Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/426 E. 2020/2335 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/426 Esas
KARAR NO: 2020/2335 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/11/2017
NUMARASI: 2017/190 E. – 2017/791 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkili bankaya ticari kredi kullanmak üzere başvuruda bulunduğunu, banka tarafından kredilerin kullanım koşulları (vadesi, istihbarat ve haberleşme ücreti, faiz oranı) hakkında gerekli bilginin verildiğini, davalının bu bilgiler ışığında kredi sözleşmelerini ve sabit faizli konut finansmanı sözleşme öncesi bilgi formunu okuyarak imzalamak suretiyle, davalının kredi kullandığını, Bakırköy Kaymakamlığı Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığının 2016/15371 Karar nolu ve 14/12/2016 tarihli kararıyla müvekkili banka tarafından davalıdan kullanmış olduğu … risk numaralı ticari kredi nedeniyle alınan masrafların iadesi yönünde hatalı karar verildiğini, davalının müvekkili bankanın ticari müşterisi olduğunu, Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri Yönetmeliği’nde tüketici kavramının “bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek veya tüzel kişi ” olarak tanımlandığını, bu nedenle ticari müşterilerin ticari nitelikteki ürünlerine ilişkin şikayetleri tüketici sorunları hakem heyetlerinin çalışma kapsamında değerlendirilemeyeceğini ve hakem heyetinin bu konuda karar verme yetkisinin bulunmadığını, bu nedenle hakem heyetinin verdiği kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının hakem heyeti kararına istinaden Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, dosya borcunun 27/12/2016 tarihinde ödendiğini ileri sürerek haciz tehdidi altında davalıya ödenen 4.782,53-TL’nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın reddi gerektiğini, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 70.maddesine göre “Taraflar tüketici hakem heyetinin kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde tüketici hakem heyetinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesine itiraz edebilir” düzenlemesinin yer aldığını, THH kararına itiraz olmadığından kesinleşen hakem heyeti kararına istinaden Tüketici Hakem Heyetinin verdiği kararın, müvekkilini bağlayacağından banka tarafından yapılan ödemede herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını, davacının on beş gün içerisinde Tüketici Mahkemelerinde itiraz imkanı var iken bu süre geçtikten sonra davasını Ticaret Mahkemelerinde açmasında hukuki yararının bulunmadığını, taraflar arasındaki kredinin tüketici kredisi olup, müvekkilinden haksız olarak kesinti gerçekleştirildiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte kaldı ki söz konusu kredinin ticari nitelikte olduğu varsayılsa dahi bu durumun davacı bankanın bu ücreti haksız bir şekilde ödediği anlamına gelmeyeceğini belirterek haksız ve kötü niyetli olarak açılan işbu davanın öncelikle usulden, aksi takdirde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
MAHKEME KARARI; Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/11/2017 tarihli 2017/190 Esas-2017/ 791 Karar sayılı kararıyla; ” davacı banka ile davalı arasında imzalanan 05/06/2007 tarihli 247.460,30-TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesinin ticari kredi niteliğinde olduğu, davalıya bu sözleşmeye istinaden 48 ay vadeli 160.000,00-TL tutarında taksitli ticari kredi kullandırıldığı, ödeme planı üzerinde kredi tahsis ücreti-komisyonu 2.247,00-TL olarak açıkça gösterildiği, ödeme planının davalı tarafından imzalandığı, böylelikle tahsil edilen ücret ve komisyonların taraflar arasında müzakere edildiği, sözleşmenin 10.maddesinde ücret ve masrafların müşteriye ait olduğunun davalı tarafından açıkça kabul edildiği, davacının ticari kredi tahsis komisyonu ile bunun gider vergisi tahsil etmesinin başta sözleşme, TTK, TBK., Bankacılık Kanunu, T.C. Merkez Bankasının 2006/1 sayılı Tebliği ve bankacılık teamüllerine uygun olduğu, sözleşmenin komisyon ve gider vergisi kesintisi yapılacağına ilişkin maddelerinin haksız şart niteliğinde kabul edilemeyeceği, kesinti miktarlarının da komisyon listesinde belirlenen tarifeye uygun olduğu, bu nedenle davacı bankanın icra baskısı altında ödemek zorunda kaldığı 4.782,53-TL’yi ödeme tarihi olan 27/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek talebi gibi yasal faizi ile birlikte istirdadı talebinin yerinde olduğu ” gerekçesiyle; davanın kabulüne, 4.782,53-TL’nin ödeme tarihi olan 27/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan istirdatı ile davacıya ödenmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davaya konu kararın Tüketici Hakem Heyeti kararı olduğunu, davacının karara karşı itirazlarını 15 gün içerisinde Bakırköy Tüketici Mahkemesine yapması gerektiğini, Bakırköy 4.Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın görevsizlikle reddedildiğini, hakem heyeti kararı ticari krediye ilişkin olsa dahi bu kararın iptalinin Tüketici Mahkemelerine yapılacak itiraz ile mümkün olduğunu, mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekirken esasa girerek karar verdiğini, -kabul anlamına gelmemek koşuluyla, müvekkilinin kullandığı kredi ticari kredi olsa dahi kararın haklı olmadığını, sözleşmenin matbu ve önceden hazırlandığını, müvekkilinin sözleşmeye müdahale imkanının bulunmadığını, sadece imzalamanın müzakere anlamına gelmediğini,TBK 20-25. Maddelerinde genel işlem koşullarının düzenlendiğini, beyanla kararın bozularak görev yönünden olmazsa esas yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesine karşı cevap vermemiştir.
DELİLLER; Mahkemece alınan 21/09/2017 tarihli raporda; davacı banka ile davalı arasında Ticari “Genel Kredi Sözleşmesi” akdedildiği, anılan “sözleşme” kapsamında davalıya dosya içeriğine göre “taksitli ticari kredi“ kullandırıldığı, dava konusu (Tüketici Hakem Heyeti kararına konu edilen) “ ticari kredi tahsis ücreti/komisyonu “ ve bunun gider vergisi (BSMV) tahsilinin sözleşme koşullarına ve ücret tarifesine uygun olarak yapıldığı, bunun yanı sıra, davalı bankanın tahsil ettiği komisyon ve ücretin başta sözleşme, TTK 18, 19 ve 20 m. BK, Bankacılık Kanunu, T.C. Merkez Bankası’nın 2006/1 sayılı tebliği ve bankacılık teamüllerine uygun olduğu, dolayısıyla bu yönden de, davacı bankanın tahsil ettiği ücretin iade koşullarının oluşmadığı, 4.782,53-TL’nin haksız olarak davalıya ödendiğinin kabulü durumunda ödeme tarihi olan 27/12/2016 tarihinden itibaren faizin niteliği açıklanmadığı için talep gibi yasal faiziyle birlikte davalıdan istirdadının mümkün olduğu belirtilmiştir.
G E R E K Ç E: İstinaf başvurusuna konu uyuşmazlık, tüketici hakem heyetince, davalıdan tahsil edilen kredi tahsis ücretinin iadesine ilişkin karar nedeniyle, davacı bankanın icra takibine ödediği paranın davalıdan istirdadının istenip istenemeyeceğinden kaynaklanmıştır. Dosya kapsamında bulunan Genel Kredi Sözleşmeleri, alınan bilirkişi raporu ve belgelerden, davacı bankanın Esentepe şubesi ile davalı kredi lehtarı … arasında bila tarihli 78.797,00-TL tutarlı, yine bila tarihli 35.572,54-TL tutarlı, 05/06/2007 tarihli 247.460,30-TL tutarlı üç adet ticari genel kredi sözleşmesi imzalandığı, uyuşmazlığın ticari nitelikte kredi sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle, mahkemenin görevli olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı … tarafından Bakırköy Kaymakamlığı Tüketici Hakem Heyetine başvurularak, davacı bankadan kullandırılan kredi nedeniyle, dosya masrafı altında kendisinden kesilen 2.247,00 TL’nın iadesinin istendiği, Tüketici Hakem Heyetinin 14/12/2016 tarihli 2016-15371 sayılı kararı ile, kesilen paranın şikayet eden davalıya iadesine karar verildiği, verilen kararın davalıya 28/12/2016 tarihinde tebliğ edildiği, 15 gün içerisinde itiraz edilmeden kesinleştiği, ilamların icrası usulüne göre takibe konu edildiği, davacı tarafça ödendiği, hal böyle iken 6502 sayılı Yasanın 70/2 maddesi gereğince ilamların yerine getirilmesi hakkındaki hükümlere göre yerine getirilen Tüketici Hakem Heyeti kararlarının icrasından sonra istirdadının yasal olarak mümkün bulunmadığı (bkz. Emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 25/03/2019 tarihli 2018/22 Esas-2019/2232 Karar, 21/05/2018 tarihli 2016/12108 Esas-2018/3761 Karar sayılı kararları) davanın bu gerekçe ile reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulünün usul ve yasaya uygun olmadığı kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davalı vekilinin istinaf isteminin esastan KABULÜNE, 2-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/11/2017 tarihli 2017/190 Esas-2017/ 791 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-DAVANIN REDDİNE, 4- İlk derece yargılaması yönünden; -Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 81,68 TL harcın mahsubu ile, fazla alınan 30,28TL harcın talep halinde davacı tarafa iadesine, -Davacı tarafça yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, -Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, -Karar tarihindeki yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına tayin ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, -Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, 5-İstinaf yargılaması yönünden; -Davalı vekilinin istinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talep halinde iadesine, -İstinaf yargılaması sırasında davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 47,00 TL tebligat ve posta giderinin davacıdan alınarak davacıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 30/12/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.