Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/537 E. 2020/2334 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/537 Esas
KARAR NO : 2020/2334 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2017
NUMARASI : 2016/491 E. – 2017/829 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin süt ürünleri ve diğer çiftlik ürünleri üreticisi olup davalıya ürettiği ürünlerden sattığını, müvekkilinin davalıya sattığı ürünler karşılığında fatura kesip gönderdiğini, davalının da bu ürünlerin bedelini ödediğini, müvekkili tarafından teslim edilen ve karşılığında fatura kesilip gönderilen ürünlerine karşı ödenmeyen 10.919,07 TL borcu için davalıya Beşiktaş … Noterliği’nin 28/03/2016 tarih … nolu ihtarname gönderildiğini, borcun ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 2 gün içinde ödenmesi için süre verildiğini, davalının verilen süre de borcunu ödememesi üzerine davalı hakkında İstanbul 12. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını ve davalının haksız olarak bu takibe itiraz ettiğini, davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin avans faizi ile kaldığı yerden devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin davacı yana herhangi bir borcunun bulunmadığını, sunulan faturaların senet vasfında olmadığını ve iddia konusu alacağı ispat etmediğini, keşide edilen ihtarnamenin müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, bununla birlikte davacı tarafından talep edilen temerrüt faizinin haksız ve fahiş olduğunu, alacağın likit ve muayyen olmadığını beyan ederek, davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/10 /2017 tarihli 2016/491 Esas-2017/829 Karar sayılı kararıyla; “Davanın kabulü ile, davalının İstanbul … İcra Dairesi’nin … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, -Takibin 10.919,07 TL asıl alacak, 9,42 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.928,49 TL üzerinden DEVAMINA, -Asıl alacak 10.919,07 TL’ye takip tarihinden itibaren avans faiz oranında faiz İŞLETİLMESİNE, -2.185,70 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE” karar vermiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU;Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını, bilirkişi raporunda, davacı tarafça dosyaya sunulan faturalar üzerinde mal/hizmet teslimine ilişkin birtakım imzaların mevcut olduğu teslim edilmişse de; imzaların şirketin imzaya yetkili çalışanlarına ait olmadığı gibi, kimin tarafından atıldığının belli olmadığını, mahkemenin imzaların müvekkili çalışanlarına ait olup olmadığı yönünden inceleme yapmadığını, faturaların noter vasıtasıyla yahut iadeli taahhütlü mektupla tebliği gerektiğini,-ihtarnamenin tebliğ edildiği…’ın şirketin daimi çalışanı olmadığını,-alacağı kabul anlamına gelmemek üzere bilirkişi raporundan da anlaşıldığı üzere takibin %9 faiz oranı üzerinden yapıldığını, takipte talep edilen %10,50 faizin fahiş olduğunu,-müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin haksız olduğunu,alacağın likit ve muayyen olmadığını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekilinin istinafa cevabında; davalının 14/11/2015 tarihinden itibaren müvekkilinden peynir satın aldığını, ürünleri ve faturaları teslim almasına rağmen ödeme yapmadığını, ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiğini, davalının savunmasını sadece inkar üzerine kurduğunu, defterlerini bilirkişi incelemesine sunmadığını, müvekkilinin usulüne uygun tuttuğu defter kayıtlarına göre karar verilmesinin ve inkar tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olduğunu,her iki taraf tacir olduğundan reeskont faizi uygulanmasının da yerinde olduğun beyanla, istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacının 10.919,07 TL cari hesaptan kaynaklanan alacak ile 9,42 TL işlemiş faizin tahsili amacıyla davalıya karşı ilamsız icra takibi yaptığı, davalının süresi içinde borca itirazı nedeniyle takibin durdurulduğu görülmüştür.Mahkemece alınan 01/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda ; davacının 2015 ve 2016 yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davalıya düzenlenen fatura ve sevk irsaliyelerinde teslim eden ve teslim alan imzalarının bulunduğu, davacının defterlerine göre davalıdan 10.919,07 TL cari hesap alacağının bulunduğu, davacının davalıya Beşiktaş ….Noterliği’nin 28.03.2016 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarname göndererek borcunu ödemesini talep ettiği, ihtarnamenin usulüne uygun tebliği ile davalının 30.03.2015 tarihinde temerrüde düşürüldüğü, 16,15 TL işlemiş faiz talep edilebileceği, davalının ticari defterlerini ibraz etmediği bu nedenle davalı defterlerinde inceleme yapılmadığı açıklanmıştır. Davacı vekilinin 20/12/2016 tarihli dilekçesi ve ekinde ibraz edilen banka dekontundan; davalı tarafça, davacı şirketin hesabına dava açıldıktan sonra 12/12/2016 tarihinde “2016-13260 İcra 1. Taksit Ödeme Mah” açıklamasıyla, 2.500,00 TL ödendiği görülmüştür.
G E R E K Ç E : İtirazın iptali talepli davada, davacı tarafça cari hesaba dayalı olarak icra takibi başlatılmış, mahkemece davalı borçlunun itirazının iptaline, davalının asıl alacak üzerinden %20 oranında inkar tazminatı ödemesine karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde borcunun bulunmadığını, bilirkişi raporunda fatura ve irsaliyelerin imza karşılığı teslim edildiği beyan edilmişse de bu imzaların şirket yetkililerine ait olmadığını, kime ait olmadığı konusunda inceleme yapılmadığını ileri sürmüştür. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ve dosyaya sunulan belgelerden, taraflar arasında 2015 yılından itibaren devam eden, peynir alım satım ilişkisi bulunduğu, ticari ilişkide irsaliyeli faturaların farklı çalışanlara teslim edildiği, cari hesap ilişkisinde davalı tarafça ara ara ödemeler yapıldığı, aynı kişilere daha sonra yapılan teslimattan dolayı, bu kişilerin davalı yetkilisi olmadığının ve teslimatın geçersiz olduğunun ileri sürülmesinin TMK 2. Maddesinde düzenlenen iyi niyet ve TTK 18. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralıyla bağdaşmadığı, davacının usulüne uygun tutulan ve lehine delil teşkil eden ticari defterleri ve davalıya teslim edilen irsaliyeli faturaları ile alacaklı olduğunu kanıtladığı, davalının ödemeleri düşüldükten sonra takip tarihi itibarıyla 10.919,07 TL asıl alacak ve takip konusu 9,42 TL miktarınca işlemiş faiz alacağı bulunduğunun tespit edildiği, davanın kabulü ile, likit olan alacak yönünden %20 oranında inkar tazminatına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının istinaf başvurusunun reddi gerektiği kanaatine varılmıştır. Dairemizce HMK 355. Madde gereğince yapılan incelemede; mahkemece davadan sonra davalı tarafça icra dosyası borcuna mahsuben 2.500 TL ödemenin, infazda dikkate alınmasına karar verilmesi gerekirken bu hususun hükümde gösterilmemesi yerinde görülmemiş, resen gözetilen sebeplerle kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne, hükmün diğer kısımlarının aynen tekrarına, davalı tarafça 12/12/2016 tarihinde yapılan 2.500,00 TL ödemenin icra müdürlüğünce infazda dikkate alınmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE 2- Resen gözetilen sebeplerle, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/10 /2017 tarihli 2016/491 Esas-2017/829 Karar sayılı kararının HMK 355 ve HMK 353/1-b-2 Maddeleri gereğince, KALDIRILMASINA,3-Davanın KABULÜ İLE, 4-Davalının İstanbul …. İcra Dairesi’nin … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın İPTALİNE, Takibin 10.919,07 TL asıl alacak, 9,42 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.928,49 TL üzerindenDEVAMINA, -Asıl alacak 10.919,07 TL’ye takip tarihinden itibaren avans faiz oranında faiz İŞLETİLMESİNE, -2.185,70 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, -Davalı tarafça davadan sonra, 12/12/2016 tarihinde yapılan 2.500,00 TL ödemenin icra müdürlüğünce infazda dikkate alınmasına-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen dava miktarı üzerinden hesaplanan 746,53 TL nispi karar harcından peşin yatırılan 186,64 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 559,89 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, -Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,-Davacı tarafından yapılan toplam 680,20 TL yargılama gideri ile peşin yatırılan 186,64 TL peşin harç ve 29,20 TL başvuru harcı toplamı 896,04 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,-Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi ve talebi halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf yargılaması yönünden; -Davalı vekilinin istinaf talebi red edildiğinden alınması gereken 746,53 TL nispi karar harcından peşin yatırılan 218,03 TL harçtan mahsubu ile bakiye 528,50 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, -İstinaf yargılaması sırasında davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 31,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 117,20 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına,-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 30/12/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.