına dair imzasının bulunduğu, ilk derece mahkemesi tarafından dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları ile dava konusu faturaların davacı tarafından düzenlenen ticari defterlere kaydedildiğinin , taraflar arasında finansal yönden bir ilişkinin geçmişte var olduğunun tespit edildiği , fatura konusu malları ve faturaları teslim alan … isimli şahsın davalılar adına hareket edip etmediği, çalışanları olup olmadığının, uyuşmazlığın çözümünde belirleyici olduğu anlaşılmıştır.Kadıköy Vergi Dairesi kaydından; davalı …’ün Sarıgazi Vergi Dairesi’ndeki mükellefiyetini 28/02/1997 tarihinde, Erciyes Vergi Dairesi’ndeki mükellefiyetini 31/01/2005 tarihinde terkettiği, Üsküdar Vergi Dairesi kaydından …’in 15/02/2001 tarihinde mükellefiyet tesis ettirdiği ve faaliyetinin halen devam ettiği, ancak davalı …’e ait iş yeri SGK sicil dosyasındaki aylık pirim ve hizmet dökümlerinden … adında sigortalıya rastlanmadığı anlaşılmıştır. …’ın Pınarhisar Asliye Ceza Mahkemesinde alınan ifadesinde ve ayrıca ilk derece mahkemesinde tanık olarak alınan ifadesinde; davalıların yanında çalıştığını maaşını …’den aldığını, … ve …’in yakınlarının hesaplarına para havaleleri yaptığını, davaya konu faturadaki ürünlerin … ve … adına teslim alındığını faturaların toplu olarak kesildiğini beyan ettiği, davacı tarafça dosyaya ibraz edilen, ambar çıkış fişlerinden 2007 ve 2008 yıllarında … adına sipariş fişleri düzenlendiği, teslim alan imzasının 26.05.2008 tarihli ambar fişine kadar … tarafından, bu tarihten sonra ise sipariş verenin … olduğu, teslim alan adına … tarafından imzalandığı, sipariş fişlerinin 29.01.2009 tarihinden itibaren ise … adına düzenlendiği, teslim alan imzalısının da … adına atıldığı görülmüştür. Dosya içinde bulunan Kadıköy 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2012/135 Esas sayılı dosyasında bulunan ifade tutanaklarından taraflar arasında alacak borç ilişkisinin bulunduğu, tanıkların ifadesinde toplantıda taraflar arasındaki borç miktarı konusunda anlaşmazlık bulunduğundan borç miktarının konuşulduğunun beyan edildiği, savcılığa verilen şüpheli … vekilinin 21/12/2009 tarihli dilekçesinde;” davacı şirket yetkilisi … arkadaşı ve akrabası olduğunu, … ile ticari ilişkisi olmuşsa da fatura tarihlerinden önce ticari ilişkinin dondurulduğunu ” beyan ettiği, …’ün ise ifadesinde “…. ve davacı şirket ile ticari ilişkisinin bulunmadığını” beyan ettiği ancak sunulan sipariş fişlerinden 2007 yılından itibaren, fatura tarihlerinde de … ile davacı şirket arasında ticari ilişki bulunduğu, ürünlerin ambar fişleri imzalanmak suretiyle teslim edildiği ve … adına …’ın sipariş fişlerini imzaladığı, malları teslim aldığı, davacı şirkete … ve … tarafından bir kısım ödemeler yapıldığı, alacak miktarının konuşulduğu toplantıda … da hazır bulunduğunun tüm tanıklar ve taraflarca beyan edildiği, …’ında yeminli ifadesinde davalılar yanında çalıştığını kabul ettiği göz önüne alınarak takibe konu faturalar konusu malların davalıların çalışanına teslim edildiği, davacı şirketin davalılardan alacaklı olduğu, mahkeme kararının yerinde olduğu kanaatiyle davalılar vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 7.700,65 TL harcın, peşin alınan 1.925,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.775,65 TL eksik harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,İstinaf yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına, Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 21/03/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.