Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/497 E. 2021/92 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/497 Esas
KARAR NO: 2021/92
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/02/2017
NUMARASI: 2014/421 2017/141
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 21/01/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, müvekkili şirketin davalılardan … A.Ş ile arasında 29/11/2007 tarihli bayilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince müvekkilinin sipariş edilen ürün bedelinin %25’i kadar avansı ödemesinin kararlaştırıldığını, bu şekilde sipariş verildikten sonra müvekkili şirket tarafından davalı şirkete çeşitli çekler verildiğini, davalı şirketin avans çeklerini teslim almasına rağmen genel müdürü olan ve aynı zamanda davalı …’nun gönderdiği faks mesajı ile 12/08/2008 tarihinde üretimi durdurduklarını açıkladıklarını, ayrıca davalı şirketin Gebze 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/539 esas sayılı dosyasında iflas erteleme talebinde bulunduğunu, mallar teslim edilmediğinden çeklerin karşılıksız kaldığını, ancak davalı şirketin çekleri iade etmeyip bilinçli olarak üçüncü kişilere ciro ettiğini, çeklerin bir kısmının ibraz edildiğini ve icra takibine konu edildiğini, bu takipler sırasında müvekkiline ait malvarlığının haczedildiğini, haciz tehdidi altında bir kısım borçların ödenmek zorunda kaldığını, bu süreçte davalı şirketin hakim ortakları olan davalılar … ve …’nın ilginç bir şekilde yönetim kurulundan istinaf ederek şirketin bir kısım çalışanlarını yönetim kuruluna seçtirdiklerini, amaçlarının şirketin hakim ortakları üzerinde bulunan malvarlığının riske girmesini önlemek olduğunu, nitekim iflas erteleme dosyasına davalılarca yatırılan parayla önce şahsi sorumluluk gerektiren borçların tasfiye edildiğini, bu davalıların da müvekkilinin uğradığı zararlardan şahsen sorumlu olması gerektiğini, müvekkili şirketin siparişlerin verilmemesi nedeniyle başka tedarikçilerden ihtiyacını karşıladığını, aradan fiyat farkı bulunması nedeniyle zarara uğradığını, ayrıca ekstra nakliye bedeli ödendiğini, yine çek bedellerinin müvekkili şirketin zararları kapsamında olduğunu, müvekkilinin bu borçlar nedeniyle mülkiyetinde bulunan ve müvekkili şirkete 384.000,00 TL’ye mal olan bir taşınmazı 271.186,00 TL’ye satmak zorunda kaldığını, bu satış nedeniyle ayrıca gelir vergisi ve KDV’de ödendiğini, yine hukuki işlem ve dava ve takipler için 250.000,00 TL vekalet ücreti gideri yapıldığını, davalar nedeniyle 3.493,00 TL ulaşım ve konaklama gideri yapıldığını, müvekkili şirketin araçlarının haczedilmesi nedeniyle kiraladıkları araçlar nedeniyle 1.876,20 TL ödeme yaptıklarını, müvekkillerinden …’nın şirket ortağı olup kendisinin ayrıca sigorta acenteliği yapmakta olduğunu, hacizler ve hukuki süreç nedeniyle itibarının zedelendiğini ve müşteri kaybına uğradığını, yine müvekkili …’nın da şirketin içine düştüğü durum nedeniyle şahsi malvarlığından harcamalar yaptığını, ayrıca ticari itibarının sarsıldığını, yeni bir şirket kurmak zorunda kaldığını belirterek her üç davacı için ayrı ayrı olmak üzere şimdilik 10.000 TL’den 30.000 TL tazminatın ihtarname tarihi olan 20/08/2008 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili, 27/12/2013 tarihinde verdiği ıslah dilekçesiyle, müvekkillerinden … Ltd.Şti için toplam 657.900,79 TL’nin, … için toplam 16.194,36 TL’nin davalılardan tahsilini istemiştir. Davalılar vekili, müvekkili … A.Ş dışındaki müvekkillerinin davacı … Metal Ltd.Şti ile herhangi bir ticari ilişkilerinin mevcut olmadığını, bu nedenle husumet itirazında bulunduklarını, yine davacılar … ve …’nın müvekkilleriyle herhangi bir ticari ya da başka bir ilişkilerinin bulunmadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, … ve …’nın ortaklıktan ayrılmalarının muvazaalı olmadığını, davacı şirketin kasten zarara uğratılması gibi bir durumun bulunmadığını, davacının müvekkili şirkete verdiği tüm kıymetli evrakların müvekkili şirket tarafından alacaklılarına ödenmiş ve/veya ödenmeye devam ettiğini, bu durumun müvekkili şirketin iyiniyetli olduğunu gösterdiğini, çeklerle ilgili olarak bir kısım protokoller ve ödemeler yapıldığını, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu bildirerek reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; davacı şirketin kendisine teslim edilmeyen mallar nedeniyle oluşan fiyat farkından uğradığı maddi zarar olarak tespit edilen 27.395,00 TL’yi, yine bilirkişi raporlarıyla sabit olan 36.029,14 TL dava ve seyahat masrafları ile Kemalpaşa’da satılan taşınmaz nedeniyle hesaplanan faiz tutarı olan 52.824,74 TL’yi davalı şirketten isteyebileceği, ayrıca davacının araçlarının haczedilmesi nedeniyle kiralanan araçlar için yaptığı ödeme tutarı olan 1.876,20 TL’yi isteyebileceği, buna göre davacı şirketin davalı şirketten 118.125,11 TL talepte bulunabileceği, davacılar … ve …’nın şahsi zararlarının kanıtlanamadığı, bayilik sözleşmesinin davacı şirket ile davalı şirket arasında yapıldığı, bu nedenle diğer davalıların davacı şirketin zarar görmesine yol açan sözleşme nedeniyle şahsi sorumluluklarının bulunmadığı, bu davalılara husumet yöneltilemeyeceği gerekçeleriyle davalılar …, …, …, …, … ve … hakkındaki davanın husumet yönünden reddine, davacılar … ve …’nın açtığı davanın esastan reddine, davacı … Ltd.Şti’nin davalı … A.Ş aleyhine açtığı davanın kısmen kabulü ile 118.125,11 TL’nin 22/08/2008 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalı … A.Ş’den tahsili ile davacı … Ltd.Şti’ne ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir. Davacılar vekili, istinaf sebebi olarak; bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, 04/06/2012 tarihli raporda toplam 377.694,02 TL zarar hesaplandığını, 15/01/2013 tarihli raporda davacının 812.679,80 TL asıl alacaklı olduğunun belirtildiği, İzmir 14.Asliye Ticaret mahkemesi’nin 2013/13 Talimat sayılı dosyasında alınan raporda ise davacı şirketin 657.900,79 TL, …’nın ise 16.194,36 TL zararının tespit edildiğini, İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/93 talimat sayılı dosyasında alınan raporda, şirket zararının 203.924,72 TL, …’nın masrafının 10.482,57 TL, …’nın ise zararının 3.002,04 TL olduğunun belirtildiğini, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiğini, bu davadaki en önemli zararın başka şirketlerden alınan mallara ödenen fiyat ve sipariş edilen mallar arasındaki fiyat farkından doğan zarar olduğunu, hükme esas alınan raporda herhangi bir örnek sunulmadan ürünlerin birim fiyatının bilirkişi tarafından belirlendiğini, nakliye farkının hesaplanmadığını, oysa dosyaya sundukları sözleşme ve faturada nakliye farkının ödendiğini, rapora itiraz dilekçelerinde bu tespit ve hesaplama hatalarına açıkça itiraz ettikleri halde mahkemenin dikkate almadığını, ikinci büyük zararlarının ise edinilen taşınmazın malların teslim edilmemesinden dolayı satılmak zorunda kalınması olduğunu, kendilerinin 384.000,00 TL’ye mal ettikleri taşınmaz için bankadan 340.000,00 TL kredi kullandıklarını, bu krediye ilişkin olarak toplam 109.423,62 TL faiz geri ödemesi yapıldığını, davalının sebep olduğu durum nedeniyle kredi taksitlerinin ödenemez hale gelmesi sonucu gayrimenkulün 271.186,00 TL’ye satılmak zorunda kalındığını, bu nedenle 222.237,62 TL zarara uğranıldığını, ayrıca 48.814,00 TL KDV borcu doğduğunu, bu zararın en son rapor hariç diğer üç raporda tespit edildiğini, son raporda ise taşınmazın satışından doğan KDV’nin taşınmaz alımından doğan KDV olarak değerlendirildiğini, taşınmaz satışından faiz tutarından ve KDV’sinden davalı şirketin sorumlu tutulması gerektiğini, ayrıca müvekkili şirkete ait iki aracın zararla üçüncü kişilere satıldığını, 12/06/2013 tarihli raporda bu zararın tespit edildiğini, hükme esas alınan raporda ise bu hususların dikkate alınmadığını, hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişi heyetinin dosyaya uzun bir süre elinde tuttuğunu, istenilen tüm evraklar verilmesine rağmen belge sunulmadığı gerekçesiyle inceleme yapmadıklarını, itirazlarının dikkate alınmadığını, yerel mahkeme kararının gerekçeli olmadığını, davacı asillerin şahsi zararlarının kanıtlanmadığından bahisle davanın esastan reddini hukuken kabul edilemez olduğunu, davacı …’in bu işler nedeniyle sigortacılık faaliyetlerine gerekli mesaiyi harcayamadığını ve itibarının zedelenmesi sonucu müşteri kaybına uğradığını ve işinde zarar ettiğini, davacı …’ın ise şirketin içine düştüğü durum nedeniyle şahsi malvarlığından birçok harcama yaptığını, yeni bir şirket kurmak zorunda kaldığını, 12/06/2013 tarihli raporda bu yönden inceleme yapıldığını ve davacı …’in 16.194,36 TL zararının tespit edildiğini, davalı gerçek kişilerin ise tüzel kişilik perdesine sığınarak muvazaalı işlemlerle müvekkillerini zarara uğrattıklarını, davalılar … ve …’nın istifalarının ve hisse devirlerinin şaibeli ve kötüniyetli olduğunu, 15/07/2008’de yönetim kurulundan istifa etmelerine ve hisselerini devretmelerine rağmen resmi işlemleri iflas erteleme kararından sonra yaptıklarını, müvekkillerinin ise istifa ve hisse devrinden habersiz bir şekilde 01/08/2008 tarihinde 189.508,00 USD tutarında sipariş mektubu verdiğini, bu mektubun kabul edildiğini, ayrıca 168.000,00 USD bedelinin 5 adet avans çeki keşide ettiğini, davalı şirketin bu çekleri borcuna karşılık dava dışı … A.Ş’ye ciroladığını, …’nın yapılan ödemelerle şirketin vergi, SSK ve banka kredi borçlarını ödediğini ve ödettirdiğini, bu davalının şirketin içini boşalttığını, diğer davalıların ise …’nın talimatı doğrultusunda şirketi kötü yöneterek şirketin zararına çalıştıklarını bildirmiştir. Davalı … A.Ş vekili, istinaf sebebi olarak; dava dışı … A.Ş’nin haksız olarak henüz keşide tarihi gelmemiş yaklaşık tutarı 2 milyon TL’yi bulan 18 adet çeki yazdırarak ihtiyati haciz uyguladığını, bunun neticesinde müvekkili şirket merkez ve fabrika binasında 3 gün süren haciz işlemi gerçekleştirildiğini, bu işlem sırasında 59 tır malın haczedildiğini, müvekkilinin ihtiyati hacizlerle boğuşmak zorunda kaldığını, davacının da müvekkili şirketin Türkiye çapındaki onlarca bayisinden biri olduğunu, müvekkilinin adını kullanarak kazanç sağladığını, müvekkilinin maruz kaldığı haksız hacizler sebebiyle bir kısım siparişlerin tesliminin geciktiğini, davacı ve ortaklarının ise bu durumu fırsat bilerek eldeki davayı açtıklarını, davacının çeklerinin müvekkili şirketçe ödenmiş olup davacıya iade edildiğini, müvekkili şirket hakkındaki kısmen kabul kararının hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda bahsedilen taşınmaz yönünden müvekkilinden talepte bulunamayacağı, bilirkişiden davacının faiz talep edemeyeceğini belirttiklerini, ancak mahkemenin davacı yanın el yazısıyla sunduğu 52.824,77 TL dekont toplamını zarar gibi kabul ettiğini, mahkemenin bu sonuca nasıl ulaştığının anlaşılamadığını, müvekkili şirketten 27.395,00 TL kur farkı isteneceğine dair tespitin de hatalı olduğunu, bilirkişi raporunun 11.sayfasında davacıların ibraz ettikleri belgelerle aldıklarını iddia ettikleri malzemelerle müvekkilinden temin edecekleri malzemenin aynı olmadığı kanaatine varıldığını, davacı tarafın müvekkilince teslim edilmeyen malları başka birinden aldığına dair belge sunamadığını, buna rağmen zarar hesabının yapılmasının doğru olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bilirkişilerin malın sipariş tarihindeki değerini baz aldıklarını, oysa yapılması gerekenin malın teslim tarihindeki değerinin esas alınması gerektiğini, teslim tarihi ile yeni malların teslim alındığı tarihteki fark bulmasının doğru olduğunu, davacının bu konuda zararını ispatlayamadığını, davacı tarafın seyahat giderleri ve dava masrafları toplamının 36.029,14 TL olduğunun belirtildiğini, bilirkişi raporunun 19.sayfasında 29.981,40 TL masrafın kaynağının ibraz edilmediğini, 1.724,65 TL seyahat gideriyle ilgili belge ibraz edilmediğini, 4.244,09 TL seyahat giderinin de davalıdan kaynaklanıp kaynaklanmadığının anlaşılamadığını açıkça belirtmelerine rağmen ve bu konuda itirazda bulunmalarına rağmen mahkemenin bu hususu dikkate almadığını, davacının davasını ispatlayamadığını, mahkemenin bilirkişi raporunu yanlış değerlendirdiğini bildirmiştir. Gebze 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/539 esas, 2010/375 karar sayılı ilamının incelenmesinde; davalı … A.Ş’nin hasımsız olarak iflas erteleme talebinde bulunduğu, yargılama sonunda 24/09/2010 tarihinde davanın kabul edilerek iflasın bir yıl süreyle ertelenmesine karar verildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 04/06/2012 tarihli bilirkişi raporunda; davacı … Ltd.Şti’nin mal alımı, fiyat farkı, nakliye gideri, araç kiralama gideri, taşınmaz satışından kaynaklanan zarar, seyahat masrafı ve personel kıdem ihbar zararları olmak üzere toplam 372.279,66 TL zararının bulunduğu, davacılardan …’nın ise sigorta şirketi kurduğu ve bu şirketin kuruluş ve devir gideri olarak 5.414,36 TL harcama yaptığı, buna göre davacı tarafın toplam 377.694,02 TL zararının bulunduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 15/01/2013 tarihli bilirkişi raporunda; davalı tarafın ticari defterlerinin incelendiği, davalı şirketin 2010 yılı sonu itibariyle davacı şirkete gözüken 812.679,80 TL borcunu ödediği, davacıdan alınan çeklerin davalı tarafından ciro edilerek üçüncü şahıslara verildiği, bu çeklerin davalı tarafından çek bedelleri haricen tahsilat şeklinde icra dosyası alacaklılarına protokol karşılığı ödendiği, ancak tahsil harçları yatırılmadığı için icra dosyasında çek asıllarının alınamadığı ve muhasebe kayıtlarına işlenemediği, … Ltd.Şti’nin tüm çeklerinin … A.Ş tarafından 808.934,68 TL olarak ödendiğinin belirtildiği, bu çeklerin dökümünün tablo halinde ve rapor ekinde sunulduğu, davalının yasal defter kayıtları incelendiğinde 2010 yılı sonu hesap sonu dönemi itibariyle davacı … Ltd.Şti’ne 812.679,80 TL asıl borç bakiyesi verdiğinin görüldüğü yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 12/06/2013 tarihli bilirkişi raporunda; davacı … San Metal Ltd.Şti’nin üçüncü kişilerden aldığı mal alımları nedeniyle 287.106,44 TL fazla ödeme yaptığını, gayrimenkul satışından 271.051,62 TL zarar ettiği, kıdem ve ihbar tazminatı için 3.002, 04 TL ödediği, davalının sebep olduğu davalar nedeniyle seyahat masraflarının 4.522,81 TL tespit edildiği, araçların haczedilmesi nedeniyle 1.876,20 TL araç kiralama bedeli ödediği, davalının neden olduğu hukuk davaları nedeniyle dava gider masraf avanslarının 2010 yılı sonu itibariyle 26.971,00 TL olduğu, avukat giderinin ise 3.010,00 TL bulunduğunu, zararına araç satışından dolayı ise 60.360,68 TL zarar ettiği, buna göre toplam zararının 657.900,79 TL olduğu, …’nın ise seyahat giderleri olarak 9.880,00 TL ve sigorta şirketinin kuruluş giderleri olarak 5.414,36 TL harcama yaptığı, buna göre toplam zararının 16.194,36 TL olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 06/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacıya teslim edilmeyen mallar nedeniyle oluşan fiyat farkının 27.395,00 TL olduğu, dava masrafı ve seyahat giderleri toplamının 36.029,14 TL olduğu ve bu giderlerin davalıdan istenebileceği, taşınmaz satışıyla ilgili faiz, KDV ve fiyat farkı talep edilemeyecek ise de, takdirin mahkemeye ait olduğu, bu kalemlerden oluşan tutarın ise toplam 203.924,72 TL olduğu, araçların kirası için ödenen 1.876,20 TL’nin davalıdan istenebileceği, …’nın masrafları ve zararı talep edilemeyecek ise de, şirket kuruluşu, seyahat masrafı için yaptığı giderleri toplamının 10.482,57 TL olduğu, …’nın kurduğu şirket masraflarının davalıdan talep edemeyecek ise de, bu masrafların 1.122,79 TL olduğu, işçilere ödenen ihbar ve kıdem tazminatlarının talep edilemeyecek ise de, bunların toplamının 3.002,04 TL olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, maddi tazminat davasıdır. Davacı taraf, müvekkilinin davalı tarafa verdiği çekler karşılığında sipariş edilen malların verilmediği gibi çeklerin de ciro edilerek tedavüle girdirildiğini, üçüncü şahısların takipler yaptığını ve bu nedenlerle müvekkilinin zarara uğradığını belirterek tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince istinaf edilmiştir. Davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zarar kalemlerinin fiyat farkı, takip dava ve seyahat masrafları, taşınmaz satışı nedeniyle uğranılan zararlar, araç kiralama bedelleri, davacı …’nın ve davacı …’nın kurduğu şirket masrafları ile davacının zor durumda kalması nedeniyle işten çıkardığı işçilere ödediği kıdem ve ihbar tazminatı kalemlerinden oluşmaktadır. Davacı şirket, davalı şirketin istenilen malları teslim etmemesi nedeniyle dava dışı üçüncü kişi ya da şirketlerden mal temini yoluna gitmiş olup bunlar nedeniyle daha fazla bedel ödemek durumunda kalmış olup bu tutar alınan 06/06/2016 tarihli rapor içeriğinden de anlaşıldığı üzere 27.395,00 TL olup davacı tarafın bu tutarı isteme hakkı bulunmaktadır. Öte yandan davalı taraf, verilen çekler nedeniyle takiplere maruz kaldığını ve dava açma durumunda kaldıklarını, bu nedenle dava ve seyahat giderleri olarak talepte bulunmuş olup bahse konu 06/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda bu tutarın 36.029,14 TL olduğu belirtilmiş olup dairemizce de bu tutarın istenebilir olduğu kanaatine varılmıştır. Öte yandan yapılan takipler sırasında davacı tarafın araçlarının haczedildiği ve araç kiralama nedeniyle davacı şirket tarafından 1.876,20 TL ödeme yapıldığı dosya içeriği ve bilirkişi raporundan anlaşılmakta olup davacı tarafın bu tutarı da isteyebileceği kanaatine varılmıştır. Taşınmaz satışı nedeniyle davacı tarafça zarara uğranıldığı iddia edilmiş ise de, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere taşınmazın alınması sırasında kredinin kullanılmadığı, kredinin taşınmazın alınmasından sonra kullanıldığı, dolayısıyla fazladan faiz ödenmek durumunda kaldığı nedeniyle alacak iddiasının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Yine taşınmazın borçlar nedeniyle dava dışı bir anonim şirkete satışı nedeniyle KDV ödemek durumunda kaldıklarından bu tutarı da zarar olarak istemiş ise de, Vergi Usul Kanunu gereği davacı şirketin KDV’yi taşınmazı sattığı dava dışı A.Ş’den alması gerekirdi. Dolayısıyla bu tutarı da isteyemeyecektir. Yine taşınmaz satışı nedeniyle taşınmazın daha düşük fiyata satıldığı ileri sürülmüş ve gerçekten de taşınmazın alım fiyatı ile satım fiyatı arasında fark var ise de, davacının satıştan elde ettiği bu paralar ile davalıya verdiği avans çeklerini ödediğine dair belge ibraz edilememiş olup bu yöndeki zarar kalemini de isteyemeyeceği kanaatine varılmıştır. Öte yandan davacı gerçek kişiler … ve …’ın kurdukları şirketler için yaptıkları masraflar ile davacının işten çıkardığı işçilere ödediğini belirttiği kıdem ve ihbar tazminatları yönünden ise kurulduğu belirtilen şirketlerin davacıların kendi şirket ihtiyaçlarına cevap vermekte olduğu, bir başka ifadeyle davacıların kendi yararına kurulduğu, bu nedenle bunların istenemeyeceği, işçilik hakları yönünden ise zaten zamanı geldiğinde bu işçilerin kıdem, ihbar tazminatları ve benzeri diğer işçilik haklarının ödenecek olduğu, dolayısıyla bunların da davalı taraftan istenemeyeceği kanaatine varılmıştır. Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davacı şirket tarafından davalı şirketten üçüncü kişilerden alınan mal bedelleri yönünden fiyat farkı, dava ve seyahat giderleri ile araç kiralama bedellerinin istenebileceği, bunların tutarının ise (27.395,00 TL + 36.029,14 TL + 1.876,20 TL = 65.300,34 TL) 65.300,34 TL olduğu anlaşılmış olup buna göre davacılar vekilinin istinaf taleplerinin reddi, davalı … A.Ş vekilinin ise istinaf talebinin kısmen kabul kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin REDDİNE, 2-Davalı davalı … İthalat ihracat SAN.TİC A.Ş vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE, 3-İstanbul Anadolu 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/02/2017 gün, 2014/421 Esas, 2017/141 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-Davalılar …, …, …, …, … ve … haklarındaki davanın HUSUMET YÖNÜNDEN REDDİNE, 5-Davalılar …, …, …, …, … ve … kendilerini vekil ile temsil ettiklerinden bu davalılar yararına 2017 yılı AAÜT tarifesi uyarınca taktir olunan 1.980,00’er TL maktu vekalet ücretinin davacı …nden alınarak bu davalılara ödenmesine, 6-Davacılar … ve …’nın açmış olduğu davanın bu iki davacı yönünden ESASTAN REDDİNE, 7-Davacı … yönünden kendisini vekil ile temsil eden davalılar yararına 2017 yılı AAÜT tarifesi uyarınca taktir olunan 1.980,00 TL nispi vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara ödenmesine, 8-Davacı …’nın davası reddedilmiş olmakla; kendisini vekil ile temsil eden davalılar yararına 2017 yılı AAÜT tarifesi uyarınca taktir olunan 1.980,00 TL nispi vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara ödenmesine, 9-Davacı …nin davalı … İthalat ihracat SAN.TİC A.Ş aleyhine açmış olduğu ıslah talepli tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 65.300,34 TL’nin 22/08/2008 tarihinden itibaren ticari faizle birlikte davalı … İthalat ihracat SAN.TİC A.Ş’den tahsili ile davacı …ne ödenmesine, fazlaya ilişkin dava ve talebin reddine, 10-Alınması gereken 4.460,66 TL harcın, peşin alınan 445,50 TL harç ile 11.169,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 11.614,50 TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 7.153,84 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacılara iadesine, 11-Davacı …lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.289,04 TL nispi vekalet ücretinin davalı … İthalat ihracat SAN.TİC A.Ş’den alınarak davacı …ne ödenmesine, 12-Reddedilen miktar üzerinden davalı … İthalat ihracat SAN.TİC A.Ş yararına AAÜT’nin 13/3 maddesi uyarınca hesaplanan 9.289,04 TL nispi vekalet ücretinin davacı …den alınarak davalı … İthalat ihracat SAN.TİC A.Ş’ye ödenmesine, 13-Alınması gereken harçtan mahsup edilen ve davacı tarafça yatırılan harçtan tutarı olan 4.460,66 TL harcın yargılama giderine katılmaksızın davalı … İthalat ihracat SAN.TİC A.Ş’den alınarak davacı …ye ödenmesine, 14-Davacının yatırdığı nispi harç dışında yaptığı yargılama gideri olarak 19,90 TL başvurma-vekalet harcı, 4.200,00 TL bilirkişi ücretleri, 242,40 TL davetiye giderleri ve talimat mahkemelerine dosya gidiş dönüş giderleri olmak üzere toplam 4.462,30 TL yargılama giderinden davanın kabulüne tekabül eden 442,90 TL’nin davalı … İthalat ihracat SAN.TİC A.Ş’den alınarak davacı …ye ödenmesine, redde tekabül eden bakiye masrafların davacılar üzerinde bırakılmasına, 15-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalı … İthalat ihracat SAN.TİC A.Ş’ye iadesine, 16-İstinaf aşaması yönünden davacılardan alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davacı …alınarak hazineye irad kaydına, 17- İstinaf aşamasında davalı … İthalat ihracat SAN.TİC A.Ş tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 86,70 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 172,40 TL’nin davacı …nden alınarak davalı … İthalat ihracat SAN.TİC A.Ş’ye verilmesine, 18-İstinaf aşamasında davacı …tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına, 19-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 20-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacılar yönünden HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık, davalı … İthalat ihracat SAN.TİC A.Ş’ yönünden kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/01/2021