Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/546 E. 2021/173 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/546 Esas
KARAR NO: 2021/173
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/09/2017
NUMARASI: 2015/826 2017/754
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/01/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin üzerinde akaryakıt istasyonunun da bulunduğu taşınmazı davalıya sattığını, bu taşınmaz satımı yanında akaryakıt istasyonuna ait Gayrisıhhı Müessese Ruhsatının da devri için taraflar arasında 23.03.2012 tarihli bir sözleşme yapıldığını, sözleşmenin 3. Maddesine göre, müvekkili adına kayıtlı bulunan GSM ruhsatının devrinin 31.12.2012 tarihine kadar yapılmaması halinde teminat olarak alınan takip konusu çekin ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalının bu istasyonu dava dışı … Ltd. Şti’ye kiraladığını ve ruhsatın da bu şirkete devredilmesini talep ettiğini, müvekkilince 31.12.2012 tarihinden önce 05.10.2012 de ruhsatın çıkarılıp davalının kiracısına teslim edildiğini ve ruhsatın teslimiyle takip konusu çekin müvekkiline iade edileceğini, yine sözleşmenin 5. Maddesinde kararlaştırıldığını, müvekkilinin edimini yerine getirip ruhsatı teslim etmesi nedeniyle artık teminat olarak verilen çekin iadesi gerektiğini, ancak davalı tarafından İstanbul … İcra Dairsinin … E. Sayılı dosyasıyla takibe konulduğunu, daha önceden müvekkilince Bakırköy 17. ATM’de menfi tespit davası açıldığını ve iş bu davaya konu çekin de içinde bulunduğu çeklerin istirdadının istendiğini, anılan mahkemece davanın usulden reddedildiğini, dolayısıyla kesin hüküm teşkil etmeyeceğini, Bakırköy 17. ATM’deki davada davalının sözleşmeye göre temin etmeyi üstlendiği evrakları süresi içinde müvekkilline vermeyerek edimini ifa etmediği, bu nedenle devir sözleşmesinin geçersiz hale geldiği iddiasıyla açılan bir dava olduğunu, huzurdaki davanın ise sözleşmeye göre edimin ifa edilmesi nedeniyle edimin teminatı olarak verilen çekin bedelsiz kalıp iadesinin talep edilmiş olduğunu belirterek İstanbul … İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyasına konu çekten dolayı davalıya borçlu olunmadığının tespitine ve %20 oranındaki tazminatında davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının daha önceden Bakırköy 17. ATM’nin 2013/225 Esasında kayıtlı olan davada borçlu olmadığının tespitini istediği ve mahkemece yapılan yargılama sonunda 2013/121 K. Sayılı kararla davanın reddedildiğini, bu kararın Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin ilamıyla onandığını ve karar düzeltme isteminin de reddedildiğini, dolayısıyla kesinleşmiş bir ilam ortadayken takibe konu çekle ilgili olarak açılan bu menfi tespit davasının reddi gerektiğini, sözleşmenin 3. Maddesinde davacının 31.12.2012 tarihine kadar ruhsat almaması ya da eksik alması halinde sözleşmeye konu çek bedelini müvekkiline ödemeyi taahhüt ettiğini, müvekkilinin davacı şirketten akaryakıt istasyonunun kurulu olduğu taşınmazı 29.02.2012 tarihinde satın aldığını ve taraflar arasında 22.03.2012 tarihli sözleşme yapılarak GSM ruhsatının devrinin davacı tarafından yapılacağının hüküm altına alındığını, davacı tarafça akaryakıt istasyonunun akaryakıt + LPG satışı yapılacak şekilde GSM ruhsatı dahil tüm ruhsat ve belgelerini tamamlayarak istasyonu akaryakıt ve LPG satışına uygun halde müvekkiline teslim etmesi gerektiğini ancak bu gereğin yerine getirilmediğini, sözleşmeye göre gerekli belgelerin …’ye 18.09.2012 tarihinde tutanakla teslim edilmesine rağmen davacı tarafından ruhsat ve izinlerin alınmadığını, nitekim LPG satışı için Otogaz Bayilik Lisansı ve TSE Hizmet Yeterlilik Belgesini alma yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, bu belgeler olmadan LPG satışının yapılamayacağını, müvekkilinin kiracısı …. Ltd. Şti adına başvuru yapılarak EPDK’dan LPG satışı için 20.12.2012 tarihli LPG Otogaz Bayilik Lisansının müvekkilince alındığını, dolayısıyla davacının edimini yerine getirdiğinden söz edilemeyeceğini, teminat çekinin bedelsiz kalmadığını belirterek haksız davanın reddine ve %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini savunmuştur.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince; “…Taraflar arasındaki sözleşmenin konusu GSM Ruhsatının devrine ilişkin olup, sözleşmenin 1. Maddesinde davacının uhdesinde bulunan akaryakıt istasyonunun Gayrisıhhi Müessese Ruhsatını (akaryakıt + LPG) devretmeyi taahhüt ettiği ve 05.10.2012 tarihli İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatının davacı tarafından yapılan başvuru üzerinde davalı şirketin kiracısı adına alındığı ve ruhsat içeriğinde faaliyet konusunun akaryakıt ve LPG satış ve servis istasyonu olduğu ve bu ruhsatın … Petrol A.Ş adına mevcut iken, yeni firma adına ruhsat düzenlendiği anlaşılmaktadır. Sözleşme içeriğinde, davacının uhdesinde bulunan mevcut ruhsatın devrinin kararlaştırıldığı ve davacı tarafça uhdesinde mevcut bulunan ruhsatın devredildiği görülmektedir. Dosyada mevcut bulunan İstanbul Büyükşehir Başkanlığının 01.02.2010 ve 16.03.2010 tarihli yazılarında, davacının TSE Hizmet Yeterlilik Belgesinin bulunmadığı belirtilmiş ayrıca 30.03.2010 tarihinden itibaren davacının akaryakıt istasyonuna LPG ikmalinin yapılmadığı, … A.Ş’nin 28.11.2012 tarihli yazı cevabından anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşme 20.03.2012 tarihinde akdedilmiş olup, anılan tarih itibariyle ve bu tarihten öncesi iki yıldan beri davacı şirketin LPG satışı yapmadığı, zira LPG satımı için gerekli olan Otogaz Bayilik Lisansı ve TSE Hizmet Yeterlilik Belgesine sahip olmadığı, sözleşmenin yapıldığı tarihi itibariyle davacının LPG satımını yapmadığı açıkça ortada olup, sözleşme içeriğinde de, LPG satımı için gerekli ruhsatın davacı tarafından alınması konusunda davacı tarafından verilen bir taahhüdün bulunmadığı, davacının ediminin mevcut ruhsatın devrine yönelik olduğu, yine sözleşmede Otogaz Bayilik Lisansı ya da TSE Hizmet Yeterlilik belgesi alınması konusunda davacıya yüklenen bir edimin olmadığı, belediyeden gelen cevabi yazılara göre de GSM ruhsatı için bu belgelerin gerekli olmadığının ifade edildiği, nitekim davacı tarafından mevcut ruhsatın devredildiği anlaşılmakla davacının sözleşmeye göre yükümlendiği işi yerine getirdiği kabul edilmiş, aksi yöndeki davalı savunmasına itibar edilmesi mümkün görülmemiştir. Sözleşmenin 5. maddesinde, GSM ruhsatının davalıya tesliminden sonra 500.000,00 TL’lik teminat çekinin davalıya iade edileceğinin kararlaştırıldığı, davacı tarafından teminata esas teşkil eden edimin ifa edilmesi nedeniyle artık teminatın dayanağının kalmadığı ve davacının davaya konu edilen 500.000,00 TL’lik çekten dolayı davalıya borcunun bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Davalı tarafça davaya konu edilen çekin İstanbul … İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyasıyla takibe konu edildiği ancak takibin İstanbul 11. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/1381 E.-1430 K. 26.11.2015 tarihli kararıyla iptal edildiği, kararın temyiz incelemesinden geçmek suretiyle onandığı ve bu şekilde takibin iptaline ilişkin kararın kesinleştiği anlaşılmakla yargılama sırasında mevcut bir icra takibinin kalmadığı bir yana, davalı tarafın, icra takibi yapmakta kötüniyetli olduğu davacı tarafından açıkça ve ayrıca kanıtlanamadığı dikkate alındığında davacının İİK. 72. Maddesine dayalı olarak istediği %20 oranındaki tazminatın yerinde olmadığı kabul edilmiş …” ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı yan istinaf dilekçesinde ; davalının teminat senedini , bu vasfını bilerek takibe konu ettiği için takibin kötüniyetli olduğunu, bu nedenle kötüniyet tazminatı da verilmesi gerektiğini beyanla kararın kaldırılarak taleplerinin tamamı hakkında kabul kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davalı yan da kararı istinaf etmiş; ancak istinaf peşin harcını yatırmadığından ilk derece mahkemesince harç ikmali yapılması konusunda davalı vekiline Tebligat Kanunu 21. Maddeye göre tebligat yapılıp süre verildiği, verilen sürede harç ikmal edilmediği için ilk derece mahkemesince 27/12/2017 tarihinde ek-karar ile istinaf isteminden vazgeçmiş sayılmalarına dair karar verildiği, bu ek kararın da davalı vekiline 09/01/2018 tarihinde T.K. 21. Maddeye göre tebliğ edildiği, davalı vekilinin yurtiçi işyeri adresi UYAP sistemi üzerinden kontrol edildiğinde adresin doğru olduğu anlaşılmıştır. Yine yapılan harç kontrolünde istinaf peşin harcının sadece maktu harç olarak yatırıldığı ve tamamlanmadığı görülmüştür. Bu nedenle sadece davacı yanın istinaf başvurusu incelenmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava ; menfi tespit davasıdır. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davalı yanın istinafı sözkonusu olmadığından, davacı yanın edimini yerine getirdiği, bu nedenle teminat çekinin tahsil yeteneği kazanmadığı ve iadesinin koşullarının oluştuğu kabülü ile dosya incelendiğinde ; davacının menfi tespit talebinin kabul edildiği,ancak kötüniyet tazminatı koşullarının oluşmadığı nedenle bu talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır. Öncelikle ; davacı yan ilk menfi tespit davası açtığında; Bakırköy 17. Asliye Ticaret Mahkemesince “…. taraflar arasında akdedilen 23.03.2012 tarihli GSM ruhsatının devri sözleşmesi kapsamında davacı tarafından davalıya toplam 600.000,00 TL bedelli üç adet teminat çeki verildiği, sözleşme şartlarına göre davalının ruhsat ve devir işlemleri için gerekli olan evrakları teslim etmekle yükümlü olduğu halde bu evrakları teslim etmediği, bunun üzerine noterden ihtarname gönderildiği, ancak davalı tarafından yine anılan belgelerin temin edilmediği, davalının sözleşme şartlarını ihlal etmiş olması nedeniyle sözleşmenin geçersiz hale geldiği ve teminat olarak verilen çeklerin iadesi istemini ileri sürdüğü ve dava konusu çeklerden birinin huzurdaki davamıza konu olan 500.000,00 TL bedelli çek olduğu, mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının sözleşmeye göre edimlerini ifa etmemesi nedeniyle davanın reddedildiği, kararın davacı tarafça temyizi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 30.04.2014 tarihli ilamıyla ”esasen davanın sözleşme kapsamına göre erken açıldığının anlaşılmasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine ….. hükmün onanmasına” denildiği, karar düzeltme isteminin de 30.06.20105 tarihinde reddedildiği ve kararın 30.06.2015 tarihinde kesinleştiği…” anlaşılmaktadır. Yargıtayca davanın erken açılan bir dava olduğu yönünde hukuki nitelendirme yapıldıktan sonra ;26.11.2015 tarihinde takibin İstanbul 11. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/1381 Esas ve 2015/1430 Karar sayılı ilamı ile iptal edildiği, bu kararın da Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği görülmektedir. Yani eldeki davanın açıldığı tarih itibari ile derdest bir icra takibi bulunmamaktadır. Yine ilk derece mahkemesi kararında da açıklandığı üzere ; davaya konu çekin teminat çeki olması nedeni ile ; tahsil edilme koşullarının oluşup oluşmadığı hususu yargılamaya ve delil değerlendirmesine göre anlaşılabilecek olduğu gibi ; tam aksine aynı nedenlerle tahsil kabiliyetinin bulunmadığı, teminat fonksiyonunun kalmadığı hususu da yargılama ve delil değerlendirmesi ile ortaya çıkacak olmakla kötüniyet tazminatı koşulları oluşmadığından davacı yanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2-Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL nin mahsubu ile bakiye 27,90 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 3- Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı yan üzerinde bırakılmasına 4- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Yargıtay’a temyiz yolu olanaklı şekilde 28/01/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar erildi.