Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/548 E. 2021/49 K. 15.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/548 Esas
KARAR NO : 2021/49
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/11/2016
NUMARASI : 2014/1452 E. – 2016/1281 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/01/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; 31/03/2014 tanzim, 02/04/2014 vade tarihli 600.000,00 TL bedelli senede dayanarak müvekkili hakkında Bursa….İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra takibi yapılmış ise de; müvekkilinin davalılara böyle bir borcu olmadığını, müvekkilinin ortağı olduğu … Ltd. Şti.nde çalışan … müvekkilin imzasını taklit ederek piyasaya çek keşide ettiğini, bu çeklerin bir kısmının davalıların elinde bulunduğunun bildirilmesi üzerine davalılar ile görüşmeye gittiğini, bu görüşmede davalıların müvekkiline tehdit ve zorla korkutarak takip konusu senedi imzalattıklarını, bu nedenle Bursa C.Başsavcılığına şikayet sonucu 2014/25311 Srş. Sayılı soruşturma açıldığını, bu nedenlerle icra takibi ve senetten dolayı davalılara borçlu olmadığımızın tespiti ile icra dosyasında aracımızın satışı nedeniyle tahsil edilen 31.010,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalı …’dan tahsiline karar verilmesini ve %20 tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … cevap dilekçesinde; tarafına yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, senedin keşide tarihinin 31/03/2014 olduğunu, kötü niyetli olarak yapılan şikayet tarinin ise vade tarihi ile aynı gün olan 02/04/2014 tarihi olduğunu, 600.000,00 TL bedelli bir senedin zorla alındıktan 3 gün sonra kişinin şikayetçi olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının vade tarihinde senedi ödeyemeyeceğini anlayıp şikayette bulunduğunu, söz konusu senedi diğer davalı …’dan alacağına karşılık aldığını, bu nedenle kendisinin iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu,… ile geçmişte ortaklık yaptığını, bu nedenlerle davacının iddialarının asılsız olduğunu ve davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı …10/02/2016 tarihli duruşmadaki beyanında; dava dilekçesindeki tüm iddiaların asılsız olduğunu, otokoopta araç alım satımına ilişkin galerisi olduğunu, davacı Hakan ve iş ortağı … kendisinden sürekli çek karşılığı araç aldıklarından dolayı kendisine borçlandıklarını, bir müddet sonra biriken borçlarını ve piyasaya olan borçlarını ödeyemediklerini, bu nedenle paraya ihtiyacımız var dediklerini, kendilerine piyasa borçlarını ödemeleri için nakit para verdiğini, karşılığında 600.000,00 TL bedelli senedi imzalayıp verdiklerini, daha sonra ticaretlerine devam etmeleri için 450.000,00 TL’lik bir senet daha gönderdiklerini, kendisinin de kabul etmediğini, önce mevcut 600.000,00 TL borcunu ödemesini istediğini, bu nedenle zorla korkutarak senet imzalatma iddialarının tamamen gerçek dışı olduğunu, senedin alındığı gün senedin vadesinden sonra tahsilata koyulunca şikayetçi olduklarını, iddiaları kabul etmediğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….dosyadaki kanıt ve belgelere, ceza dosyası kapsamına ve tanık beyanlarına göre; senet borçlusu ancak dava dışı olan Mutlu Bakır’ın babasının evinde yapılan toplantı sırasında senedin zorla, tehditle ve korkutarak imzalandığına dair hiçbir kanıt ve belge elde edilemediği, senet metninde, ”Bedeli nakden ahzolunmuştur.” kaydı bulunup, bu kaydın talil edildiği ileri sürülmüş ise de; taraflar arasındaki ikinci el oto alım satım ilişkisinden dolayı davacı tarafın davalı tarafa nakit borcu doğduğu, oto alım satım ve oto alım satımına kefil olmadan dolayı 600.000,00 TL nakit borç oluştuğu, bu nedenle senede borç sebebinin nakden yazıldığı anlaşıldığından; bonodaki nakden kaydına ilişkin itirazlar yerinde görülmediği, ceza dosyasının temyiz sonucunun ve kesinleşmesinin beklenip beklenmemesi incelenmiş olup, ceza dosyası kapsamına ve isnat olunan suçun niteliğine göre; ceza davası ”Cebir, Tehdit veya hile kullanılarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve tehdit” suçlarından açılmış olduğu; görüldüğü gibi ”Zorla senet imzalatmak” suçundan bir isnat söz konusu olmadığı, ceza davasının, Tehdit ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak olup, ceza dosyasında senetle ilgili bir dava açılmadığı; bu nedenle davanın kesinleşmesinin sonuca etkili görülmediği; ceza dosyasının temyiz sonucunun ve kesinleşmesinin beklenmesine yer olmadığına karar verildiği, gerekçesiyle davanın reddine, mahkemece verilen 27/01/2016 tarihli tedbir kararı teminat yatırılmadığından uygulanmadığı anlaşıldığından, bu nedenle icra takibi durdurulmadığından davalı yararına tazminata hükmedilmesine yer olmadığına…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; senetteki ihdas sebebinin davalılar tarafından malen olarak ihdas edildiğinin, kolluk ifadelerinde bu durumun ifade edildiğini, karardan sonra da Bursa 3.Ağır Ceza Mahkemesi’nde davalı Yurdalan Şahan’ın hukuki sebebin araç satışı olduğunu açıkça beyan ettiğini, ispat külfetinin yer değştirdiğini, davalıların delil sunmadıklarını, davanın kabulü gerekirken reddinin hatalı olduğunu, Bursa 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/23 E sayılı dosyası ve tüm deliller değerlendirildiğinde her ik idavalının ortak oldukları, her türlü işlemi beraber yaptıkları, herşeyden haberdar oldukları, birlikte hareket ettikleri, iyiniyetli olmadıklarının sabit olduğunu, mahkeme oto alım satımı ve oto alım satımına kefillikten borcun doğduğunu belirtmiş ise de; oto alım satımının kabulü halinde senedin sebebinin nakden değil mal karşılığı olduğunu değerlendirmek gerekeceğini, eğer ki borç kefillikten kaynaklanmışsa kefaleten gibi bir terimle borcun bedel kaydının nitelendirilmesi gerektiğini, her halukarda mahkemenin ispat külfetinin yer değiştirdiğini dikkate alması gerekirken davanın reddinin hatalı olduğnu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davaya konu 31/03/2014 tanzim tarihli, 02/04/2014 vade tarihli, 600.000,00 TL bedelli bonoda davacı keşideci, davalı … lehtar, davalı … hamil konumunda olup bonoda ” nakden” kaydı mevcuttur.Bono, bağımsız borç ikrarı içeren bir senet olup senette bedel kaydının olması halinde ispat yükü kaydın aksini iddia eden tarafa aittir.Davacı borcu kabul etmemiş, bononun zorla imzalatıldığını iddia etmiştir.Davacının şikayetine istinaden yürütülen ceza soruşturmasında davalılar kolluk ifadelerinde; davacının davalı … 600.000TL değerinde araç aldığını, bu araçları müşterilere sattığını ancak bedelini ödemediğini, senedi davacının rızası ile düzenlediğini beyan etmişlerdir. Davalı … cevap dilekçesinde, davalı … duruşmadaki beyanında aksi yönde beyanda bulunmuş ise de; kolluk ifadesi ile bononun malen düzenlendiğini ayrıntılı olarak beyan ettiklerinden senedin ihdas nedeni davalı yanca talil edildiğini kabul etmek gerekir. Senedin ihdas nedeni talil edilmekle ispat yükü davalı taraftadır. Davalı … soruşturmadaki beyanında davalı … ile iş ortağı olduğunu açıkça beyan ettiği, davalı … da önceye dayalı ortaklık ilişkileri olduğunu ve satış tarihinde davalının işyerinde çalıştığını, senet tanzim edilirken birlikte olduklarını açıkça beyan ettiği görülmekle ceza dosyası kapsamı dikkate alındığında davalı hamil …. nakden düzenlenen senet yönünden senedin bedelsizliğini bilebilecek durumda olduğu, davalıların süresi içinde aksi yönde herhangi bir delil ibraz etmedikleri dikkate alınarak davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.Açıklanan nedenle davacının istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, davanın kabulüne, davacının Bursa …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu 600.000TL bedelli 31/03/2014 tanzim tarihli, 02/04/2014 vade tarihli bono ve ferileri yönünden davalılara borçlu olmadığının tespitine, icra dosyasında davacının aracının paraya çevrilmesi yolu ile davalı … ödenen miktar olan 29.954,00TL’nin 25.08.2014’ten itibaren avans faiz ile davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, davalı … takipte kötüniyetli olmakla %20 tazminatın davalı … alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2- 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 30.11.2016 gün ve 2014/1452 Esas, 2016/1281 K. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına,3- Davanın KISMEN KABULÜNE, Davacının Bursa ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu 600.000TL bedelli 31/03/2014 tanzim tarihli, 02/04/2014 vade tarihli bono ve ferileri yönünden davalılara borçlu olmadığının tespitine, -İcra dosyasında davacının aracının paraya çevrilmesi yolu ile davalı … ödenen 29.954,00TL’nin 25.08.2014’ten itibaren avans faizi ile davalı … alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine,-Davalı takipte kötüniyetli olmakla asıl alacağın %20’si oranında tazminatın davalı … alınarak davacıya verilmesine, 4-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;-Alınması gereken 41.200,20Tl harçtan peşin alınan 10.300,10Tl harcın mahsubu ile bakiye 30.900,10TL harcın davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,- Davacı yanca yatırılan 10.300,10TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,- Davacı kendisini vekillle temsil ettiriğinden AAÜT gerğinde 47.206,79TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, – Davacı tarafça yapılan 143,30TL posta tebligat gideri ile 25,20Tl başvuru harcı ki toplam; 168,50TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;-İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan 31,40TL istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 118,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 203,70TL’nin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 15/01/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.