Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/510 Esas
KARAR NO: 2020/2333 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/10/2017
NUMARASI: 2016/176 E. – 2017/264 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Manevi Tazminat İstemli) Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin İsviçre de sahibi olduğu tekstil işletmesinin başında kendi adına markasını yarattığını, Türk Patent Enstitüsü nezdinde … markasını tescil ettirdiğini ayrıca … markasının bulunduğunu, … markalı tekstil ürünlerinin özellikle Rusya, Almanya, Hollanda, İsviçre başta olmak üzere tüm Avrupa ülkelerinde önemli bilinirliğe sahip ve yüksek alım gücüne sahip kişilerce tercih edildiğini, davalının TPE de … tescil numaralı … ismi ile şekil markasını tescil ettirdiğini, müvekkilinin markasının şekil görselindeki altıgen içinde sırt sırta … harfinin bulunmasına karşılık, davalının sırt sırta … harfini aynı şekilde kullandığı, davalının müvekkiline ait tescilli markasını ürün ve mağaza görsellerinde benzerlik yaratacak şekilde kullandığını beyanla bu nedenle markasının hükümsüzlüğü ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve davalı eyleminin müvekkilinin itibar kaybına sebebiyet vermesi nedeniyle 50.000,00TL manevi tazminata hükmolunmasını talep etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin markasının TPE nezdinde tescilli olduğunu, marka isminin kısaltılmışı olarak sırt sırta … harflerini kullandığını markalar arasında benzerlik bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 17/10/2017 tarihli 2016/176 Esas-2017/264 Karar sayılı kararıyla; “tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, TPE kayıtları, Asliye Ceza dosyası kapsamı ışığında davanın kısmen kabulü ile davalıya ait … ibareli markanın davacı markası ile benzer olması ve aynı sınıflarda tescil edilmesi nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluştuğu, bu nedenle hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiği, tescilli markanın kullanılması nedeniyle haksız rekabete ilişkin ve manevi tazminat taleplerine ilişkin davacı taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği ” gerekçesiyle; davacı … tarafından davalı … aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile, davalının TP nezdinde tescilli … + Şekil ibareli … tescil nolu ve 10/04/2014 tarihli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, davalı yanın tescilli markasını kullanması nedeniyle haksız rekabete ilişkin taleplerin ve tazminat taleplerinin reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI; Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemece davalının kullanımının kendi tescilli markası kapsamında kaldığı, markanın hükümsüz sayılıncaya kadar tescilli markasının kullanımının davacı itibar kaybına yol açmadığı ve haksız rekabet teşkil etmediği gerekçesiyle manevi tazminat talebinin reddine karar verilmişse de, İstanbul 1. FSHCM’nin 2015/261 Esas sayılı dosyasında bulunan bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere, davalı işyerinde “…” etiketi bulunan ürünler olduğunu, davalı tescilli markanın dışında müvekkili adına 2003/03729 tescil numaralı … markasının iktibas suretiyle kullanıldığını, mahkemece 556 Sayılı KHK 61/A kapsamında marka hakkına tecavüz fiili işlendiğinin sabit olduğunu, ürünlerin zapt edildiğini, davalı fiilinin sadece kendi tescilli markasının kullanımını kapsamadığını, müvekkilinin tescilli markasının de kullanıldığını,mahkemenin hataya düştüğünü, mahkemenin manevi tazminata karar verirken müvekkilinin tüm marka ve şekillerinin davalı işyerinde mevcut olduğunu göz önünde bulundurması gerektiğini,davalının eyleminin aynı zamanda haksız rekabet de teşkil ettiğini, beyanla mahkeme kararının istinaf incelemesi sonunda kısmen kaldırılmasına ve manevi tazminat yönünden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin istinafa cevabında; müvekkilinin davacının kazanç kaybına neden olacak (maddi ve manevi tazminatı gerektirir) markasına tecavüz sayılacak hiçbir fiil icra etmediği gibi kamuoyunu yanıltır nitelikte ve piyasada haksız rekabete neden olacak taklit markalı herhangi bir ürünü de piyasaya arz etmediğini, bilirkişi raporunun huzurdaki dava ile ilgili olmadığını, mahkeme hükmüne dayanak teşkil etmeyeceğini, maddi ve manevi zarara sebep olmayacağını, beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir. Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin markasını tescil ettirirken kreatif desdek aldığını, … isminin kısaltılmışı olarak … harfinin kullanıldığını, davacı markasının tesiri altında kalınmasının mümkün bulunmadığını, davacının … ibaresinin tek başına ayırt edici ve tanıtıcı bir özelliğinin bulunmadığını, ses, şekil ve anlam benzerliği bulunmadığını, zorlama bir yorumla … markasının … markası ile ilişkilendirildiğini, dürüstlük kuralına da aykırı olduğunu, TPE’de tescil edilmiş altıgen markalar bulunduğunu, mahkemenin kararının gerekçesinde iltibas benzerlik ile ilgili hiçbir gerekçeye dayanmadığını, tüm gerekçesinin müvekkilinin ceza mahkemesinde cezalandırılmış olması olduğunu, İstanbul 1.FSHCM’nin 2015/261 Esas sayılı dosyası incelendiğinde, hükme etki eden 02/11/2015 tarihli bilirkişi raporunun dava dosyasına dayanak teşkil etmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, ceza davasına konu olay ile davanın birbirinden farklı olduğunu, mahkemenin yeniden rapor alması gerektiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin istinafa cevabında; davalı markasının şekil unsuru ile müvekkilinin şekil markasının bire bir benzer olduğunu, müvekkilinin markasının Rusya ve Türki Cumhuriyetlerinde hayli yüksek bir bilinirliğe sahip olduğunu, davalının dürüstlük kuralına aykırı davrandığını, müvekkilinin … markasının dünyaca bilinen bir marka olduğunu, davalının marka hakkına tecavüz fiilini işlediğini, ceza davasında hüküm giydiğini, itibar kaybına sebep olduğunu beyanla, davalı istinaf talebinin reddini talep etmiştir.
DELİLLER; TPMK’dan celp edilen kayıtlardan, davacının … ve … tescil nolu markaları incelendiğinde davacının … markası 3,14,18,20,21,24,25 ve 28. Sınıflarda 25/02/2003 tarihinden itibaren tescilli olduğu, yine davacının sırt sırta … şekil markası yine aynı sınıflarda 05/10/2011 tarihinden itibaren tescilli ve halen koruma altında olduğu görülmüştür. Davalının 2014/29601 başvuru numaralı, sırt sırta … markası 35,18,25.sınıflarda tescilli olup 10/04/2014 tarihinde tescil edilmiştir. İstanbul 1. FSHCM’nin 28/04/2016 tarihli 2015/261 Esas-2016/288 Karar sayılı kararı ile, davacı tarafın şikayeti üzerine, davalı hakkında marka hakkına tecavüz suçundan ceza davası açıldığı, suç tarihinin 07/05/2005 olduğu, İstanbul 5. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 05/05/2015 tarihli 2015/2523 D.İş sayılı kararıyla, davalı iş yerinde arama yapıldığı, 320 adet tişörte el konulduğu, yargılama sonunda üzerine atılı suçtan mahkumiyetine karar verildiği, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay’da olduğu görülmüştür. Ceza dosyasında tekstil mühendisi bilirkişiden alınan 02/11/2015 tarihli bilirkişi raporu ekinde ve içeriğinde yer verilen resimlerde; tişörtler ve etiketler üzerinde … markası altıgen çerçeve içinde sırt sırta … logosu bulunduğu, bilirkişi tarafından ürünlerin orijinal olmadığı, sahte olarak üretildiği ve aldatıcı özelliklere sahip olduğu, davacının … tescil numaralı … markasının iktibas suretiyle kullanıldığı, marka hakkına tecavüz fiili işlendiği beyan edilmiştir. Davacı vekilinin 13/04/2017 tarihli delil listesinin 4 ve 5. Bentlerinde; İstanbul 1. FSHCM’nin 2015/261 Esas sayılı dosyası ve İstanbul 5. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 05/05/2015 tarihli 2015/2523 D.İş sayılı kararına delil olarak dayandığı, delil listesi ekinde karar örnekleri ve bilirkişi rapor örneğinin sunulduğu görülmüştür.
G E R E K Ç E: Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının … başvuru numaralı … markasının hükümsüzlüğü ile davalının davacının tescilli markalarına tecavüz ve haksız rekabet ettiğinin tespiti ile, davalının müvekkilinin itibar kaybına sebep olduğu gerekçesiyle 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece hükümsüzlük davasının kabulü ile davalı markasının davacı markası ile benzer olması ve aynı sınıflarda tescil edilmesi nedeniyle hükümsüzlüğüne, ancak tescilli markanın kullanıldığı gerekçesiyle sair taleplerin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda, kararın kısmen kaldırılarak, manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davacının delil olarak dayandığı ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda, davacının tescilli … markasını ve tescilli logosunu kullandığı tespiti yapılmakla, mahkemenin, tescilli markanın kullanıldığına dair gerekçesinin somut olaya uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece davalı tarafın adresinde ele geçen ve zapt kararı verilen tişörtler ve etiketler üzerinde inceleme yapılarak davacı tarafın tescilli markalarına tecavüz ve haksız rekabet gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmişse dava tarihinde yürürlükte olan mülga 556 Sayılı KHK 68. Madde gereğince itibar tazminatı koşullarının bulunup bulunmadığının değerlendirilerek karar verilmek gerekirken, somut olaya uygun olmayan gerekçe ile tazminat talebinin reddine karar verilmesi yerinde görülmemiş, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili hükümsüzlük kararı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalının 2014/29601 başvuru numaralı markasının 35,18 ve 25. Sınıflarda tescilli olduğu anlaşılmaktadır. Davacı adına tescilli … başvuru numaralı … markasının ve … başvuru numaralı şekil markasının 03/14/18/20/21/24/25 ve 28. Sınıflarda tescilli olduğu, davacı adına 35. Sınıfta marka tescili bulunmadığı, anlaşılmaktadır. Mahkemenin taraf markalarının aynı sınıflarda tescilli olduğu yönündeki gerekçesi somut durum ile uyuşmamaktadır. Ayrıca mahkemenin gerekçesinde, ceza mahkemesindeki yargılamayı, ne şekilde kötüniyet gerekçesi yaptığı da açıklanmamıştır. Mahkemece taraf markalarının tescil sınıfları ve alt sınıfları da dikkate alınarak, hitap ettiği tüketici kitlesi yönünden iltibas ihtimalinin bulunup bulunmadığı değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiş, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, mahkeme kararının HMK HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın belirtilen hususlarda inceleme yapılarak karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, 2-Davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 3-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 17/10/2017 tarihli 2016/176 E. – 2017/264 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-Dosyanın Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilerek karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine, 5-İstinaf yargılaması yönünden; -Taraflar vekillerinin istinaf talepleri kabul edildiğinden, istinaf peşin harçlarının talepleri halinde ilgilisine iadesine, -İstinaf yargılaması sırasında davacı avansından kullanıldığı anlaşılan 51,50 TL tebligat ve posta giderinin 1/2 oranında 25,75 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 30/12/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.