Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/526 E. 2021/206 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2018/526 Esas
KARAR NO: 2021/206
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/10/2017
NUMARASI : 2017/235 2017/276
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/02/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin karikatür sanatçısı olduğunu, müvekkiline ait karikatürün davalıya ait ülker markasının cafecron ürünün reklam filminde ticari bir gelir elde etmek için izinsiz bir şekilde kullanıldığını, konuyla ilgili olarak müvekkili ile davalı şirketin görüşmeler yaptığını ve bu konuda sözleşme imzalandığını, müvekkilinin davalıya ait cafecron ürünü için üç adet karikatür çizdiğini, müvekkilinin davadan iki yıl önce de yapılmış bir sözleşmede üç adet karikatür ve cafecron markası için belirlenen etkinliklere katılması karşılığında müvekkiline 45.000 TL + KDV ödenmesinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin çizdiği karikatürün davalı tarafından izinsiz kullanılması nedeniyle müvekkilinin haklarının ihlal edildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 29.500 TL maddi tazminat ile 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, verdiği ıslah dilekçesinde ise maddi tazminat talebini 45.000 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili, davacının iddialarının haksız olduğunu, davacının karikatürünün 2012 yılında yayınlandığını ve güncelliğini yitirdiğini, reklam kampanyasının ise 2014 yılında yapıldığını, ayrıca davacının karikatüründen esinlenmenin söz konusu olmadığını, müvekkiline ait reklamda ürünü içen kişinin özgüveninin yükseldiğini ve kediyi korkuttuğu temasının işlendiğini, davacının karikatürünün reklamda yer almadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; davacının çizdiği karikatürün eser niteliğinde bulunduğu, bu karikatürün davalı tarafından izinsiz işleme yoluyla reklam filminde kullanıldığı, böylelikle davacının mali ve manevi haklarının ihlal edildiği, FSEK’in 68.maddesi uyarınca belirlenen 15.000 TL’nin rayiç bedel olarak uygun olduğu, somut olayın özelliği, tarafların kusur durumu, kusurun ağırlığı ve ihlalin kapsamı gözönüne alındığında takdiren 45.000 TL’nin yerinde olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne, 45.000 TL maddi tazminata ve 10.000 TL manevi tazminata hükmedilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili, istinaf sebebi olarak; dava konusu reklamda davalının karikatürünün kullanılmadığını, kararın hatalı olduğunu, telif hukukunun fikri değil, fikrin ifade ediliş biçimini konu edindiğini, eğer mahkemenin belirttiği gibi sanat eserinin içeriği korunursa artık hiçbir karikatürist ya da ressamın kediyi korkutma sahnesini içeren bir eser yapamayacağını, karikatür eserlerinde içerik korunmasının kabul edilmeyeceğini, eser sahibinin üslubu ve çizgisinin korunması gerektiğini, bu konuda Yargıtay 11.HD’nin 2010/9379 Esas, 2012/11020 Karar sayılı ilamının emsal niteliğinde bulunduğunu, yine davacının karikatüründeki çöp-insan-kedi temasının orjinal olduğunun söylenemeyeceğini, birçok yerde çöp temalı karikatürlerin çizilmiş olduğunu, dava konusu reklamda davacının karikatürünün hususiyetini içeren çizim, üslup ve mizahi anlayışın ihlal edilmediğini, kaldı ki davacının eserindeki tema ile müvekkilinin eserindeki temanın farklı olduğunu, davacının karikatüründeki temanın kedi ile insan arasındaki ekmek kavgasına temas ederken müvekkilinin reklam kampanyasındaki temanın ise cafecron içen kişinin özgüveninin artması olduğunu, reklamın bu hususu işlediğini, ayrıca müvekkilinin karikatürden esinlenmediğini, kaldı ki telif hukukunda esinlenmenin serbest olduğunu, ayrıca reklam filminin bir bütün olarak ele alınması gerekirken bir sahnedeki benzerlikten hareketle intihal olduğu iddiasının yerinde olmadığını, reklam filminin hikayesi ile karikatürün hikayesinin de farklı olduğunu, ayrıca görsel olarak da farklılıklar bulunduğunu, karikatürdeki temel fikrin çöpten adamın çıkması ve bunun kediyi korkutması fikri olup bunun korunmayacağını, ayrıca davacının sunduğu sözleşmelerin tazminat hesabına emsal olamayacağını, emsal olan sözleşmelerde davacının yeni bir eser ortaya koyması ve bunun daha önce hiçbir yerde kullanılmamış olması gerektiğini, oysa kabul anlamına gelmemek şartıyla dava konusu olayda esinlenmeden söz edildiğini, üstelik müvekkilinin reklam filmini kendi emeği ve bedeli karşılığında çektiğini, kazanç elde etmediğini, ayrıca emsal olarak sunulan sözleşme ile bu davada talep edilen tazminat arasında oran da bulunmadığını, nitekim sözleşmede davacı tarafından 10 adet karikatür çizilmesi, 4 üniversite ziyareti ve imza günü düzenlenmesi ve ayrıca şirketin de ziyaretinin öngörüldüğünü, bütün bunlar karşılığında 45.000 TL kararlaştırıldığını, dava konusu olayda ise sadece tek bir karikatür söz konusu olduğunu, bu durumun da değerlendirmenin afaki yapıldığını gösterdiğini, yine sözleşmeye göre sözleşmenin tarafına has olarak karikatür yapılmasının söz konusu olduğunu, oysa davaya konu karikatürün yıllarca davacı tarafından kullanılmış ve halen de kullanılarak kazanç elde edilmesinin mümkün olduğunu, bu nedenlerle maddi ve manevi tazminat tutarlarının afaki ve fahiş olduğunu, diğer taraftan bilirkişinin meslek dayanışması göstermek suretiyle olayları değerlendirdiğini ve mahkemeyi etkilediği bildirmiştir. Yargılama sırasında alınan 05/02/2016 tarihli …, Yard. Doç…., Prof. … oluşan heyetten verilen bilirkişi raporunda; davacının “çöp kutusunda çıkan adamın kediyi korkutması” konulu karikatürünün FSEK’in 1/B ve 4/7 maddeleri kapsamında karikatür eseri olarak değerlendirildiği, bu eserin 2010 Mayıs ayında …. dergisinde, 2012 Kasım ayında ise çıkan bir kitapta yayınlandığını, eserin sahibinin davacı olduğu, benzer öykülerin çeşitli videolarda kamera şakası ve animasyonlarda kullanıldığı, somut olayda intihal ya da birebir şekilde benzeme bulunmadığını, hatta çağrıştırmadığını, üstelik tarih olarak davacının karikatürünü yayınlanma tarihinden sonra yayınlandığı, karikatür öyküsü ve boyutunun işlenişi ile reklam öyküsü işlenişinin oldukça benzediği, karikatürün çizimi ile reklamda aynı temayı içeren karenin neredeyse birebir aynı olduğu, bu hususun intihal derecesinde bir yararlanma ve uygulama niteliğinde bulunduğu, dolayısıyla izinsiz işlemenin bulunduğu, bu konuda bir sözleşme yapılmış olsaydı davalının ödemesi gereken bedelin 15.000 ile 20.000 TL + KDV olacağı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Aynı heyetten alınan 27/06/2016 tarihli ek bilirkişi raporunda ise; kök rapordaki tespit ve değerlendirmelerde bir değişiklik bulunmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan … ve Prof. … tarafından düzenlenen 03/04/2017 tarihli heyet raporunda ise; davacının karikatürünün FSEK’te düzenlenen karikatür eseri olduğu, koruma kapsamında olduğu, davalının filminde davacının karikatürüne işleme yoluyla telif hakkı ihlali yapıldığı, davacı karikatürünün başka dergilerde yayınlanmasının telif ücreti üzerinde herhangi bir değişikliğe neden olmaması gerektiği, davacının ıslah dilekçesinde belirttiği talebin 15.000 TL olarak FSEK 68.maddesi gereğince bunun üç katı olan 45.000 TL talep etmesinin meslek tecrübesi, ustalık değeri ve tanınmışlık seviyesiyle uyumlu olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, FSEK’ten kaynaklanan hakların ihlali iddiasıyla açılan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Davacı taraf, müvekkiline ait karikatürün davalının izinsiz biçimde reklam filminde kullanıldığını iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Davacının dayandığı karikatürün davacıya ait olduğu ve bunun 5846 Sayılı FSEK’in 1/b ve 4/7 maddeleri uyarınca eser olduğu anlaşılmaktadır. Dosya içeriğinde davacı tarafın karikatürünün öyküsü ile davalının çektiği reklam filminin öyküsünün işlenişinin oldukça benzediği, karikatür çizimi ile reklamda aynı temayı içeren karenin neredeyse birebir aynı olduğu, bu hususun intihal derecesinde yararlanma niteliğinde bulunduğu, somut olayda izinsiz işleme suretiyle telif hakkı ihlalinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Yapılan bu açıklamalardan davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir. Öte yandan davalı taraf tazminat miktarlarına da itirazda bulunmuş ise de, her iki bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere emsal telif ücretlerinin 15.000 – 20.000 TL arasında olduğu, ayrıca davacının mesleki tecrübesi ve ustalık değeri gözetildiğinde hükmedilen tazminatların usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından bu yöne ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2- Alınması gereken 3.757,05 TL harçtan, peşin alınan 939,27 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.817,78 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.04/02/2021