Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/505 E. 2020/2308 K. 29.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/505 Esas
KARAR NO: 2020/2308
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/04/2017
NUMARASI: 2016/64 2017/461
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin 3 adet faturaya dayalı olarak davalıdan alacaklı olduğunu, alacağın tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında 01/07/2014 tarihli protokol bulunduğunu, bu kapsamda ortopedi malzemesi satın aldıklarını, protokolün 2.maddesinde SGK’nın ödeme yapmaması halinde davacının ödenmeyen malzeme tutarı kadar sorumlu olduğunun hükme bağlandığını, hastalara kullanılan malzemelerin SGK tarafından karşılanmadığını, dolayısıyla sorumluluğun davacıya ait olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davacının davalıya sattığı malzemelerin dava dışı hastalara kullanıldığı, davalının malzeme bedellerini SGK’dan tahsil edemediği, SGK’dan tahsil edilemeyen bedellerden taraflar arasındaki protokol hükümleri uyarınca davacının sorumlu olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili, istinaf sebebi olarak; mahkemece rapor alındığını, raporda alacağı oluşturan faturaların davalı defterlerinde müşteri hesabına borçlu olarak kaydedildiğinin tespit edildiğini, ancak bilirkişinin protokol gereğince davalının sorumlu olmadığını belirttiğini, mahkemenin de buna göre hüküm kurduğunu, yine 2014 yılı Temmuz ayında tebliğ edilen SUT değişiklikleri gerekçe gösterilmiş ise de, söz konusu mübrez yönetmeliklerden anlaşılacağı üzere yönetmeliğin resmi gazetede 01/10/2014 tarihinde yayınlandığını, dolayısıyla SGK’nın ödeme yapmadığı gerekçesiyle kabul etmediği gerekçelerin geçerli olmadığını, müvekkilinin haksız kazanç peşinde olmadığını, hakkı olan bedeli istediğini, her iki tarafın defterinde alacak borç miktarının gözüktüğünü, davanın SUT tebliğindeki değişikliğe dair tebliğin 01/10/2014 tarihinde yürürlüğe girdiği tarihi dikkate alarak kötüniyete itiraz ettiğini bildirmiştir.
Davalı tarafından davacı aleyhine toplam 17.064,00 TL’nin tahsili için 3 adet fatura dayanak gösterilmek suretiyle icra takibi başlatıldığı, davalının ise sözleşmeye göre vade ve şart gerçekleşmediğinden borcun muaccel olmadığından bahisle takibe itiraz ettiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 27/02/2017 tarihli bilirkişi raporunda; taraf defterlerinin incelendiği, dava konusu faturaların davalı defterlerinde yer aldığı, faturalara konu malzemelerin dava dışı hastalarda kullanıldığı, bu durumun SGK’nın dökümünde görüldüğü, ancak davalının SGK’dan bu malzemelerin parasını tahsil edemediği, protokolün düzenlenmesi karşısında SGK’dan tahsilat yapılamaması nedeniyle malzeme bedelinden davacının sorumlu olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davacı vekilinin rapora itiraz ettiği ve yeni bir bilirkişiden rapor alınmasını istediği görülmüştür. Taraflar arasındaki 01/07/2014 tarihli protokolün 2.maddesinde, emekli sandığında bulunmayan malzeme verilmesi veya UBB Türkçe etiket vs benzeri sorunlardan doğacak kesintilerde, bu nedenle SGK’nın ödeme yapmaması halinde … Ltd.Şti’nin ödenmeyen malzeme tutarı kadar sorumlu olduğunun belirtildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf, faturalar sebebiyle davalıdan alacaklı olduğunu iddia etmiş, davalı taraf ise SGK’nın ödeme yapmadığını, protokol nedeniyle sorumluluklarının bulunmadığını savunmuştur. Dosya içeriğinden davacının, davalıya verdiği ürünlerin dava dışı hastalarda kullanıldığı, ancak SGK tarafından ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında 01/07/2014 tarihinde imzalanan protokolün ikinci maddesi uyarınca SGK’nın ödeme yapmaması halinde davacının ödenmeyen malzeme tutarlarından sorumlu olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı taraf, davalının fatura içeriğindeki ürünleri alıp hastalarına kullandığını ileri sürmüş ise de, davacı tacir olup bütün iş ve eylemlerinde basiretli davranması gerekir. Davacı taraf, SGK’nın ödeme yapmaması halinde sorumlu olduğunu kabul ettiğinden bu konudaki istinaf sebepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.29/12/2020