Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/484 E. 2021/181 K. 29.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/484 Esas
KARAR NO : 2021/181
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/11/2017
NUMARASI : 2014/659 E. – 2017/1104 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/01/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin davalının sertifikalı ve kapsamlı bir teknik muayene yaparak belgelenmiş kalitede olduğunu beyan ve taahhüt ettiği … plakalı 2010 model aracı 03.09.2012 tarihinde 68.500 TL bedelle karşı taraftan satın aldığını, müvekkilinin söz konusu aracın 121.186 km’de iken aracın periyodik bakımını yaptırmak için muhatabın yetkili servisine götürdüğünü, yetkili servis tarafından yapılan incelemede aracın şanzumanın arızalı/ ayıplı olduğu ve revizyon edilmesi gerektiği, yapılacak revizyon işleminin bedelinin parça ve işçilik dahil 9.765,39 TL olduğu ve arızanın 1.000 Euro tutarındaki kısmının ise davalı tarafından karşılanacağının belirtildiğini, müvekkilinin söz konusu durumu derhal aracın satın aldığı davalı … AŞ’ne bildirdiğini, aracın şanzumanındaki arızanın bedelinin … AŞ’ye ait olmak üzere davalının yetkili serevisi …San. Ve Tic. Ltd. Şti tarafından giderildiği- onarıldığının belirtilerek aracın müvekkiline teslim edildiğini, müvekkilinin söz konusu aracı bir müddet kullanmadığını ve aracın 137.745 km’de iken İzmit yolunda arızalandığını, müvekkilinin aracı Kocaelindeki servisine götürmek zorunda kaldığını, yapılan incelemede aracın şanzumanının arızalı olduğu ve tamamen değişmesi gerektiğini, toplam maliyetinin 30.237,50 TL olduğunun belirtildiğini, karşı tarafın söz konusu aracın kendisi tarafından yapılan kapsamlı teknik muayeneden ve test sürüşünden geçirdiği ve aracın belgelenmiş kalitede olduğunu beyan , taahhüt ve garanti ederek sattığını, , Kocaeli 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/27 D. İş sayılı dosyası ile yapılan tespitte aracın şanzumanındaki gizli ayıbın sürücü kaynaklı olmadığının tespit edildiğini, müvekkilinin davalının yetkili servisi … AŞ’ye 965,00 TL aracın çekici ile getirilmesi nedeniyle 300 TL çekici bedeli ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin tacir olup aracın arızalanması nedeniyle aracı 10.05.2014 tarihinden bu güne kadar kullanmadığından zarara uğradığını beyanla araç satış sözleşmesinin feshedilerek aracın iadesine, davalıya ödenen 68.500 TL davalının yetkili servisine ödenen 965 TL, çekici bedeli 300,00 TL ve 10.05.2014 tarihinden bugüne kadar aracı kullanmaması nedeniyle uğradığı zararın tespit edilerek bu zarardan şimdilik 100 TL olmak üzere toplam 69.865 TL ‘nin avans faizi birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile öncelikle … AŞ ‘nin … AŞ ile birleştiğini, davacının tüm talep ve iddialarının zamanaşımına uğradığını, 2010 model aracın garanti süresinin 2 yıl olup, araçla ilgili açık olsun gizli olsun tüm ayıba karşı tekeffül / garantisi 2012 yılında sona ermiş olduğundan müvekkili şirketin garanti/ ayıba karşı tekeffül süresinin iş bu davanın açıldığı tarih itibariyle 2 sene evvel sona erdiğini, davacının muayene ve ihbar mükellefiyetini süresi içinde ifa etmediğini ve kanunun kendisine yüklediği hususları yerine getirmediğini ve aracı bu haliyle kabul etmiş olduğundan bu konudaki tüm dava ve talep haklarının düştüğünü, dava konusu aracın 2. el olup davacı şirketin basiretli davranma yükümlülüğü gereğince gerekli incelemeleri ve tetkikleri yaparak aracı alması ve araçta tespit ettiği ayıp vs. var ise bunları derhal ihbar etmesinin gerektiğini, ancak davacının dava konusu aracı herhangi bir ihtirazı kayıt koymadan satın aldığını, aracı teslim alırken de herhangi bir ihtirazi kayıt ve şerh düşmeksizin teslim aldığını ve aracı satış anındaki durumu ile kabul ettiğini, dava konusu aracın 1 yıl 8 ay boyunca kullanıldığını ve satıştan sonra 32.000 kmden fazla yol yaptığını, davacının kullanılan araçta şanzımanın gizli ayıplı olduğunu iddia etmenin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkili şirketin karşı tarafa dava konusu ikinci el bir araç açısından herhangi bir taahhüt/ garanti vermediğini, müvekkili şirketin gerek TTK gerekse BK bakımından tüm ayıba karşı tekeffül sorumluluğunun sona ermiş durumunda olduğunu, Kocaeli 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/27 D. İş sayılı dosyasında yapılan tespit davası ve alınan tespit raporunun Hukuk mahkemeleri Kanunun 403 ve devamı maddelerinin hilafına yapıldığını beyanla hak düşümüne ve mururuzamana uğramış olması ve muayene ve ihbar sürelerinin kaçırılmış olması sebebiyle davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… hükme esas alınan birinci rapordaki teknik bilirkişi tespitinde belirtildiği şekilde davalının araç satış bedeli 68.500,00 TL’yi davacıya iade etmesi gerektiği ve ayrıca davacının yetkili servise ödediği 965,00 TL ve çekici masrafı 300,00 TL’yi de davacıya ödemesi gerektiği anlaşılmakla toplam 69.765,00 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne, davacının aracı kullandığı 2 yıllık süre ile kullanamadığı 2 yıllık sürenin eşit olması karşısında aracı kullanamaması nedeniyle talep edebileceği bir zararının bulunmadığının kabulü ile fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 69.765,00 TL toplam alacağın 68.500,00 TL satın alma bedelinin aracın iade tarihinden , 965,00 TL servis bedeli ile 300 TL çekici bedelinin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, … plaka numaralı 64698051815994 motor numaralı, … şase numaralı, … markalı , kamyonet – panelvan cinsi, 639-VİANO V335 2.2 CDİ aracın davalıya iadesine…” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili tarafından keşide edilen İhtarnamenin davalıya 23.05.2014 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının aracın ayıplı ve arızalı olduğunu bildiği halde teslim almadığını ve temerrüde düştüğünü, araç bedeline iade tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hatalı olduğunu, bu nedenle kararın faiz başlangıç tarihi yönünden “69.765,00-TL toplam alacağın, 68.500,00-TL satın alma bedelinin ihtarnamedeki temerrüt tarihi olan 27.05.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile, 965,00-TL servis bedeli ile 300,00-TL çekici bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde düzeltilmesini talep etmiştiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davanın zamanaşımı nedeni ile reddi gerektiğini, aracın ikinci el araç olduğunu, 2010 model olduğunu, garanti süresinin 2 yıl olduğunu, mahkemenin aracın 2.el olduğunu gözardı ederek zamanaşımı definin reddetmesinin hatalı olduğunu, ayıp gizli olsa dahi garanti süresinden daha sonra ortay açıkmışsa müvekkilinin araçla iligili ayıba karşı tekeffül yükümlülüğünün kalmamış sayılacağını, dava konusu araç ikinci el olup herhangibir garanti verilmediğini, davalının basiretli davranma yükümlülüğü çerçevesinde zamanında muayene mükellefiyetini yerine getirmediğini, 24.10.2016 Tarihli raporda davacının şikayetinin ürün kaynaklı bir arızadan kaynaklanamdığının açıklandığını, ürün ya da imalattan kaynaklanan herhangi bir kusur ve ayıp olmadığını, aracın sadece ithalatçısı olan ve servis hizmeti vermeyen müvekkili yönünden davanın reddi gerektiğini, aracın ayıplı olarak satıldığı idddiasının gerçeği yansırtmadığın teknik bilirkişi raporunda aracın davacı yanc satın alınmasından sonra hizmet kusuru meydana geldiğinin belirtildiğini, müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, Davanın reddi talep edilmekle birlikte şanzımanın orjinal yedek parça ile değiştirilebilir veya tamir edilebilir iözellikte olması aracın ikinci el ve 110.918KM ‘de satın alınması nedeni ile iade şartlarının oluşmadığının da raporda belirtildiğini,Davacının satın alırken ihtirazi kayıt koymadığını, davacının kaporta ve mekanik durumu mevcut hali ile görüp kabul ederek teslim aldığını, Diğer bilirkişi raporlarının karar vermeye elverişli olmadığını, hükme esas alınmalarının hatalı olduğunu, Davacı tarafından düzenli olarak bakımları yapılmamış araç olduğunun bilirkişiler tarafından dikkate alınmadığını, Teslimattan 1 gün önce yağ kaçağı ile ilgili onarım yapıldığını, km sinin 110.918 olduğunu, 23.01.2013 Tarihinde 121.186KM’de 120.000KM bakımı aşılmışken otomatik şanzımanın garantiden onarıldığını, sonraki bakımalrın düzenli yapılmadığını, mahkemece 2012 den beri davacı yanca kullanılan araçta kullanıma bağlı hasar olup olmadığının araştırılmadığını, aracın kullanılması nedeni ile yıpranma değerinin de iadesi gerektiğini, Kabule göre de Aracın üzerinde takyidat var ise tüm bunların kaldırılması şartı ile müvekkiline devri şartıyla bedel iadesi kararı verilmesi gerektiğini kararın hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇEDava, ayıplı satış iddiasına dayalı olarak araç bedelinin iadesi ile uğranılan zararların tahsili istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı ve davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı vekilinin zamanaşımına ilişkini istinaf istemi incelnemiştir.TBK 231 maddesi gereğince; “Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz. Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz”. Somut uyuşmazlıkta; davalı …. AŞ’nin satıcı, davacı … Sanayi ve Ticaret Ltd Şti’nin alıcı olduğu 03.09.2012 tarihli araç satış sözleşmesi ile … plakalı … CDİ kamyonet tipi araç 68.500TL bedelle satılmıştır. Taraflar arasındaki 2.el araç satışı 03.09.2012’de gerçekleşmiş, dava ise 14.08.2014’te açılmış olmakla mahkemece zamanaşımı definin reddi yerindedir. Dosyada mevcut bilgi ve belgeler ve Dairemizce yeterli bulunan 1. ve 3 . bilirkişi raporuna göre; araçtaki şanzıman arızasının gizli ayıp niteliğinde olduğu, araç satış sözleşmesi ile aynı tarihte 03.09.2012’deki servis kaydında”otomatik şanzuman sökülmesi ve t…” şeklindeki işlemin ve bir iş emrinde “şanzımdanda yağ kaçağı” olduğunun kayıtlı olduğu, bu durumun kullanıcı hatası olarak nitelenemeyeceği, davalı satıcının satış tarihinde bu durumu davacı alıcıya blidirdiğini ispatla yükümlü olduğu, bu hususta araç satış sözleşmesinde herhangi bir açıklama yer almadığı gibi, ispata elverişli delil sunulmadığı, aracın satışından sonra şanzımanında çok ciddi zararlar meydana geldiği, araçtaki arızanın giderilemediği dikkate alındığında mahkemece birinci ve üçüncü raporun esas alınması sureti ile araç bedelinin iadesine ilişkin talebin kabulü yerindedir. Davalı yan cevap dilekçesinde kullanıma bağlı hasar iddiasında yahut yıpranma bedeli mahsubuna ilişkin talepte bulunmadığı, öninceleme de bu yönde iddianın yer almadığı HMK 141 md gereğince bu itirazın değerlendirilemeyeceği gibi aracın ikinci el olduğu, hasara/kazaya uğradığı hususunda dosyaya yansıyan herhangi bir delil de olmadığı, birinci bilirkişi heyetinin raporuna çoğunluk görüşünde mahsup yapılmaması gerektiğinin belirtildiği de dikkate alındığında bu husustaki istemin reddi gerekmiştir.Davacı vekilinin istinaf istemine gelince; satış bedeli yönünden ihtarname ile temerrüdün gerçekleştiğini ileri sürmüş ise de; davaya konu malın davacı tarafça davalıya iadesi gerçekleşmeden bu alacak için faiz istemesi mümkün değildir. Mahkemece, satış bedeli yönünden dava konusu aracın davalıya iade tarihinden itibaren faize hükmedilmesi yerindedir. Davacı vekilinin isteminin de reddi gerekmiştir.Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından taraf vekillerinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Davacıdan alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, Davalıdan alınması gereken 4765,64 TL harçtan, peşin yatırılan 1191,41 TL’nin mahsubu ile bakiye 3574,23TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 29/01/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.