Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/521 E. 2019/1130 K. 16.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/521 Esas
KARAR NO : 2019/1130
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/10/2017
NUMARASI : 2017/665 E. – 2017/251 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka İptalinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/05/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davalı .. “…” markasını her ne kadar 9,14, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45 nolu sınıflarda tescil ettirmişse de söz konusu markanın işlevine uygun, ciddi ve yoğun bir kullanımın bulunmadığını, ayrıca … San tarafından tescil edilen “…” markasının 5 yıldır kullanılmadığını, bu nedenle hükümsüzlüğünü, iptalini ve sicilden terkini talep etmiştir.Davalı vekilinin davaya cevap dilekçesinde özetle; 556 Sayılı KHK 63/3 maddesi uyarınca hükümsüzlük davalarında yetkili mahkeme hükümsüzlüğü talep edilen marka sahibinin İkametgahı mahkemesi olduğunu, bu nedenle öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini, akabinde de dava konusu markanın müvekkili tarafından sürekli kullanıldığını, davacının iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul 2.FSHHM’nin 10.10.2017 tarihli 2017/665 E. – 2017/251 K.sayılı kararında; dava açıldıktan sonra Anayasa Mahkemesinin 2016/148 esas ve 2016/189 karar sayılı 14/12/2016 tarihli 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinin Anayasa’nın 91. maddesinin birinci fıkrasına aykırı olması sebebiyle iptaline dair kararın 06/01/2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlandığı, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının 153/6 maddesi gereğince geriye yürümeyeceğini, HGK’nın 31.03.2004 tarihli 156/194 sayılı kararında benimsenen görüşe göre kesinleşen işlem ve kararlara etkili olmayacağını, görülmekte olan davalarda ise geriye yürümeme kuralının uygulanmayacağını, derdest davada 556 sayılı KHK’nın 14.maddesinin iptalinden dolayı davanın yasal dayanağı kalmadığını, TRIPS 19.maddesinin uygulanma koşullarının mevcut olmadığı, dava açıldığı tarihte 556 sayılı KHK’nın 14. kapsamında değerlendirmeye girilmiş ise de, dosya derdest iken KHK’nın 14. maddesinin Anayasa Mahkemesinin iptali sebebiyle davanın yasal dayanağı kalmamış olmakla, davanın niteliği itibariyle de yasal boşluğun Medeni Kanunun 1. maddesi kapsamında doldurulamaması sebebiyle, karar tarihinde yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine, davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Anayasa Mahkemesi kararının 06.01.2017 tarihinde, SMK’nın 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe girdiğini, kararının 10.10.2017 tarihinde verildiğini, yasal boşluğun MK 1.maddesi kapsamında doldurulması gerektiğini, SMK’da 14.maddeyi karşılayan maddenin bulunduğunu, davanın tefrik edildiği İstanbul 2.FSHHM’nin 2017/332 E.sayılı dosyasından yapılan bilirkişi incelemesi raporunda; SMK’nın 9.maddesinin 556 sayılı KHK’nın 14.maddesini ufak değişikliklerle tekrar ettiğini beyan edildiğini, uyuşmazlığı çözmeye uygulanacak mevzuat bulunduğu halde yasaya uygulanmayarak tefrik kararı verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılarak; bilirkişi incelemesi ve duruşmalı inceleme yapılarak, tüm taleplerinin kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin, davalı adına tescilli … markasının 5 yıldır kullanılmadığından bahisle iptalini ve sicilden terkinini talep ettiği, ilk derece mahkemesinin, Anayasa Mahkemesinin 06.01.2017 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan kararı ile 556 sayılı KHK 14.maddenin iptal edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verdiği, kararında hukuki boşluğun TMK 1.maddesi gereğince, mahkeme tarafından doldurulamayacağına dair hukuki gerekçesini açıkladığı, istinaf başvurusunda dayanılan TRIPS 19.maddenin tavsiye niteliğinde bulunduğu bağlayıcı olmadığı, 6769 sayılı SMK’nın dava açıldıktan sonra yürürlüğe girdiği, uygulamasının geriye yürütülemeyeceği iptal kararının gerekçesinde de açıklandığı üzere de mülkiyet hakkı niteliğinde bulunan marka üzerindeki hakkı sınırlandıran yada iptaline ilişkin hususlarda mahkemenin kanun koyucunun yerine geçerek yorum yoluyla karar veremeyeceği kanaatiyle, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin kararında, yasal düzenleme iptal edildiğinden davanın reddine karar verildiğini gerekçe göstererek yargılama giderlerinin taraflar arasında bırakılmasına ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar vermişse de; mahkemenin tarafların haklılık durumunu tespit ile yargılama giderlerinin dava tarihinde haksız olan tarafa yükletilmesi ve yine haklılık durumuna göre vekalet ücreti takdiri gerekirken, belirtilen şekilde karar vermesi usul ve yasaya uygun görülmediğinden davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile mahkeme kararının kaldırılarak, haklılık durumu tespit edildikten sonra yargılama giderleri ve vekalet ücreti konusunda karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine, İstanbul 2.FSHHM’nin 10.10.2017 tarihli 2017/665 E. – 2017/251 K.sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2-Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte değerlendirilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 16/05/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.